Mehmet Muzaffer tarafından gönderilen iletiler

Birileri hakkıyla birileri haksızlıkla girdi elbette. Çünkü dünya var olduğu ilk anda mükemmeldi ve bozuldukça elçiler geldi. Elçiler gittikten sonra da tekrar bozuldu. Asrı saadetten söz etmek cemiyet hayatında pek mümkün değil. Bunun farkındayım. Başkalarının günahını kendinize referans almayın. Çalışın, çalışın, çalışın. İlim derya deniz olmasa idi çalışmak mantıksızdı fakat ilim derya deniz ve nasibiniz bir yerde sizi bekliyor. Sözlerimin değer bulması için kendi yaşadıklarımı yazmaya minnet etmeyeceğim fakat inanın birileri sizden daha zorlu yaşam mücadelesi veriyor. Birileri hakkı olmayanı haksızlıkla haklı görerek ele geçirebilir elbette ama bu sizi bağlamaz. Üzüntünüzü o kimselere karşı rahatlama bahanesi yapmayınız. Bunun yerine sizde bir hırs olsun, ahlaklı adamlar hala yaşıyor sözüne timsal olmaya çabalayın. Yenilmişlikleriniz de size coşku ve heyecan versin ki bir gün iyi geçinen kötülere en büyük dersi verme zevkini yaşayabilin. Aksinde pes etmiş sayılacaksınız ki bu çark çomaksız kalmış olacak. Hayal kırıklığı var tabii. Belki azminiz eksilecek ama bunun kopmasına izin vermeyin.

Kurum sınavında kazanamadığımı gördüğümde ben de dokunsalar ağlayacak gibi olmuştum. Kazananlardan bir arkadaşımızla soyadındaki bir harf dışında aynıydı ismimiz. Bir an sevinir gibi oldum sonradan fark ettim. Bir işe yaramaz hissediyorsunuz kendinizi ama hayat devam ediyor, ölecek gibi oluyorsunuz ama hayat devam ediyor. Biliyorum kurum sınavını geçememekten daha zor mülakat tesellisi fakat hayat devam ediyor. Allah çalışana karşılığını verir isteyene değil. Siz ideallerinizin peşinden koşun, illa ki ileride yorulup sizi bekleyecek.

Listede bir kardeşimin ismi var ve bu kardeşim torpilsiz girdi. Birkaç sınavdan yazılıları geçememişti, bunda başarılı olmuş şükürler olsun.

Delirmek hakkını elde bulundurmak.

Diğer dünya ülkelerini bilmem ama ülkemde geçerli olmasını istemediğim geçerli olan gerçek şudur;

Bütün hayvanlar eşittir, bazıları daha eşittir.
Ayrıca,
BM Genel Kurulunda da Dünya 5'ten büyüktür.

Saygıdeğer günlük,

Kötü bir söz gibi düştük dillere
yanlış bir yol seçmişiz haberimiz yok
ümitle bağlanıp kötü günlere
göz yaşı ekmişiz
haberimiz yok.

Saygılarımla..

Kendinizi yıpratıyorsunuz arkadaşlar boşu boşuna. Şu meret eninde sonunda açıklanacak. Hepinizin ihtiyacı aslında yalnızca bir kum torbası, oysa siz canınız sıkıldıkça onu bunu yumrukluyorsunuz.

Şu efsane olmayan Cemal Şan filmi Ali'nin 8 Günü'ndeki efsane tiradı da buraya bırakıyorum.

– özür dilerim. size bir şey sorabilir miyim ?

• .........
  – hayat neden bu kadar zalim. insanlar.. insanlar neden bu kadar zalim. yaşamak neden bu kadar zor ve bu kadar güzel, ve vazgeçilmez. peki insanların birbirlerini anlamamak için bu büyük çabası neden. karım, karım bana çok kızıyor. ona istediği gibi bir hayat sunamadığım için. istediği gibi bir adam olamadığım için. çocuklarımda bana kızıyor. onlara elbise , bilgisayar , ayakkabı alamadığım için. patronum sürekli alaycı bakışlarla beni izleyerek ne kadar işe yaramaz bir adam oldugumu bana hatırlatıyor. o da bana cok kızıyor. çünkü ona çok para kazandıramadığım için. dostlarım arkadaşlarım akrabalarım beni adam yerine koymuyorlar. onlar da bana kızıyor, onların istediği gibi bir adam olmadığım için. onları yemege goturmedigim icin, onlara borç vermedigim icin, onlara ayak bagı olmadıgım icin. devlet, devlette bana kızıyor. daha cok vergi veremediğim için. arada bir ne oluyor diye sordugum icin. yanlış partiye oy verdiğim için. biliyor musun her tarafım kanıyor, acılar içindeyim. çürüyorum. onların istediği gibi bir adam olmak istiyorum, ama beceremiyorum. dostlarıma, akrabalarıma, patronuma, karıma, cocuklarıma üzgünüm diyorum, sizin istediğiniz gibi bir adam olamadığım için üzgünüm diyorum duymuyorlar. dertlerimi anlatıyorum dinlemiyorlar. ben, ben. bana yardım edin diyorum kacıyorlar, gelin biraz konusalım diyorum masayı terkediyorlar. ölüyorum ben diyorum ne zaman ölüceksin diye soruyorlar. lütfen bana söyler misiniz ne oldu ? bize ne oldu ? eskiden böyle değildi şimdi ne oldu ? neden insanların artık bir takım duygulara ve düşüncelere prim verecek zamanı yok. neden bu kadar hızla koşuyorlar. neden bir an bile olup insanın evrenin anlamı üzerine düşünmüyorlar. ben acılarımı sıkıntılarımı kederlerimi onlara anlatırken neden beni dinlemiyorlar. benim bu düşlerim, arzularım, hayata dair bu imdat çığlığım neden onlara samimi gelmiyor. neden, neden.. neden söyle bana ? ne olur bana yardım et. yardım et bana.. lütfen.. lütfen.. neden beni bu halimle kabul edip aralarına almıyorlar. neden beni sevmeleri için sürekli inanmadığım halde onların ilgisini çekip onlarla konuşmak zorundayım. neden egom olmak zorunda ? nden onların arasında bencil olmak durumundayım. neden varolabilmek için rekabet etmek zorundayım. lütfen, lütfen bana yardım et. bana hayatta yaşamanın sırrını söyle. bak biliyorsan eğer, bana o yolu göster, lütfen. çünkü ben artık yalnız yaşamak istemiyorum. bana hayatta yaşayabilmem için güç ver. neden ben hayatta yaşamayı beceremiyorum, lütfen bana yardım et.. lütfen….. özür dilerim, özür dilerim, beni bağışlayın kendi derdimle sizi üzdüm.. "

" Dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar
Sıyırın kahkaha sırçasını cildinizden
Omzunuzdan vaveyla heybesini atın
Boşa çıksın reislerin, kahinlerin, şairlerin kuvveti
Güler yüzlü olmak neydi onu hatırlayın
Neydi söğüt gölgesinde gülümsemek
Ağız dolusu gülmeden taşlıkta..."

Oldukça itici olan duyum kelimesinin yerine ''öngörü'' kelimesinin kullanılmasını öneriyorum. Ayrıca kurumda tanıdığının olması duyumcunun kabahati değil kardeşim. Senin kurumda tanıdığın var, torpillisin ithamı yakışıksız ve oldukça da ağırdır. Kötülük yapmaya imkanı olduğu halde elinin tersiyle itebilecek cengaverlerin hala içimizde var olduğuna inanıyorum.

KPSS ve kurum sınavları sürecinde takva konusunda bayağı bir ilerleme kaydediyoruz şaka maka.

Arkadaşlar bu mülakatla uzaktan yakından ilgim yok sınavını geçememiştim. Forum iyi, ortam güzel ben ondan takılıyorum sonra şey olmasın.

@themis14 desene baştan beri bütün yenik düşenlerle aynı kışlaktaymışız.

@themis14 tasarruf paradoksu muydu

Fitne ve fesadı yayan yığınla mahluk var. İyiyi ve faydalıyı yayalım. Cuma gecesidir, kalp kırmayalım. Birbirimizi durduk yere üzmeyelim.

Yazacaklarım kendim hariç diğer şahısları bağlamamaktadır.
Duyum konusundan ben de rahatsızım. Normal bir vatandaş olarak devletimizden, bürokrasimizden yahut her kim tarafından yaşanıyor ve yaşatılıyorsa şu personel alımları konusundaki belirsizliğin giderilmesini bekliyoruz. Tercihlerin, mülakatların açıklanma tarihlerinin ve süreçlerinin şeffaflık arz etmesi gerekir. Eğer böyle olmazsa da duyumculara bel bağlanır haliyle. Duyumdan ve duyumculardan da memnun oluyoruz çünkü umut fakirin ekmeği ve biz birkaç fırın ekmek daha yemeliyiz. Duyumculara tavsiyem duyumlarının çıkmamaları halinde iki elleri arasında telefonunu saatlerce izleyen yığınla umutseverlerin olduğunu unutmamalarıdır.
Duyum bekleyenlere tavsiyem umut bağladıkları duyumlar çıkmayınca bu sınavı geçemedikleri, ölüm kalım meselesine dönüştürülebilecek bir mevzu değildir.
Herkese tavsiyem biraz sessiz olun çocuk uyuyor!

@sofuoglu o zaman önerim yine de her bölümü bir saatlik diziler. Vikings olabilir mesela. He yok çok kaotik sevmem derseniz de Yedi Numara, Ekmek Teknesi izleyin :)))

film değil de dizi izleyin bence. önerim ise narcos. 50'şer dakika olan bölümlerinin sonlarında GİB duyurular sayfasını ziyaret edersiniz

yahu basit düşünürsen şaka güldüren, detaya girersen düşündüren bir şeydir. bu arkadaşların yazdıkları basit düşününce güldürmüyor ancak detaya girince düşündürüyor. hem de kötü düşündürüyor. gel gelelim kanaatimce bu forumu oluşturan cemiyetten olabilmek için şaka değil latife faslına ermiş olmak gerekir.

Allah kafasında en ufak dahi kula minnet belirtisi olmayan adayların yüzünü güldürsün. Suyun akış yönü belli mubahtır deyip eşeği sağlam kazığa bağladığını sananların ipleri çözülsün inşallah.