@cinnamon "Bilgelik sizi çocukluk evresine götürür." Demis Blaise Pascal:) gizinde bu anlamı taşıyor mu bilemem ama öyle aklıma geldi
elisa tarafından gönderilen en iyi iletiler
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
(Yabancılasma)
Ağaçlarda göremiyorum artık ağaçları
Rüzgara yelken açmıyor dalların yaprakları
Tad var yemişlerde ama tükenmiş sevgileri
Doyurmuyorlar bile
Ne olacak şimdi?
Orman kacmakta gözlerimin önünde
Ağzı mühürlenmis yakınımdaki kuşların
Döşeğim olabilecek çayır da kalmamış
Doymuşum artık zamana
Ve içimde zamana susamışlık
Ne olacak şimdi?
...İngeborg Bachmann
-
RE: ANLATILASI HİKAYALER, OKUNULASI YAZILAR
@plansız umarim bizim saf iibfliler de burdan payına düşeni alır..
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
"... Ve sen eminim ki seni resmedersem: Sisli bir gecede, ellerin cebinde gidiyorsun..."
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
ilona,
Düşlerinde bir başkası olursun
Benden uzak, kendinden uzak
Bir yaralı kanat mıdır kumlarda sürüklediğin
Yoksa dalgalar mı gizlice arkandan vuran
Yolunu mu şaşırdın kardan bir dünyada
Çelikten çanı vururken sessizligin
Bir başka balığın yuttuğu balık mısın
Karnına yavaş yavaş kayıp
Öldüresiye tıkayan
Yoksa rüzgarın o korkunç diline karşın
Taş üstünde biten çiçek misin
Yoksa kendi içine kapanan
Ve Uyanışı olmayan bir düşte
Salt düşen, durmaksızın düşen
Herhangi bir özdek misin
Kime gülüyorsun böyle
çocuksu yüzünle çıkınca ortaya,
Kiminle savaştasın
Olgun yüzün altındaArtur Lundkvist
-
RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝
@plansız hocam hayırlı olsun başlık, tek kişilik dev kadro mu yoksa vip falan mı
-
RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝
@plansız hosbuldum, buralardayım aslında iyi yapmissiniz yenilenme iyidir, sıçrayistir. Güzel alıntılar ve paylasimlarinza bir katkimiz olursa ne mutlu bize
-
RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝
@plansız son kisim özgürlük uzerine, yersiz yurtsuz (agnes varda) 'un şu repligini hatırlattı:"sonsuz özgürlüğü secmissin ama sonsuz yalnızlık elde etmişsin."
-
RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝
@plansız Varda yanılmıyorsam bir röportajında bu film icin bazı sosyal problemlere karşı aşırı tepkim diye bahsediyordu. İzlerken bu ifadyi göz önünde bulundurmak iyi olabilir. Ayrica bir degerlendirmenizi alırız artık film uzerine:)
-
RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝
@plansız öncelikle kaleminiz dert görmesin diyelim bir an yeniden izlemiş gibi oldum. Filmin daha başında kadının öldüğünü görüyoruz. O an "ama bütün büyüyü bozdun" diyesi geliyor insanın ama demiyoruz. Malum film endüstrisi duygularımızı az somurmemis belgesel tadında gelmişti bana özellikle kameranin sürekli kadını takip etmesi, cok fazla müdahil olmaması hoşuma gitmisti. simgesel anlatıyla çok fazla eleştiri vardı. Hastalıklı ağaçların kesilmesi, iyileştirilmesi kısmında kim hastalıklı biz mi o mu? Bahçedeki demir parmaklikli demirlerin ardinda koklerine bağlı ağaçlar, Durmadan yürüyen, akan bir kadın önlerinde. Ayrıca küçük kızın elinde ekmek demir Parmaklıklarin ardına kadar izlendiği sahne. İki kadının masada ellerini gördüğümüz sahne de oldukça etkileyiciydi. İlk etapta kadının topluma daha dagrusu birbirini besleyen etik ve iktisadi ilişkilere yabancilastigini gibi görülse de filmdeki karakterler kadını anlatmaya başlayınca tek tek klişeleri sayıldığını,onu tanimadiklarini farkediyoruz asil yabanci kim sorusuyla. Dogal yaşamına yabanci olanlarin dolayısıyla doğal ölümüne yabancı oldukları gercegiyle karşılaşıyoruz. Agaçların yere düşme sahnesi sanki köklerinden kurtuluş gibi gelmişti. Daha da fazlası vardı mesela bu tarz konularda çok fazla ajitasyon yapılır bütün fİlm boyunca. Şöyle şöyle olduğu için reddettim o şekilde yaşamayı vs ama burda yalnızca profesorle konuştuğu bir sahne de dile getiriliyor olması, konunun biraz bizim suzgecimize birakiliyor olmasi da güzeldi. Feminizm konusuna girmiyorum hem kavram çok fazla bulaniklastigi için hem de toplumsal alerji:)
-
RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝
@plansız Siz deyince işçiyi hatırladım simdi. izledikten sonra Mona’ya en çok yaklaşabilen kişilerden birinin o olduğunu düşünmüştüm. Şunu da eklemek isterim film kesinlikle rahatsız edici. bazen bakışlar, bazen sözler, alaycı yakıştırmalar vs. Kim aslında acınası durumda karakterlerin bazısında bunun öfkesine rastlıyoruz. yer yer biz bile akışa kapılıp öfkeleniyoruz. Onu durdurmak istiyoruz. Bu kadar duygusuz, boş vermiş bir karakter olur mu diye. Kimi kesitlerin sıkıcı olduğu bile düşünülebilir. dediğiniz gibi çok fazla metafor var bunları anlamlandırmakta bir o kadar zahmetli gelebilir. O yüzden beğenmeseydiniz de anlardım. Ama beğenmenize sevindim.gülümsemek üzerine söylediklerinize katılıyorum. bunun üzerine bir manas yazabilirim ama enerjim sifır Velhasıl Varda belli ki eleştirilme hakkını da sonuna kadar kullanmış. kıyıda köşede kaldığını düşündüğüm bir filmdi. İyi ki de öyle..
Bela Tarr'ın sinema üzerine şu röportajını da bırakayım bırakayım giderayak:) -
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
"Bu gecenin korkunç karanlığı içinde
Kim diyebilir hangi nitelik bizi
kavusturacak gün doğumuna ?
Gün ışığı kurtaracak mı
yitip giden fırtınanın
dehşet saçan yüzünden?"Nima yusiç
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
"Vakit yok gam yükünün altinda ezilmeye ya da omuzlayip yürümeli"
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
bir teselli..
...
“Mutsuzluk insanların en güçlü yanıdır; mutsuzluk onları yaratıcı kılar. Birçoğu için mutluluk, “memnuniyet” anlamına gelse de, yaratıcılıklarını körleştirir. Hiç düşündünüz mü, neden neredeyse bütün harika fikirler ve işler, her şeye sahip olanlardan nadiren çıkmaktadır? İnsanoğlunun en büyük başarıları mutlu olmalarından ve memnuniyetlerinden kaynaklanmamaktadır çünkü. Mesela Fransız Devrimi’ni organize edenler mutlu değillerdi. Beethoven’ın mutlu bir insan olduğu düşünülebilir mi? Teknoloji dâhil sayısız sanat eseri memnuniyetten doğmamıştır.Mutsuzların sahip oldukları en büyük güç onların hassasiyet, anlamlı duygu ve eksiklikleridir. İşte bu olgular onların topluma armağanıdır. Onlar kendilerini kötü hissettiklerinde asla geri dönmezler, çünkü bunun kişiye neler hissettirdiğini çok iyi bilirler. Bu insanlar kendilerine yaklaşan tehlikeyi mutlu olan insanlardan çok daha önce görebilir, hatta ve hatta adaletsizlikleri önceden fark ederler. Bu nedenlerden ötürü, Ulusal İstatistik Bürosu’nun modern mutluluk kavramını zevk maksimizasyonu olarak ortaya çıkardığı ülke olan İngiltere’nin mevcut mutluluk endeksi yayınlandığında (John Locke, Jeremy Bentham) ateşli bir tartışma çıkmıştır. Onlara göre mutluluk duymak mantıksızdır, İngiltere’nin mutluluktan ziyade iş ahlakına ihtiyacı vardır ve yine onların görüşüne göre böyle bir iş ahlakı yoksa, ülke bir daha asla ayağa kalkamayacaktır. Aralarından bazıları ise mutsuzluğu övmüştür, çünkü onlara göre ‘hayatta, mutlu olmayı istemekle ilgili bu sefil işlerden çok daha fazlası vardır.’”
...
“İnsanların mutluluğa kaçmak istemesi anlaşılabilir bir durumdur, çünkü her zaman için huzur ve sükûnetlerini korumak isterler. Fırtınalı bir değişim denizinde kendilerine bir ada yaratmak isterler. Çünkü artık bu dünyanın kötülüğü hakkında hiçbir şey duymak istemiyorlardır. Aslında mutluluk, hayatta ve toplumda artık büyük hedefler kalmadığında ortaya çıkan sıkılganlık durumudur. Mutluluğun ötesine dahi geçebilecek hedefler neler olabilir sizce? Mesela, daha girişken bir kişi olabilmek için… Sosyal ve ekolojik bir toplumda çalışabilmek için… Hayatınızı geliştirmek için… İdeal çalışma için… Tüm bunlar için mutluluğun kendisi çabalamaya değer bir hedef değildir. Bununla birlikte, zaman zaman bize bir nefes gibi dokunması güzeldir. Ancak bu durum uzun sürecek olursa, bizi fazlasıyla yorar ve uzun vadede kendimiz için iyi olmayan bir tatmin düzeyine yerleşiriz."
...