KAMU/ÖZEL MÜLAKAT TECRÜBELERİ
-
Arkadaşlar selam, dikkat ettim de mülakatlarda sanki hiçkimsenin başına deyim yerindeyse marjinal bir vaka gelmemiş ya da hiçkimse haksızlığa uğramamış gibi detay verilmemekte ya da bu tarz bir durum varsa bile paylaşılmamakta, paylaşılıyorsa bile sanki bunları toplamak mantıklı gibi. Belki de devletin, tabiri caizse bilinçli olarak, toplumun ajanlaşmasına vesile olduğu şu dönemlerde, kimse üzerine leke sürülmesin diye başlarına gelen olumsuz ya da marjinal mülakat tecrübelerini aktarmıyor olabilir, haklıdırlar da fakat birkaç küçük değişiklikle neden anlatılmasın ki? Gerekli ya da gereksiz, özellikle A Grubuna hazırlanan bireylerdeki tahammülsüzlük ve ego bağıntısının, bu tarz girişimlerin önündeki en büyük engellerden biri olması durumunu, en az benim kadar gözlemlediğinizi de bilerek:
Kurum
Pozisyon
Yıl
Vaka
şeklinde yazılacak "farklı" mülakat tecrübelerinin adaylara fayda sağlayacağı kanaatindeyim.
Mesleki ayrım yapıp rant amacı gütmek de istemem fakat belki faydası olur da olası saçma sapan muamelelerin önüne geçebiliriz, yapanları utandırabiliriz diye belirtiyorum; mesela hatırlarsanız bir öğretmen adaya, sözlü mülakatta abesle iştigal sorular sorulmuş, öğretmen aday da çeşitli basın kanalları vesilesiyle bunu halka duyurmuştu. Ben bu eylemin meşru ve yanlış yapanların tekrar düşünmelerine vesile olabilecek, ayrıca belki de artık başka adaylara sormaya cürret edilmesine mani olacak bir girişim olduğunu düşünüyorum.Ha unutmadan, kamu dışında, kamuya ikame olabilecek özel sektör pozisyonları için de yaşanılan elim hadiseler paylaşılmalı ki topluma sık sık "mükemmel iyi iş adamı/kadını" izlenimi yaratan sermayedarlara "aa benim işletmemde mi başına geldi? Hemen düzeltiyorum." dedirtebilmenin yolunu açabilelim. İnanın, orta düzey tecrübeli biri olarak buna son derece onem verdiklerini söyleyebilirim.
Bu vesileyle tercihiniyap ailesine de bahsettiğim konuların yazılabildiği "işkolig" tarzı sitelere, yalnızca tek başlıkla ikame olabileceğini belirtir, şimdiden mücadele etmenin başarmayla doğru orantılı olduğunu hatırlatmak isterim.
-
Ben hemen bir vakayı paylaşmak isterim mesela:
Sabancı Ailesi Bünyesindeki Bir Şirket
Bütçe Uzmanlığı
2017
Doğrudan direktörle mülakata katılmıştım. Hususi olarak Ankara'dan geleceğimi (mülakat İstanbul'daydı), gerekli görülmemesi halinde skype ya da whatsapp tarzı uygulamaların da ilk görüşme için, yüz yüze mülakata ikame olabileceğini hatırlatmama rağmen ısrarla İstanbul'a çağrıldım. Daha sonra direktör girdi içeri, sıradan ve gayet de önündeki özgeçmişten edinebileceği bilgileri sormaya başladı. Sonrasında hiç gocunmadan "aa Ankara'dan mı gelmiştin?" deme cürretinin yanı sıra, hiçbir spesifik bilgi sormadan, yani madem Ankara'dan çağırıyorsun en azından spesifik bir soru sor, biraz tekniğe in, zorla, let's continue in english de bari yok, maaş beklentisini sordu. Ben de ifade ettim, kendileri için gayet uygun olduğunu belirtti ki belki bilmeyenler olur, bir direktörün hele ki bütçenin başındaki birinin, adayın maaş beklentisine uygun demesi ciddi bir gelişmedir. Sonraki söylemi ise ne zaman başlayabilirsin şeklinde oldu, ben de 2 gün içerisinde taşınma işlerini halledip başlayabileceğimi belirttim. Ardından o da "ya 2 gün belge toplamaya bile yetmez, tamam sana daha fazlaca süre verilir" dedi. Ben de böylesine olumlu bir mülakatın oluşturduğu ambiansla hemen malum sitelerden ev aramaya başladım 2 gün geçmeden mail geldi olumsuz diye...
Ben de vaziyeti Ali Sabancı'ya ilettim, Ali Sabancı'dan hala dönüş bekliyor(dum)um :).Anafikir şu değerli arkadaşlar, farklı şehirlerde mülakata davet edilmeniz halinde, bir eksiklik gibi düşünmeden, kuruma, masraflarınızı karşılamaları gerekliliğini hatırlatmaktan vazgeçmeyin, ayrıca her mülakat sonrası sürecin ne zaman netleşeceğini de sormaktan asla kendinizi alıkoymayın. Ha unutmadan, zorlanmadığınız mülakatların yüzde 70'i maalesef olumsuz neticeleniyor gibi
-
Bu biraz daha trajikomik, gülmek de gerekir elbette
Özsermayesi En Büyük Aracı Kurum
Finansal Analist Uzman Yardımcılığı
2014
Türev Araçlar birim müdürü aşamasına gelebilecek kadar birkaç mülakat aşamasından geçtim. Neyse müdür gayet ciddi biri, sekreteri aradı, çağırdı beni içeri. Girerken heyecanla "selamün aleyküm" dedim maalesef maalesef deme sebebimi anlayacaksınız ileride...
Mülakat başladı, teknik sorular, mevzuat bilgileri, kişisel bilgiler vs. konu özel sorulara geldi. Biz de ortalama her Orta Anadolulu erkek misali kara kaş kara gözüz, bir de girerken selamün aleyküm demişiz müdür biraz bekledikten sonra, arkasındaki Atatürk portresini, dönmeden, parmağıyla işaret ederek: "bunu seviyoruz değil mi, bir sıkıntımız yok değil mi" demişti :)) ben tabi başka zaman olsa böyle bir soruyu sorma cürretinde bulunan kim olursa olsun tersler anında da cevabını sağlam verirdim fakat puzzlelar ağırdan birleşti ve birazcık afalladıktan sonra "evet efendim, kurucu değerleri sevmeme gafletinde bulunmam" dedim.Yani aslında asla böyle bir soru soramaz, ben de cevap verme zorunluluğu duymamalıydım fakat beyaz yakalıların çoğunda (biz de Mustafa Kemal'in önemini, değerini ve kanuni manada nasıl korunduğunu bilen insanlarız) görülen Kemalist kişilik bozukluğu o an orada hafif de faşizan bir gözlemle tecelli etmişti :). Velhasıl, sakın ola keskin ifadelerde bulunmayın mülakatlarda.
-
Şimdilik son bir tane yazayım da "adam kendi açtığı başlığa yazıyor, yazık" diyenleri kızdırayım
Türkiye'nin İlk Telefon Şirketlerinden Biri
Controlling (finansal kontrol) Uzman Yardımcılığı
2015İstanbul'un en sağlam cirolu organize sanayii bölgesi, çevredeki işletmelerin tamamı devasa holdingler bünyesinde. Neyse gittik mülakata, mülakat doğrudan müdürle yine (maalesef) :).
Gitmeden evvel bilgiler arıyorum müdür hakkında. Şans ya, ücretli bir dergiye verdiği ropörtajına denk geldim, dergi de internet yayınına kapalı. Aldım dergiyi, dergi daha taze. İnceliyorum acayip spesifik bilgiler var. Müdür ile kurumun sahibinin oğlu Boğaziçi Makina Mühendisliğinden sınıf arkadaşları, neyse birlikte Avrupa'ya eğitime gidiyorlar, bir girişimi batırıyorlar vs nasıl mutluyum kimse bilmiyor, bilse de bulamaz diye...
Neyse kendimden emin bir şekilde gittim fabrikaya. Fabrika mülakatları daha profesyonel olur zira oradaki personelin gereksiz yapmacıklaşma ihtiyaçları çok daha azdır. Mülakatlar da toplantı salonu var orada yapılıyormuş. Mülakatın yapılacağı odanın önüne geldim, benimle birlikte birkaç kişi daha var. Baktım bir ara kapının üstüne bakıp kahkaha atıyorlar, merak ediyorum ama o özgüvenle tenezzül etmiyorum kalkıp bakmaya, neyse dayanamadım kalktım gittim bakmaya, müdür kapıya "lütfen iş ve okul arkadaşım X Bey ile olan geçmişimi anlatmayınız, artık gına geldi yaratıcı olunuz yazmış."..... Yıkıldım resmen, yanımdaki bayanın notlarına baktım aynı bilgileri o da bulmuş ya nasıl olur vs diyorum olmamalı diyorum meğerse üniversite sitesinin mezunlar kısmında bu bilgiler, benim satmak için can attığım bilgiler çoktaaan dillere plesenk olmuş...
İçeri girdik, aşırı ciddi bir adam, ilk sorusu (herkes İstanbul'u biliyor ve bildiğimizi bilerek bir grup yapmış meğerse): Kadıköy'den Capitol Avm'ye kadar çift yönlü trafik var, bu iki mesafe arasında maksimum kaç araç olabilir? oldu...
Moral bozuldu ya, o dönem ehliyet yok, kişisel araç almak da bir rüya, çok bilgi de yok yine de başlayım dedim. Kağıdın en üstüne bir araba 3 metre olsa yazdım, çözmek için doneleri yazıyorum, görür görmez kağıdı aldı teşekkür etti, postaladı bizi...
Velhasıl, bazen farklı olacağım derken insan sıradan bile olamaz
-
Sirket: deloitte.. bagimsiz denetim partner mulakati.
Hos bes ve bir kac iktisadi guncel sorudan sonra bana yuzde ve binde 16 yazarmisin dedi.. bildigimiz yuzde 16 (0,16 ve 0,016)
Sozun bittigi yerdi.. ama teklif de geldi..
-
@piazza
Mülakatta ingilizce sorular soruldu mu Hocam? Big Four'a başvurmak isteyen çok kişi var sanırım. Bana, PWC mülakatında, 5 dakika içerisinde "İtalyan bir arkadaşın Tr'ye geldi tanıtır mısın" demişlerdi, yazıyla. Geçmiştim ben de ama size soruldu mu merak ettim.Ha bir de lafı gelmişken big fourda işler çok yoğun aşırı yorucu bir rekabet ortamı vardır, özellikle İstanbul'da Boğaziçi ve ODTÜ dominasyonu, yanı sıra da vakıf üniversitelerinden olan, matematik bilmeyen ama lisedeki ve üniversitedeki eğitimleriyle harika düzeyde ingilizce bilen insanlar vardı. Ayrıca düşük maaşlar birçoğunu rahatsız etmezdi zira birçoğunun ek geliri vardı ya da aileleri desteklemekteydi.
-
@adamslani06, içinde söyledi: KAMU/ÖZEL MÜLAKAT TECRÜBELERİ
@piazza
Mülakatta ingilizce sorular soruldu mu Hocam? Big Four'a başvurmak isteyen çok kişi var sanırım. Bana, PWC mülakatında, 5 dakika içerisinde "İtalyan bir arkadaşın Tr'ye geldi tanıtır mısın" demişlerdi, yazıyla. Geçmiştim ben de ama size soruldu mu merak ettim.Ha bir de lafı gelmişken big fourda işler çok yoğun aşırı yorucu bir rekabet ortamı vardır, özellikle İstanbul'da Boğaziçi ve ODTÜ dominasyonu, yanı sıra da vakıf üniversitelerinden olan, matematik bilmeyen ama lisedeki ve üniversitedeki eğitimleriyle harika düzeyde ingilizce bilen insanlar vardı. Ayrıca düşük maaşlar birçoğunu rahatsız etmezdi zira birçoğunun ek geliri vardı ya da aileleri desteklemekteydi.
Ingilizce insan kaynaklari mulakatinda so lets continue in english diyerek bir kac basit soruyla devam etti.. ama sanirim simdi yazili yapiyorlar yeni alimlarda..
Dedigin noktalara sonuna kadar katiliyorum asiri yogun bir ortam var, ama buralarda omur curutmektense masa basinda kpss ye calisip bir memurluga atanmak sinir sistemi icin kesinlikle daha saglikli