@Hayatım-Sınav hocam estagfurullah yanlış ifade ettim sanırım. Iletinizi okuyunca ben de biraz karıştırdım altını çizdiğim cümlelerde tekrar o düşünceyi aramak yıkıcı geldi. Yoksa kitaptan rahatsızlık duymak değil aksine kitapta kaybolmamak için devam etmemiştim. İtham edici anlaşıldıysam affedin.
Ben de şöyle bir kesit yazayım:
Günlerin azabı içinde ilerlememiz, bunların seyrini acilarimiz dışında hiçbir şeyin durduramamasındandır; ötekilerin acıları bize, izah edilebilir ya da aşılması mümkün görünür: yeteri kadar irade, cesaret ya da zihin açıklıkları olmadığı için acı çektiklerine inanırız. Kendimizin dışındaki her acı, bize meşru ya da guluncluk derecesinde anlaşılır görünür; böyle olmasa duygularımızın degiskenligi icinde tek sabit şey matem olurdu. Fakat yalnızca kendimizin matemini tutarız. Eger etrafımızda sürünen sonsuz sayıdaki can çekişmeyi, birer gizli ölüm olan bütün hayatları sevip anlayabilseydik, acı çeken varlık sayısında kalp gerekirdi bize. Ve geçmiş uzuntulerimizin tamamını mevcudunda bulunduran mucizevi bir şekilde güncel bir hafizamiz olsaydı, böyle bir yükün altında çökerdik. Hayat ancak muhayyilemizin ve hafizamizin zayifliklariyla mümkündür.