Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
" Yoksul olmak bir ayıp değil, utanılacak bir eksiklik değil. Üç kişilik eve iki balığın girmesinin, bir annenin çocuğunun önüne kuru fasulyenin etlerini ayırmasının, bir babanın aynı kotu beş yıl giyip evladına oyuncak almasının kutsaliyetini bilirim. Kredi kartını uzattığında bakiye yeter mi yetmez mi endişesini, bir şişe kola bitmesin diye idareli içmeyi, üç dilim peynirle bir ekmeği doldurmasını da bilirim. Cepteki yoksunluktan çok yürekteki yoksunluk acıtıyor. Ceplerinden para fışkırsa da paylaşmayı, sevmeyi bilmeyen çok şey ıskalıyor. Ceplerin değil, yüreklerin yoksulluğu gerçek eksiklik! "
A.Vartanyan
-
. . . . . . . .
-
“Ölesiye yalnız, ölesiye mesudum. İçim kalabalık çekiyor. İnsanlar çekiyor. Çocuklar istiyorum; haşarı, sarışın, esmer, edepsiz… Seyahatler çekiyor içim…”
-
''İnan değil sana kastım cahille sohbeti kestim'' son dönemde duyduğum en huzur veren söz.
-
“Dünyanın gelmiş geçmiş bütün filozoflarına, bütün şairlerine, bütün yalvaçlarına, bütün ermişlerine kızıyorum, onca kitap niye yazıldı diye düşünüyorum, ne gereği vardı, o kitaplıklar, o konferanslar, o toplantılar; o kendini matah bir şey zanneden politikacılar, benim gibi gazeteciler, dünyayı kurtaracakmış gibi ciddi yüz ifadeleriyle ekrana çıkan çokbilmişler, üniversiteler, ben var ya ben diyenler, hepimizi toplasalar bir incir çekirdeğini doldurmayız diye düşünüyorum. Hele o zenginler, hele o paraya, kata, yata tapanlar, hele o gösteriş düşkünleri. Hepsini o süslü saatleriyle, pırlanta yüzükleriyle, limuzinleriyle birlikte gömmeli diye düşünüyorum, aman ayrılmasınlar onlardan. Sokaktan geçerken, telkari ustasından duyduğum o türkü takılıyor dilime: ‘Bu dünya bir penceredir / Her gelen baktı geçti’ diye tekrarlıyorum durmadan. Felsefe bundan başka nedir ki diyorum; raf çökerten onca kitap, onca üniversite, anlı şanlı felsefe profesörleri, sözümona varlığı sorgulayanlar bundan başka bir şey söyleyebilirler mi?”
Huzursuzluk / Zülfü Livaneli
-
Arkanıza aldığınız kimdi
Sizi sırtından vuran mı
Gitmeseydiniz be biraz daha kalsaydınız
İçimizde bir boşluk yarattınız
Şimdi hangi çocuklara bakarak dolduracağız
Direnmeliydiniz be melekler
O en küçük yüreklerinizi birleştirip gerçeği degistirseydiniz keşke... -
...
Bir sokaktan çıkıyor, caddeye bağlanıyoruz, oradan bulvarlara, oradan otobanlar ve başka başka kentlere yöneliyoruz bir hızla, bir hışımla. Sonra yeniden uzun yolları aşıyor, bulvarlara giriyor, caddeleri kesen sokaklarda buluyoruz kendimizi. Bir kentin 'en küçük yapı taşı' sokaklarda dolaşıyoruz. Biliyoruz ki oralar kirlenirse önce kentler, sonra ülkeler ve sonunda dünya kirlenecek. Temiz tutmaya çalışıyoruz, ıslıklarla türküler çalıyor, bir hayvanın başını okşuyor, evsizlerle dertleşiyoruz. Ama yetmiyor. Bir ateş ki içimizde yok etmeden ve tükenmeden yanıyor, kavuruyor. Dalan gözlerimiz, her çakılan bakış duvara, delip geçen, yolları aşan tek bir sorudan ileri gelmiyor muydu? Yanıtını bulamadıkça delirme eşiğinde yürüten, topukları uçurumlara çeviren, rüzgara emanet eden aklın zincirlerini.
Sormadık,
Söylemedik.
Söyleseydik, anlamazlardı,
Anlasalardı, anlatmazdık.
Gidemeyenler kadar sadık,
Kalamayanlar kadar korkaktık.
Bir uzun cümle ki sığmıyor geceye,
Bir kısa his ki kaçıyor, uzaklaşıyor
Tutamıyoruz ve gidiyor,
Yön tayin etmiyor,
Cisimsiz izlerini kazıyıp karanlığımıza
Bir nefesi verir gibi ciğerinin en derin noktasından
Gözden kayboluyor....
-
. . . . . . . .
-
“Elimi dostça omzuna koydum, meğer yarası tam da oradaymış.”
-
Asla vazgeçme. Unutma ki anahtarlıktaki son anahtar, her zaman kapıyı açan anahtardır.
Paulo Coelho
-
Mecnun'a, “Neden Leyla'yı alıp kaçmadın” demişler.
“Annesi üzülürdü,ben içinde Leyla olan kalbi kıramam” demiş. -
@kismetnasip Daha atanamadim diyecek hali yoktu:) Bu arada Leyla yı nasıl tavlamis olduğunu anlamış olduk:)
-
@elisa hahahaha ya diimii:)) ah bu mecnunlar, mecnunlarimiz️️
-
"Nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi"
-
@2525 ben de.
-
"...ama adına yaşamak dersen
re-zil-ceçatlayan tomurcuğun
doğan çocuğun çığlığını duymadan
gül benizli sevgilinin
titreyen göğüslerini öpmeden doyasıya
korka korka, yana yana
hergün biraz daha derinden
hergün biraz daha kapkara duyarak ölümü
aç ve arkasız
köpekleşerek yaşamak dersen
bu yürek
çat diye çatlasın ulan!.." -
ANLAR
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
ÖLÜYORUM...Jorge Luis BORGES
-
Konuşmadan önce düşün;
Gereği var mı?
Şefkat barındırıyor mu?
Kimseyi incitebilir mi?
Sessizliği bozacak kadar değerli mi?Lao Tzu
-
Ne imtihanlar misafir ettim bir bilsen hiç hesapta yokken, iyi ki acımı hafifletecek dualar ezberlemişim küçükken.
-