Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
-
“Yaşamın bütününü anlamanız gerek, sadece küçük bir parçasını değil.
İşte bu yüzden okumak zorundasınız,
işte bu yüzden gökyüzüne bakmak zorundasınız,
bu yüzden şarkı söylemek, dans etmek, şiirler yazmak, acı çekmek ve anlamak zorundasınız;
çünkü tüm bunlar hayattır.”
Jiddu Krishnamurti -
. . . . . . . .
-
@paretowilfredo
Çay mühim:)"Eskiden yaşansa dokuz köyü ateşe vereceğin şeylere zamanla kibrit bile yakmıyorsun."
-
@1903bjk ben kücüktüm, binamizda yangin cikti.evi acil bosaltin dediler. Ben 3demlik cay almistim yanima evden acil cikarken. cay o denli muhim.
-
@kismetnasip
Deprem olurken dışarıya çay bardağını alıp da çıkan abi geldi aklıma
senin de öyle olmuş kismetimnasibim:)) -
"Cehennem başkalarıdır."
Jean-Paul Sartre
-
"....
Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın
Niye her şey bir anda kayıyor sen kayıyorsun
Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun
Bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum
Niye bunları bir anda unutamıyorum
Hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım."Erdem Beyazıt
-
. . . . . . . .
-
. . . . . . . .
-
Sebebi ben miyim sorularının?
Oluru yoksa da boş yere yorulmayalım
Cevabı ben miyim sorduğun sorularının?
Oluru yoksa da boş yere yorulmayalım
-
Alemde şer, Oğuzda er tükenmez.
-
Düğümlenirken uzun yolların ufukta ucu,
Bugün de gelmedi hasretle beklenen yolcu... -
Beklenmediğinde gelirmiş mutluluk habersizce, dört gözle beklediğim için mi gelmiyorsun..
-
"Bu karanlığın içinde kar beyazı düşler var. Yitirilse de, yaralansa da ayağa kalkan hayaller var, çirkin bir dünyanın güzellikle alt edilebileceğine olan inanç var..
İçimde ölenlere yeterince yazdım ben, içimde öleceklerdir artık yazacaklarım. Güzelliklere yer açmak lazım.."
caner yaman -
Kadınlarımız, müebbet hapis cezalı ikinci cinsimiz. Ataerkil zihniyetin ürünü ve anne rolü biçilmiş bağımlı, pasif ve agirbasli ürünleriniz. Bize kim olduğumuz daha küçük bir çocuk iken öğretildi. Nasıl süslü Bir aptal rolü oynamamiz gerektiği, saat 8 den sonra sokağa cikmamamiz gerektiği, oysa hani sokaklar hepimizindi? Kadınlar birlesmeli ve problemleri kendi aralarında cozmelidir. Çünkü ayrıcalıklı olanlar bunu korumak isterler. Ne derece sömürülmüş ve ezilmiş olduklarının bilincine varmalidir. Ve bu adaletsizligi hissetmelidirler. Onlari yatistirmak Önlerine atılmış pozitif ayrımcılık kemiğinin farkına varmalidir. Kendilerine biçilmiş gelenekci düzeni alasagi etmelidirler. Feminizmin bir hak arayışı olduğu ve ahlakdisi olmadığı dayandığı tezin sınıf çatışması değil bir cinsiyetin varolma mücadelesi olduğu noktasinda kadınlar bilinclendirilmelidir. Simone de beauvior özellikle 1946 yilinda yazdığı ikinci cins kitabı kadınlar için bir başlangıç noktası olmalıdır...
-
...
nicedir kavrayamam haller içinde halim
demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm
bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü
su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum
duydum yağmurların gövdemden ağdığını.Sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden
aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan
sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları
bir harfin başlattığı yangın ile söndür
beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım
öyle mahzun
ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın.İsmet Özel
İçimden şu zalim şüpheyi kaldır,
Ya sen gel ya beni oraya aldır. -
“ Tanıdığım en güzel insanlar, yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş romantik ve anarşist olan insanlardır. Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık ve anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar…”
Elisabeth Kubler Ross
-
@paretowilfredo Her mısranın yeri ayrı ama müsaadenizle ben birinin altını çizmek istiyorum: beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım bu sesleniş sanki bir son nokta gibi gelmişti bana, şairin hayatını ve mısrayı beraber düşünmüştüm zamanında. Bana öyle geliyorki duası kabul oluyor ve yeni bir macera başlıyordu bu kez daha fazla olarak adı insanların hizasına daha fazla yazılarak.
-
. . . . . . . .
