15 Ağu 2017 17:38
Geçmişime dönüp baktığımda gördüğüm en net şey: İnsan yaşının 21'den sonra çok acımasız ilerlediği 
Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
Dinlemek isteyenler için
https://youtu.be/LC339IdKYH0 -
" Can yakıpta kalp kırma. Seninde gül benzin solacak birgün. Her canlının kalbi ALLAH 'a bağlı, herkes ettiğini bulacak birgün.."
-
Geçmişime dönüp baktığımda gördüğüm en net şey: İnsan yaşının 21'den sonra çok acımasız ilerlediği
-
Susuyorum.
Ama sanmayin ki kabul ediyorum,korkuyorum..
Bilakis, susarak karsi koyuyorum tüm bencilliğinize..
Kuracagim 1 cumlenin dahi ziyan olacagini dusunerek mühürlüyorum dudaklarimi,
Hayir, cekilmedim kenara korkakça,burdayim.
Üstelik eskisinden daha güçlü, daha sağlam..
Duvarlar ördüm çevreme
istediklerime toz olup ufalanan, istemediklerime gökyüzüne doğru uzanan.
İstedigim kadar yakin, istedigim kadar uzaksiniz artik..
Susuyorum, ama aranizdayim..
Duyuyorum,
Görüyorum,
Farkindayim olan bitenin, iyi yüzlüluğun, riyakarligin..
Konuşmasam da beni anlayabilcek bedenlerin yoldasiyim artik..
Dingin ve aydınlık zihinlerin sırdaşı.. -
...
Öyle bir dağılmıştık ki ruhun her köşesine, uzun ve devrik susuşlar anlatabilirdi ancak halimizi. Gözümüz halkalanmış, dudaklarımız kurumuş, dağılmış saçlarımız... Mum ışığı titredikçe birbirine karışan kitap cümleleri, en nizami ölçülerle yazılmış şiirlerin dizeleri bile karınca ordusu gibi üzerimize yürüyor. Beynimizin karıncalanması bundan belki de. Elde unutulmuş bir sigara parmakları tutuşturmaya yürüyor halka halka. Kahvemiz soğumuş, hava dinginleşmiş. Dilimizde asma kilit, balmumundan kızıl mühür ağzımızda. Soluk alalım diye bırakılmış burun deliklerimiz, öfkeyle solumakta. Biz tutsak olsak bile, uykumuz kaçmış gitmiş uzaklara. Peşinden sürüklendiğimiz saatler dakikalara gebe. Doğmayacak belki diye sezeryan edilmiş saniyeler. Daha karnında katledilmiş güzel anları vardı. Anılaşamadan can verdiler.
...
Hapsolmuşsak eğer biz ördüğümüz kozaya,
Daha vakit var demektir, kelebek olup uçmaya. -
Kalbimin en çok yağmur alan yerlerinde; adın.
Yeditepe İstanbul
-
Satmadınız mı?
Elma ağaçlarını,
Serçeleri,
Fırınları,
Şelaleleri...
Satmadınız mı elinizdeki şiir kitaplarını?
Ve çocukların gülüşlerini.
Satmadınız mı ney inlemelerini?
Elbiselerinize kadar işlemiş olan
Ve ezginin vuruşlarını.
Satmadınız mı cenneti?
Bir harabede yaşamak için...-Nizar Kabbani
-
Çağımızın alâtmet-i fârikası:
Kâbiliyeti hırsa boğdurmaktır... -
17 Ağustos 1999
45 saniye..Küçüktüm ama o korkunç geceyi dün gibi hatırlıyorum.
Hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum.Allah bir daha böyle acılar göstermesin
-
...
seni koruyacağım, sana bile sezdirmeden.
gökyüzü gibi uzaktan ve beklentisiz,
gereceğim yüreğimi üzerine.
– sevmek biraz da bu değil midir? –
ıslatmasa da sesini bir daha
bir isyan türküsü gibi,
sürdüreceğim yağmurunu
düşlere ömürler veren o duygu bulutunun...-Şükrü Erbaş
-
...
Yılları, erki, her tür imkanı, bütün mümkünleri heba edenlerin çıkıp da ahkâm kesmesi kadar trajikomik durumlara şahit bir nesiliz. Taahhüt sahiplerinin iskambil kağıdıdır binlerin mezarı. Onların kumar mecraıdır imara açılan her kara, deniz, sema parçası. Satmayacakları şey kalmamıştır ve onurları da her konjonktüre kiralıktır. Sismik bekleyişler, köpüren kumullar, sesi kısılan akıl, tefekkürsüz tevekküller bizi aldatan aynadaki yansımamızdır. Olanı kuvvetlendirmektense, zayıfları çoğaltmak neyin beklendiğine dair açık bir delil değil midir? Hak kelamın dediği gibi, ne az düşünürüz. Fıtrattır, kaderdir, olur. Her yerde olur. Bizde neden olmasın? Biz ders almaz, ders veririz. Sırasız, tahtasız, akılsız dersler.
İyi dersler.
-
Kalbimin raflarına dizdim isminin her harfini,
Okudukça özgürleştiren kitaplar gibiydi her biri,
Her sayfada bir güvercin havalandı gökyüzüne,
Ve ellerim alabildiğine mavi.. -
. . . . . . . . .
-
Bir vicdana sahip olmanın ne büyük nimet olduğunu yine birbirimizden anladığımız gerçeği kadarsın dünya,gözümüzde kıymetin yoktur lakin imtihanımızsın.
-
Vapurdan atılacak simide müheyya martılar gibiyim.
Dokunulsa kanayacak bir kalp taşıyorum.
Uzadıkça uzuyor saatler, bilmem hangi zamanda bir hayat yaşıyorum. -
Doğarken verilmiş ikilem tüm hemcinslerime. Hem yükseliyor sevdiği göğe hem ağlıyor uzaklaştığı köklerine.
Bir yanımda; yüzüm asık tüm çizgilerinden, gamzelerim darağacında can çekişirken
Diğer yanımda, renklerim bir olmuş bembeyaz bir mutlulukla raks ediyor yeni güne.
Hayat bu, aynı heybede doğum ve ölüm, insansa mahkumu bu ağırlığın her dönemde. Gelişe gelişe... evrile evrile... ama hep aynı dengede. -
Bir gün gelecek bir gün kalacak...
-
Ve sen geçersin içimden
Bitmek bilmezsin... -
"Her şeyden evvel,
Her şeyden üstün;
İnsanlık " -
İran'da bir hurda kamyonetinin arkasındaki yazı:
"Hurda toplamak bahanemdir..Seni bulmak için bu şehri sokak sokak geziyorum."