Geceye Bir Şarkı Bırak
-
Yüreğine söz dinletebilen kişi, dünyayı fethedebilir...
-
https://youtu.be/c6_5OFD1r54
Kumral bir çocuğun yaz öyküsü bu
Şarkılarla geçtim aranızdan
Yalnızlar gibi susup uzun uzun
Düşlüyorum bu kenti
Axxx bi aşk gibi .. -
...Öyle bir yerdeyim ki
ne karanfil ne kurbağa
Bir yanım mavi yosun
Dalgalanır sularda
Dostum dostum
Güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe... -
-
-
-
-
-
Uykusuz rüyasız.. bana gelince hayat neden masalsız bilmem
Bir masalın yokmuşuyum ben hiç ben olmuş muyum
Hala eski duygusuyum prensesin uykusuyumRedd-Prensesin Uykusuyum
-
-
-
Al götür
En açık yüreğim yüzün senin.
En açık yürekliliğim gözlerin senin.
Senin adınla başlar güne benimde gözlerim.
İlk harfidir bakışlarımın dilinde elalım.
Arkası kopkoyu yalnızlığı günümün.
İmkansız aşk düğümlüsü dolaşığım
Tay bacaklım ay parçam.
Atın soylu güzelliğine katarak sevdiğimsin, sağırlarına hasretim.
Suların yeraltına çekildiği, kuşların göçten dönmediği
Ve giderken dağların yaralarını kanatlarıyla tarayıp sardıkları bir ülkem
Bir çocukluk hasretimin adı, başlangıcısın.
Gel al beni, her ilişkide bir parçası kalan ömrümü toparla.
Sonrada al götür, atlara üryan binilen o topraklara.
Kekliğe pusu kurulmayan kendi sesinden, rüzgarlara rengini veren kızıl güllere
Çık sular gibi çıplak dağlara, Nevroz'lara, suların azizliğine, sohbetin demine
Bir masal boyu köyüme al götür, ölümün ağıtlardaki güzelliğine.
Orda o dağ köylerinde Kağın'da, gece yarıları pencereye ince bir türküyle,
Eşkiyalar suya ekmeğe inerler, ağızlarına inercesine sanki, öyle rahat.
Bıyıkları gibi sarkarlar evlerin içlerine,
Çocuklar korkmasın yada öykünmesin diye pusatsız tekin.
Gövdelerinde taş diplerinin soluklanması dip diri yürekleriyle,
Tehdit gibi dolaşsalarda dağlarda, asıl tehditin yalnızlık olduğunu insani olmadığını en iyi bilen eşkiyalar.
Daha karanlıkları kuşatılmamış o yerlere al götür.
Al götür unuttum konuşmayı kent ikliminde, susmalar usul usul büyüdü dilimde.
Benden yeniden bir dil yarat, senle başlayan.
Eleharım, kanatacaksan sen kanat.
Atları seviyorsun ya, atsız kentlere inat, sen kanat.
Bu kentte çürüdüm içim rahat, yeterki sen kanat.
Al köpüklenen sağrımda sağalt, kanatacak kadar.
Sonra kanatlarından korkmayan kırlangıçların indiği sulara götür,
Yıka beni kuşlarca, akıtayım kentli gençliğimi eynimde.
Yollara kurdum gözlerimi,
Seni getirecek ayaklarına, göğüsünü verecek yollara, ricada bulundum.
Benden önce öpmesin o canımın içlerini çakıllarla, taşlarla incitmesin.
Parmak uçlarından başlayacağım eğilip öpmeğe.
İstanbul'u ayaklarının altına turap edip sereceğim.
Dalgın ve yorgun yüreğim gibi çileli ayaklarını.
Al götür beni elehar, sesimin soluğumun kaynağı.
Türkülerimin yağmalanmadığı o iklime al götür, al götür. -
-
-
-
-
https://youtu.be/n4lYJ2iOaVc 2001 mezunu oldugum canım lisem:)
-
-
-