Şu otobüste ne işim var diyorum hala. Sırf annemin belki bildiğin yerden gelir diretmesiyle geliyorum sınava. Guy, KPSS, SGK sonucunu bekle derken bunaldım ve son hafta kitap yüzü açamadım, halim kalmadı ama işte aileyide kıramıyor insan. Macera olsun bakalım, umarım yarın akşam geri dönmeme sebep olacak kadar kötü geçmez. Hepimize başarılar dilerim şimdiden.
pikaçu tarafından gönderilen en iyi iletiler
-
RE: Vergi Müfettiş Yardımcılığı Sınavı(2017)
-
RE: Sgk 8.promosyon denetmen yardımcılığı
Böyle bir durumda bile muhabbet, tebessüm tavan. Allah eksik etmesin inşallah hiçbir zaman, gülümsettiniz.
-
RE: Hazine ve Maliye Müfettiş Yardımcılığı Alım İlanı 2020
@krugman daha yüksek puan alıp sen başvur o zaman. Hem işte çalış ham gel evde ders çalış; yemek, temizlik, alışveriş vs bunlardan bahsetmiyorum bile.. Adam çalışmış, puanını almış ve istediği teftiş kuruluysa neden başvurmasın ? Sanki duya, guya, sgk denetmenliğine başvurdu. Zaten alımın 15 kişi olduğu yerde +90 puan yapamamışsan o klasik sınavdan umut bekleme. Bu arada +90 olup küçücük bir farkla kaçıranlar için gerçekten üzgünüm, hayırlısı. İnşallah daha çok çalışırsın ve daha iyileri senin olur.
-
RE: 2020 Vergi Müfettiş Yardımcılığı Alım İlanı
@bulut25 ben anlıyorum sizi lakin bilanço, mizan vs istemediği için yapmamış olmanın çok büyük bir hata olarak görüleceğini sanmıyorum diyorum. Diyelim ki her monografi maddesinin belli bi puanı var diyelim ve açılış kaydını olaki üstü kapalı istediler ve de yapmadık, kalkıp büyük bir puan kırmazlar. Sadece eğer açılış maddesi için de 2-3 artık kaş puan öngörmüşlerse onu vermezler. Ama dediğin gibi bilanço, mizan vs düzenleyecek oldan evet hataya sebep olur lakin istememişler. Ben de firmanın açılış yaptığını varsayıp doğrudan T cetveline attım tüm hesapları; belirttiğiniz gibi devreden, hesaplanan ve indirilecek kdv ve de 153 hesabının borç-alacak kalanını tespit etmek için.
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
YALNIZ BİR OPERA
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
ben sende bütün aşklarımı temize çektim.
sildim, bozdum, yeniledim,
kibirle en guzeli bu dedim,
ama en sonunda her seyi temize cekip yanında bittim..
...
imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın, ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
geçmişim
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
gündeliğin başıboş ayrıntılarında
zaman zaman geri tepip duruyordu.
ve elbet üzerinde durulmuyordu.
sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun,
biraz daha fazla sevdiğim,
biraz daha önem verdiğim.
oysa ben seni herkesten fazla, herkesten tutkulu sevmistim...
...
başlangıçta dogruydu belki.
sıradan bir serüven,
rastgele bir ilişki gibi başlayıp,
gün günden hayatıma yayılan,
varlığımı ele geçiren,
büyüyüp kök salan bir aşka bedellendin.
ve hala bilmiyordun sevgilim
ben sende bütün aşklarımı temize çektim
anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
bütün kazananlar gibi
terk ettin
hem bırakmak istedin izini bir murekkep balıgı gibi
hem de donmenin yakısmayacagı butun yolcular gibi
arkana bakmadan gittin..
bakakaldım bindigin taksinin ardından
ne bir selam ne bir veda
tekrar gorusecekmis gibi oylesine
hicbir sey degismeyecekmis gibi sıradan
umursanmaz herhangi bir sekilde
...
yaz başıydı gittiğinde,
ardından,
senin için üç lirik parça yazmaya karar vermistim.
kimsesiz bir yazdı.
yoktun.
kimsesizdim.
çıkılmış bir yolun ilk durağında
bir mevsim
bekledim durdum.
çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum.
her yere seni yazdım
gonderilmemis sahibini arayan mektuplar biriktirdim
herkese seni anlattım
ictim, agladım
...
bu epik olumume ragmen
sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu
yüzündeki küskün kedere,
gür kirpiklerinin altından kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine
çerçevesine sığmayan
munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine
lirik sozcüğü en çok yüzüne yakışıyordu
yaz başıydı gittiğinde.
sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti haziran.
haziran'da olmek zor diyenlere inat
haziran'da da olunurmus, anladım
...
seni bir şiire düşündükçe
kanat gibi, tüy gibi,
dokunmak gibi uçucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma.
önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük
usulca düşüyordu bir kağıt aklığına,
belki de ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma.
her yerden sen fıskırıyordu
her mektuba sinirle oturup askla muhurluyordum
senden nefret ettigim kadar seni seviyordum
birini nefret ettigin kadar cok sevmek?
ne garip sey...
...
yaz başıydı gittiğinde.
bir aşkın ilk günleriydi daha.
aşk mıydı, değil miydi?
bunu o günler kim bilebilirdi?
"eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen"
notunu buldum kapımda.
altına saat:13.00 diye yazmıştın,
ve 13.07'ydi onu bulduğumda.daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
takvim tutmazlığını
aramızda bir düşman gibi duran
zaman'ı
daha o gün anlamalıydım
benim sana erken
senin bana geç kaldığınıgittin.
koca bir yaz girdi aramıza.
yaz ve getirdikleri.
döndüğünde eksik,
noksan bir şeyler başlamıştı.
sanki yaz, birbirimizi
görmediğimiz o üç ay,
alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan,
olmamıştı, eksik kalmıştı.
esasen yalan soyluyorum
aylar sonra birbirimizi buldugumuzda ve ben sana gecen gun seni anımsadım dedigimde
"o kadar az anımsamıyorsundur beni" sorunun arkasını, sozlerinin altyazısını
anlamamıs olmayı isterdim
belki o zaman severek ayrılanlardan oldugumuzu
bu kadar iyi bilmezdim
...
kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza.
adımlarımız tutuk,
yüreğimiz çekingen,
körler gibi tutunuyor,
dilsizler gibi bakışıyorduk.
sanki ufacık bir şey olsa birbirimizden kaçacaktık.fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki.
zamanla
gözlerimiz açıldı,
dilimiz çözüldü
güvenle ilerledik birbirimize.
gittin.
şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza.
biliyorum
ne sen dönebilirsin artık,
ne de ben kapıyı açabilirim sana.şimdi biz neyiz biliyor musun?
akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
birbirine uzanamayan
boşlukta iki yalnız yıldız gibi
acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
bir zaman sonra
batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim...
sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
bizden diyorum, ikimizden
ne kalacak?
...
şimdi biz neyiz biliyor musun?
yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz.
umut
ve korkunun
hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada
bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını
bilmeyen
çocuklar gibi
ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek
her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz
...
kış başlıyor sevgilim
kar da başladı
oysa hoşnutsuzluğumun kışı bu
bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
oysa yapacak ne çok şey vardı
ve ne kadar az zaman
kış başlıyor sevgilim
iyi bak kendine!
gözlerindeki usul şefkati
teslim etme kimseye, hiçbir şeye
upuzun bir kış başlıyor sevgilim
ayrılığımızın kışı başlıyor
giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime.
...
kitaplara sarılmak, dostlarla konuşmak,
yazıya oturup
sonu gelmeyen cümleler kurmak,
camdan dışarı bakıp puslu şarkılar mırıldanmak...
böyle zamanlarda her şey birbirinin yerini alır
çünkü her şey bir o kadar anlamsızdır
içimizdeki ıssızlığı dolduramaz hiçbir oyun
para etmez kendimizi avutmak için bulduğumuz numaralar
bir aşkı yaşatan ayrıntıları nereye saklayacağınızı bilemezsiniz
çıplak bir yara gibi sızlar paylaştığınız anlar,
eşyalar gözünüzün önünde durur
birlikte yarattığınız alışkanlıklar
korkarsınız sözcüklerden, sessizlikten de; bakamazsınız aynalara,
cağrışımlarla ödeşemezsiniz
bana her sey seni hatırlatıyor..
ask bu muymus, sevda bu muymus..
ah bu sarkıların da gozu kor olsun..
...
dışarda hayat düşmandır size
içeride odalara sığamazken siz, kendiniz
bir ayrılığın ilk günleridir daha
her şey asılı kalmıştır bitkisel bir yalnızlıkta
...
gün boyu hiçbir şey yapmadan oturup
kulak verdiğiniz saat tiktakları
kaplar tekin olmayan göğünüzü
geçici bir dinginlik, düzmece bir erinç
fişten çekilmiş bir alet kadar tehlikesiz
bakınıp dururken duvarlara
...
boş bir çuval gibi, çalmayan bir org gibi, plastik bir çiçek, unutulmuş bir oyuncak,
eski bir çerçeve gibi, hani, unutsam eşyanın gürültüsünü, nesnelerin dünyasinda
kendime bir yer bulsam, dediğimiz zamanlar gibi
kendimizin içinden
yeni bir kendimiz çıkarmaya zorlandığımız anlar gibi
yeni bir iklime, yeni bir kente,
bir tutkunluk haline, bir trafik kazasına, bir opucuge
başımıza gelmiş bir felakete, işkenceye çekilmeye,
ameliyata alınmaya kendimizi hazırlar gibi
tutunmaya calısıyoruz..
tutunmak zorundayız..
oysa ben bu sensiz sefaleti ve acıyı yasamaya sana halatlarla baglanmayı
gururumu hice sayıp
ayaklarına kapanıp "gitme..." diye yalvarmayı tercih ederdim
insan ne garip mahlukat
utanılacak seyler yapıyor
utanılacak seyler yapmak istiyor
...
yani dayanmak ve katlanmak için silkelerken bütün benliğimizi
ama öyle sessiz baktığımız duvarlar gibi olmaya çalışırken,
ve kazanmış görünürken derinliğimizi
ne zaman ki, yeniden canlanır bağışlamasız belleğimizde
bir an'ın, yalnızca bir an'ın bütün bir hayatı kapladıgı anlar
o tiktaklar kadar önemsiz kalır şimdi
hayatımıza verdiğimiz bütün anlamlar
...
denemeseniz de, bilirsiniz
hiç yakın olmamışsınızdir intihara bu kadar
...
bana zamandan söz ediyorlar
gelip size zamandan söz ederler
yaraları nasıl sardığından,
ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.
zamanla ilgili
bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
hepsini bilirsiniz zaten,
bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
dahası onlar da bilirler.
ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler,
öyle düşünürler.
bittiğine kendini inandirmak,
ayrılığın gerçeğine katlanmak,
sırtınızdaki hançeri çıkartmak,
yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak
kolay değildir elbet.
kolay değildir
bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek.
zaman alır.
zaman,
alır sizden bunların yükünü
o boşluk dolar elbet,
yaralar kabuk bağlar,
sızılar diner, acılar dibe çöker.
hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir.
bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
o boşluk doldu sanırsınız
oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir
hayatta bosluk dolduranlardan degil bosluk yaratanlardan olmalı demis sair..
o sairi neden bu kadar benimsemistin sevgili?
...
gün gelir bir gün
başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
o eski ağrı
ansızın geri teper...
dilerim geri teper...
yoksa gerçekten
bitmişsinizdir.
...
her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır...
...
bir düşün
emek ve aşkla güzelleştirilmiş bir dünya
bizim boyle bir dunyamız vardı oysa
dunde, bundan oncede...
...
bu şiire başladığımda nerde,
şimdi nerdeyim?
solgun yollardan geçtim.
bakışımlı mevsimlerden
ikindi yağmurlarını bekleyen
yaz sonu hüzünlerinden
gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim
geçti her çağın bitki örtüsünden
oysa şimdi içimin yıkanmış taşlığından
bakarken dünyaya
yangınlarla bayındır kentler gibiyim:
çiçek adlarını ezberlemekten geldim
eski şarkıları,
sarhoşların ve sucluların unuttuklarını hatırlamaktan
uzun uzak yolları tarif etmekten
haydutluktan ve melankoliden
giderken ya da dönerken atlanan eşiklerden
duyarlığın gece mekteplerinden geldim
bütünlemeli çocuklarla geçti
gençliğimin rüzgara verdiğim yılları
içdökmelerin vaktinden geldim.
...
bu şiire başladığımda nerde,
şimdi nerdeyim?
yaram vardı. bir de sözcükler
sonra vaat edilmiş topraklar gibi
sayfalar ve günler
ışık istiyordu yalnızlığım
kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum
ilerledikçe...kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde
aşk ve acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü
daha şiir bitmeden.
karardı dizeler.
ask...bitti. soldu siir.
büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden
yalan soyluyorum
bitmiyorsun
silip silip yeniden yazıyorum
bitmiyorsun
bitmeyeceksin
...
daha önce de başka şiirlerde konaklamıştım
ağır sınavlar vermiştim değişen ruh iklimlerinde
aşk yalnız bir operadır, biliyordum: operada bir gece
uyudum, hiç uyanmadım.
mataramda tuzlu suyla, oteller kentinden geldim
her otelde biraz eksilip, biraz artarak
yani coğalarak
tahvil ve senetlerini intiharlarla değiştirenlerin
birahaneler ve bankalar üzerine kurulu hayatlarında
ağır ve acı tanıklıklardan
geçerek geldim. terli ve kirliydim.
sonra tımarhanelerde tımar edilen ruhum
maskeler ve çiçekler biriktiriyordu
linç edilerek öldürülenlerin hayat hikayelerini de...
korsan yazıları, kara şiirleri, gizli kitapları
ve açık hayatları seviyordu.
buraya gelirken
uzun uzak yollar için her menzilde at değiştirdim
atlarla birlikte terledim yolları ve geceleri
ödünç almadım hiç kimseden hiçbir şeyi
çıplak ve sahici yaşayıp çıplak ve sahici ölmek için
panayır yerleri...panayır yerleri...
ölü kelebekler...ölü kelebekler...
sonra dünyanın bütün sinemalarında bütün filmleri seyrettim.
adım onların adının yanına yazılmasın diye
acı çekecek yerlerimi yok etmeden
acıyla baş etmeyi öğrendim.
yoksa bu kadar konuşabilir miydim?
...
ipek yollarında kuzey yıldızı
aşkın kuzey yıldızı
sanırsın durduğun yerde
ya da yol üstündedir
oysa çocukluktan kalma gökyüzünde hileli zar
bize zarlar hep hileli
ölü yanardağlar, ölü yıldızlar
ve toy yaşın bilmediği hesap: ışık hızı
...
şimdi her şey dolu dizgin ve çoğul
şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi
şimdi her şey yeniden
yüreğim, o eski aşk kalesi
yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden
...
dönüp ardıma bakıyorum
yoksun sen
ey sanat! her şeyi hayata dönüştüren.. Murathan MUNGAN -
RE: Sgk 8.promosyon denetmen yardımcılığı
Bedeli Ödenecek İlaçlar lisetesi bile açıklamamışlar bugün. Sıfır ekşın, sıfır heyecan.
-
RE: Vergi Müfettiş Yardımcılığı Sınavı(2017)
@edaa Çok teşekkür ederim, az çok bir taslak oluştu kafamda.
pikaçu tarafından gönderilen son iletiler
-
RE: 2020 Vergi Müfettiş Yardımcılığı Alım İlanı
@kizilderili Üstadım, sonuçların ne zaman açıklanacağı ile ilgili, bizimle paylaşabileceğiniz, bir bilginiz, tahmininiz, öngörünüz var mıdır ?
-
RE: 2020 Vergi Müfettiş Yardımcılığı Alım İlanı
@c-kennedy kesin olarak derken ?
-
RE: 2020 Vergi Müfettiş Yardımcılığı Alım İlanı
@emir nedense benim içimde öyle bir hissiyat yok, sanki en iyi ihtimalle haftaya açıklanacakmış gibi geliyor.
-
RE: 2020 Vergi Müfettiş Yardımcılığı Alım İlanı
@c-kennedy hocam, kaldı bir gün. İnşallah duyumunuz gerçekleşir.
-
RE: 2020 Vergi Müfettiş Yardımcılığı Alım İlanı
@paşalı-müf hocam ben anlatamıyorum sanırım, sınav komisyonu sürekli bir komisyon değil, değişiyor. Belki müfettişin sınav komisyonunda yer almadan önce başladığı ve beklettiği inceleme olabilir ve matrah artırımından dolayı onu tamamlıyor olabilir dedim, yani sadece ihtimal dedim, kesinlik yok. Ayrıca bu durumun vergi dairesinde çalışmakla ne alakası var ? Vergi dairesinde çalışan birinin, vdk sınav komisyonunda yer alan müfettişin başka işlerle uğraşıp uğraşmadığını bilme zorunluluğu mu var ? Ben bağlantı kuramadım ama teşekkür ederim yorumunuz için, bundan sonra diğer kurumlarında iş ve işleyişine, görev dağılımına vs daha dikkat etmeye çalışacağım.
-
RE: 2020 Vergi Müfettiş Yardımcılığı Alım İlanı
@pikaçu küçük bir ilave yapayım, zamanaşımlı olsun ya da olmasın 7326 sayılı kanundan yararlanarak, matrah artırımında bulunanların incelemesi 02/08/2021 tarihine kadar yetiştirilmeye çalışıldı. 02/08/2021 ve ağustosun son gününe kadar gelecek raporlarda da ise ağustosun sonu beklenip mükellefin matrah artırımı yapıp yapmadığı (yukarıda açıkladığım gibi) dikkate alınacak.
-
RE: 2020 Vergi Müfettiş Yardımcılığı Alım İlanı
@lex-fori Ayrıca tamamlanmayan, devam eden incelemeler (zamanaşımlı incelemeler de dahil) yine olağan periyodunda tamamlanarak vergi dairelerine intikal ettirilecektir
-
RE: 2020 Vergi Müfettiş Yardımcılığı Alım İlanı
@paşalı-müf Ayrıca tamamlanmayan, devam eden incelemeler (zamanaşımlı incelemeler de dahil) yine olağan periyodunda tamamlanarak vergi dairelerine intikal ettirilecektir.
-
RE: 2020 Vergi Müfettiş Yardımcılığı Alım İlanı
@lex-fori şimdi arkadaşım sana tahakkuk servisinde 1 sene, kdv iade servisinde 2,5 sene çalışmış ve dereceyle uzmanlığını almış biri olarak yanıt vereceğim. 2016 yılı incelemeleri normalde kasıma kadar tamamlanıp, vergi dairelerine 15 kasıma (daha erken de olabilir ama alınan karar dahilinde daha geç iletilmesinin önüne geçmişlerdi çünkü inceleme raporu sonucana göre tarh edilen vergilerin, cezaların özellikle e-tebliğ adresi olmayanlara tebliği vs gibi nedenlerle) kadar iletilir, gerekli işlemlerin yapılması için ve 2016 yılına ait bir inceleme 31/12/2021 tarihinde zamanaşımına uğrar; incelenememişse geçmiş olsun. Fakat bu sene ağustosun sonunda başvuruları bitecek olan yapılandırma kanunundan faydalanılabilmesi için ellerindeki incelemeleri (zamanaşımlı incelemeler dahil) 02/08/2021 tarihine kadar yetiştirilmesi istendi. Ha ilgili yıllarda matrah artırımında bulunan mükelleflerin incelenmesi kapatıldı ya da mükellef matrah artırımında bulunmadıysa gelen inceleme raporlarına yapılacak işlemler ağustos sonuna kadar bekletiliyor çünkü mükellefin matrah artırımında bulunmasına karşılık ya işlem yapılmayacak ya da vergi müfettişinin düzenlediği inceleme raporu sonucunda önerilen tarhiyatın matrah artırımındaki tutardan daha fazla olması durumunda aradaki fark tarh ettirilecek vs vs. Ben de ihtimal dahilinde belki sınav komisyonunda görevlendirilmeden önce almış oldukları zamanaşımlı (zamanaşımsız incelemeler de dahil) incelemeleri tamamlamaya çalışmış olabilirler dedim. Kesinlikle incelemeleri yetiştiyorlar demedim. Ama bir müfettiş arkadaşınız varsa 02/08/2021 tarihine kadar inceleme yetiştirme muhabbetini sorarsınız onlar da size daha aydınlatıcı bilgi verirler lakin alaycı üslubunuza kırıldım. İyi akşamlar
-
RE: 2020 Vergi Müfettiş Yardımcılığı Alım İlanı
@paşalı-müf Ben kesinlikten bahsetmedim, ihtimal dahilinde olabilir dedim, mantıklı bir neden bulmaya çalıştım. Bunda saldırılacak bir taraf göremiyorum.