25 Oca 2017 13:40

Adli Hakimlik mülakatı soruları

1-İdari Yargıda Yetkiyi Açıklayınız.

İdari davalarda yetki:
İdari davalarda yetki kamu düzenine ilişkin olup, taraflar mahkemenin yetkisinin belirlenmesine ilişkin yetki sözleşmesi yapamazlar.
Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.
Kamu görevlilerinin atanması ve nakilleri ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlilerinin yeni veya eski görev yeri idare mahkemesidir.
Kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesi, emekli edilmeleri veya görevden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idare mahkemesidir.
Kamu görevlilerinin görevle ilişkisinin kesilmesi sonucunu doğurmayan disiplin cezaları ile ilerleme, yükselme, sicil, intibak ve diğer özlük ve parasal hakları ve mahalli idarelerin organları ile bu organların üyelerinin geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmalarıyla ilgili davalarda yetkili mahkeme ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkemesidir.
Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, hâkim ve savcıların mali ve sosyal haklarına ve sicillerine ilişkin konularla, müfettiş hal kâğıtlarına karşı açacakları ve idare mahkemelerinin görevine giren davalarda yetkili mahkeme, hâkim veya savcının görev yaptığı yerin idari yargı yetkisi yönünden bağlı olduğu bölge idare mahkemesine en yakın bölge idare mahkemesinin bulunduğu yer idare mahkemesidir.
İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir.
Köy, belediye ve özel idareleri ilgilendiren mevzuatın uygulanmasına ilişkin davalarla sınır uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme, mülki idari birimin, köy, belediye veya mahallenin bulunduğu yahut yeni bağlandığı yer idare mahkemesidir.
Taşınır mallara ilişkin davalarda yetkili mahkeme, taşınır malın bulunduğu yer idare mahkemesidir.
Tam yargı davalarında yetki:
İdari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkeme, sırasıyla:
a) Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili,
b) Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer,
c) Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer.
İdari mahkemesidir.

2-Anayasa Mahkemesi Başkanının görev süresi nedir?

MADDE 12- (1) Başkan ve başkanvekilleri, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkan ve Başkanvekili üyeler arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğunluğuyla dört yıl için seçilirler.
(2) Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Seçimler, bu görevlerin sona ereceği tarihten önceki iki ay içerisinde sonuçlandırılır.
(3) Seçimlerle ilgili diğer hususlar İçtüzükle düzenlenir.

3-Anayasa 36.myi açıklayınız

A. Hak arama hürriyeti
MADDE 36- (Değişik: 3/10/2001-4709/14 md.) Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.

4-Sigorta sözleşmesi nedir açıklayınız.

MADDE 1401- (1) Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.

5-HMK’da yargılamaya hakim olan ilkeler nelerdir.

Tasarruf ilkesi - Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz. Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz.Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder.
Taraflarca getirilme ilkesi-Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.
Taleple bağlılık ilkesi- Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.
Hukuki dinlenilme hakkı- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini,içerir.
Aleniyet ilkesi -Duruşma ve kararların bildirilmesi alenidir.Duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli olarak yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut resen mahkemece karar verilebilir.Tarafların gizlilik talebi ön sorunlar hakkındaki
hükümler çerçevesinde gizli duruşmada incelenir ve karara bağlanır. Hâkim, bu kararının gerekçelerini, esas hakkındaki kararı ile birlikte açıklar. Hâkim, gizli yargılama işlemleri sırasında hazır bulunanları o yargılamayla ilgili edindikleri bilgileri açıklamamaları hususunda uyarır ve 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun gizliliğin ihlaline ilişkin hükmünün uygulanacağını ihtar ederek bu hususu tutanağa geçirir.
Dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğü- Taraflar, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar. Taraflar, davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir biçimde yapmakla yükümlüdürler.
Usul ekonomisi ilkesi-Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.
Hâkimin davayı aydınlatma ödevi -Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.

6-Temel Cezanın belirlenmesini açıklayınız.

Cezanın belirlenmesi
MADDE 61. - (1) Hakim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hallerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.

7-Hukuka Uygunluk sebepleri nelerdir açıklayınız.

Kanunun hükmünün icrası
Madde 24- (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
Meşru savunma
Madde 25- (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası
Madde 26- (1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.
(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez.

8-Haksız rekabet nedir?

Haksız rekabet rakipler veya tedarikçilerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı davranış ve ticari uygulamalardır. Bu kapsama giren her türlü fiil haksız rekabet teşkil edecektir. Başka bir işletmeye ait ürünlerin taklit edilmesi, rakip markaların taklit edilmesi, kendi ürünlerinin kalitesine yönelik olarak aldatıcı reklâmlar yapılması, ürünlerde veya işletmede olmayan nitelikleri varmış gibi göstererek aldatıcı ad ve işaretler kullanılması haksız rekabet teşkil eden hallerdendir. Kanundaki düzenlemelerin amacı, piyasadaki tüm katılımcıların menfaatine dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olarak belirtilmiştir.

9-Seçimlerin geriye bırakılması ve ara seçimi açıklayınız.

D. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin geriye bırakılması ve ara seçimleri
MADDE 78- Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir. Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez.Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir.
Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.
Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin,Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilkPazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasanın 127 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.

10-Dava takip ehliyeti nedir açıklayınız.

Dava takip yetkisi MADDE 53- (1) Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir.
11-Yasama dokunulmazlığını açıklayınız.
Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.

12-Tacir olmanın hüküm ve sonuçları nelerdir?

1-Ticaret ünvanı seçmek ve kullanmak,
2-İflasa tabi olmak,
Tacir, işletmesini kapatsa ve bunu tescil ve ilan ettirse bile 1 yıl süre ile daha iflasa tabi olmaya devam eder.
3-Ticari defter tutmak,
4-Ticaret Siciline kayıt olmak,
5-Ticaret ve sanayi odalarına kayıt olmak
6-Basiretli iş adamı gibi hareket etmek,
7-Ticari iş karinesi
8-Ücret ve faiz isteme,
9-Fatura ve teyid mektubu:

13-HMK’da teminat gösterilmesi gereken haller nelerdir?

Aşağıdaki hâllerde davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilir:
a) Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması.
b) Davacının daha önceden iflasına karar verilmiş, hakkında konkordato veya uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma işlemlerinin başlatılmış bulunması; borç ödemeden aciz belgesinin varlığı gibi sebeplerle, ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun belgelenmesi.
(2) Davanın görülmesi sırasında teminatı gerektiren durum ve koşulların ortaya çıkması hâlinde de mahkeme teminat gösterilmesine karar verir.
(3) Mecburi dava ve takip arkadaşlığında teminat gösterme yükümlülüğü, bu yükümlülüğün tüm davacılar bakımından mevcut olması hâlinde doğar.
Teminat gerektirmeyen hâller
MADDE 85- (1) Aşağıda sayılan hâllerde teminat istenemez:
a) Davacının adli yardımdan yararlanması.
b) Davacının, yurt içinde istenen teminatı karşılamaya yeterli taşınmaz malının veya ayni teminatla güvence altına alınmış bir alacağının bulunması.
c) Davanın, sırf küçüğün menfaatlerini korumaya yönelik olarak açılmış olması.
ç) İlama bağlı alacak için ilamlı icra takibi yapılmış olması.
Teminat kararı
MADDE 86- (1) Yargılama giderlerini karşılayacak teminata, mahkemece kendiliğinden karar verilir. Hâkim, teminat kararı vermeden önce tarafları veya müdahale talebinde bulunan kişiyi dinleyebilir.
Teminatın tutarı ve şekli
MADDE 87- (1) Bir davada verilecek teminatın tutarını ve şeklini hâkim serbestçe tayin eder. Ancak, tarafların teminatın şeklini sözleşmeyle kararlaştırmaları hâlinde, teminat ona göre belirlenir.
(2) Teminatı gerektiren durum ve koşullarda değişiklik olması hâlinde, hâkim teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi ya da kaldırılmasına karar verebilir.
Teminat gösterilmemesinin sonuçları
MADDE 88- (1) Hâkim tarafından belirlenen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava usulden reddedilir.
(2) Müdahale talebinde bulunan kişi, kesin süre içinde istenen teminatı vermezse, müdahale talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.
Teminatın iadesi
MADDE 89- (1) Teminat gösterilmesini gerektiren sebep ortadan kalktığı takdirde, ilgilinin talebi üzerine mahkeme, teminatın iadesine karar verir.

14-Hakim ve savcıların soruşturma usulü nasıldır?

Hakim ve savcıların görevden Doğan veya görev sırasında işlenen Suçları,sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve dav.nedeniyle haklarında inceleme ve sor.yapılması HSYK 3. Dairenin teklifi ve kurul Başkan'ının oluru ile kurul müfettişlerince veya soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle yaptırılır.Hsyk 3.dairesi,sor.ve inceleme için teklifte bulunuyor.(Buna ilişkin kararı ve geçici yetkiyle yer değiştirme veya görevden uzaklaştırmaya ilişkin kararı Hsyk 2. Daire veriyor.)Hakim ve savcıların Savunmaları ,soruşturmayı yapan Görevlilerin 3 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirttiği bir tarihte alınır.Hakim ve savcılar hakkında tamamlanan sor.evrakı Hsyk genel Sekreterliği'ne gönderilir.Yapılacak inc.sonunda düzenlenecek düşünce Yazısı üzerine kov.yapılmasına veya disiplin cezası uygulanmasına gerek olup olmadığı genel sekreterlikçe taktir edilerek evrak ilgili mercilere tevdi olunur veya işlemden kaldırılır.Kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü taktirde evrak Hsyk Tarafından ilgilinin yargı Çevresinde bulunduğu ACM'ne en yakın ACM Cumhuriyet Savcılığı'na;merkez,bağlı ve ilgili kuruluşlarda Görevli hakim ve savcılar için Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilir.5 gün içinde iddianame düzenlenir,son soruşturmanın açılmasına veya buna yer olmadığına ilişkin karar verilmek üzere Savcılık evrakı ağır cezaya verir.2802 sayılı kanunun 90. Ve devam eden maddeleri aynen geçerli.Sadece Adalet bakanlığı terimi yerine Hsyk kullanılıyor . Buna rağmen ,Adalet Bakanı'nın izninin (eski uygulamanın) geçerli olduğu kişiler sadece Şunlar: 1-Adalet Bakanlığı merkez,bağlı ve ilgili kuruluşlarındaki hakim savcılar, 2-uluslararasi mahkemeler veya kuruluşlarda görev yapan hakim savcılar, 3-geçici yetki veya görevlendirme ile başka bir kurum,kurul veya kuruluşta çalışan hakim savcılar, 4-idari görevleri yönünden savcılar, 5-komisyon işlerine Yönelik olarak adalet komisyonu başkan ve üyeleri.Bunlar hakkında eski usul aynen devam ediyor. Yayınlanan genelgeyle birlikte değerlendirdiğimde benim Anladığım sor.ve kov.usulü bu şekilde oluyor artık:) 2802 sayılı yasanın 90. Ve devam eden maddelerini yazmadım.Orada da Genel olarak bakıldığında Adalet bakanlığı teriminin yerini Hsyk almış oluyor,genelge de bunu söylüyor.Ancak yukarıda saydığım belli nitelikteki hakim savcılar için adalet bakanlığı terimi geçerliliğini sürdürüyor.Ben bu şekilde anladım ve toparlamaya çalıştım,siz yine de genelgeyi ,kanun maddelerini ve AY 159'u okuyun derim.(Ebru Cansu’nun yorumundan alıntıdır.)

15-Babalık davasını açıklayın.

Evlilik dışı doğmuş olan bir çocuğun baba ile soybağının kurulmasın için açılan davadır.Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.Davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır. Bu sürenin dışında olsa bile fiilî gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur. Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini kaybeder. Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer.Çocuk tarafından açılacak olan babalık davasında ise hak düşürücü süre 2011 tarihinde AYM tarafından iptal edilmiştir.
16-Kıymetli evrakta defileri açıklayınız.
Senet Metninden Doğan Def’iler
Bu def’iler senet metninden anlaşılan def’ilerdir. Bunları, senet metninden doğan itirazlar ve def’iler olarak ayırmak gerekir. Senet metnine bakmakla anlaşılan örneğin, senette herhangi bir şekil şartının yerine getirilmemesi nedeniyle senedin geçerli olmaması, senet metninden doğan bir itirazdır. Buna karşılık vade henüz gelmeden senet bedelinin borçludan istenmesine karşılık ileri sürülen vadenin henüz gelmediği beyanı senet metninden doğan geçici bir def’idir. Senedin zaman aşımına uğramış olduğu yolunda bir savunma ise kesin bir def’i niteliğindedir. Bu def’i ve itirazlar senet metninden doğdukları, başka bir deyişle senet metni okunmakla anlaşıldıkları için, senet nedeni ile kendisine başvurulan herkes, başvuran herkese karşı bunları ileri sürebilir.
Senedin Hükümsüzlüğüne İlişkin Def’iler
Senedin hükümsüzlüğüne ilişkin bir def’iden söz edebilmek için şeklen düzgün bir senet bulunmalı, buna rağmen senet hüküm ifade etmemelidir. Şeklen geçerli bir senet var olsa bile, bununla sorum altına girmiş bazı kimseler için bu senet geçerli olmayabilir, başka bir deyişle hükümsüz olabilir. Örneğin, senette bulunan imzalardan birisi veya bir kaçı sahte ise, bu imzaların sahibi oldukları iddia edilen kişiler doğal olarak bu senetten sorumlu olamazlar. Senet bunlar hakkında hükümsüzdür. Senet borçlusu olarak görülen kişinin imzası sahte ise, bu kişi, senedin kendisi için hüküm ifade etmediğini, herkese karşı ileri sürebilir. O halde senedin hükümsüzlüğüne ilişkin def’iler, hükümsüzlük nedeni şahsında doğan kişi tarafından, senet ilişkisi nedeni ile kendisine başvuran herkese karşı ileri sürülebilir.
Kişisel Def’iler
Kişisel def’iler, senet borçlusu ile lehtarı arasında, senet dışı ilişkilerden doğan def’ilerdir. Örneğin, alıcı, satıcıya, satın almış olduğu 5. 000 Yeni Türk Lirası değerinde halı için bir bono düzenleyip verse, fakat halı ayıplı çıktığı için iade edilse, vadesinde satıcı alıcıya başvurarak bono bedelini talep etse, alıcı halıyı geriye verdiğini, bu nedenle bono bedelini ödemeyeceğini kişisel def’i olarak ileriye sürebilir.
17-Boşanma sebepleri-Akıl hastalığına dayalı boşanma nedenlerini açıklayınız.
Boşanma nedenleri, Zina,hayata kast,pek kötü veya onur kırıcı muamele,suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme terk ve akıl hastalığıdır.Akıl hastalığına dayalı olarak boşanma Davası açılabilmesi için söz konusu akıl hastalığının tedavisinin mümkün olmadığı resmi sağlık kurulu raporu ile saptanmalı ve ortak hayatın çekilmez hale geldiğine hakimin kanaat getirmesi gerekir.
18-Tam yargı davasının şartları ve idari eylemden kaynaklanması halinde zorunlu başvuru yöntemini açıklayınız.
Tam yargı davası idari bir işlem,eylem veya sözleşmeden kaynaklı olarak hakkı ihlal edilmiş olan kimselerin zararın tazmini için açacağı davadır.Tam yargı davasının açılabilmesi için öncelikle bir hakkın ihlali olmalı bu hakkın ihlali ile idarenin faaliyeti arasında illiyet bağı bulunmalıdır.Zarar sadece idari eylemden kaynaklanmışsa dava açmadan önce ilgili idareye başvuru zorunludur.Bu başvuru yolu tüketilmeden davanın açılması halinde merci tecavüzü söz konusu olup mahkeme merciine tevdi kararı vermelidir. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.

19-Kadastro askı süresi?

20-Sınırlı ehliyetsizin ve temsilcisinin yapmasının yasak olduğu işlemler?

Sınırlı ehliyetsizler bazı işlemleri hiç yapamazlar; yani bunları ne bizzat, ne de yasal temsilcilerinin rızasıyla yapmaları mümkündür. Hatta yasal temsilciler dahi bu işlemleri sınırlı ehliyetsiz adına yapamazlar. Bunlara yasak işlemler denir. Yasak işlemler, yapıldıkları takdirde hiçbir hüküm ifade etmezler, yani batıldırlar.
Bunları MK. m. 449 şöyle belirtiyor; “vesayet altındaki kişi adına kefil olmak, vakıf kurmak ve önemli bağışlarda bulunmak yasaktır”. O halde yasak işlemler, önemli bağışlamalar, vakıf kurma ve kefalettir. 21-Hakimin yasaklılık ve red sebepleri nelerdir?

Yasaklılık sebepleri
Hâkim, aşağıdaki hâllerde davaya bakamaz; talep olmasa bile çekinmek zorundadır:
a) Kendisine ait olan veya doğrudan doğruya ya da dolayısıyla ilgili olduğu davada.
b) Aralarında evlilik bağı kalksa bile eşinin davasında.
c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyunun davasında.
ç) Kendisi ile arasında evlatlık bağı bulunanın davasında.
d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanların davasında
e) Nişanlısının davasında.
f) İki taraftan birinin vekili, vasisi, kayyımı veya yasal danışmanı sıfatıyla hareket ettiği davada.
Ret sebepleri
Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir:
a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması.
b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması.
c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması.
ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması.
d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması.
22-İdari yargıda davanın ihbarını ve dava dilekçesinin unsurlarını açıklayınız.
Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. Dava kendisine ihbar edilen kişinin de aynı şartlarda bir başkasına ihbarda bulunması mümkündür ve bu şekilde ihbar tevali ettirilebilir. İhbar yazılı olarak yapılır; ihbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir. Davanın ihbarı sebebiyle yargılama bir başka güne bırakılamaz ve ihbarın tevali etmesi gibi zorunlu olan durumlar dışında süre verilemez.

İdari davalarda dilekçelerde;
a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,(3)
b) Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller,
c) Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi,
d) Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar,
e) Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası gösterilir.
23-Temel hakların sınırlandırılması ve durdurulması
Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna,demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.
Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
24-Azınlık hükümeti nedir?
Azınlık hükümeti, parlamenter sistemlerde, parlamentoda çoğunluğu olmayan bir partinin, öbür parti ya da partilerin hükümete fiilen katılmadan dışarıdan destek vermesiyle oluşturduğu hükümet biçimidir.
25-Sigorta çeşitleri nelerdir?
26-Vasiyet çeşitleri nelerdir?Sözlü vasiyeti açıklayınız.
El yazılı vasiyetname,resmi vasiyetname,sözlü vasiyetname olmak üzere üç çeşittir. Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir. Diğer hallerde yani resmi vasiyet ya da el yazılı vasiyet yapma imkânı mevcut iken sözlü vasiyet yapılmış ise bu vasiyet geçerli olmayacaktır. Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okuryazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir. Mirasbırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşer.
29.09.2015
27-İyuk 20.m açıklayınız.
Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların,
ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir. Haklı sebeplerin bulunması halinde bu süre, bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.
2. Taraflardan biri ara kararının icaplarını yerine getirmediği takdirde, bu durumun verilecek karar üzerindeki etkisi mahkemece önceden takdir edilir ve arakararında bu husus ayrıca belirtilir.
3. Ancak, istenen bilgi ve belgeler Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin ise, Başbakan veya ilgili bakan, gerekçesini bildirmek suretiyle, söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir. (Ek Cümle: 10/6/1994 - 4001/10 md.) Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez.
5. Danıştay, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde dosyalar, bu Kanun ve diğer kanunlarda belirtilen öncelik veya ivedilik durumları ile Danıştay için Başkanlar Kurulunca; (1) diğer mahkemeler için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca konu itibariyle tespit edilip Resmi Gazete'de ilan edilecek öncelikli işler gözönünde bulundurulmak suretiyle geliş tarihlerine göre incelenir ve tekemmül ettikleri sıra dahilinde bir karara bağlanır. Bunların dışında kalan dosyalar ise tekemmül ettikleri sıraya göre ve tekemmül tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır. (1)
6. İdare ve vergi mahkemelerinde heyet halinde görülen davalarda, birinci fıkrada belirtilen bilgi ve belgelerin istenmesine ve ek süre verilmesine ilişkin ara kararları, mahkeme başkanı veya dosyanın havale edildiği üye tarafından da verilebilir.