Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
Yağmurda var
çok sevdiğim rüzgar da
bugün pazar
daha uyanmadı komşular
damların üzerinde kuşlar
daha rahatlar
radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
yağmur da var
çok sevdiğim rüzgar da
daha uyanmadı komşular
bugün pazar
ve ben seni çok özledim
dışan çıkmak istiyor canım
tek başına haytalık etmek
islanmak pazar sabahında yağmurda
boş caddelerde dolaşmak
vitrinlerine bakmak mağazaların
sinemaların afişlerine
sokakların isimlerine
telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara
bir merhaba demek sessizce
sahilde martılara simit atmak
otobüslerin ilk seferlerine binmek
gitmek istiyor canım
hayatın gittiği yere
islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
fırından taze ekmek alıp
buğusunu çekmek içine
ve ben seni çok özledim
tam böyle bir şey
çiçeğe su yürümesi
bebeğin ağlaması
toprağın uyanması
yağmurun yağması
ateşin sıcağı
bu pazar sabahı
tam böyle bir şey
bir sabahçı kahvesine uğramak
bir bardak çay
taze dem kokusu
hayatın atardamarlarında dolaşmak
bölmeden şehrin uykusunu
bir siir yazmak
pazar bulmacasının boş karelerine
şiirde tam da bunu anlatmak delice
tam böyle bir şey
hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz
bir şiir yazmak
bir bardak çay içmek
sokaklarda gezmek
yağmurda ıslanmak
ve ben seni çok özledim -
"Sonra belki çay içeriz,
Şansımız varsa yağmur da yağar,
Damlalara huzur yüklemece oynarız,
Benim damlam seninkini alnından öper,
Güzel şeyler olur belki,
Sen gel bence.." -
Son isteğin nedir?
Sorusu,
Çok, çok kolaydır,
ilk isteğin nedir?
Sorusundan.Çünkü,
O soruyu
Kimse kimseye soramadı,
Korkusundan. -
Unuttum konuşmayı kent ikliminde
Susmalarım usul usul büyüdü dilimde
Al götür
Yeniden bir dil yarat benden
Yalnız ''Sen''le başlayan -
İlimsizlik bilgisizlik yüzünden, cehalet hortlayıp çıkar mı çıkar… Sevgisizlik saygısızlık yüzünden , insan insandan bıkar mı bıkar.(Neşetten)
-
"Bu sevdanın sonu yok Haydar"demiştin bana. Unuttun mu? Doğruymuş. Bu sevda sonsuz emmioğlu. Ucu bucağı yok. Hatta onun Armağan’a bile ihtiyacı yok. Nereye gitsem Armağan benimle. Ben tepeden tırnağa Armağan kestim zaten. Aynada kendime baksam yeter; karşımda hep onu görüyorum. Böyle daha iyi emmioğlu; bir gün çekip gittiğini görmektense hep benimle kaldığını yaşamak daha iyi.
Yedi Numara
-
@sametuzeyir izlediğim en samimi diziydi :hugging:
-
@sametuzeyir izlediğim en içten en samimi dizi..izlediğim yaşlarda özellikle sonu çok ilginç gelmişti:)
-
@sametuzeyir hatırlattığınız çok iyi oldu Ben de bir sahne paylaşayım
Sıfır bir değer değildir, bir sayı bile değildir. Ancak başka bir sayının yanına gelince değer yaratır. Tıpkı sevda gibi. Sevdanın da tek başına bir değeri yoktur. İlle biri olmalı. Sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır. Sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür. Sana dese ki biri sevdamı al, kendine ekle, bir ömürle çarp sonra sonsuza eşitle yine değeri sıfır mı olur senin için?
-
@Harun-Resid yaa hocam ne güzel söylemiş. Gerçekten o yaşlarda izlediğimiz en samimi dizi idi
-
Burası full 90 kuşağı hörAlde, galüba, sanursam
-
@Hayatım-Sınav acep recep
-
@Harun-Resid Bak şimdiii Olgun Şimşeği pis Selahattin tipiyle bile neden sevdiğimi anladım
-
En unutamadığım bölümlerden biri de Cansu' nun, Haydar' ın süveterini bi yastığa giydirerek çatıdan attığı bölüm. Nasıl şakalamıştı milleti özellikle Armağan'ı:))
-
-vahit emmi, evlilik nasıl bir şeydir?
+evlilik dağdaki keçi yolu gibidir evlat.
-anlamadım.
+şimdi bir dağ düşün yalçın mı yalçın. sivri kayaları var. İşte doğar doğmaz bizi “hadi bu dağı aş” diye eteklerine bırakıveriyorlar.
-hayat yani?
+aferin! ilk başlarda iş kolay. ama yükselmeye başladıkça dağ sarpa sarıveriyor… dimdik kayaların, uçurumların arasında kalıveriyorsun. gücün azalıyor… derken senin gibi bir yolcu daha çıkıyor. yoldaşınla omuz omuza, can cana verip bir keçi yolu açıyorsun kendinize. artık tek başına değilsin. biliyorsun ki artık o yolu iki kişi yürüyeceksin… dağ yine yalçın. ama artık yürümek zevkli. nefesim tükenecek diye korkmuyor insan. çünkü yanında kendi nefesin gibi bir nefes daha var… anladın mı?
-her evlilik sizinki kadar mutlu mudur?
+yoldaşına bağlı. biz zeliha'mla yan yana yürürken, dikenleri değil çiçekleri derdik, canımız yanınca ağladık, bir yandan türkü söylemeyi bildik. ben “pes” deyince o “hadi” dedi, o yorulunca ben sırtımda taşıdım.-peki geçim sıkıntısı insanı mutsuz etmez mi?
+bilmiyorum. biz mutluluğu ne parada ne handa bulduk evlat. bak bugün deniz kenarında zeliha'mla beraber çekirdek çıtlatıp, çay içerken, mutluluk da bizimle masada oturuyordu sanki.
Yedi Numara -
“Geçtiğin her yerde çiçek açtırıyon. Hiçbir şey yapmasan da olur.” dedi adam
-
@memorist Vahit emminin Zelühaaa diye seslenişine sevgiler ne güzel hatırlattınız
-
Bir kanepeye sığardık,sevgiyle.
Ne zaman,dünyaya kapıldık biz?
Mobilyamız vardı,insana yer yoktu artık kalbimizde.Cahit Zarifoğlu
-
Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen.
Ömrümüzse karşılıksız sorulardı, hepsi bu.
Şu samanyolu, hani avuçlarından dökülen
kum taneleri var ya onlardan birindeyim.
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum,kar yağıyor.
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte.Çocuksun sen, sesindeki tipiye tutulduğum.
Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun.
Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı.
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum.
Kekemeyim, en az kasabalı aşklar kadar mahçup
ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için.
Bir yanlışlığım bu dünyada, en az senin kadar
ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa.
Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun.
Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların,
onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar.
Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa.Çocuksun sen, her ayrılıkta imlası bozulan.
Ahmet Telli
-
...
Sığındığım her yer adınla anılır,
Ben girerim sokağı devriyeler basar
Bir de gülüşün eklenir kimliğime.diyerek Ahmet TELLİ'yi ben de anmadan geçmeyeyim.