Geçen yıl bir Kurban Bayramı öncesiydi. Telefonla anamı aradım. “Ana!” dedim. “Sınav var, beni beklemeyin” Boynu büküldüğünü görür gibiydim. İlk defa bir bayramı anamdan ayrı geçiriyordum. “Gelsen iyi olurdu ama olsun, çalış oğlum” dedi. Sonra bayram geldi. Bayramlaşmak için telefona sarıldım. Ana bayramın mübarek olsun diyecektim ki “ “ Elemeseler gelirdin” dedi ve katıla katıla ağladı. Boynum düştü, delikanlılığın verdiği gururla dudağımı ısırdım, “ Olacak inşallah bu kez dedim . Olmadı, yine olmadı.
Bu yıl yine bir Kurban Bayramı arefesiydi. Kaybedersem kaybedeyim dedim. Yıllık iznimi bayramla birleştirip bu kez ders çalışmak için memlekete doğru koyuldum. Bir aylık zaman sürecinde belki 5-6 saat toplamda konuşabildiğim ailemle sınav süreci yaşadık. Gönül isterdi ki onlardan habersiz bu sınava gireyim ve elenirsem üzülmesinler. Ama bayram girince mecbur haberleri oldu.
Liyakat demeyeceğim başkaları gibi. Hak, adalet demeyeceğim. Kim okur bilmiorum ama bu yazıyı.
ŞAHSIMA DEĞİL, GENÇLERE, GENÇLİĞE SAHİP ÇIKIN EFENDİLER!..
ANALARA KIYMAYIN EFENDİLER..
ALLAH(cc) görüyor, biliyor, duyuyor...
Azze ve celle..
Divan hazır
Ferman hazır..
Kurban da geçti..
Ama
KURBAN DA HAZIR..