Sigortacılık ve Sosyal Güvenlik Bölümü İİBF/SBF den Daha Mı Kıymetli?
-
Sevgili ve kıymetli İİBF/SBF ve diğer bu fakülte bölümlerini ihtiva eden fakülte mezunu dostlar. Bir merkezi yerleştirme sonuçlarını daha üzülerek geride bıraktık. Üzüldük çünkü aramızdan bir Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunu, bir Uluslararası ilişkiler mezunu veya Ekonometri mezunu 86 puanı ile atanamazken sadece 2 üniversitede bulunan Sigortacılık ve Sosyal Güvenlik Bölümü mezunları sadece 52 puanla atandı. Bu bölümün öğrenci seçme ve yerleştirme kılavuzunda yıllık kontenjanı 100 iken, İİBF/SBF ve diğerlerinin kontenjanı 50 binden fazla. Adalet mi bu? Hukuki mi? Meşru mu? İnsanî mi? Maalesef hiçbiri değil. Madem İİBF mezunu senin gözünde KPSSP3'ten 52 puan alan adamdan daha değersiz, kapat kardeşim bütün İİBF'leri. ÖSYM veriyor 50 puan, adam alıyor sadece 2 puan memur oluyor. Kul hakkıdır bu kul hakkı. 86 alan Kamu Yönetimi mezununun hakkını kim ödeyecek? Kurum olarakta isim zikredelim SGK - Sosyal Güvenlik Kurumu yılda 100 kişinin dahi mezunu olmadığı Sigortacılık ve Sosyal Güvenlik bölümüne 150 kadro açarak bu duruma sebep olmuştur. Tek kelime ile YAZIKLAR OLSUN! diyorum.
-
Sosyal Güvenlik Kurumu personel atama daire başkanlığı bu konuya bir açıklık getirmeli! Sadece KTO Karatay ve Düzce Üniversitesinde bulunan Sigortacılık ve Sosyal Güvenlik bölümünden mezun olanlara KPSS 2020/1 merkezi atamada neden 150 kontenjan açıldı? 52 puanla kimin veya kimlerin atanması sağlandı? Bu iki üniversite ile SGK nın özel bir protokolü mü var? 120 soruluk sınavda 1 veya 2 net yapan bir kişi nasıl memur olur? Kesinlikle mahkemeye taşınmalı bu konu. Mümkün mertebe Cimer'e de yazılmalı.
-
400 puan civarında puan alarak TR de ilk 30 binde yer alan SBF SBKY mezunu bir kardeşimizi 86 puanıyla memur yapmayan zihniyet, 240 puanı ile TR de ilk 800 binde yer alan Düzce Üniversitesi Sigortacılık ve Sosyal Güvenlik Bölümü mezununu 52 puanıyla nasıl memur yapar?
Sosyal Güvenlik Kurumu atamaları kesinlikle araştırılmalı. Bu kadarına gerçekten yazıklar olsun!
-
Daha neler duyacağız acaba!
-
Ne derseniz deyin hiçbir şey değişmeyecek o yüzden kendi fırsatımzı kendimiz yaratmalıydık ve yaratmalıyız ben aöf iktisat okuyacam en azından 80 e filan düşüyor keşke biz de uyanıklık edip okusaydık 50 ile kapatan bölümleri bizim hatamız fırsatlar geçti gitti
-
@snowpatrol hocam bu fırsat değil birilerine yaratılan fırsatçılık. Birileri birilerine bu bölümü bitir biz seni atarız dese ancak bu kadar olur. Makul ve akla yatkın bir olay değil kesinlikle. Tekrar söyleyeyim araştırılması gereken bir mevzu. Bu kadarı ender görülür. Hadi diyelim 30-40 kişilik atama olsa ekstra hiç bir mevzu bahis olmaz ama atama sayısı ekstradan 150. Epi topu 1500 kişilik lisans ataması içerisinde 150 tanesi bu bölüme ayrılıyor. Yani bütün atama sayısının %10'ununa tekabül ediyor. Bu nasıl normal olabilir?
-
@Antimülakat hocam ben onu demiyorum öyle bir şey olsa bile birşey yapamayız onu diyorum hiçbir şey değişmez düzelmez biz elimizden geldiğince kendi işimizi kendimiz yapmalıyız ben bunu anladım
-
@snowpatrol düzelir düzelmez elbette düzelmez kısmı ağır basıyor ama üst düzey yöneticilerin bu durumdan haberi olduğuna emin değilim. CİMER üzerinden bu atama ile ilgili 3-5 bir şey karalanırsa en azından niye böyle bir şey yaptınız diye birileri birilerine hesap sorabilir. Hiç olmazsa bir sonraki atamada bu durumun önüne geçilir. Yahu kardeşim kuruma memur alıyorsun, bilinmesi gereken temel İş Kanunu! Çoğu memurda teamüllere uygun olarak çalışıyor. Bu bölümde ne olabilir de 52 puan alsa bile gelsin diyorsun! Kurumunda nasıl ve ne şekilde çalışma gösterdiğini çok iyi biliyoruz.
-
@Antimülakat hocam hangi birime mesaj atabiliriz CİMER'den?
-
@MiraKar hocam valla detaylı bakamadım ama nereye atarsanız yerine ulaşır diye düşünüyorum.
-
O bölümden atananları biliyorum hemen hemen her mezun atanip memur oldu, bir dönemde benzer önlisans bölumunden ayni sekilde atamalar yapildi gecmiste. Kurumdaki genc memurlarin cogu bu sekilde. Bence de haksızlık, içlerinde sevdigim tanidigim insanlar var, lakin esit sartlarda sinava girmek adil olani diye dusunuyorum. Kurum bu kisiler kalici olur, digerleri bir sekilde baska yerleri kazanip gidiyor diye dusunuyor sanirim. Fakat sbf iibf icin a kadro artik cok az, b kadro memurluk bile degerli olmaya basladi haliyle. Bu haliyle sbf/iibf cezalandirilmis oluyor. Ulkemizdeki paradokslara bir örnek daha...
-
-
Bir arada tapu kadastro da aynı muhabbet vardı. Sanırım Ankara'da bir ünide vardı bölüm. Leblebi çerez puanlarla millet atanmaktaydı. Burada cidden çok büyük bir tutarsızlık var. İİBF ve SBF'nin kuruluş amacı devlete memur yetiştirmek. Ekstradan bu gibi bölümler açıp 50 puanlarla atama yapmak vicdana sığmaz diye düşünüyorum.
-
@LioN Eskiye nazaran bir şeyler üzerine konuşma hevesimiz gün geçtikçe azalsa da nerde ses verebiliyorsak, doğruyu dillendirmek lazım, konuşulmalı ki mezun kardeşlerimizden bir kişi bile olsa İİBFSBF ye yapılan haksızlıkları bilerek yetişmeli. Bu olanlar, bugüne kadar ki sessiz kalışların sonucu gerçekleşenler, umalım ki bundan sonra bilinçli insanların yanlışı engellemeye çalıştığı gelişmeler olsun. "Vicdan" konusuna gelince ise söylenecek sözlerimizi yutuyoruz şimdilik:)
-
Gram umursamadıklari İİBF'li devletin milyarlık vergisinin toplanmasını sağlıyor, kanunların uygulanmasına hizmet ediyor, devletin vatandaşa karşı yüzünü temsil ediyor. Kısaca işin angaryasını omuzlarına yüklemiş taşıyorda taşıyor hem de yıllardır bunu bifiil yerine getiriyor. Üstüne üstlük en ufak bir aksamada bürokratik engeller malum deyip bütün kanuni yetersizliklerde omuzlarına yükleniyor. Hangi kamu kurum ve kuruluşun üst düzey yöneticisi İİBF/SBF mezunu değil? Çok nadir görürsünüz onlarda teknik, mühendislik bilgisi gerektirdiğinden.
O halde neden İİBF'li bu kadar önemsiz görüyor? Neden Gazi'nin parçalanmasına göz yumulur? Neden bundan 20 öncesine kadar Tıp Fakülteleri ile boy ölçüşen SBF bugün ayaklar altına alınacak hale gelir?
Hepsinin tek ve en önemli sebebi, İİBF'linin mezun olduktan sonra her şeyi bir çırpıda unutup geçmesi. Fakültesine sahip çıkmaması. Bir şeyi değerli kılan onun salt varlığı değil onda yaratılan ruhtur. Bu ruhu ayakta tutacak dinamizm olmadığı sürece İİBF duvarlarının bir bir yıkıldığına tanık olmaya devam ederiz.
-
@Antimülakat Bundan yaklaşık 2 yıl önce 2. kez kazandığım bir sınavın mülakatından elendiğimde şu cümleleri kurmuştunuz:
"Arkadaşlar, bunun bir süreç olduğunu ve ancak geminin kıyıya ulaşmasıyla sonuç alındığını hepimiz biliyorduk. Bile isteye de sınava böyle hazırlandık, bir şeylere meşruiyet kazandırmak derdinde hiç bir zaman olmadık ama bilinen gerçekleri de ifade etmekten uzak durmadık. İki aşamadan oluşan sınavların ikinci aşamasının nasıl değerlendirildiğine dair binlerce söylenti vardır, bunların içerisinde eğitim, bilgi, yabancı dil, özgüven, temsil edebilir olma, liyakat sahibi olma ve referans. Kimlerin bunlar içerisinde hangi kritere göre alınıp, kimlerin de bunların hangisini yerine getirmedikleri için elendiğini mevcut bilgilerden hareketle bilemeyiz. O halde yapılacak tek şey: Ya bu işi yeniden kıyıya ulaştıracak güce ve kriterlere sahip olmak ya da vazgeçmek."
"Antimülakat" olarak şu cümleleri kurmanıza çok şaşırmıştım açıkçası. Allaha şükür o güce ve kriterlere sahibim ve o kıyıya yeniden ulaşabildim.(3. kez tekrar elendim mülakattan tabi orası ayrı).İki yıldır da Allah şahit tek bir gün dahi unutmadım yazdıklarınızı. O kadar ağır gelmişti. Bugün olmuş hala ilk okuduğumda hissettiğim gibi ağır hissederim. Tekrar tekrar canı yanmış bir insanın "sesini kesme" çabalarınızı hiç unutmadım ömrüm boyunca da unutmayacağım bir gün bile. Ben o gün gördüm ki ""antimülakat" dahi o kapıdan içeri girdikten sonra "mevcut bilgilerden hareketle" demeye başlıyor ben o gün gördüm ki "antimülakat" dahi yozlaşmış düzenden çarpık düzenden "söylenti" diye bahsediyor ben o gün gördüm ki "antimülakat" dahi " bile isteye hazırlandık yani düzen böyle işinize gelirse " diyor.
Bunları şu yüzden yazıyorum. Ben o gün anladım ki ben bu koca kalabalığın içinde yalnızım. Düşersem tekme atan çok oluyor. Beni düşünen tek kişi ben olacağım her daim. Kimse benim mağduriyetimle ilgilenmeyecek önemsemeyecek. Antimülakat dahi bakın ısrarla yazıyorum ANTİMÜLAKAT dahi haklı olan zulme uğrayan hakkı yenen benim SESİMİ KESMEYE çalışacak. Bugün diyorsunuz ya fakültene sahip çık ben çıkıyordum(gazi üniversitesi mezunuyum). Bugün diyorsunuz ya ruh ben o ruha sahiptim. Ancak açıkça ifade ediyorum ki bu yolda benim mücadelemi siz bitirdiniz benim ruhumu siz yok ettiniz. Allah şahidim olsun o günden sonra benim önemsediğim tek şey "bu işi yeniden kıyıya ulaştıracak güce ve kriterlere sahip olmak" oldu. Fakülte ,kadro ilan vs. vs. umrumda olmadı. Güç ve kritere sahip olup o 1 kişilik kadroya ben girmeye çalıştım sadece. Neden biliyor musunuz "antimülakat" bile böyle düşünüyordu. Demek ki böyle düşününce başarılıyordu ve "anti" sadece isimde kalıyordu.
2 yıl oldu hala her gün aklımda yazdıklarınız.Kelimesi kelimesine ezbere yazarım.Benden bu bahsettiğiniz dinamizmi siz aldınız. Birileri de her gün başkalarından alıyor muhtemelen. Ben bugün hala işsizim ve elimden geldiğince kader arkadaşlarıma yol arkadaşlarıma yardımcı olmaya çalışıyorum ama açıkçası bu bahsettiğiniz dinamizm yok bende olmayacak da çünkü olmaması gerektiğini bana canımı yakarak çok iyi öğrettiniz.Ömrüm boyunca da unutmayacağım ben bu hayatta tekim, yalnızım ve her zaman öyle olacağım. Her zaman birileri sesimi kesmeye çalışacak ve sıradan bir anadolu insanıysam garibansam sesim çıkmayacak.
Ben tüm yol arkadaşlarıma elimden geldiğince yardımcı olmaya devam edeceğim. Ama mağduriyetlerde sesini yükselt mi diyorsunuz? Hayır yapmayacağım yükseltmeyeceğim çünkü siz bundan yaklaşık 2 yıl önce 30 ocak sabahı bana yapma sus sesini çıkarma ve yeniden sınavı kazanabiliyorsan kazan yoksa hiç konuşma dediniz.
Umarım kendimi anlatabilmişimdir. Hayırlı günler diliyorum. -
@keynesinvarisi yazdıklarını sistemden bile isteye uzaklaşan biri olarak iki kez okudum. Çarpık düzene meşruiyet kazandırmak bir yana nefret ettiğimi bilmeni isterim. Çok kısa zaman içerisinde atandığım tek yer olan B kadroda elendiğim 3 mülakatın ardından kalmaya karar kıldım. Sistemin kimleri kabul ettiğini kimleri bile isteye elemekten geri durmadığını çok kısa zaman içerisinde öğrendim ve o gemiyi kıyaya ulaştıracak kaptan olmadığımı anladım ve kestirmeden bulunduğum limanda kalmaya karar kıldım.
Yukarıda bahsettiğin cümleleri yazdığımda hangi ruh hali içerisinde olduğumu tam olarak hatırlamıyorum ama tekrar tekrar okuduğumda bahsettiğim şeyleri kendimle özleştirerek yazmış olduğumu düşündüm. Tahmin ediyorum ki bu cümleleri SGK denetmen yardımcılığı mülakatından 3. kez elenmemin ardına yazdım. Yani bende aynı senin gibi geminin limana ulaşması şöyle dursun karaya oturmasına epey bozulmuştum.
Sistemin kuralını ifade edebilecek doğru cümleleri bilmem nasıl kurabilirdim kestiremiyorum ama senin azim ve isteğini kırmak istemezdim. Hakkını helal et kardeşim.
-
@keynesinvarisi mülakatlardan elenip bu sene yaşı dolmuş biri olarak mecburen gemiyi kıyıya çekip demirledim ve sistemin dışında kaldım yalnız değilsiniz bu sistemin içinde kalıp elinizden geleni yapın o da mülakatlara kalmayı başarıp şansınızı sürekli deneyin son ana kadar ama bunu yaparken tek bir hedefe odaklanmayın yaşınız ve durumunuz uygunsa bir işte çalışmak zorunda değilseniz ve illa memur olmak istiyorum diyorsanız kpss b yi boşlamayın ya da ales smm vs ne yapabilirseniz yapın ben en son mülakattan elenip yaşım sınıra geldiği için bunalıma girip dünyadan ayrılmayı bile düşündüm ama yok değmez söz verdim kpss b den atanacam inşallah aöf iktisat okuyup şansımı artırmaya çalışacam başka bir sisteme dahil oldum pes etmek yok yalnız değilsiniz pes etmeyin
-
@Antimülakat hocam en iyisini yapmışsınız kıyıda beklemeye karar verip kpss b den atanarak keşke ben de sadece kpss a ya odaklanmasaydım bu saatten sonra ne kadar zor olsa da kpss b den atanmak için herşeyi yapacam en iyisi önce kendi kontrolümüzdeki şeylere odaklanmak kendi şansımızı kendimiz yaratmalıyız mülakatı olan işlerde kontrol bizde değil bazen ne yaparsan yap olmuyor ama kpss b den iyi puan almak bizim elimizde ve aldığımız zaman karşımızda bir mülakat belirsizliği yok hayırlısı olsun
-
@snowpatrol kesinlikle nasip ve ötesi. Nasipten öteye yol varsa zaten açılır yol yoksa nasip o kadar ekmektir. Kendimizi bilmek kadar, ulaşabildiklerimizi toplamakta önemlidir. Beklemek zaman kaybından öteye götürmüyor bazen o yüzden hayatın kalan kısmını keşfetmek en ideali. 7 yıllık devlet memurluğu tecrübemle diyorum ki kamudan beklentilerinizi göklere çıkarmayın. Her şey ülkesel bir bütünlük arz ediyor. Orası daha iyi de burası daha kötü? Burası A kadroda orası B kadro? Orası memurlukta burası uzmanlık...
Hepsinin temelinde maaş fazlası var. Fazla maaş almak uğruna hiç maaş almamayı göze almamak gerekir.