TercihiniYap Forum
    • Kayıt Ol
    • Giriş
    • Arama
    • Kamu Rehber
    • Kategoriler
    • Okunmamış
    • Güncel
    • Popüler
    • Kullanıcılar
    • Gruplar

    Geceye bir söz bir şiir bırak :)

    DİĞER
    498
    7050
    1536461
    Daha fazla ileti
    • En eskiden en yeniye
    • En yeniden en eskiye
    • En çok oylanan
    Cevap
    • Yeni başlık oluşturarak cevapla
    Cevaplamak için giriş yapın
    Bu başlık silindi. Sadece başlık düzenleme yetkisi olan kullanıcılar görebilir.
    • bombiksmori
      bombiksmori Son düzenleyen:

      İyi ki şairler var.. Yoksa halimizi nasıl anlatırdık halden anlamazlara..
      " Ben birinin hiçbişeyiyim, en çok da bu koyuyor
      Ortak tek bir fotoğrafımız bile yok
      Bugünlerde ben adsız bir özlemim
      Yağmur yemiş bir deniz gibiyim"

      Gemi olsaydık şayet, yükümüzün ağırlığı değil limanın vefasızlığı batırırdı bizi.

      1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 1
      • A
        Alchemist Son düzenleyen:

        Mutluluğu kederinde ara..

        1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 0
        • H
          hü.sbky Son düzenleyen:

          avutulmuş çocuklar çoktan sustu,
          bir ben kaldım tenhasında gecenin
          avutulmamış bir ben.

          Bir adım ötede...

          1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 3
          • 2
            2525 Son düzenleyen:

            Bir orman gibi büyür hatıralar içimizde..
            Ne zaman yolumuz düşse kayboluruz...

            1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 2
            • S
              sametuzeyir Son düzenleyen:

              “Gerçek aşk sevgilinin bütün kusurlarını görür ve sever… Aşk inanmanın şiiridir. Aşk şüphe etmez. Aşk kıskanmaz. Aşk iğrenmez. Aşk çirkin bulmaz. Aşk küçümsemez. Aşk bencilliğin, kendini sevgiliden daha üstün görmenin, buhranın ve kötümserliğin tam zıddıdır. Aşk istemez, yalnız verir. Aşk bir mücadele değil âhenktir… Aşk bunun için ilâhidir… Gerçek aşkın bir tek değişmez vasfı vardır: Tükenmezlik… Aşk engellere ve hücuma uğradıkça kuvvetlenen ihtirastır. Rakipsizdir, yenilmez… Aşk kendi saadetini bir başkasınınkine feda etmektir… Mârifet bize yâr olmayan sevgiliyi kalbimizin içinde öldürmek! İşte en haklı, en mâsum, en kudretli ve en muhteşem cinayet.“

              Peyami Safa

              1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 3
              • bombiksmori
                bombiksmori Son düzenleyen:

                Çok çay içtiğimi söylüyolar. Evet çok çay içerim ama her çayı içmem. Herkesle çay içmem. Heryerde çay içmem. Çayın kıymet-i harbiyesinden bir şey eksiltmem. :punch_tone2: :girl_tone1:

                Gemi olsaydık şayet, yükümüzün ağırlığı değil limanın vefasızlığı batırırdı bizi.

                1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 2
                • H
                  hü.sbky Son düzenleyen:

                  Bazı gün oluyor, ağlayamıyorum bile.

                  Bir adım ötede...

                  1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 1
                  • P
                    paretowilfredo Son düzenleyen:

                    ...

                    Küçük gözlerden büyük resmi görmece.

                    Kimliksiz ve Hükümsüz. -
                    ...

                    ...her dem taze doğarız,
                    bizden kim usanası?..

                    ...

                    "bizi durduran, yürütür."

                    1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 6
                    • 1
                      1903bjk Son düzenleyen:

                      Birinin derdi, diğerine hikaye...

                      "Eskiden yaşansa dokuz köyü ateşe vereceğin şeylere zamanla kibrit bile yakmıyorsun."

                      1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 3
                      • O
                        osmanli_kalesi Son düzenleyen:

                        Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
                        Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

                        Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
                        Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.

                        Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
                        Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.

                        Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için...
                        Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme.

                        Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
                        Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.

                        Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
                        Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.

                        Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan.
                        Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.

                        Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer;
                        Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.

                        Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi,
                        Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.

                        Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize,
                        O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.

                        Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle.
                        Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.

                        Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı.
                        Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.

                        İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil.
                        Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

                        Mevlana Celaleddin Rumi

                        Ey Hayat Sadece Kocaman Bir BOŞSUN !

                        1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 2
                        • F
                          furkanbey Son düzenleyen:

                          dedim ya.. eylül'dü. savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.

                          GG

                          1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 2
                          • fiscaldrag
                            fiscaldrag Son düzenleyen:

                            ...

                            Bir çentik daha attım bugün; feda ettiklerime, çekip gittiklerime. Sen de yanıltmadın beni; o da, diğerleri de...
                            Kuşlara su vermedim bugün, çiçeklere de. Perdeleri hiç kaldırmadım; gün doğmuş mu, batmış mı bilmem(!) Saat çok gürültü yapıyor diye pilini çıkardım, zamanı durdurdum kendimce... Gözlerim kurumuş yine, suni damlaları nereye attım? Odanın her yanını kağıtlar kaplamış; kaç günahı temize çektim kim bilir, kaç geceyi uykusundan ettim...

                            ...
                            /ve unuttum şiir yazmayı, günümü aydınlatan çiçekleri teker teker kuruttum.../

                            ...

                            yürümek, ayakkabımızı eskitmek değildir emelimiz.
                            emelimiz, varmaktır.

                            -yunus emre

                            1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 5
                            • kizilderili
                              kizilderili Son düzenleyen: kizilderili

                              alt text

                              İlerlememizi belirleyecek olan şey, zaten zengin olanların zenginliğini artırıp artırmadığımız değil, çok az şeyi olanların ihtiyaçlarını giderip gidermediğimizdir.

                              Franklin D. Roosevelt

                              “Önce hayaller ölür, sonra insanlar."
                              W. Shakespeare

                              1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 3
                              • otuzyılsavaşı
                                otuzyılsavaşı Son düzenleyen:

                                Sonra bir kadin konustu:
                                'Bize haz ve istiraptan bahset.'

                                Ve o cevap verdi:

                                'Hazziniz, istirabinizin maskesiz halidir.
                                Ve kahkahanizin yükseldigi ayni kuyu,
                                sik sik gözyaslarinizla dolar.

                                Baska türlü olabilmesi mümkün müdür?
                                Istirabin içinize kazidigi alan ne kadar
                                derin olursa, o denli çok hazzi içerebilir.

                                Ve sarabinizi tasiyanla, çömlekçinin firininda
                                yanan ayni kadeh degil midir?

                                Ve sesi ruhunuzu oksayan lavta, daha önce
                                biçaklarla oyulan tahtayla bir degil midir?

                                Kendinizi neseli hissettiginizde
                                kalbinizin derinliklerine inin.

                                Farkedeceksiniz ki, size bu sevinci veren,
                                daha önce üzülmenize neden olmustu.

                                Üzgün oldugunuzde, tekrar kalbinize dönün.
                                Göreceksiniz ki, daha önce sevinciniz olan
                                bir sey için agliyorsunuz.

                                Bazilariniz, 'Haz, istiraptan daha anlamlidir' der;
                                digerleri ise, 'Hayir, istirap daha anlamlidir'.

                                Bense, ikisi birbirinden ayrilamaz, diyorum.

                                Onlar beraber gelirler.
                                Ve siz, bir tanesiyle masanizda otururken,
                                unutmayin ki, digeri de yataginizda uyuyordur.

                                Gerçekte siz, hazzinizla istirabiniz
                                arasinda bir terazi konumundasiniz.
                                Sadece bos oldugunuzda, hareketsiz
                                ve dengede kalabilirsiniz.

                                Bir hazine avcisi, altin ve gümüsünü tartmak için
                                sizi kullandiginda, haz ve istirap kefeleriniz,
                                ister istemez, yükselip alçalacaktir.'

                                Halil Cibran

                                1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 2
                                • fiscaldrag
                                  fiscaldrag Son düzenleyen:

                                  ...

                                  Gökyüzü hep mi hüzünle kapatırdı penceresini. Yoksa biz, acımızı mı asardık savruk bulutlara... Sahi, hiç mi mutlu olmamıştık; bir annenin şefkatindeki huzuru hiç mi duymamıştık? Küçük bir kelebeğin renginde gülmemiş miydik hayata...
                                  Hep mi zindandı uykulara tutsak geceler; oysa bu zamanlarda dökülmemiş miydi kalbimize, iki ucu ayrık heceler...
                                  Bilinmeyen zamanlarda, bilinmeyen mekanlara yolculuk edip; arıtmamış mıydık çamura batan düşlerimizi. Ve nihayetinde, güneşin ısıttığı yüreklerde bırakmamış mıydık hoyrat gülüşlerimizi...

                                  ...

                                  ...

                                  yürümek, ayakkabımızı eskitmek değildir emelimiz.
                                  emelimiz, varmaktır.

                                  -yunus emre

                                  1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 4
                                  • kizilderili
                                    kizilderili Son düzenleyen: kizilderili

                                    bakıyorsun kuşlar
                                    hazır
                                    sokak lambaları yanık unutulmuş
                                    bir kadıköy vapuru hınca hınç insan
                                    çok geçmeyecek
                                    martılar beyhude turlar atacak
                                    kıyılar lağım konserve kutuları
                                    mısır koçanları

                                    sevgi aranabilir yine
                                    korkusuzca say koskoca kederlerini
                                    bir kuyu bulunabilir

                                    aklımdan çıkmıyorsun
                                    sen hala dizüstü
                                    bunca anıyı besleyerek
                                    sokaklarda avaz avaz konuşarak kendi kendinle
                                    mektupları öpebilirsin kırmızı dudaklarınla
                                    görür gibi olarak açıp baktığımı
                                    bense şöyle diyorum
                                    buradan bir acı kanamış boyuna

                                    kuşlar hazır
                                    öncü havalanmak üzre
                                    şehri gelen bir mevsime bırakıyorlar
                                    o vapur hala hınca hınç
                                    kimbilir herbiri hangi dünyaya sağır
                                    çok geçmez aradan

                                    kadınlar kapı önlerinde
                                    ellerinde meşalelerle
                                    aydınlatırlar gelip geçen erkek suratları
                                    yorgun bir sarıyla ben de
                                    geçeceğim önlerinden

                                    aklımdan çıkmıyorsun dedim
                                    başka türlüsünü yorgunum anlatmaya
                                    telefonlar yan hücrede çalışıyor
                                    bense kurşunî bir dere
                                    ağaçlar hayvanlar bile kaygılı
                                    onu bir mersedesten indirdi kalçasına kadar açılarak
                                    mavi gök orda mı?

                                    yapayaşlı bir rum kadın
                                    her şeyde yanıp sönen bir kıyamet algısı
                                    haydi koşayım diyorum belki dağılır
                                    koşuyorum
                                    sancağımda kendi rüzgarımla ölgün kıpırtılar
                                    hayır daha sevgili daha sevimli değil
                                    ne başka bir gün ne başka bir zaman

                                    çok geçmeyecek aradan
                                    şöyle diyeceğim
                                    bulutlar açmadı
                                    mavi gök orda mı?

                                    Cahit Zarifoğlu

                                    “Önce hayaller ölür, sonra insanlar."
                                    W. Shakespeare

                                    1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 4
                                    • D
                                      De_lorean Son düzenleyen:

                                      Yalan dünya anasını satayım herşeyi boş dünya

                                      1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 0
                                      • I
                                        irmak Son düzenleyen:

                                        İyi niyetli de olsa tez hocam neyin ne olacağı belli değil bir baltaya artık sap ol diyerek telefonu kapattı. Bilmem ki ne demeliyim..moralim sıfır ama beklentim de sıfır. Kimsenin beni anlamasını beklemeyelİ uzun süre oldu..

                                        1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 0
                                        • kizilderili
                                          kizilderili Son düzenleyen: kizilderili

                                          Benim küçük gecemde
                                          Rüzgar ağaçların yaprağına son kez süre tanıyor
                                          Benim küçük gecemde viran olmanın korkusu var
                                          Kulak ver
                                          Karanlığın esintisini duyuyor musun?
                                          Ben garipçe şu talihime bakıyorum, ümitsizliğe alıştım
                                          Kulak ver
                                          Karanlığın esintisini duyuyor musun?
                                          Gecede, şu an bir şey geçiyor
                                          Ay kızıl ve karmaşık
                                          Ve her an düşme korkusu yaşanan bu damda
                                          Bulutlar yaslı kalabalıklar gibi
                                          Sanki yağmurun yağacağı anı bekliyor
                                          Bir tek an
                                          Ondan sonra hiç
                                          Bu pencerenin arkasında gece titriyor
                                          Ve yeryüzü
                                          Geri kalıyor dönüşünden
                                          Bu pencerenin arkasında bir bilinmeyen
                                          Beni ve seni bekliyor
                                          Ey baştan ayağa yeşil olan sen
                                          Ellerini, yakıcı hatıralar gibi benim aşık ellerime bırak
                                          Ve dudaklarını, sıcak bir his gibi senden benim aşık
                                          dudaklarımın okşayışlarına teslim et

                                          Rüzgar bizi kendisiyle götürecek
                                          Rüzgar bizi kendisiyle götürecek

                                          Füruğ Ferruhzad

                                          “Önce hayaller ölür, sonra insanlar."
                                          W. Shakespeare

                                          1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 2
                                          • H
                                            Hayatım Sınav Son düzenleyen:

                                            ...
                                            Eylül’dü.
                                            Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
                                            Adımlarımızın kısalığı bundandı
                                            Bundandı gözlerimin durgunluğu.
                                            Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
                                            Ellerin kadar ıssız,
                                            Sen kadar zamansız molalar veriyordum
                                            Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.

                                            Eylül’dü.
                                            İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
                                            Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
                                            Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
                                            Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
                                            En çok sesini aradım.
                                            Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
                                            Gözlerini sildi zaman..

                                            Dedim ya... Eylül’dü.
                                            Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.

                                            Cemal Süreya

                                            1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 3
                                            • 1
                                            • 2
                                            • 42
                                            • 43
                                            • 44
                                            • 45
                                            • 46
                                            • 352
                                            • 353
                                            • 44 / 353
                                            • İlk ileti
                                              Son ileti