Mülki amir olacakların bu kadar lüzumsuz tartışmalar içinde olması cidden çok üzücü. Bu sınavı ard arda 3. kez kazandım ve hiçbir kaybetmemde de (mağlubiyet değil!) mülakatı geçenlerin (kazananların değil!) değil benim hakkımdı mülki amir olmak diye ağlamadım. Girdiğim mülakatlarda elenenler arasında bir valinin çocuğu da vardı bir başbakan yardımcısının yeğeni de. Bu elemeler hangi sebeplerden ötürü oldu bilemiyorum ama 20 Eylül 2014 ve 27 Mart 2015 tarihli sınavların mülakatlarında bunlar yaşandı. Şahsi kanaatim sorulacak olursa en azından cumhuriyet tarihinde başarılı bir devlet adamının çocuğunun da başarılı olduğu görülmemiştir. Burası aristokratik bir devlet değil ezcümle bir valinin çocuğu çöpcü de olabilir. "Çalışan kazanır" iddiasında olanlara da yine kendi hikayem üzerinden cevap vermek isterim: Kamu hizmetinde 5. yılın içindeyim ve bu zaman içerisinde 3 ayrı bakanlıkta 4 ayrı ilde çalıştım. Göreve başladığım yer Silopi'dir. Ankara'daki görevim bittiğinde ayrılırken bir bakanın elini sıkarak ayrılmıştım. Bu bakan hala kabinededir. Amasya'ya geldiğimde de vali beyin daveti üzerine kendilerini ziyaret etmiştim; bu vali hazirandaki BKK ile merkez valisi yapılmıştır. Ancak bütün bunlar herhangi bir kişinin çocuğu olduğumdan değil yetkin bir kamu görevlisi olduğum için oldu. İlk 100 kaymakam olmalıdır diyenlere ne demek gerekir bilemiyorum ve eklemek gerekir ki bu sınavda 1. olup da mülakatı geçen en azından benim girdiğim son iki mülakatta olmadı. Sonuçlar yakında açıklanır ve ülkemiz umarım yetkin 100 mülki amire sahip olur lakin burda lafları alt alta dizip lafazanlık yaparak elde edilebilecek hiçbir sonuç yoktur.
Allah en iyisini bilir.
Saygılarımızla