24 Aralık Hakimlik Sınavı Mülakatları
-
@aliveli emeğinize sağlık hocam. Çok iyi olur
-
@aliveli valla Allah razı olsun sizden çok acemiyim neye bakıcağımı tam bilmiyom 4T yi aldım ama idari hakimlik le ilgili hiç soru yok gibi
-
-
Adli Hakimlik mülakatı soruları
1-İdari Yargıda Yetkiyi Açıklayınız.
İdari davalarda yetki:
İdari davalarda yetki kamu düzenine ilişkin olup, taraflar mahkemenin yetkisinin belirlenmesine ilişkin yetki sözleşmesi yapamazlar.
Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.
Kamu görevlilerinin atanması ve nakilleri ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlilerinin yeni veya eski görev yeri idare mahkemesidir.
Kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesi, emekli edilmeleri veya görevden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idare mahkemesidir.
Kamu görevlilerinin görevle ilişkisinin kesilmesi sonucunu doğurmayan disiplin cezaları ile ilerleme, yükselme, sicil, intibak ve diğer özlük ve parasal hakları ve mahalli idarelerin organları ile bu organların üyelerinin geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmalarıyla ilgili davalarda yetkili mahkeme ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkemesidir.
Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, hâkim ve savcıların mali ve sosyal haklarına ve sicillerine ilişkin konularla, müfettiş hal kâğıtlarına karşı açacakları ve idare mahkemelerinin görevine giren davalarda yetkili mahkeme, hâkim veya savcının görev yaptığı yerin idari yargı yetkisi yönünden bağlı olduğu bölge idare mahkemesine en yakın bölge idare mahkemesinin bulunduğu yer idare mahkemesidir.
İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir.
Köy, belediye ve özel idareleri ilgilendiren mevzuatın uygulanmasına ilişkin davalarla sınır uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme, mülki idari birimin, köy, belediye veya mahallenin bulunduğu yahut yeni bağlandığı yer idare mahkemesidir.
Taşınır mallara ilişkin davalarda yetkili mahkeme, taşınır malın bulunduğu yer idare mahkemesidir.
Tam yargı davalarında yetki:
İdari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkeme, sırasıyla:
a) Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili,
b) Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer,
c) Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer.
İdari mahkemesidir.2-Anayasa Mahkemesi Başkanının görev süresi nedir?
MADDE 12- (1) Başkan ve başkanvekilleri, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkan ve Başkanvekili üyeler arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğunluğuyla dört yıl için seçilirler.
(2) Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Seçimler, bu görevlerin sona ereceği tarihten önceki iki ay içerisinde sonuçlandırılır.
(3) Seçimlerle ilgili diğer hususlar İçtüzükle düzenlenir.3-Anayasa 36.myi açıklayınız
A. Hak arama hürriyeti
MADDE 36- (Değişik: 3/10/2001-4709/14 md.) Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.4-Sigorta sözleşmesi nedir açıklayınız.
MADDE 1401- (1) Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.
5-HMK’da yargılamaya hakim olan ilkeler nelerdir.
Tasarruf ilkesi - Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz. Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz.Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder.
Taraflarca getirilme ilkesi-Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.
Taleple bağlılık ilkesi- Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.
Hukuki dinlenilme hakkı- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini,içerir.
Aleniyet ilkesi -Duruşma ve kararların bildirilmesi alenidir.Duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli olarak yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut resen mahkemece karar verilebilir.Tarafların gizlilik talebi ön sorunlar hakkındaki
hükümler çerçevesinde gizli duruşmada incelenir ve karara bağlanır. Hâkim, bu kararının gerekçelerini, esas hakkındaki kararı ile birlikte açıklar. Hâkim, gizli yargılama işlemleri sırasında hazır bulunanları o yargılamayla ilgili edindikleri bilgileri açıklamamaları hususunda uyarır ve 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun gizliliğin ihlaline ilişkin hükmünün uygulanacağını ihtar ederek bu hususu tutanağa geçirir.
Dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğü- Taraflar, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar. Taraflar, davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir biçimde yapmakla yükümlüdürler.
Usul ekonomisi ilkesi-Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.
Hâkimin davayı aydınlatma ödevi -Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.6-Temel Cezanın belirlenmesini açıklayınız.
Cezanın belirlenmesi
MADDE 61. - (1) Hakim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hallerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.7-Hukuka Uygunluk sebepleri nelerdir açıklayınız.
Kanunun hükmünün icrası
Madde 24- (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
Meşru savunma
Madde 25- (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası
Madde 26- (1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.
(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez.8-Haksız rekabet nedir?
Haksız rekabet rakipler veya tedarikçilerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı davranış ve ticari uygulamalardır. Bu kapsama giren her türlü fiil haksız rekabet teşkil edecektir. Başka bir işletmeye ait ürünlerin taklit edilmesi, rakip markaların taklit edilmesi, kendi ürünlerinin kalitesine yönelik olarak aldatıcı reklâmlar yapılması, ürünlerde veya işletmede olmayan nitelikleri varmış gibi göstererek aldatıcı ad ve işaretler kullanılması haksız rekabet teşkil eden hallerdendir. Kanundaki düzenlemelerin amacı, piyasadaki tüm katılımcıların menfaatine dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olarak belirtilmiştir.
9-Seçimlerin geriye bırakılması ve ara seçimi açıklayınız.
D. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin geriye bırakılması ve ara seçimleri
MADDE 78- Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir. Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez.Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir.
Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.
Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin,Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilkPazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasanın 127 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.10-Dava takip ehliyeti nedir açıklayınız.
Dava takip yetkisi MADDE 53- (1) Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir.
11-Yasama dokunulmazlığını açıklayınız.
Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.12-Tacir olmanın hüküm ve sonuçları nelerdir?
1-Ticaret ünvanı seçmek ve kullanmak,
2-İflasa tabi olmak,
Tacir, işletmesini kapatsa ve bunu tescil ve ilan ettirse bile 1 yıl süre ile daha iflasa tabi olmaya devam eder.
3-Ticari defter tutmak,
4-Ticaret Siciline kayıt olmak,
5-Ticaret ve sanayi odalarına kayıt olmak
6-Basiretli iş adamı gibi hareket etmek,
7-Ticari iş karinesi
8-Ücret ve faiz isteme,
9-Fatura ve teyid mektubu:13-HMK’da teminat gösterilmesi gereken haller nelerdir?
Aşağıdaki hâllerde davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilir:
a) Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması.
b) Davacının daha önceden iflasına karar verilmiş, hakkında konkordato veya uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma işlemlerinin başlatılmış bulunması; borç ödemeden aciz belgesinin varlığı gibi sebeplerle, ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun belgelenmesi.
(2) Davanın görülmesi sırasında teminatı gerektiren durum ve koşulların ortaya çıkması hâlinde de mahkeme teminat gösterilmesine karar verir.
(3) Mecburi dava ve takip arkadaşlığında teminat gösterme yükümlülüğü, bu yükümlülüğün tüm davacılar bakımından mevcut olması hâlinde doğar.
Teminat gerektirmeyen hâller
MADDE 85- (1) Aşağıda sayılan hâllerde teminat istenemez:
a) Davacının adli yardımdan yararlanması.
b) Davacının, yurt içinde istenen teminatı karşılamaya yeterli taşınmaz malının veya ayni teminatla güvence altına alınmış bir alacağının bulunması.
c) Davanın, sırf küçüğün menfaatlerini korumaya yönelik olarak açılmış olması.
ç) İlama bağlı alacak için ilamlı icra takibi yapılmış olması.
Teminat kararı
MADDE 86- (1) Yargılama giderlerini karşılayacak teminata, mahkemece kendiliğinden karar verilir. Hâkim, teminat kararı vermeden önce tarafları veya müdahale talebinde bulunan kişiyi dinleyebilir.
Teminatın tutarı ve şekli
MADDE 87- (1) Bir davada verilecek teminatın tutarını ve şeklini hâkim serbestçe tayin eder. Ancak, tarafların teminatın şeklini sözleşmeyle kararlaştırmaları hâlinde, teminat ona göre belirlenir.
(2) Teminatı gerektiren durum ve koşullarda değişiklik olması hâlinde, hâkim teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi ya da kaldırılmasına karar verebilir.
Teminat gösterilmemesinin sonuçları
MADDE 88- (1) Hâkim tarafından belirlenen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava usulden reddedilir.
(2) Müdahale talebinde bulunan kişi, kesin süre içinde istenen teminatı vermezse, müdahale talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.
Teminatın iadesi
MADDE 89- (1) Teminat gösterilmesini gerektiren sebep ortadan kalktığı takdirde, ilgilinin talebi üzerine mahkeme, teminatın iadesine karar verir.14-Hakim ve savcıların soruşturma usulü nasıldır?
Hakim ve savcıların görevden Doğan veya görev sırasında işlenen Suçları,sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve dav.nedeniyle haklarında inceleme ve sor.yapılması HSYK 3. Dairenin teklifi ve kurul Başkan'ının oluru ile kurul müfettişlerince veya soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle yaptırılır.Hsyk 3.dairesi,sor.ve inceleme için teklifte bulunuyor.(Buna ilişkin kararı ve geçici yetkiyle yer değiştirme veya görevden uzaklaştırmaya ilişkin kararı Hsyk 2. Daire veriyor.)Hakim ve savcıların Savunmaları ,soruşturmayı yapan Görevlilerin 3 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirttiği bir tarihte alınır.Hakim ve savcılar hakkında tamamlanan sor.evrakı Hsyk genel Sekreterliği'ne gönderilir.Yapılacak inc.sonunda düzenlenecek düşünce Yazısı üzerine kov.yapılmasına veya disiplin cezası uygulanmasına gerek olup olmadığı genel sekreterlikçe taktir edilerek evrak ilgili mercilere tevdi olunur veya işlemden kaldırılır.Kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü taktirde evrak Hsyk Tarafından ilgilinin yargı Çevresinde bulunduğu ACM'ne en yakın ACM Cumhuriyet Savcılığı'na;merkez,bağlı ve ilgili kuruluşlarda Görevli hakim ve savcılar için Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilir.5 gün içinde iddianame düzenlenir,son soruşturmanın açılmasına veya buna yer olmadığına ilişkin karar verilmek üzere Savcılık evrakı ağır cezaya verir.2802 sayılı kanunun 90. Ve devam eden maddeleri aynen geçerli.Sadece Adalet bakanlığı terimi yerine Hsyk kullanılıyor . Buna rağmen ,Adalet Bakanı'nın izninin (eski uygulamanın) geçerli olduğu kişiler sadece Şunlar: 1-Adalet Bakanlığı merkez,bağlı ve ilgili kuruluşlarındaki hakim savcılar, 2-uluslararasi mahkemeler veya kuruluşlarda görev yapan hakim savcılar, 3-geçici yetki veya görevlendirme ile başka bir kurum,kurul veya kuruluşta çalışan hakim savcılar, 4-idari görevleri yönünden savcılar, 5-komisyon işlerine Yönelik olarak adalet komisyonu başkan ve üyeleri.Bunlar hakkında eski usul aynen devam ediyor. Yayınlanan genelgeyle birlikte değerlendirdiğimde benim Anladığım sor.ve kov.usulü bu şekilde oluyor artık:) 2802 sayılı yasanın 90. Ve devam eden maddelerini yazmadım.Orada da Genel olarak bakıldığında Adalet bakanlığı teriminin yerini Hsyk almış oluyor,genelge de bunu söylüyor.Ancak yukarıda saydığım belli nitelikteki hakim savcılar için adalet bakanlığı terimi geçerliliğini sürdürüyor.Ben bu şekilde anladım ve toparlamaya çalıştım,siz yine de genelgeyi ,kanun maddelerini ve AY 159'u okuyun derim.(Ebru Cansu’nun yorumundan alıntıdır.)
15-Babalık davasını açıklayın.
Evlilik dışı doğmuş olan bir çocuğun baba ile soybağının kurulmasın için açılan davadır.Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.Davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır. Bu sürenin dışında olsa bile fiilî gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur. Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini kaybeder. Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer.Çocuk tarafından açılacak olan babalık davasında ise hak düşürücü süre 2011 tarihinde AYM tarafından iptal edilmiştir.
16-Kıymetli evrakta defileri açıklayınız.
Senet Metninden Doğan Def’iler
Bu def’iler senet metninden anlaşılan def’ilerdir. Bunları, senet metninden doğan itirazlar ve def’iler olarak ayırmak gerekir. Senet metnine bakmakla anlaşılan örneğin, senette herhangi bir şekil şartının yerine getirilmemesi nedeniyle senedin geçerli olmaması, senet metninden doğan bir itirazdır. Buna karşılık vade henüz gelmeden senet bedelinin borçludan istenmesine karşılık ileri sürülen vadenin henüz gelmediği beyanı senet metninden doğan geçici bir def’idir. Senedin zaman aşımına uğramış olduğu yolunda bir savunma ise kesin bir def’i niteliğindedir. Bu def’i ve itirazlar senet metninden doğdukları, başka bir deyişle senet metni okunmakla anlaşıldıkları için, senet nedeni ile kendisine başvurulan herkes, başvuran herkese karşı bunları ileri sürebilir.
Senedin Hükümsüzlüğüne İlişkin Def’iler
Senedin hükümsüzlüğüne ilişkin bir def’iden söz edebilmek için şeklen düzgün bir senet bulunmalı, buna rağmen senet hüküm ifade etmemelidir. Şeklen geçerli bir senet var olsa bile, bununla sorum altına girmiş bazı kimseler için bu senet geçerli olmayabilir, başka bir deyişle hükümsüz olabilir. Örneğin, senette bulunan imzalardan birisi veya bir kaçı sahte ise, bu imzaların sahibi oldukları iddia edilen kişiler doğal olarak bu senetten sorumlu olamazlar. Senet bunlar hakkında hükümsüzdür. Senet borçlusu olarak görülen kişinin imzası sahte ise, bu kişi, senedin kendisi için hüküm ifade etmediğini, herkese karşı ileri sürebilir. O halde senedin hükümsüzlüğüne ilişkin def’iler, hükümsüzlük nedeni şahsında doğan kişi tarafından, senet ilişkisi nedeni ile kendisine başvuran herkese karşı ileri sürülebilir.
Kişisel Def’iler
Kişisel def’iler, senet borçlusu ile lehtarı arasında, senet dışı ilişkilerden doğan def’ilerdir. Örneğin, alıcı, satıcıya, satın almış olduğu 5. 000 Yeni Türk Lirası değerinde halı için bir bono düzenleyip verse, fakat halı ayıplı çıktığı için iade edilse, vadesinde satıcı alıcıya başvurarak bono bedelini talep etse, alıcı halıyı geriye verdiğini, bu nedenle bono bedelini ödemeyeceğini kişisel def’i olarak ileriye sürebilir.
17-Boşanma sebepleri-Akıl hastalığına dayalı boşanma nedenlerini açıklayınız.
Boşanma nedenleri, Zina,hayata kast,pek kötü veya onur kırıcı muamele,suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme terk ve akıl hastalığıdır.Akıl hastalığına dayalı olarak boşanma Davası açılabilmesi için söz konusu akıl hastalığının tedavisinin mümkün olmadığı resmi sağlık kurulu raporu ile saptanmalı ve ortak hayatın çekilmez hale geldiğine hakimin kanaat getirmesi gerekir.
18-Tam yargı davasının şartları ve idari eylemden kaynaklanması halinde zorunlu başvuru yöntemini açıklayınız.
Tam yargı davası idari bir işlem,eylem veya sözleşmeden kaynaklı olarak hakkı ihlal edilmiş olan kimselerin zararın tazmini için açacağı davadır.Tam yargı davasının açılabilmesi için öncelikle bir hakkın ihlali olmalı bu hakkın ihlali ile idarenin faaliyeti arasında illiyet bağı bulunmalıdır.Zarar sadece idari eylemden kaynaklanmışsa dava açmadan önce ilgili idareye başvuru zorunludur.Bu başvuru yolu tüketilmeden davanın açılması halinde merci tecavüzü söz konusu olup mahkeme merciine tevdi kararı vermelidir. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.19-Kadastro askı süresi?
20-Sınırlı ehliyetsizin ve temsilcisinin yapmasının yasak olduğu işlemler?
Sınırlı ehliyetsizler bazı işlemleri hiç yapamazlar; yani bunları ne bizzat, ne de yasal temsilcilerinin rızasıyla yapmaları mümkündür. Hatta yasal temsilciler dahi bu işlemleri sınırlı ehliyetsiz adına yapamazlar. Bunlara yasak işlemler denir. Yasak işlemler, yapıldıkları takdirde hiçbir hüküm ifade etmezler, yani batıldırlar.
Bunları MK. m. 449 şöyle belirtiyor; “vesayet altındaki kişi adına kefil olmak, vakıf kurmak ve önemli bağışlarda bulunmak yasaktır”. O halde yasak işlemler, önemli bağışlamalar, vakıf kurma ve kefalettir. 21-Hakimin yasaklılık ve red sebepleri nelerdir?Yasaklılık sebepleri
Hâkim, aşağıdaki hâllerde davaya bakamaz; talep olmasa bile çekinmek zorundadır:
a) Kendisine ait olan veya doğrudan doğruya ya da dolayısıyla ilgili olduğu davada.
b) Aralarında evlilik bağı kalksa bile eşinin davasında.
c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyunun davasında.
ç) Kendisi ile arasında evlatlık bağı bulunanın davasında.
d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanların davasında
e) Nişanlısının davasında.
f) İki taraftan birinin vekili, vasisi, kayyımı veya yasal danışmanı sıfatıyla hareket ettiği davada.
Ret sebepleri
Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir:
a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması.
b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması.
c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması.
ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması.
d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması.
22-İdari yargıda davanın ihbarını ve dava dilekçesinin unsurlarını açıklayınız.
Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. Dava kendisine ihbar edilen kişinin de aynı şartlarda bir başkasına ihbarda bulunması mümkündür ve bu şekilde ihbar tevali ettirilebilir. İhbar yazılı olarak yapılır; ihbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir. Davanın ihbarı sebebiyle yargılama bir başka güne bırakılamaz ve ihbarın tevali etmesi gibi zorunlu olan durumlar dışında süre verilemez.İdari davalarda dilekçelerde;
a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,(3)
b) Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller,
c) Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi,
d) Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar,
e) Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası gösterilir.
23-Temel hakların sınırlandırılması ve durdurulması
Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna,demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.
Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
24-Azınlık hükümeti nedir?
Azınlık hükümeti, parlamenter sistemlerde, parlamentoda çoğunluğu olmayan bir partinin, öbür parti ya da partilerin hükümete fiilen katılmadan dışarıdan destek vermesiyle oluşturduğu hükümet biçimidir.
25-Sigorta çeşitleri nelerdir?
26-Vasiyet çeşitleri nelerdir?Sözlü vasiyeti açıklayınız.
El yazılı vasiyetname,resmi vasiyetname,sözlü vasiyetname olmak üzere üç çeşittir. Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir. Diğer hallerde yani resmi vasiyet ya da el yazılı vasiyet yapma imkânı mevcut iken sözlü vasiyet yapılmış ise bu vasiyet geçerli olmayacaktır. Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okuryazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir. Mirasbırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşer.
29.09.2015
27-İyuk 20.m açıklayınız.
Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların,
ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir. Haklı sebeplerin bulunması halinde bu süre, bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.
2. Taraflardan biri ara kararının icaplarını yerine getirmediği takdirde, bu durumun verilecek karar üzerindeki etkisi mahkemece önceden takdir edilir ve arakararında bu husus ayrıca belirtilir.
3. Ancak, istenen bilgi ve belgeler Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin ise, Başbakan veya ilgili bakan, gerekçesini bildirmek suretiyle, söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir. (Ek Cümle: 10/6/1994 - 4001/10 md.) Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez.
5. Danıştay, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde dosyalar, bu Kanun ve diğer kanunlarda belirtilen öncelik veya ivedilik durumları ile Danıştay için Başkanlar Kurulunca; (1) diğer mahkemeler için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca konu itibariyle tespit edilip Resmi Gazete'de ilan edilecek öncelikli işler gözönünde bulundurulmak suretiyle geliş tarihlerine göre incelenir ve tekemmül ettikleri sıra dahilinde bir karara bağlanır. Bunların dışında kalan dosyalar ise tekemmül ettikleri sıraya göre ve tekemmül tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır. (1)
6. İdare ve vergi mahkemelerinde heyet halinde görülen davalarda, birinci fıkrada belirtilen bilgi ve belgelerin istenmesine ve ek süre verilmesine ilişkin ara kararları, mahkeme başkanı veya dosyanın havale edildiği üye tarafından da verilebilir. -
28-Konut kiralarında tahliye sebepleri ve tahliye taahhüdünü açıklayınız.
Kiraya veren, kira sözleşmesini; kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa,
Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise,belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.
Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir.
Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.
Kiracı, bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde; bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya veren, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir.
Kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutu bulunması durumunda kiraya veren, kira sözleşmesinin kurulması sırasında bunu bilmiyorsa, sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde sözleşmeyi dava yoluyla sona erdirebilir.
-Tahliye taahhüdü: Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir.29-Uyuşmazlık mahkemesinin üyeleri kimlerden oluşur.
Uyuşmazlık mahkemesi Hukuk ve Ceza olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.
Hukuk Bölümüne -2 Asıl 2 Yedek Üyesi; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca kendi Başkan ve üyeleri arasından, -2 Asıl 2 Yedek Üyesi; Danıştay Genel Kurulunca kendi Başkan ve üyeleri arasından, -2 Asıl 2 Yedek Üyesi; Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Genel Kurulunca askeri hakim sınıfından olan daire başkan ve üyeleri arasından Ceza Bölümüne -3 Asıl 3 Yedek Üyesi; Yargıtay Ceza Genel Kurulunca kendi Başkan ve üyeleri arasından -3 Asıl 3 Yedek Üyesi; Askeri Yargıtay Genel Kurulunca kendi daire Başkan ve üyeleri seçilerek görev yaparlar. -
31-Danıştay başkanlar kurulu-başkanlık kurulu görevleri nelerdir,kimlerden oluşur?
Başkanlar kurulunun görevleri: Danıştay daireleri arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını karara bağlamak,Ayrı yargı çevrelerinde bulunan idare ve vergi mahkemeleri arasında görev ve yetkiye ilişkin uyuşmazlıklarda ve bağlantılı davalarda merci tayinini yapmak Danıştay Başkanının Kurulda görüşülmesini uygun gördüğü işleri görüşmek ve karara bağlamak.
Başkanlık Kurulunun görevleri şunlardır:
a) Üyelerin görev yerlerini, dairelerin iş durumunu ve ihtiyaçlarını göz önünde tutarak belirlemek.
b) Zorunlu hâllerde daire başkanı ve üyelerin dairelerini değiştirmek.
c) Danıştay tetkik hâkimlerinin çalışacakları daireleri, kurulları ve görecekleri işleri belli etmek ve gerektiğinde
yerlerini değiştirmek.
d) Daireler arasında iş bölümünü belirlemek.
e) Yetkili merciin neresi olduğu belirtilmemiş olan yönetim işlerini belli etmek veya bu işleri yapmak.
f) Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.
2. Başkanlık Kurulunun kararları kesin olup bu kararlar aleyhine başka bir yargı merciine başvurulamaz.32-Ceza hukukunda kanunilik ilkesini açıklayınız.
TCK’nın 2.m göre Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz. İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz. Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
33-Poliçe zamanaşımı süreleri?
Poliçeyi kabul edene karşı ileri sürülecek poliçeden doğan istemler, vadenin geldiği tarihtenitibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.Hamilin, cirantalarla düzenleyene karşı ileri süreceği istemler, süresinde çekilen protesto tarihinden veya senette “gidersiz iade olunacaktır” kaydı varsa vadenin dolduğu tarihten itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Bir cirantanın başka cirantalarla düzenleyen aleyhine ileri süreceği istemler, cirantanın poliçeyi ödediği veya poliçenin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar.
34-Yargı yerinin belirlenmesini açıklayınız.
Aşağıdaki hâllerde, davaya bakacak mahkemenin tayini için yargı yeri belirlenmesi yoluna başvurulur:
a) Davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin davaya bakmasına herhangi bir engel çıkarsa.
b) İki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesi konusunda bir tereddüt ortaya çıkarsa.
c) İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse.
ç) Kesin yetki hâllerinde, iki mahkeme de yetkisizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse.
Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına herhangi bir engel bulunduğu yahut iki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesinde tereddüt ortaya çıktığı takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için Yargıtaya başvurulur.
Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.
35-Kimler vasi olarak atanamazlar?
Reşit olmayanlar, kısıtlılar, kamu hizmetinden yasaklı olanlar, haysiyetsiz bir yaşam sürenler ve vesayet alınacak kişi ile arasında çıkar çatışması olanlar vasi olamaz. -
Mülakat kaç dakka sürüyor idi
-
@sezginci 5 dk civarı hocam , genel kültür falan sorulmuyor artık
-
- -Senede karşı senetle ispat kuralının istisnaları nelerdir?
Yangın, deniz kazası, deprem gibi senet alınmasında imkânsızlık veya olağanüstü güçlük bulunan hâllerde yapılan işlemler. Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları. Hukuki işlemlere ve senetlere karşı üçüncü kişilerin muvazaa iddiaları. Bir senedin sahibi elinde beklenmeyen bir olay veya zorlayıcı bir nedenle yahut usulüne göre teslim edilen bir memur elinde veya noterlikte herhangi bir şekilde kaybolduğu kanısını kuvvetlendirecek delil veya emarelerin bulunması hâli.
- Rehin açığı belgesi nedir?
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibin sonunda alacak rehinle karşılanamamışsa alacaklıya karşılanamayan kısım için verilen belgedir.Rehin açığı belgesi borçlunun acz durumda olduğunu göstermeyip, öncelikle rehne başvurduğunu gösteren bir belgedir.Aynı zamanda bir sene içinde borçluya yapılacak takiplerde ödeme emri tebliğine lüzum yoktur.Ayrıca borcun ikrarını içeren bir belge hükmündedir.
- -Hüküm uyuşmazlığını açıklayınız.
Adli,idari ve askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hükümuyuşmazlığının varlığı kabul edilir. Ceza kararlarında; sanığın, fiilin ve maddi olayların aynı olması halinde hüküm uyuşmazlığı var sayılır.
Hüküm uyuşmazlıklarında uygulanacak inceleme kuralları:Madde 25 – Hukuk alanındaki hüküm uyuşmazlıklarında Uyuşmazlık Mahkemesi, Danıştay Yargılama usulünün bu kanuna aykırı olmayan hükümlerini uygulamak suretiyle anlaşmazlığın esasını da karara bağlar.
Ceza alanındaki hüküm uyuşmazlıklarında Uyuşmazlık Mahkemesi, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümlerini uygular ve esasa ilişkin bir karar vermeksizin sadece o davayı hangi ceza mahkemesinin görüp karara bağlaması gerektiğini belirtmek suretiyle anlaşmazlığı çözer. Kazanılmış haklar saklı tutulur.
Uyuşmazlık Mahkemesi hüküm uyuşmazlıklarını- Reasürans sözleşmesini açıklayınız.
Sigorta edilmiş riskin, belli bir kısmının veya tamamının yeniden sigorta edilmesidir. Sigorta şirketleri, teminat verdikleri rizikolarda büyük hasarların aynı zamana gelme ihtimaline karşı, hasar ödemelerinde zorlanmamak için reasürans (mükerrer sigorta) yaptırır. Reasürans, sigorta şirketlerine, tek başlarına yüklenmeleri kendi sermayeleri, ihtiyatları, özvarlıkları bakımından kısaca mali yönden mümkün olmayan riskleri, sigortalayabilme imkânı verir.
-
@hgrotius 5 dakkada anca kendimizi tanıtırız
-
@sezginci kendinizi tanıtıp 2 adet soru cevaplayıp çıkıyoruz hocam zaten .
-
@hgrotius Mülakata çalışmanın anlamı yok
-
@sezginci mülakat çok çalışmanın anlamı yok , ama çalışmassanız yinde geçemezsiniz .
-
- İvedi yargılama usulünü açıklayınız.
İvedi yargılama usulü:
- İvedi yargılama usulü aşağıda sayılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır:
a) İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri.
b) Acele kamulaştırma işlemleri.
c) Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları.
d) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri.
e) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar.
f) 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu kararları. - İvedi yargılama usulünde:
a) Dava açma süresi otuz gündür.
b) Bu Kanunun 11 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.
c) Yedi gün içinde ilk inceleme yapılır ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılır.
d) Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren on beş gün olup, bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla on beş gün uzatılabilir. Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılır.
e) Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez.
f) Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç bir ay içinde karara bağlanır. Ara kararı verilmesi, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandırılır.
g) Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
h) Temyiz dilekçeleri üç gün içinde incelenir ve tebliğe çıkarılır. Bu Kanunun 48 inci maddesinin bu maddeye aykırı olmayan hükümleri kıyasen uygulanır.
ı) Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi on beş gündür.
i) Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.
j) Temyiz istemi en geç iki ay içinde karara bağlanır. Karar en geç bir ay içinde tebliğe çıkarılır.
30.09.2015
- Anayasada suç ve cezalara ilişkin esaslar nelerdir.
C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar
MADDE 38- Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez. Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md.; Mülga: 7/5/2004-5170/5 md.)
(Değişik: 7/5/2004-5170/5 md.) Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.- 44.Kişisel mallar nelerdir ve mal rejimlerini sayınız.
Yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimi mevcuttur.Onun haricinde taraflar isterlerse evlenme öncesinde düzenleme veya onaylama şeklinde noter senediyle veyahut evlenme başvurusunda belirtmeleri halinde veyahut evlendikten sonra yine aynı usulle seçimlik mal rejimlerinden mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığını seçebilirler.Eşlerin kişisel kullanımına yarayan eşyaları, ölüme bağlı veya sağlararası kazanımlar,kişisel mal yerine geçen değerler kişisel maldır.
- HAGB
Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (1)
Madde 231 – (1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.
(2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.
(3) Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hâl varsa bu da bildirilir.
(4) Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir.
(5) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl(2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
(6) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir. (Ek cümle: 22/7/2010 - 6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.
(7) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.
(8) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/6/2014-6545/72 md.) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.
(9) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
(10) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.)Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.
(11) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.
(12) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.
(13) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
(14) (Değişik: 23/1/2008 – 5728/562 md.) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.- Delil tespitini anlatınız.
Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir.
(2) Delil tespiti istenebilmesi için hukuki yararın varlığı gerekir. Kanunda açıkça öngörülen hâller dışında, delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır.
Görev ve yetki
MADDE 401- (1) Henüz dava açılmamış olan hâllerde delil tespiti, esas hakkındaki davaya bakacak olan mahkemeden veya üzerinde keşif yahut bilirkişi incelemesi yapılacak olan şeyin bulunduğu veya tanık olarak dinlenilecek kişinin oturduğu yer sulh mahkemesinden istenir.
(2) Noterlerin, 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu uyarınca yapacağı vakıa tespitine ilişkin hükümler saklıdır.
(3) Esas hakkında açılan davada, delil tespiti yapan mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğu ileri sürülemez.
(4) Dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkeme yetkili ve görevlidir.
Delil tespiti talebi ve karar
MADDE 402- (1) Delil tespiti talebi dilekçeyle yapılır. Dilekçede tespiti istenen vakıa, tanıklara veya bilirkişilere sorulması istenen sorular, delillerin kaybolacağı veya gösterilmesinde zorlukla karşılaşılacağı kuşkusunu uyandıran sebepler ile aleyhine delil tespiti istenen kişinin ad, soyad ve adresi yer alır. Tespit talebinde bulunan, durum ve koşulların imkân vermemesi nedeniyle, aleyhine tespit yapılacak kişiyi gösteremiyorsa talebi geçerli sayılır.
(2) Mahkeme tarafından belirlenen tespit giderleri avans olarak ödenmedikçe sonraki işlemler yapılmaz.
(3) Tespit talebi mahkemece haklı bulunursa karar, dilekçeyle birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. Kararda ayrıca, delil tespitinin nasıl ve ne zaman yapılacağı, tespitin icrası esnasında karşı tarafın da hazır bulunabileceği, varsa itiraz ve ilave soruların bir hafta içinde bildirilmesi gerektiği belirtilir.- Yetki sözleşmesini anlatınız.
Yetki sözleşmesi
MADDE 17- (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.
Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları
MADDE 18- (1) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz.
(2) Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır. - İvedi yargılama usulünü açıklayınız.
-
@hgrotius Hocam mülakata neyden çalışacam foruma yazdıklarınız yeterli olurmu
-
@hgrotius bunlar adli dimi ?
-
@hgrotius bide idari hakimlik için hangi kitBı önerirsiniz
-
@Haakimm bunlar adli olanlar ama idariyi de paylaşcam
-
- Delil tespitinden bahsediniz.
Delil tespitinin istenebileceği hâller
MADDE 400- (1) Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride
açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da
tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir.
(2) Delil tespiti istenebilmesi için hukuki yararın varlığı gerekir. Kanunda açıkça öngörülen hâller dışında,
delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal
dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır.
Görev ve yetki
MADDE 401- (1) Henüz dava açılmamış olan hâllerde delil tespiti, esas hakkındaki davaya bakacak olan
mahkemeden veya üzerinde keşif yahut bilirkişi incelemesi yapılacak olan şeyin bulunduğu veya tanık olarak
dinlenilecek kişinin oturduğu yer sulh mahkemesinden istenir.
(2) Noterlerin, 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu uyarınca yapacağı vakıa tespitine ilişkin
hükümler saklıdır.
(3) Esas hakkında açılan davada, delil tespiti yapan mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğu ileri sürülemez.
(4) Dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu
mahkeme yetkili ve görevlidir.
Delil tespiti talebi ve karar
MADDE 402- (1) Delil tespiti talebi dilekçeyle yapılır. Dilekçede tespiti istenen vakıa, tanıklara veya
bilirkişilere sorulması istenen sorular, delillerin kaybolacağı veya gösterilmesinde zorlukla karşılaşılacağı
kuşkusunu uyandıran sebepler ile aleyhine delil tespiti istenen kişinin ad, soyad ve adresi yer alır. Tespit
talebinde bulunan, durum ve koşulların imkân vermemesi nedeniyle, aleyhine tespit yapılacak kişiyi
gösteremiyorsa talebi geçerli sayılır.
(2) Mahkeme tarafından belirlenen tespit giderleri avans olarak ödenmedikçe sonraki işlemler yapılmaz.
(3) Tespit talebi mahkemece haklı bulunursa karar, dilekçeyle birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. Kararda ayrıca,
delil tespitinin nasıl ve ne zaman yapılacağı, tespitin icrası esnasında karşı tarafın da hazır bulunabileceği, varsa
itiraz ve ilave soruların bir hafta içinde bildirilmesi gerektiği belirtilir.
Acele hâllerde tespit
MADDE 403- (1) Talep sahibinin haklarının korunması bakımından zorunluluk bulunan hâllerde, karşı tarafa
tebligat yapılmaksızın da delil tespiti yapılabilir. Tespitin yapılmasından sonra, tespit dilekçesi, tespit kararı,
tespit tutanağı ve varsa bilirkişi raporunun bir örneği mahkemece kendiliğinden diğer tarafa tebliğ olunur. Karşı
taraf tebliğden itibaren bir hafta içinde delil tespiti kararına itiraz edebilir.
Delil tespiti kararında uygulanacak hükümler
MADDE 404- (1) Tespiti istenen vakıanın hangi delille tespit edileceğine karar verilmişse, bu kararın yerine
getirilmesinde o delilin toplanmasına ilişkin hükümler uygulanır.
Tutanak ve diğer belgeler
MADDE 405- (1) Delil tespiti dosyası, asıl dava dosyasının eki sayılır ve onunla birleştirilir. Asıl davanın
taraflarından her biri, iddia veya savunmasını ispat için bu tutanak ve raporlara dayanabilir.
.-
İcra mahkemelerinde hangi yargılama usulü uygulanır?
İcra mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanır.(İİK 18.m) -
Haksız rekabet halinde açılacak davalar nelerdir?
YTTK’nın 56. maddesi, haksız rekabet halinin varlığı halinde açılabilecek davaları belirtmiştir. Bu davalar şu
şekildedir:- Tespit Davası: Tespit davası, sadece haksız rekabet halinin tespitine yönelik bir davadır. Bu dava,
haksız rekabetin tespitinin dahi yeterli olabileceği durumlar için öngörülmüştür. - Haksız Rekabetin Men’i Davası: Bu dava ile mevcut bir haksız rekabet fiiline son verilmesi
amaçlanmaktadır. Bu dava, devam eden haksız rekabet ihlalleri için öngörülmüştür. - Haksız Rekabetin Ref’i Davası: Eski hale iade davası niteliğinde olan bu dava, haksız rekabetin neticesi
olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına veya haksız rekabet fiili yanlış ve yanıltıcı beyanlarla
yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesine yönelik olarak öngörülmüştür. Söz konusu dava ile haksız
rekabete yol açan fiilin piyasada görülen bütün olumsuz tesirlerinin gündeme getirilmesi gerekir. Yanlış
ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesi bu dava yoluyla sağlanabilir. Ancak bu davanın bir tazmin niteliği
bulunmamaktadır. Bununla beraber ref davası ile tazminat davası birlikte de açılabilir. - Tazminat Davası: Tazminat davası, maddi ve manevi tazminat davası olarak iki şekilde açılabilir.
Tazminat davası ile haksız rekabet fiilinden zarar gören kimse, gördüğü zararın tazmin edilmesini talep
edebilecektir. Bu davanın açılması, failin kusuruna ve davacının zararına bağlıdır. Bu davada, davacı
hem failin kusurlu olduğunu, hem zarar miktarını, hem de illiyet bağını ispat edecektir. Zararın
ispatlanması her zaman kolay olmamaktadır. Bu sebeple maddi tazminat davasında zararın tespitine
yönelik olarak TTK md. 56/1(e)’de “…haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün
görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir.” ifadesi öngörülmüştür. Bu durumda, davacının talebi
üzerine hâkim, davalının kârı oranında tazminata hükmedebilecektir.
Haksız rekabet fiiline karşı olarak manevi tazminat davası açılması imkânı da bulunmaktadır. Manevi tazminat
davası Türk Borçlar Kanunu’nun 58inci maddesi uyarınca açılabilecektir. Bu durumda hâkim, belirli bir
tazminatın ödenmesine veya fiilin kınanmasına ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir.
- Adli tatilde bakılacak işler nelerdir?
Adli tatilde görülecek dava ve işler
MADDE 103- (1) Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:
a) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve
dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi.
b) Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.
c) Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.
ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.
d) Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal
işleri.
e) İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına
ilişkin işler ve davalar.
f) Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.
g) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.
ğ) Çekişmesiz yargı işleri.
h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar
verilen dava ve işler.
(2) Tarafların anlaşması hâlinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın talebi
üzerine, yukarıdaki iş ve davalara bakılması, adli tatilden sonraya bırakılabilir.
(3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı
dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan
davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye,
bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır.
(4) Bu madde hükümleri, bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.- Kovuşturmaya yer olmadığı kararını açıklayınız.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
Madde 172 – (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe
oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer
olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye
bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
(2) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni delil meydana çıkmadıkça, aynı fiilden dolayı
kamu davası açılamaz.
(3) (Ek: 11/4/2013-6459/19 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan
verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi üzerine, kararın
kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır.
Cumhuriyet savcısının kararına itiraz (1)(2)
Madde 173 – (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten
itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza
mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir- Anonim Şirket sözleşmesinde bulunması gereken unsurları nelerdir?Sermaye şirketlerini sayınız.
Esas sözleşmeye aşağıdaki hususlar yazılır:
a) Şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunacağı yer.
b) Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu.
c) Şirketin sermayesi ile her payın itibarî değeri, bunların ödenmesinin şekil ve şartları.
d) Pay senetlerinin nama veya hamiline yazılı olacakları; belirli paylara tanınan imtiyazlar; devir sınırlamaları.
e) Paradan başka sermaye olarak konan haklar ve ayınlar; bunların değerleri; bunlara karşılık verilecek payların
miktarı, bir işletme ve ayın devir alınması söz konusu olduğu takdirde, bunların bedeli ve şirketin kurulması için
kurucular tarafından şirket hesabına satın alınan malların ve hakların bedelleriyle, şirketin kurulmasında
hizmetleri görülenlere verilmesi gereken ücret, ödenek veya ödülün tutarı.
f) Kurucularla yönetim kurulu üyelerine ve diğer kimselere şirket kârından sağlanacak menfaatler.
g) Yönetim kurulu üyelerinin sayıları, bunlardan şirket adına imza koymaya yetkili olanlar.
h) Genel kurulların toplantıya nasıl çağrılacakları; oy hakları.
ı) Şirket bir süre ile sınırlandırılmışsa, bu süre.
i) Şirkete ait ilanların nasıl yapılacağı.
j) Pay sahiplerinin taahhüt ettiği sermaye paylarının türleri ve miktarları.
k) Şirketin hesap dönemi.
Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır -
- Devletin temel görevleri nelerdir.
Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini,
Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin
temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk Devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal,
ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları
hazırlamaya çalışmaktır.(1982 AY.5.m)- Kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartları nelerdir?
II. Şekil
MADDE 583- Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile
kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil
kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini
kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma
vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu
borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen
şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.
III. Eşin rızası
MADDE 584- Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama
hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya
da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin
müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan
değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
(Ek fıkra: 28/3/2013-6455/77 md.) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya
da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak
esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve
5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun
kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi
ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde
verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.- Zorunlu müdafilik halleri nelerdir? Vekil ile müdafi arasındaki farklılıklar nelerdir?
Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz
ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan
dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.
152.Evlatlığın hükümlerinden bahsediniz.
C. Hükümleri
Madde 314 - Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlât edinene geçer.Evlâtlık, evlât edinenin
mirasçısı olur.
Evlâtlık küçük ise evlât edinenin soyadını alır. Evlât edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilir. Ergin olan
evlâtlık, evlât edinilme sırasında dilerse evlât edinenin soyadını alabilir.
Eşler tarafından birlikte evlât edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba
adı olarak evlât edinen eşlerin adları yazılır.
Evlâtlığın, miras ve başka haklarının zedelenmemesi, aile bağlarının devam etmesi için evlâtlığın naklen geldiği
aile kütüğü ile evlât edinenin aile kütüğü arasında her türlü bağ kurulur. Ayrıca evlâtlıkla ilgili kesinleşmiş
mahkeme kararı her iki nüfus kütüğüne işlenir.
Evlât edinme ile ilgili kayıtlar, belgeler ve bilgiler mahkeme kararı olmadıkça veya evlâtlık istemedikçe hiçbir
şekilde açıklanamaz.- Tapu siciline kaydedilemeyen taşınmazlar nelerdir.
b. Kaydedilmeyecek taşınmazlar
Madde 999- Özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili
gerekli bir aynî hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz.
Tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tâbi olmayan bir taşınmaza dönüşürse, tapu sicilinden çıkarılır.- Vergi dava daireleri kurulunun görevleri nelerdir?
- Vergi Dava Daireleri Kurulu; a) Vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararlarını,
b) Vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları, temyizen inceler.
- Sözleşmede esaslı hata halleri nelerdir.
MADDE 31- Özellikle aşağıda sayılan yanılma hâlleri esaslıdır:
- Yanılan, kurulmasını istediği sözleşmeden başka bir sözleşme için iradesini açıklamışsa.
- Yanılan, istediğinden başka bir konu için iradesini açıklamışsa.
- Yanılan, sözleşme yapma iradesini, gerçekte sözleşme yapmak istediği kişiden başkasına açıklamışsa.
- Yanılan, sözleşmeyi yaparken belirli nitelikleri olan bir kişiyi dikkate almasına karşın başka bir kişi için
iradesini açıklamışsa. - Yanılan, gerçekte üstlenmek istediğinden önemli ölçüde fazla bir edim için veya gerçekte istediğinden önemli
ölçüde az bir karşı edim için iradesini açıklamışsa.
156.Zorla çalıştırma yasağını açıklayınız.
1982 Ay 18.m.
II. Zorla Çalıştırma Yasağı
Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar;
olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen
vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.
- Dernekler ve vakıflardan kısaca bahsediniz.
Dernekler, gerçek veya tüzel en az yedi kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı
gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe
sahip kişi topluluklarıdır. Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Dernekler, kuruluş
bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülkî amirine
verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar. Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim
kuruludur.
Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan
tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. Vakıf kurma iradesi, resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır.
Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır. Tesciline karar verilen
vakıf, vakfın yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil edilir; ayrıca Vakıflar- Esnaf ve tacir arasındaki farklılıklar nelerdir.
Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kişiye tacir denilmektedir.
Esnaf ise ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik
faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca
çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişidir.
Esnaflar işletme hesabına göre defter tutarken tacirler bilanço esasına göre defter tutarlar.
Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun kararına dayanan Sanayi ve
Ticaret Bakanlığının 8/6/2007 tarihli ve 2051 sayılı yazısı üzerine, 6762 sayılı (yürürlükten kalkan) Türk Ticaret
Kanununun 1463’üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18/6/2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21 Temmuz
2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı; esnaf -
tacir ayırımına son noktayı koymuştur. Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon
Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete ‘de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup,
ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici
niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi
olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177’nci maddesinin birinci fıkrasının
(1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin
tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve
sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri gerekmektedir.Dolayısıyla tacir ile esnaf arasındaki en temel ve keskin fark
kararnamede belirten sınırı aşıp aşmamasıdır- Adli yardım neleri kapsamaktadır?
Adli yardımın kapsamı
MADDE 335- (1) Adli yardım kararı, ilgiliye, aşağıdaki hususları sağlar:
a) Yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet.
b) Yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten muafiyet.
c) Dava ve icra takibi sırasında yapılması gereken tüm giderlerin Devlet tarafından avans olarak ödenmesi.
ç) Davanın avukat ile takibi gerekiyorsa, ücreti sonradan ödenmek üzere bir avukat temini.
(2) Mahkeme, talepte bulunanın, yukarıdaki bentlerde düzenlenen hususlardan bir kısmından yararlanmasına da
karar verebilir.
(3) Adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.- Kusursuz sorumluluk halleri nelerdir.
TBK’ya göre Hakkaniyet sorumluluğu, özen sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu olmak üzere üçe ayrılmaktadır.
-Hakkaniyet sorumluluğuna göre hakkaniyetin gerektirdiği hallerde, uygun illiyet bağı, zarar ve hukuka aykırılık
unsurlarının varlığı yeterli olup, ayırt etme gücüne sahip olmayan bir kişiyi, kusurlu olmasa dahi verdiği
zararlardan dolayı sorumlu tutmak mümkündür.
-Özen sorumluluğu TBK’da i) Adam Çalıştıranın Sorumluluğu, ii) Hayvan Bulunduranın Sorumluluğu, iii) Yapı
Malikinin Sorumluluğu olmak üzere üçe ayrılarak düzenlenir.
-Tehlike sorumluluğu ise önemli ölçüde tehlike arz eden işletmenin faaliyetlerinden doğan zararlardan işletme
sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumlu olmasıdır.
Onun haricinde diğer kanunlarda düzenlenen- Anayasa mahkemesinin görevleri nelerdir.
Anayasa değişikliğine ilişkin kanunların sadece şekil, kanun,khkların, tbmm içtüzüğünü hem şekil hem esas
yönünden denetlemek,
Siyasi partileri Sayıştay yardımıyla mali açıdan denetlemek
Yasama dokunulmazlığın kaldırılması ve üyeliğin düşürülmesi işlemlerine yapılan itirazları incelemek
Yüce divan sıfatıyla yargılama yapmak,
Bireysel başvuruları incelemek ve karara bağlamak