Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
...
Karıncayı bile incitmem deme!
Bile'den incinir karınca;
Söz söylemek irfan ister,
Anlamak ise insan.Fuzuli
-
...
Dağların ardında bir yer. Uzaktı, uzaktaydı. Kıvrılarak birbirine bağlanan yollar, varılacak yere yaklaştıkça uzardı. Ne ötesine bağlıydı ne de gerisinde kalan yere aidiyeti vardı. İki özgürlüğün arasında bir tutsaklık. Bir göğün altında mağrur, akan suların eşiğinde durgun, hayatın curcunası, insanların tantanası arasında yorgundu. Hayattan beklediği yalnız umarsız bir tebessüm, insanlardan umduğu olduğu gibi kabul edilmekti. Tepelere doğru tersine akar, bulduğu çiçeklere bakar, koparmalara kıyamazdı. Sevince çok sever, üzülünce sessizce ağlardı. Gözlerini kaçırması utancından mı yoksa o halde görünmekten kaçmasından mıydı hala kimse bilmez. Sakladığı çukurlar, saklandıklarından derin değildi. Uzaktaydı, çok uzakta. Sesi duvarlara sinmiş, kokusu çiçeklere geçmiş, ruhaniyeti baharlara gizlenmişti. Hem sondu hem ilk. İki mevsimlik çorak topraklara uğrar gibi yapar, çok kalmazdı. Hep misafir gibi emanet otururdu, bahçelerin ucundan her an havalanacak göçmen bir kuş gibi. Sabah bir fırtına olur görünür, akşamları gün batar giderdi. Yüzünde korkulu bir sevgi olan her yavru ceylan, enik, kuzu ve dahi yumurtasını çatlata-yazan bir kuş ona benzerdi. Gök gürler, camlar titrerdi gelişine haberci. Bilirdim ki camdan aşağı kendisini bırakan her damla, selam getirirdi.
-Aleyküm selam.-Güçlüydük, adımlarımızdan ölüm korkardı. Öylesine güçlüydük ki hayat etrafımızda bir kasırga gibi akardı da biz ortasında durup oyunlar oynardık. Güçlüydük, dayanırdık. Hem hasrete, hem düş kırıklarına. Her ne kadar hepsini kırık camlar gibi yutmuş olsak da. Katı bir çınar dalı gibi çatırdayan gönüldür. Kırılıp da yere düşen zamanın rafından, gözyaşı değil gözün kendisidir, akıp da yolların üzerine dağılmıştır. Zamana bıraktığımız ne'miz varsa alıp götürdü. Geri getirsin diye bin yıllık soluksuz uykudayız. İkinci bin yıldır bu kilitli gözlerimizde. Anahtarı kadim zamana teslim, kararmış denizin dibinde.
...
-
"Bütün saadetler mümkündür...
Bahtsızların biraz gülümsemesi...
Körlerin gün görmesi,
Mümkündür bütün mucizeler...
Ana, baba, evlât, bütün kaybolanlar...
Ebedî bir sabahta buluşmamız bir daha."Bütün saadetler mümkün müdür?
-
Biz seninle bir güzel öykünün en sıcak yeriydik aslında
Dağlardan konuşurduk, pınarlardan, kırlardan...
Gülüşümüz çoğalırdı hep, sevmelerdi bildiğimiz
Sevip sevip bağrımızı, bağrımıza sarmalardık
Nereden bilirdim ki gelmelerin, gitmeler kadar yakın olduğunu
Şimdi özlediğim günler firari.Kaç sabahı güneşsiz geçtiğimiz oldu,
Kaç mevsimi gökkuşağına bağladığımız
Nehirler bahar akardı, saçların rüzgar
Öyle bakmalar yoktu ki,
Soluğun soluğumken bile seni özlemek kadar..
Şimdi tuttuğum ellerin firariMasamda bir resmin duruyor,
Öyle cennet, öyle anaç ki
Ansızın konuşacak gibi
Ansızın bir derin rüyayı ışığa taşıyacak sanki
Ama artık senden kalan ne varsa,
Her şey karmaşa bana,
Kağıtlar, kalemler, kitaplar, aynalar
birbiri ardına karartıyor içimi
Şimdi yastığımdaki kokun firari.Bir yudum nefesin olsa diyorum,
Döküp saçlarını teninin beyazlığına, içsem içsem diyorum
Ah seni bu intihar günlerinde beter özlüyorum!
Nedir ki varlığım benim
Kime ne sorsam, kimden nasıl sorulsam, bilmiyorum
Hükmüm yok sana dair, kayıtlardan silinmek istiyorum
Bildiklerim de unuttuklarındır artık,
Şimdi gece gündüz uykum firari.A.C. Akyol
...
-
"Herkes ne diyecek ?
Herkesten ne gördüm ki ?
Bu herkes dedikleri şey beni üzmekten, hayatımı manasız hale sokmaktan başka ne yaptı ?”Sabahattin Ali
-
Yorgunum.
-
Alengirli düzen görünüyor
Hayatlar ve karmaşık ilişkiler
İnançlar ve sahte güvenler
Ve bunca kalabalık içinde terk edilmek
Ya da yalnız konumlanmak
Hayatını böyle yaşayacaksın demek
Çekilir mi ki
Kaldirabilecegim dert olmak zorunda mıydı -
Liesel'e Max'ten,
Benim dinimde her canlının, her yaprağın, her kuşun hayatın gizli bir kelimesi içinde olduğu için yaşadığını öğreniriz. Bizim ve bir parça çamurun arasındaki tek fark bu. Bir kelime. Kelimeler hayat demektir Liesel. O boş sayfalar sen doldur diye varlar.
"Yaz"
-
“Aslan, ceylan, sırtlan ve zebra yan yana koşturuyorsa... Orman yanıyor demektir”.
-
Ne garip şey su seslenmek. Çağa özgü, sesleri duymadan görmek. Gördüğünle sese aşina olmak, bir bağ kurmak. Kurduğun bağın kuvvetiyle bağlı kalmak. Çırpınmak kafeste bir kuş gibi. Yolun hep yokuş, yüreğin kış gibi. Biraz ılımalı iklim, bu sert rüzgarlar yerini bazen çiçek kokan baharlara bırakmalı.
-
bütün gürültülerden sonra geriye yalnızlık kalır..
-
Uyku tutmuyor gözümü
Anılar sıraya girdi ... -
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!N. F. Kısakürek
-
Özleye özleye kavuştuk birbirimize
Birbirimize vitaminler moraller verdik
İçimizdeki şeytanlara zülfikarlarla saldırdık
Gözyaşlarımızı bitti mi sandın.. -
Bazen tercih etmen gerekir bilmemeyi bilmeye...
-
Gecenin yarısı, bir kitabın orta yerinden başlamak gibiydi;
Seninle birlikte olmak..
Başını anlamadan sona yaklaşmak..
Sonunu okuyamadan uyuyakalmak..
Ve uyandığında kaldığın sayfayı karıştırmak..İşte böyle bir şeydi seni yaşamak,
Yarım yamalak...Can Yücel
-
...
Bir kuş bir cevap beklediği için değil, bir şarkısı olduğu için şakır.
Joan W. Anglund
-
Gaye yoksa fikir ne ve gaye Allah değilse çaba niye?
#SalihMirzabeyoğlu
Allah rahmet eylesin -
Gül, gül ki gül yüzünde binlerce güller açsın.
Gül bahçesi gül yüzünden sevgi topla demet demet.
Sevgide güller açsın, güller sevgi dağıtsın.
Sevgiyle bakıyor gül gibi görüyorsan sen bahtiyarsın.Muhsin Yazıcıoğlu
-
...
Ne sır hem de, suskun bir vâveyla ile dakikalar, saatler geçmiyordu da günler su gibi akıp gidiyordu zirveden kopmuş bir çığ gibi, toplaya toplaya önüne kattığı yaşama dair her şeyi. Yükü artıyordu eteklere varana dek yaşadıklarının dolmasıyla, ömür çizgilerine. Uzaktan görünen bir dağ yüzü gibi çizgileri, derin, eğreti. Mevsimlerle değişken, heybetiyle yalnız bir dağın yüzü gibi katı göğsüne oturmuş kaya gibi sızıları insanın. Sızısına meftun, hayaletiyle barışık, yüreği ile zihni birbirine karışık, yalnızlığa ellerini kaldırmış, teslim olmuş insanın.
...