Evet değerli arkadaşlar uzun bir yazı olacak. O yüzden durumunuz yoksa okumaya çalışmayın, sıkılabilirsiniz.
Nedir kpss ? Zaten açılımını biliyorsunuz. Bu değerli sistemi başımıza ören bakınız ören diyorum Rahmetli Bülent Ecevittir. 1999,2000li yıllarında başında bu sistem geliyor. A grubu, B grubu, Öğretmenlik. Peki ondan önce nasıldı? Tahmin edebilirsiniz. Bazı kurumlar yine kurum sınavı ve mülakat, bazıları sadece mülakat bazılarıysa neyse söylemeyeyim.
Bugun özellikle B grubunda ve mülakat gelene kadar Öğretmenlik sınavında gariban köylü bir babanın çocuğu eğer memur olabiliyorsa bu Bülent Ecevit sayesindedir kim ne derse desin. İşte bu öyle değerli bir sistemdir tabi eğer kullanabilirsen.
Ben günden güne merkezi alımla azaltılan, öğretmenlik sınavına dahi mülakat getirten referans ya da torpil ya da her neyse onunla ilgili yazılar yazacağım.
Öncelikle şunu söyleyeyim bu sınava giren bizler arasında kim ne derse desin referansın torpilin olmasını isteyen sayısı istemeyen sayısından fazla hatta bir hayli fazla. Bakın partiler demiyorum, bürokratlar demiyorum, halk demiyorum.
Biz ya biz sınava giren insanlar diyorum.
Yani en başta biz kendimiz kendimize karşıyız. Neden? Nedeni çok basit düşünün 100,000 memur alındığını düşünün ve o yıl toplamda ortaöğretim, önlisans ve lisansta 5 milyon insanın sınavlara girdiğini düşünün.
Mülakat olmazsa sonuç belli 4.9 milyon insan sonraki seneyi bekleyecek. Neden beklesin değil mi? Sıkıntı şurada bakın buna dikkat herkes kendisini düşünüyor. Herkes başkasını mı düşecek diyeceksiniz? Hayır babacım tabiki kendisini düşünecek de sıkıntı şu puanım düşük, direkt puanla alsa giremiyorum giremiyorum 10 katı hatta 20 katı çağrılsın ki şansım olsun zaten mülakatta olayım gerisi kolay diyen insan sayısı kaçtır tahmin edin? Bu sayı var ya bu sayı astronomik bir sayı. İşte esasında en büyük kusura bakmayın ama o kelimeyi kullanacağım bu pislik işte bu noktadan çıkmaktadır.
Mülakata bela okuyanların çoğu kim biliyor musunuz çoğu başarılı puanları yüksek ve diğer kişilerin o pislikleri yapacağını bildiği için mülakata karşılar. Puanı düşük olup da mülakata karşı olanlar da bir daha çalışıp yüksek puan alıp giderim diye düşünüyor. Gerçi şu da var onu da unutmayalım mülakat olmasın diyip de olduğu zaman torpilin gözüne vuran insanlar o kadar çok ki.
Çözüm ne? Çözüm yok abicim. Nasıl yok mülakatı kaldır bakalım noluyor diyeceksin? Hemen söyleyeyim sıkıntı yok kardeşim bu sefer de sınav sorularını verirler, vermediler mi? Kim garantisini verebilir?
Şunu belirteyim mülakatları orada dönen pislikleri hükümetten, bürokratlardan önce en başta rakipleriniz istiyor. Onların da işine geliyor.
Rakiplerinizdeki pislikleri görünce onlar napıyor biliyor musunuz? Hepinizi birbirinize düşürüyor diyanete şu kadar kadro, öğretmenlere bu kadar iibf ye bu kadar. 10 kat az 20 kat da az yakında 50 katı mülakata çağrılmaya hak kazanırsa şaşırmayın çünkü rakipleriniz öyle istiyor.
O kadar pislik rakipleriniz var ki değerli arkadaşlar, en pislik torpili yapıp Allahın izniyle kazandım diyen o derece gerisini siz düşünün.
Gelelim mülakatı bir şekilde geçtiniz diyelim, iş hayatına gelelim. Bu torpilli insanlar var ya her zaman önününüzde olacak her zaman, istisnalar elbette vardır. İlk onlar yükselecek.
Bizim kurumlarımızda hakkıyla gelen adamı sevmezler değerli arkadaşlar. Sizin ona bağlı olmanızı isterler, sizi maşası gibi görmek isterler. Onsuz hareket etmenizi istemezler. Böyle bir yere hakkınızla gelin burnunuzdan fitil fitil getirirler. Balık baştan kokar diye boşuna dememişlerdir.
Anlayacağınız o kadar pislik bir haldeyiz ki sınavı ayrı dert mülakatı ayrı dert çalışması ayrı dert. Bu pislik yapıdan kolay kolay çıkılabileceğimizi de pek sanmıyorum.