Geceye Bir Şarkı Bırak
-
-
https://www.youtube.com/watch?v=36VBenOukjI
Bir yanım dağladılar ateşle annem... -
...
Zannediyorum bazen tek bir parça ruh halimi açıklamakta kifayetsiz kalıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=UVNdIWjqcF8
...
https://www.youtube.com/watch?v=r-vC7xp3HXE
...
-
Bu şarkıyı bilen iyi bir çocukluk geçirmiştir:)
https://www.youtube.com/watch?v=wpkS2DU_qMs -
@kilici Ford Focus mk1 reklamını anımsıyorum, sarı yapraklar arasında slalom yapan ilk seri. Hey gidi.
-
@paretowilfredo Bir reklamda çaldığını biliyordum ama hangisi onu hatırlamıyordum focusmuş demekki:) Eskiler özleniyor..
-
@kilici büyük bi hevesle ezberleyip bağıra çağıra söylediğim ilk ingilizce şarkı:)
-
.....................
-
Geceye bir şarkı değil ama bir termal hamam sözü bırakıyorum: Termal sularda 15 dakikadan fazla kalırsanız, başınız dönebilir, mideniz bulanabilir ve bayilabilirsiniz. Bu nedenle bunu denemekten uzak durun
-
...
https://www.youtube.com/watch?v=H0u59ygLY40
1400 sene geçti. Ne değişti?
Yine aynı yerdeyiz.
Peygamber elinin değdiği başı kesenlerin akıttığı kan,
Kurumadı halen.
Bir topluluk düşünün ki,
Son soluk ile şereflendirilecek,
ve bu şerefi kendi eliyle lanete çevirecek.
Bırakmıyor yakamızı bu lanet
Bırakmayacak da.
Peygamber hakkı helal olmadıkça. -
-
Ateş oldum
Yanar oldum
Gönül verdim ya
Şarap oldum
Kadeh oldum
Yere düştüm kırıldım.
Y. Göksu -
@paretowilfredo büyüksün üstad
-
...
https://www.youtube.com/watch?v=oZc0vde5aUc
el-minnetu- lil-leh ki der-i miyked-i bâz est
zan ru ki mera ber der-e u ruy-i niyaz est
hagigât, nâ mecaz est, der-i miyked-i bâz est
kî-u gessî diraz est
hagigât, nâ mecaz est, der-i miyked-i bâz est
kî-u gessî diraz estbar-i dîl-i mecnûn-u ham-i tûrri-ye leyli
ha leyli ha leyli ha leyli
bar-i dîl-i mecnûn-u ham-i tûrri-ye leyli
ha leyli ha leyli ha leyli
rûhsâri-yi mahmûd-u kef-i pây-i eyaz est
hagigât, nâ mecaz est, der-i miyked-i bâz est
kî-u gessî diraz est
hagigât, nâ mecaz est, der-i miyked-i bâz est
kî-u gessî diraz estbar-i dîl-i mecnûn-u ham-i tûrri-ye leyli
ha leyli ha leyli ha leyli
bar-i dîl-i mecnûn-u ham-i tûrri-ye leyli
ha leyli ha leyli ha leyli
rûhsâri-yi mahmûd-u kêf-i pây-i eyaz est
hagigât, nâ mecaz est, der-i miyked-i bâz est
kî-u gessî diraz est
hagigât, nâ mecaz est, der-i miyked-i bâz est
ke in gessî diraz estkî-u gessî diraz est
raz-î ki ber-i gîyr negoftim-u negûyim
raz-î ki ber-i gîyr negoftim-u negûyimba dûst begûyim kî-û mahrem-î raz est.
Hafız Şirazi.
Mahsa/Marjan Vahdat'ın su gibi sesinden sonra dinlediğim hiçbir kaydı beni bu denli tatmin etmemişti.
-
Adeta bir sakinleştirici, bir kas gevşetici. NASA astronotlarına bir dönem dinletmiş gibi bir iddia da var hakkında.
Slip Slidin' Away
https://www.youtube.com/watch?v=ZNt5FnMK2sM -
Bunalımdaysanız çok dinlemeyin https://youtu.be/c0UvtSpw90k
-
İnto The Wild filmini izleyenler iyi bilir bu parçayı:
https://youtu.be/fGKVpTRe8GM -
-
Vaqif Mustafazade - Düşünce
https://youtu.be/jJcKmWuMD6c -
https://youtu.be/7nmjTi2IcPE
Bu yaşa erdirdin beni, gençtim almadın canımı
ölmedim genç olarak, ölmedim beni leylâk
büklümlerinin içten ve dışardan
sarmaladığı günlerde
bir zamandı
heves ettim gölgemi enginde yatan
o berrak sayfada gezindirsem diye
ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi
genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için
halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti
demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
vay ki gençtim
ölümle paslanmış buldum sesimi.hata yapmak
fırsatını adem'e veren sendin
bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana
gençtim ben ve neden hata payı yok diyordum hayatımda
gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi
haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne
bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak
bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
tanıdım ademoğlu kimin nesiymiş
ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi.çeşme var, kurnası murdar
yazgım
kendi avucumda seyretmek kırgın aksimi.gençtim ya, ne farkeder deyip geçerdim
nehrin uğultusu da olur, dalların hışırtısı da
gözyaşı, çiğ tanesi, gizli dert veya verem
ne fark eder demişim
bilmeden farkı istemişim.
vay beni leylâk kokusundan çoban çevgenine
arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!
yola madem
çöllerdeki satrabı yalvartmak için çıkmıştım
hava bozar, yüzüm eğik giderdim yine
yaza doğru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
yola devam ederdim.gençtim işte şehrin o yatık raksından incinen yine bendim
gelip bana çatardı o ruh tutuşturucu yalgın
onunla ben
hep sevişecek gibi baktık birbirimize.
bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık.oysa bu sürgün yeri, bu pıtraklı diyar
ne kadar korkulu yankı bulagelmiş gizlerimizde
hani yok burda yanlışı yoklayacak hiç aralık
bütün vadilere indik bir kez öpüşmek için
kalmadı hiç bir tepe çıkılmadık
eriyeydik nesteren köklerine sindiğimizce
alıcı kuş pençesiyle uçarak arınaydık
ah, bir olaydı diyorduk vakar da yoksanaydı
doğruydu böyle kan telef olmasın diye çabalamamız
ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladık
gönendi dünya bundan istifade
dünya bayındırladı:
bir yakış, bir yanış tasarımı beride
öte yakada benî âdem
her gün küsülü kaldık.bunca yıl bu gücenik macera beni tutuklu kılan
artık bu yaşa erdirdin beni, anladım
gençken almadın canımı, bilmedim
demek gökten ağsa bile tohum yürekten düşecekmiş
çünkü hataya bağışık büyük hatadan beri nezaret yer
çiğ tanesi sanmak ne cüret, gözyaşıymış
insanın insana raptolduğu cevher.şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?