" Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek? "
William Shakespeare
" Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek? "
William Shakespeare
"İnsanlar dünyanın düzenli ve güvenli bir yer olması için yıllarca çalıştılar. Ama hiç kimse bunun ne kadar sıkıcı olabileceğinin farkında değildi. Bütün dünyanın parsellendiğini, hız limitleri konduğunu, bölümlere ayrıldığını, vergilendirildiğini ve düzenlendiğini, bütün insanların sınavlardan geçirildiğini, fişlendiğini, neɾede oturduğunun, ne yaptığının kaydının tutulduğunu düşünün. Hiç kimseye macera yaşayacak bir alan kalmadı, satın alınabilenler hariç. Lunaparka gitmek gibi. Film izlemek gibi. Ama bunlar yine de sahte heyecanlardı. Dinozorların çocukları yemeyeceğini bilirsiniz. Büyük bir sahte afetin olma şansı bile oy çoğunluğuyla ortadan kaldırıldı. Geɾçek afet veya risk ihtimali olmadığından, gerçek kurtuluş şansı da ortadan kalkmış oldu. Gerçek mutluluk yok. Gerçek heyecan yok. Eğlence, keşif, buluş yok."
"Yürü kardeşim!
Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."
Nuri Pakdil
" Yoksul olmak bir ayıp değil, utanılacak bir eksiklik değil. Üç kişilik eve iki balığın girmesinin, bir annenin çocuğunun önüne kuru fasulyenin etlerini ayırmasının, bir babanın aynı kotu beş yıl giyip evladına oyuncak almasının kutsaliyetini bilirim. Kredi kartını uzattığında bakiye yeter mi yetmez mi endişesini, bir şişe kola bitmesin diye idareli içmeyi, üç dilim peynirle bir ekmeği doldurmasını da bilirim. Cepteki yoksunluktan çok yürekteki yoksunluk acıtıyor. Ceplerinden para fışkırsa da paylaşmayı, sevmeyi bilmeyen çok şey ıskalıyor. Ceplerin değil, yüreklerin yoksulluğu gerçek eksiklik! "
A.Vartanyan
@kismetnasip
İnan!
Birgün güneş senin için doğacak,
Senin icin açacak papatyalar, gelincikler..
Yağmur bile senin icin yağacak güneşe inat,
Hatta gökkusaği çikacak sonra..
Senin için sunacak renklerini tüm ihtişamiyla,
Kuşlar en cıvıltılı haliye pencerene konacak..
Rüzgar senin icin esecek kavurucu sicaklarda,
Senin icin gülecek parlayan gözleriyle çocuklar..
Gün yeniden başlayacak yeni baslangıçlarin icin,
Gece yeniden yatak olacak huzurlu uykularina,
Umutlar yeşerecek, tutunabilmen icin hayata..
Yeniden..
Her günün bir öncekinden güzel olacak şükretmeyi hatirlatarak,
İnan!
Birgün herşey hayal ettiginden de güzel olacak..
Birgün gamzelerinde çiçekler açacak inan!
Benden sana gelsin
" Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla bağdaşan hiç yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum, hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene iyi değer verdiğiniz için. İçgüdülerimi hiç bir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiç bir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz. Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlenizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı dendim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım. "
Tezer Özlü
.....
"Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık sarkı dinlemek değil,
Sarkı söylemek istiyorum."
Nazım Hikmet
-Kolyeni bende unutmuşsun, akşam gel al. +Yangında düşürdüm sanıyordum.
-Yangın sayılır.
Ağır Roman
Recep: Daha 8 yaşında falandım. Babam gözümün önünde anama bir yumruk vurunca kendimi dışarı attım. Etrafıma baktım. Tavuklar, köpekler, koçlar, sığırlar… Hiç bir hayvanın erkeği dişisine kuvvetini denemiyor. O zaman dedim ki dişisine vuran erkeğe hayvan bile demek yanlış. Hayvana haksızlık.
7 Numara
"Masalsız uyuyan kimsesiz bir çocuğun gözlerinden öpüp, usulca eğilip kulağına en güzel masal sensin çocuk demek isterdim."
Farid Farjad
"İlk ne zaman aşık oldun?”diye soruldu Neşet Ertaş’a. 13 yaşımda. Yozgattaydık, mahallenin kızıydı. Ona bir türkü havalandırdıydım” dedi.. Kızın adını söyledi. Sonra da pişman oldu: “Yazman gurban oluyum, sevda sırrınan olur.” dedi.
"Çocuklarınızı sakın, dünyada mutlaka iyiler kazanır diye büyütmeyin.
Onlara diyin ki; "Dünyada hep kötüler, arsızlar, çığırtkanlar ve ikiyüzlüler kazanır.
Ama sen onursuz bir kazancın onurlu bir kaybedişe asla ulaşamayacağını bil ve hep iyi kal."
Siyah beyazken daha mi guzeldi hayat?
Renkli televizyonlar tüm renklerimizi alip goturdu mu yoksa?
Ben "eski" yi severim.
Eski bir pikap, zeki murenin cizirtili sesi,
Kosesi kirilmis eski bir vazo,
Uzerine gazete kagitlari yapistirilmis, pasli kulplari olan bir dolap.
Yeni olan hicbir sey mutlu etmez beni..
Eskiler huznume eslik etsin isterim..
Her anımı dun gibi hatirlamak, her hatirladigimda yeniden dogmak..
Hepsi benim gecmisim,
Hepsi cocuklugumdaki hatalarim..
Parmak izlerim,
Ic cekislerim, gectigim yollar, emeklerim..
Gecmisin nasirli elleri dokunurken bugunume, gelecegime..
Ben hep ayni seyi duslerim..
Tam da son buldu hersey derken,
Belki birgun kullerimden yine dirilirim..
@otuzyılsavaşı
Biz zenginligi demirden yapilmis 3- 5 petek sandık; fakat aslinda en büyük zenginlik hoş sohbet, bol muhabbetti , yanıldık
“Size kötü hissettiren sadece ve sadece kendi düşünceleriniz; dünyada size zulmeden tek kişi kendinizsiniz.”
David Burns
......
Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlık.
Ahmed ARİF
" İnsan, bir damla kan ve bin endişe. "
Sadi Şirazi
Ahh ruhum..
Biliyorum.
Çok yoruldun, yaralandin, kanadin.
Dinlenmek istedin ama yapamadin, hep kendini suçladin.
Annenin gösyasindan kendini sorumlu tuttun,
Babanin nasırlı elleri senin yuzundendi.
Kactin; kactikca kayboldun.
Kayboldugun yerdi aslinda suan bulundugun,
Zırhındı icine saklandigin kabugun.
Bencilce bir kaçış ve kırık bir zırh,
Kalabaliklardan kactigini sandiginda kendi icine döndün .
Dinlenirim sandin, bi nefes alirim, soluklanirim.
Belki biraz gözyasi dokerim, kurumaya yüz tutmuş yapraklarimi sular sonra yeniden yeşeririm..
Olmadi.
Zırhının kırıkları ruhunu delik desik ederken, akittigin gözyaslari yarani derinlestirdi.
Ve o gun anladin ki,
En kalabalik yer kendi iciymis insanin.
Herkesten kaçar, uzaklasir da kendinden kacamazmis.
Yalniz kaldim zannederken kulaklarinı sağır eden ic sesiyle boğuşurmuş.
Tüm bu seslerin icinde,
Mutluluk tablosunda maskeli bir yüz,
Sahte bir tebessüm.
Şimdi,
Hayaller yarim, hatta tukenmis.
Ve ne yazık ki,
Yasamak sadece nefes almak haline gelmis.
"Herkes ne diyecek ?
Herkesten ne gördüm ki ?
Bu herkes dedikleri şey beni üzmekten, hayatımı manasız hale sokmaktan başka ne yaptı ?”
Sabahattin Ali
Siz sarma diyosunuz ben onu yaprak sarmasi olan sarma anliyorum nasil bi açliksa artik