Sen giderken şarkıları küstürdüm
Bir bitimsiz keder kaldı yüzümde
Aşk emekti bilemedin küçüğüm
Yaşanmamış günleri istemekti.
Issız kalışımı duyuran zaman
Yağmurlara boğdu mevsimlerimi
Eski mektuplara sığındım kaldım
Bir gözyaşı kadar yas’lıyım şimdi.
Sanki benim hüznüm bana az mıydı
Bir de kaçar göçer oldum ben benden
Hiçbir yere sığmadı bu yüreğim
Adım kent sürgünü kaldı bu yüzden.
...
Hüznümün damarlarına uzanıyor ellerim
Ellerim acemi bir nakkaşın elleri
Güne değmiyor güneşe değmiyor sanki
Sendelenip duruyor bedenim
gitgide kısalıyor ömrüm
ayrılıklar uzadıkça uzuyor
Varsın bütün kentler kirletedursun insani
Yine de temiz kalmalı diyorum bir şeyler
Yine de sevdaları serin saklamalı
Ama ne yapsam şaşkınlığa düşüyor aklım
Aklım / aklımı anlamaya yetmiyor
şimdi sözüm bile geçmiyorsa yüreğime
yani ben divaneysem kendime / kime ne?
...
Ansızın bir küçük kız duruyor gölgemde
“Amca saat kaç” diyor
Ne güzel kız diyorum içimden
Bir kızım olsa hani benzese ayşavkına
(benden de baba olmaz ki)
Saat biri çeyrek geçiyor
Ama diyorum birler de geçer çeyreği
Tatlı bir tebessüm bırakıyor yüzüme
Oysa ben gülüşümü daha çabuk veriyorum
O pırıltılı çocuğun su gibi gözlerine
...
Olur ya diyorum bir zaman özlersin ve
Boşuna ararsın bende unuttuğun gülüşü
Bir seyyahın yoldaşlığında rastlantı oluruz belki
Belki seni ilk görüşüm gibi
ışığın saçlarından ilk süzülüşünü
ve ikimizi saran o sonsuz düşü
sonbaharın savurduğu yapraklara vermiş olurum
Ahmet Can Akyol - Kent Sürgünü
...