Geceye Bir Şarkı Bırak
-
@bombiksmori ben de geçen yıl keşfettim hocam, müthiş bir huzur veriyor bana her dinlediğimde.
-
Sentetik gecelerin düşüş parçası. İyi çalışmalar
-
https://www.youtube.com/watch?v=2h7L4xdfvTw
Çağlar değişir, insan değişmez.
-
Neyi paylaşamadık?
Gerek var mıydı yezidi sevindirmeye?
Hüseyin'in başını bir daha çöle düşürmeye?
Hasan'ı bir daha zehirlemeye?
Ali'yi bir daha şehit etmeye?
Aynı peygamberden gelenlerden birinin diğerini ateşe vermeye ne hakkı vardı?
O peygamberin yüzünü karartmaya, Allah'ın Aslanı'nın ve torunlarının acısını bir daha yaşatmaya?
Hasret'i aldınız, Muhlis'in yürekten sesini susturdunuz, Nesimi'nin evladına ağıt yaktırdınız 'sen benden gittin gideli' dedirttiniz yakarak.
Birileri tanımladı sizi, bizi, diğerlerini. Kulun ağzından çıkana duyduğunuz aidiyeti ne Hak'ka ne Kuran'a duydunuz. Hak böyle buyurmadı. Hak fırkalara kaynaşılsın diye ayırdı insanları. Birbirine kin etsin diye değil. Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibiydi halbuki.
Temmuz ayı kavuruyorsa ateş sönmemiştir.
Nemrutun yaktığı ateşten almışsınız suyunuzu.
Siz de ötede sönmeyesiniz.
Yakan,
Göz yuman,
Sebep olan,
Durdurmayan. -
@paretowilfredo Yüreğinize, kaleminize sağlık.
-
Güzel bir hikaye
https://youtu.be/P4LjttyKg48 -
-
Yuh Yuh Soyanlara
Soyup Kaçıp Doyanlara
Yiğide Kıyanlara
Yuh Nefsine Uyanlara Yuh -
Günlerden pazarsa,
yalnızsanız,
bir tütün sarın,
bir kahve yapın,
Zeki Müren dinleyin. -
İlkbahardım, hiç üşümezdim.
Buz kesiyor artık günlerim... -
Uyumadan önce bir tur dinlemekte fayda var
-
Edith Piaf - Padam Padam
-
Çaya ben gibi kıymet verenlere gelsin:)
https://youtu.be/vd8YuI0-9Wg -
Klibin başlangıcı gibi,
Yüreğin, insanın kalemi; Cengiz Aytmatov'a
Notalara Aşk aşılamış adam Cahit Berkay'a minnet ve saygı ile.ve lakin çağa çok yabancı bir içtenliği sesi ile nakış gibi işleyen akustik prenses Jehan'a da teessüflerimi iletmeden edemeyeceğim.
https://www.youtube.com/watch?v=gI9d8Kq8_24 -
18 Yaşında, gözaltına alınmış, yargılanmış, işkence görmüş, ölümü beklemiş, suçunu bilememiş dizelerdir.
Nevzat Çelik; Kirli Gömlek
Yiğidim yiğit olmasına ya
Yanık türkülere vurmayın beni
Tutuşur dizelerim sonra
Her biri yıldız kendi halindeGeceleri inen sessizlik
Umarsız açan eski yaradır
İşte gene yükseldi duvarlar
Etme gözlerim koru kendiniAyıklasam dizelerimden
Acıyı, ölümü, şu duvarların nemini
Kirli gömleğimi kokluyormuş annem
Koklasın şiirimi sıcak bir ekmek gibiErdal Eren gibi, Mustafa Pehllivanoğlu gibi, Necdet Adalı gibi, Halil Esendağ gibi, Deniz gibi, Ali Bülent Orkan gibi.
Bir devir. Biri devrim biri dönüşüm isteyen; Okuyan, düşünen, okudukları ve düşündükleri sistemde yer bulamayınca, illegalleşen, keskinleşen birer kılıçtılar. Birbirlerine çarptılar, birbirlerini kırdılar.
Tam bağımsız Türkiye diyen, Milliyetçi Türkiye diyen birbirini vurdu.
Ortak paydaları Türkiye idi.
Halbûki iki blok vardı. Farkında değillerdi ancak onları sınırsız kentlerden daracık hücrelerde sıkıştıran, önce karıştırıp sonra barıştıran. Gördüklerinde çok geç oldu. Yüzlerce ölmüş insan, binlercesi yaralanmış, darağaçları kurulmuş, işkencelerden geçilmiş, anlaşılmıştı.
Bu ülkenin önce düşünüp itiraz edecek bir nesli birbirine yok ettirildi. Ardından kapılar açıldı. İçeriye ne kadar değersizlik varsa sokuldu. Düşünmeyen ve itirazı olmayan nesiller yetiştirildi.
Evladının düşünmesinden korkan ebeveynler devşirildi.
Sonuç? Bugündeyiz.
Ne tam bağımsızız,
Ne özgürüz,
Daha bağımlı,
Daha bir köleyiz.Hınç ile hatırlamak isteyenler için;
https://www.youtube.com/watch?v=w6tYOBUSK3kHüzün ile anmak isteyenler için:
https://www.youtube.com/watch?v=thlbgOcP-NM -
merhaba demeden daha, bu gitmeler gitmek değil...
-
Son sigaramsın.Çekemem öylece...
https://youtu.be/cURzGTYGRHU -
"Ya okuyon okuyon da daha bisey olamadin"
" Oglum baba parasi yemek icin mi okudun sen" ve bence en bombasi " Okul bitti e bi işe gir artik" bu ve benzeri cümleler kurarak genc simalari bu yasta ihtiyarlatan akrabalarima (!) gelsin..https://m.youtube.com/watch?v=w36EM6VtK_8
Senin olsun merhametin şefkatin
Sevme beni benden uzak dur yeter
Olmaz olsun muhabbetin sohbetin
Sustur dillerini konuşma yeter -
-
'Nedir Mihriban'ın gerçek hikâyesi?', diye soruluyor Abdurrahim Karakoç'a:
-Bazıları gerçek mi diyor, gerçek diyorum ama adı Mihriban değil. O, gençliğimde yaşanmış bir aşktı. Ama şimdi adını deşifre etmem, ayıp olur. Benim takmış olduğum sembol bir isimdir Mihriban. Masa başında yazılmış, hayal bir aşk bu tadı ve lezzeti vermez. Yaşayacaksın ki yazacaksın.
O zamanlar elektrik yoktu. Lamba ışığı altında yazıyordum. Şiire başladığımda lambadaki alev titremeye başladı. 'Lambada titreyen alev üşüyor' çıktı.Türküde yer almayan dörtlüklerden birinde şöyle diyor Karakoç:
/Önce naz, sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban/Şöyle devam ediyor sözlerine:
-Seviyordum, olmadı. Ayıp olur, şimdi adını söylemem. Törelerimize aykırı. İkinci bir Mihriban şiirim var, biliyorsunuz. 'Unutmak kolay mı deme, unutursun Mihribanım' diye...O da öyledir, bunlar hep gerçeğe dayalıdır. Güzel, tertemiz bir sevgiydi; tertemiz de bir ayrılma oldu...
/Düzen böyle bu gemide
Eskiler yiter yenide.
Beni değil, sen seni de
Unutursun Mihriban’ım.// oysa ne adı Mihriban'dı ne de saçının rengi sarıydı/