Geceye Bir Şarkı Bırak
-
Goodnight Moon
https://youtu.be/dHYDFClkqHw -
-
Doğarken ağladı insan,
Bu son olsun bu son..
https://m.youtube.com/watch?v=0uP5UtxdCfM -
https://youtu.be/IOoyQFsjkW4
Monoiko&osaka - the violin song -
...
Yaşanmamışlığı kâr sayanlar var bir de,
Yaşananlar külli zarar dâhi olsa
Yaşanmamıştan uzak kalanı daha şanslı sayarlar hatta
-Sizi ve kendilerini.-
Zannederler ki yaşanan geçmiş yüktür
Oysa gelecektir yük olan yüreğe bilmez onlar.
Yaşanmamış
Yaşanmayacak o gelecek;
Asla gelmeyecek....
Bir ışıktı yanardı gecelerde;
Akşam, çiçekler uykuya yattı,
Sardı karşı kıyıları karanlık
Beni bana gösterecek lambamdı, almışlar.B.Necatigil
-
https://youtu.be/JSa88BxHW9E "Abu çiçi " Not: Sgk açıklanınca biz.
-
https://www.youtube.com/watch?v=JT8T5BE99pM Zakkum-Al gece yarılarımı benden
Bu da burda dursun -
https://www.youtube.com/watch?v=OFBUXKxOBu0&index=21&list=PLK6RHNjIzKUlZ8sJZrzP1nyQUhiSl5uVUTanıyamıyorsa artık gözlerin
Aynadaki şu sessiz ve yorgun adamı
Kurumuyorsa yanağından akan tuzlu sularNefes alamıyorsan ,açıklayamıyorsan
Tutunamıyor , kanatlanamıyorsan
Ve artık başaramıyorsan..Olsun , olsun varsın
Şimdi uyu.. Biraz uyu.
Bugun kendimi bir sarkıda buldum... -
Güneşin, denizlerin, rüzgarin enerjisinden yararlanabiliriz. Ancak, insanoğlunun sevginin enerjisinden yararlanabilmeyi öğrendiği gün, atesin kesfedildiği gün kadar onemli olacak. (Paulo coelho-Zâhir romanından)
-
...
Neler söylenmiş, nelerle itham edilmişti ve hangi ucuz kaidelerle yargılanmıştı tek tek anımsıyordu denizden uzak duvarlar arasında tek başına, kırgın ve dingin. Duvarlarından rutubetli bir ağırlık gözlerinden zihnine sızarken, lacivertten siyaha çalan gecenin, saat başı durağındaydı. Uzakta bir yıldız, çok uzaklardan, belki bin yıl öncesinden göz kırpmıştı yine. Kısarak gözlerini baktı uzunca ona. Jestine karşılık olsun diye mi yoksa gözleri acıdığından mı bilinmez o da göz kırparak karşılık verdi bin yıl öteye. Daha net görmek için kapadı masanın üzerinde toz kaplamış mavisi, griye çalmaya başlayan beyaz masa lambasını. Döndü yeniden pencereye. Sallanan sandalyesinde, sallanarak düşünmeye başladı zihninde dolaşan cam kırığı sesleri. Demişti ki bir ses ona, -bin yıl önce- parçalanırsan unutursun. Ondan mı kurda kuşa yem etmişlerdi onu, yoksa doğaları yüreksizlik olduğu için mi terk etmişlerdi, kurşun gibi yargılar gıyabında savrulurken toy ağızlardan yüreğine doğru? Belki de onlar gibi düşünüyordu, sükutu ikrardı görememişti. Öyleydi evet, öyle olmasaydı hiç değilse aksi sada ederdi. Etmedi, etmeyecekti. Yanıt ararken, zihninde bir dikenli tel olmuş sorulara, bir tütün sarmıştı sararmış parmaklarıyla. Kahvesinden bir yudum, cigarasından bir nefes. Bu silsile ile dakikaları saatlere katarak sabahı ediyordu bir süredir. Ansızın bir sesten bir cümle daha duyumsadı kısık ve derinden. Biraz su şırıltısı, biraz çağrı idi sanki. Hayır yalnızca bir yanılsama ve aldanış idi bu. Kanacak yaşı geçmiş, kanayacak yeri kalmamıştı artık. Hayatını yanlış düzenlerin değişmesine adamış, bıyıkları rahatsız edici şekilde dökülmüş, saçları tüm seyirlik ambalajların dışında kalırcasına darmadağındı. Ama düzene yenilmişti şimdi. Yakalayamamıştı çoğuna göre çağı, çağı yakalamak herkese benzemekti çünkü. Onların rakamsal kaidelerine uyum sağlamak, onlardan ileride ya da geride, aşağıda ya da yukarıda olmamaktı. Kıyasıya bir yarış, kim daha çok sıradan olacak diye girilen kıvrımlı bir sıra. Herkes itiyor birbirini ve araya kaynayanlar güçlü ve zeki görülüyor artık. Şeytan; tüyünü takmasa da şeytan tüylü ahkâm masalarının başında her şeye sahip. Tüketmenin onur ve erdem olduğu zamanlarda en çok tüketen mutlak galip. Düşündü eski bin yılı... Doldurmak için nasıl delice akardı oysa. Şimdi dilin acımasız bentleriyle çevrilmiş, gücü bir duvarın ardına hapsedilmiş, vereceği ne varsa denize ve yaşama vardiyalara sıkıştırılmış bir nehir gibiydi artık. Yatağı değiştirilmiş, denize olan inancı tükenmiş, güveni yıkılmış ve asla Şattülarab'ı olmayacak bir nehir.
Bir gün yıkarsa bendini, yalnızca sele katıp dokunanı sürükleyecek bir nehir,
Yüreği kaskatı,
Zihni demir.
Ruhuysa ikisinin arasında köhne bir pencerede perdelenir....
-
Terketmedi sevdan beni
Aç kaldım, susuz kaldım
Hayın, karanlıktı gece
Can garip, can suskun
Can paramparça
Ve ellerim, kelepçede
Tütünsüz, uykusuz kaldım
Terketmedi sevdan beniAhmed Arif
-
-
. . . . . . . .
-
Sana bir gün olsun,
Gülmedi hayat...
https://m.youtube.com/watch?v=q0Uoxp6CD0I -
. . . . . . . .
-
...
Kendimin ellerinden tutunca,
içimden nehirler gibi akmak geliyor;
yollara çıkmak, yolculuklara bakmak geliyor.
...
Yılmaz Odabaşı
https://youtu.be/eNV3UvmWleI -
…
söyleyecek çok sözümüz vardı
şehrin arka sokaklarına düştü yolumuz
kimseler duymasın diye değil
çekildi sularımız
aktı o yöne
ve belki sürüldük biz.
kader yazısı kuşların göçü
rota belli
yol belli
…
vardıkça ardımıza bakıp
belki biraz anladığımız
zamanı gelince sadece yola düşüp aktığımız.
ne yol tükeniyor, ömür tükenmedikçe
ne yürümekten vazgeçiyoruz
yollar bazen dara çalıyor
sokaklar karanlığa
şehir ıssızlığa
sinip bir köşede aydınlığı beklediğimiz gibi
yürümekten bitap sabahı etmelerimiz
hepsi biziz.https://www.youtube.com/watch?v=TzQbOdKVF1Y
(eski bir zamandan)
-
-
Pentagram (Mezarkabul) - This Too Will Pass
https://www.youtube.com/watch?v=1QNO1pgPzTo -
. . . . . . . .