Agor tarafından gönderilen en iyi iletiler

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS); Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile Lisans Yerleştirme Sınavlarını (LYS) içinde barındıran sisteme verilen isimdir. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezine (ÖSYM) bağlı bu sistemde LYS ve YGS Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) belirlediği usul ve esaslar doğrultusunda uygulanmaktadır.

Merkezi yerleştirme ile veya ilgili kurumların yaptıkları özel yetenek sınavlarına başvurarak bir yükseköğretim kurumuna girmek isteyen tüm adaylar o yıl yapılan ÖSYS’ye başvuru yapmak zorundadır.

Yukarıdaki genel bilgilerden de anlaşılacağı üzere öncelikle YGS, sonrasında LYS; meslek yüksekokulunda, ön lisans, fakültede ve lisans okumak için adayların girmek zorunda olduğu iki sınav. Şimdi bu iki sınavın genel olarak neler olduğunu biraz açalım.

A) Yükseköğretime Geçiş Sınavı yani YGS; adayın lisans eğitimi veren bir fakülteye girmek için gireceği sınavlardan ilki ve aynı zamanda YGS puan türleri ile öğrenci alan meslek yüksekokullarının ön lisans bölümlerine girmek isteyen adayların gireceği belirleyici sınav.

Bu sınavın içeriğinde 4 ana test grubu bulunmakta ve her ana test grubunda 40 olmak üzere toplam 160 soru bulunmaktadır. Bunlar; Türkçe, Sosyal Bilimler, Temel Matematik ve Fen Bilimleri. 160 dakika sürmektedir.

• Türkçe Testinin 40 sorusunu Türkçeyi kullanma gücü ile ilgili sorular;
• Sosyal Bilimler Testinin 40 sorusunu 15 Tarih bilgisi, 12 Coğrafya bilgisi, 8 Felsefe bilgisi, (eğer aday ortaöğretimde zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi aldım seçeneğini işaretlemişse) 5 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, (eğer işaretlememişse) ilave 5 Felsefe bilgisi ile ilgili sorular;
• Temel Matematik Testinin 40 sorusunu matematiksel ilişkilerden yararlanma gücü ile ilgili sorular;
• Fen Bilimleri Testinin 40 sorusunu 14 Fizik bilgisi, 13 Kimya bilgisi, 13 Biyoloji bilgisi ile ilgili sorular oluşturmakta.

B ) Lisans Yerleştirme Sınavı yani LYS bir fakültede Lisans eğitimi almak için adayın girmesi gereken sınav. LYS’ lere başvurabilmek için adayın YGS’ nin herhangi bir puan türünden 180 ve üzeri puan alması gerekmektedir.
LYS’ ler 5 farklı alanda yapılmaktadır. Matematik Sınavı (LYS-1), Fen Bilimleri Sınavı (LYS-2), Edebiyat-Coğrafya Sınavı (LYS-3), Sosyal Bilimler Sınavı (LYS-4), Yabancı Dil Sınavı (LYS-5).

• LYS-1 Matematik Sınavı toplamda 80 sorudan oluşmaktadır ve 50 soruluk Matematik testi ile 30 soruluk Geometri testi bu 80 soruyu oluşturmaktadır. 135 dakika sürmektedir.
• LYS-2 Fen Bilimleri Sınavı 90 sorudan oluşmaktadır. Bu 90 soruyu 30 Fizik Testi, 30 Kimya Testi, 30 da Biyoloji Testi oluşturmaktadır. 135 dakika sürmektedir.
• 80 soruluk Edebiyat- Coğrafya Sınavının 56’ sını Türk Dili ve Edebiyat Testi, 24’ ünü de Coğrafya-1 Testi oluşturmaktadır. Coğrafya-1 Testinde adayların sorumlu olduğu müfredat 9. sınıf kazanımlarının tamamıyla 10, 11 ve 12. sınıflarda haftada 2 saat okutulan ortak coğrafya dersi kazanımlarıyla sınırlıdır. 120 dakika sürmektedir.
• Sosyal Bilimler Sınavı LYS-4; 44 soruluk Tarih Testi, 14 soruluk Coğrafya-2 Testi, 8 Psikoloji, 8 Sosyoloji, 8 Mantık ve (aday zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi aldım’ ı işaretlemişse) 8 Din Kültürü ve Ahlak bilgisi, (işaretlememişse) ilave 8 Felsefe Grubu sorularıyla toplamda 32 soruluk Felsefe Grubu Testi ile 90 sorudan oluşmaktadır. 135 dakika sürmektedir.
• LYS-5 Yabancı Dil Sınavı 80 sorudan oluşmaktadır ve bu 80 sorunun 20’si sözcük bilgisi ve dil bilgisinden, 12’ si çeviriden, 48’ i de okuduğunu anlamadan gelmektedir. 120 dakika sürmektedir. Yabancı Dil Sınavı İngilizce, Almanca ve Fransızca olmak üzere üç dilde yapılmaktadır. Adaya LYS başvurusu sırasında bildirdiği yabancı dile ait soru kitapçığı verilmektedir.

TERCİHİNİ YAP EKİBİNİN YORUMU

Bizler ilkokula başladığımız andan iş hayatına atıldığımız güne kadar türlü sınavlardan geçiyoruz (kimileri iş hayatında da devam ediyor bu sınavlara). Bunlardan muhtemelen en önemlilerinden biri bizim geleceğimizi ve kariyerimizi temelden belirleyen üniversiteye giriş sınavları. Bu ilk yazımızda üniversiteye yerleşmek için başlangıç noktası olan sınavların genel bir tanımı ile içeriklerinde nelerin olduğundan bahsettik. Zaman geçtikçe sınavlara nasıl çalışabileceğinizden, nasıl motive olabileceğinizden, hangi bölümlere yönelmeniz gerektiğinden, sınavların daha detaylı içeriğinden ve bölümlerin içeriklerinden vs bahsedeceğiz. Hiç biriniz makine ya da herkesi rakip gibi görmek zorunda olduğunuz bir yarıştaki yarışmacılar değilsiniz. Sınavlara hazırlanırken ilk aklınızda tutmanızı önereceğimiz şey budur. Siz elinizden geleni yapın hak ettiğinizi alacaksınız. Her şey hak ettiğiniz gibi olsun.

En kötü ihtimal ile son 23 saat, heyecan dorukta, beni de bir heyecan bastı nedense. Kendi sınav sonuçlarımı duyacağım zamanlarda bile bu kadar heyecanlı olmuyorum.

@keynesinruhu kardeşim hayatını bir robot olarak mı yaşıyorsun? Ne zaman kime aşık olacağını, ne zaman okulu bitireceğini, ne zaman işe girebileceğini, ne zaman evlenmek zorunda kalacağını planlayarak mı yaşıyorsun? Eğer sen bunu yapabildiysen bize de ver kodlarını da biz de denklemleri öyle kuralım.

Bir daha gelir mi? Gelse acaba hak ediyor muyuz?

https://www.youtube.com/watch?v=9VksF2IXlQw

@rootofallevil https://www.youtube.com/watch?v=MLGzzywwQaI şunun şurasında cumaya ne kaldı ki

MOTİVASYON NEDİR, NE İŞE YARAR, NASIL KULLANILIR?

Türkçe karşılığı güdüleme, isteklendirme olan motivasyon buradan da anlaşılacağı üzere herhangi bir konuda bireyi yapacağı işler konusunda heveslendiren, destek olan şeylerin bütünüdür. Motivasyon her ne yaparsanız yapın sizi mutlu ve istekli kılacaktır. Peki motivasyon nerede bulunur, nasıl motive olunur?

Herkesin motivasyon biçimleri farklıdır. Size motive olmanız için kesin şunları yapın diyemeyiz çünkü her insanın kendine özgü motivasyon yöntemleri bulunur. Kimi Rocky filmini izler ve hırslanır, kimi annesine veya babasına bakar ve onlar gibi olmak için çabalar, kimi sevgilisi için mücadele eder. İşte biz de size yazımızda motivasyonunuzu nasıl sağlayacağınızı, bu hevesi nasıl sağlıklı bir biçimde kullanacağınıza değineceğiz.

1. Filmlerden etkilenen ve film izledikçe heyecanlanan, motive olan biri olabilirsiniz. Bu güzel bir özellik, sizin hayal gücünüzün iyi çalıştığını ve geniş bir hayal dünyanız olduğunun işaretidir. Örneğin bir süper kahraman filmi izleyip kendinizi Captain America veya Iron Man yerine koyabilirsiniz. Dediğimiz gibi bu kötü bir şey değil fakat unutmamanız gereken bunun “sadece bir film” olduğu ve filmlerle gerçek dünyanın birbiriyle örtüşmediği. İzlediğiniz film sonucu edindiğiniz enerjiyi, heyecanı doğru yerlere kanalize ederseniz bu sizi daha başarılı ve mutlu yapacaktır. Aksi takdirde bir hayalperest olmaktan öteye geçemezsiniz.

2. Girmeyi düşündüğünüz iş veya okul sizin için motivasyon kaynağı olabilir. Fakat girmeyi düşündüğünüz okulun posterini duvara asmak veya okulu gidip sık sık görmenin pozitif yanları olduğu gibi negatif yanları da var. Bunlar sizi motive edebilir fakat poster bir süre sonra sizin için alışılmış gelmeye başlar. Bunun yerine onları iç dünyanızdaki gizli sandıkta saklar ve zaman zaman o sandıktan çıkarıp kendinizi o konumda veya okulda olarak hayal ederseniz daha etkili olacaktır. Gözlerinizi kapatın ve kendinizi olmak istediğiniz yerde hayal edin, sonra gözlerini açın ve oraya varmanın ne kadar zor olduğunu düşünüp mücadeleye başlayın.

3. Ailenizde onlar gibi olmak istediğiniz insanlar olabilir. Bu dönüşme isteğinin sağlıklı olması için önce olmayı düşündüğünüz insanı artı ve eksileri ile iyi inceleyin. Eğer gerçekten onun gibi olmak istiyorsanız onunla daha sık konuşun, zaman geçirin, gözlemleyin. Başarılı olurken nasıl yollar izlemiş. Bir yandan da olmaya çalıştığınız insandan daha iyi bir noktaya varabilir misiniz diye kendinize sorun. Eğer kendinizde bu ışığı görüyorsanız onu geçmek için mücadele edin ama bunu sakın bir yarış olarak algılamayın. Asıl mücadele insanın kendisi ile.

4. İnsanın kendisi ile mücadelesine değinmişken her gün kendinizi bir önceki günden daha iyi olmaya da odaklayabilirsiniz. Bir gün önce yaptıklarınızdan daha fazlasını yapmak da sizi motive edebilir. Yine belirtelim ki bunları sakın bir yarış olarak algılamayın. Yarışmak ve mücadele etmek aynı şeyler değildir. Siz başarıya giderken mücadele yolunu seçmelisiniz yarış yolunu değil.

5. Sevgili veya eş önemli bir motivasyon kaynağıdır. Onu mutlu etmek için hevesli olabilirsiniz. Ya da bir sevgiliniz yoksa sevgiliniz olması için çaba sarf edebilirsiniz. Bu motivasyonu tetiklemek için sevgiliniz varsa onun gülüşünü gözünüzün önüne getirin ve onu hep böyle görmek için mücadele edin eğer sevgiliniz yoksa elinizi tutan veya size sarılan birinin hayalini kurun. Böyle birini hak etmek için daima daha iyiye gitmek için çabalayın.

6. Gelelim hem çok önemli hem de aslında bir o kadar değersiz olması gereken motivasyon aracına, maddi güç. Bu sizin motivasyon kaynağınız olabilir. Geleceğinizin güzel ve refah içinde geçmesini isteyebilirsiniz fakat burada da yarış ve mücadele gibi ayırmanız gereken iki konu var, motivasyon ve hırs. Para sizin güzel yaşama hayalinizde bir araç olmalıdır, elde etmek için çıldırdığınız ve hırsa büründüğünüz bir amaç değil. Hayatınızda ne yaparsanız yapın bunu daima hatırlayın. Çünkü bu konuda yapılacak hırs diğer motivasyon kaynaklarınızı zedeleyebilir.

Bunların dışında size söyleyebileceğimiz iki konu daha var. Birincisi yapamayacağınızı düşünmek gibi kendi enerjinizi düşürebilecek fikirleri aklınızdan atın, size yapamayacağınızı söyleyenlere, yeteneğinizin olmadığı konusunda telkinde bulunanlara kulak asmayın. Siz kendinizi doğru yere iterseniz ve kendinizi heyecanlandıran şeyleri bulup mücadele ederseniz istediğiniz her şeyi başarabilirsiniz. İkinci konu ise herkes toplumun önemli görüp sandığı meslekleri yapmak, böyle okullarda okumak zorunda değil. Herkes üniversite okumak zorunda değil. Siz kendinizi nasıl mutlu hissedeceğinizi, nerede olmak istediğinizi, kim veya ne olmak istediğinizi detaylıca düşünür ve gerçekten kararlı olursanız başkalarının söylediklerinin bir önemi olmaz. Lütfen neyi niye yaptığınızı ve gerçekten isteyerek yapıp yapmadığınızı kendinize sık sık sorun. Bu soruların cevabı netleşirse varmak istediğiniz yere varabilirsiniz.
Her şey istediğiniz gibi olsun, istediklerinizden eminseniz.

Tercihini Yap Ekibi

Henüz resmi bir açıklama yok ama Bahçeli'nin açıklaması ve uzun dönemlerin tehditleri ile birlikte kalkma ihtimali en yüksek seviyeye ulaştı. Yalnız yine bu haberleri ortaya atanların mı yoksa gerçekten düşünenlerin mi bilmiyorum ama mantıksızlığı da en yüksek seviyelere çıkmış durumda. 28 gün almıyoruz, devletin kasasından da yükü azaltıyoruz madem öyle size illa daha fazlasını yükleyelim diye 20 bin lirayı ortaya atıyorlar. Tabi ki 28 gün yerine bu beş bin lira farkı vermeye razı oluyor insanlar ama 15 bin ortalama bir ücrettir, 20 bin hem katılımı azaltıp hem de sadece parası olan yapıyor söylemlerini artıracaktır. Umarım son noktaya gelindiğinde 15 bin ücret belki yaş 94'lüleri de kapsayan 28 gün şartı olmayan bir şekilde geçer meclisten.

@Antimülakat @paretowilfredo dakika 2.30 üstatlar.

https://www.youtube.com/watch?v=unJpTI4yTKo

@james-buchanan tarihe iz bırakan koca yürekli adam.

@hamzaömerhalid bir de siteyi takip edeceğim demişsin, mutlaka takip etmelisin bizi belki biraz daha başka görüşleri anlama fırsatın olur, buradaki insanların kim olduğunu, amaçlarının ne olduğunu bilmeden suçlamak kolay. Dolar düşerse hepimizin faydasına ama düşmezse o zaman açıklaman ne olacak merak ediyorum. Ben de seni takip edeceğim.

Ben bu kıyaslarda her zaman şunu düşünüyorum; bu soru şununla eşdeğer, şerbetli bir tatlı mı yoksa acılı adana mı? Bizler toplum olarak ne yazık ki her şeyi para ile ölçer olmaya başladık, hayat şartları da buna itiyor ama yine de kimse ben şunu yapmaktan zevk alırım diye tercih yapamaz hale geldi. Hukuk ve psikoloji birbirinden oldukça alakasız iki bölüm. İkisinin de iş alanı insan ile alakalı olsa da birisinde bireyler ile bire bir diğerinde de bireyler ile devlet arasındaki ilişki düzeyinde ilgi ve alaka oluyor. İki bölümü okuyup mezun olunca yapılacak işler de bazı benzer özelliklere sahip olmak gerekiyor fakat birisinde yapacağınız iş adaletle ilgili ki bunun önemini biz ülkece her gün bir daha öğreniyoruz diğerinde ise ağırlıklı olarak birey sorunları ile ilgileniliyor (kamuda bazı kurumlarda çalışılacak psikologluk alanlarını dışarıda bırakıyorum.)

Bir mesleği veya bölümü seçerken ben bu bölüme yatkın mıyım, bu bölümde mutlu olur muyum, bölüm bitince yapacağım iş beni huzurlu kılar mı gibi sorular yerine iş imkanlarını araştırmak zorunda kalmadığımız bir toplum olduğumuz gün başarı da mutluluk da huzur da bizi bulacak. Burada yazdıklarımızı okuyup da tercih yapacak arkadaşlar varsa lütfen herhangi bir bölüme veya mesleğe para gözüyle bakmasın, illa para kazanmak istiyorsa da gidip bir yerde bir işi öğrensin ve vakti gelince kendi ticarethanesini kurup para kazansın.

Not: Hele bu sorunun bir de tıp mı mühendislik mi olanı var ki evlere şenlik. İnsan sağlığı vs. makineler, programlar veya inşaat sektörü...

Arkadaşlar ne yazık ki tartışma kültürünü toplum olarak oturtamıyoruz ama biraz önce dediğim gibi bu forumda bu yapılacak ya da yapamayan burayı terk edecek. Lütfen kişiler arası atışmayı bırakalım, herkes hakaret içermediği sürece birbirinin fikrine saygı duysun, hakarete de yine karşılık verilmesin ki prim bulunmasın. Ben yine aynı fikirdeyim bu ülkede herkes lobi oluşturuyor, herkes kendini kayırtmaya çalışıyor bu sezon GS olur gelecek sezon BJK sonra FB, klasik yorum olacak ama altını çizerek söylüyorum birileri milyonlar götürürken lütfen paralamayalım kendimizi. Sporun amacı izleyen için eğlence olmalıdır.

O zaman Albus Dumbledore.

Şu şarkıyı dinleyince 5 duygu durumunu, 5 farklı anıyı aynı anda yaşıyorum, hem en tatlıyken hem de en hüzünlü anım da sanırım şudur. İzmir'de Evka-3 bölgesinde bir okul vardı, onun yanında da toprak bir saha, o iki yapı arasından bir yol geçerdi, sahanın üstünde kalıyordu o yol, yolun kenarına oturup ayaklarımı sahaya inen toprak, ot karşımı alana uzatıp İzmir'in ışıklı manzarasını izleyerek tekrar tekrar dinlerdim bu şarkıyı.

https://www.youtube.com/watch?v=uWng-Ct-I9M

Yukarıda @paretowilfredo hocam da söyledi, tartışmaya devam edene müdahale etmek zorunda kalacağız. Zaten sorunlu bir ortam, durum var, istediğiniz gibi çözüm arayabilirsiniz, aramalısınız da fakat burada kişisel hırslarınız ile birbirinize saldırmayı bırakırsanız daha sağlıklı sonuçlar elde edilecektir.

@kilici hemen duyar kasayım. İyi ki varlar.

Kim nasıl şampiyon olursa olsun bu ülkede %80 bir takım söylemler dönüyor, hakemler sizi kayırdı, şike oldu, lobi gücünüzü kullandınız, size yattılar, ağladınız ve daha bin türlüsü. Bunlar oldukça normal şeyler hakaret edilmedikçe insanlar istediği gibi düşünebilir ve buna inanabilir ama bir şeyin farkında olmak lazım ki bu şampiyonluk öyle olağan bir şampiyonluk değil, bizzat siyasilerin müdahil olduğu bir ortamda, türlü desteklerle büyütülmeye çalışılmış ve muhtemelen başka rantlar peşinde koşulacak olan bir takımın şampiyon olmasına engel olunmuş bir şampiyonluk. Yaklaşık 10 senedir Galatasaraylı olup hiç bir maçını izlemediğim halde bu sene son 10 haftadır maçları, fikstürü ve puan durumunu takip etmeye başladım. Önemli bir şampiyonluktu, bu şampiyonluğu Türk futbolu adına herkesin kutlaması gerek diye düşünüyorum.

@onuktekin düzeltme olmaması daha iyi değil mi, dikkat ile yazmaya çalışırken dikkatli olma gücünüz artar, iki düşün bir konuş felsefesini yaşarsınız. Bu da işin güzel bahanesi.

Burada lise yıllarından paylaşımlar yapıyor insanlar, kıskanıyorum, özeniyorum. Ben lisedeyken Slowtürk radyo kanalı sanıyorum yeni kurulmuştu, oldukça hoş şarkılar çalardı. O yıllardan severek dinlediğim iki şarkı bunlar, Yerine Sevemem şarkısını Gökhan Kırdar anneannesi ya da babaannesine yazmış diye bir rivayet vardı, gerçek mi bilemiyorum ama bu duygularla dinleyince şarkı daha etkili geliyor artık bana. Bu arada Gökhan Kırdar deyince, Kurtlar Vadisi'nin o şiddet duygusu yaratan müziklerini de yerine sevemem şarkısını da yazan aynı adam mı diye bir düşündürüyor.

https://www.youtube.com/watch?v=FtAlJIooAF8

https://www.youtube.com/watch?v=G0dwjmigI7w

Herkese merhaba,
Arkadaşlar salı akşamı videonun çekimini bitirdik, arkadaşımız kurgusu ile uğraşıyor ve bir an önce bitirmeye gayret gösteriyor, sanıyoruz ki haftaya pazartesi yayında olacak.
Bunların dışında burada pek çok şey dile getirildi, aynı zamanda biz de bildiğiniz üzere yıllardır buralarda olduğumuz için daha fazla sorunu da biliyor ve tahmin ediyorduk fakat en temel sorunlar üzerinden gitmeye gayret gösterdik, burada da @paretowilfredo üstat genel olarak bu sorunları derledi ve çekim ekibi ve sunucu arkadaşımız da elinden geldiğince iyi bir biçimde, kendi üslupları ve eklemeleri ile anlatmaya çalıştı.
Biz videoyu şu an kendi formatımız ile çektik, burada çok güzel öneriler geldi fakat daha yeni oturttuğumuz için bazı şeyleri ve böyle bir video bir an önce çekilsin diye önerilerde bahsedilenleri bu videoda gerçekleştiremedik. Eğer video biraz olsun etkileşime girer ve tepkiler alırsa bu tip videoları da çekmeye devam etmek istiyoruz ve bunu da buradaki önerilerde olduğu gibi İİBF/SBF mezunlarını da işin içine daha fazla dahil ederek yapmak istiyoruz.
Video ile ilgili bir diğer husus; video daha fazla ve yaptırımı olan gruplar tarafından izlenebilsin diye kısa tutmak arzusunda idik fakat sorunlar o kadar çok ki en kısa şekilde tutmaya çalışarak yine de uzun bir video çıkarmak durumunda kaldık. Kurgudan sonra süre daha da netleşir ama çekim sürecinden yola çıkarak söylemek gerekirse beklenilenden biraz daha uzun oldu video.
Umarız ki küçücük de olsa bir etkimiz olur ve bir şeylere dikkat çekeriz.