dostum, göründüğüm gibi değilim. görünüş sadece giydiğim bir elbisedir. senin sorgularından beni, benim kayıtsızlığımdan seni koruyan, özenle örülmüş bir elbise...
halil cibran
dostum, göründüğüm gibi değilim. görünüş sadece giydiğim bir elbisedir. senin sorgularından beni, benim kayıtsızlığımdan seni koruyan, özenle örülmüş bir elbise...
halil cibran
Sizi bilmem; ama ben dünyada en çok cehaletten korkarım. Çünkü cehalet, kendi bildiğinin dışında bir bilgi ve düzey olduğunu fark etmeyen bir kör karanlıktır. Zehirli tutkular ve fanatik öfkeler üretir. En kötü yanı da cahilin, cahil olduğunu bilmemesidir...
Zülfü Livaneli
Dünyanın en zeki insanı da olsanız, bulunduğunuz ortam vasat ve vasatın altındaki kimselerden ibaret ise, düzeyinizi bile koruma imkanınız yoktur.
"Hepimiz beraber en çok zaman geçirdiğimiz beş kişinin ortalamasıyız."
Jim Rohn
Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı...
Ahmet Telli
Lakin işte görüyorum ki, bir çanak suda bir damla zeytinyağı gibiyim. Ne karışıyorum ne de dibe çökebiliyorum...
Yakup Kadri
Ancak biriyle çok iyi anlaşabilirim:
Düşebildiği kadar düşmüş, günlük yanılgılarına dönmeye ne arzusu ne de gücü kalmış biriyle.
E.M. Cioran
@1umut Bu sene istediğim okulun gelmeyeceği kesin de tercih yapabileceğim bir puan gelirse tercih yaparım başlarım diye düşünüyorum. E bi de sınavda nemli sıcak havayla cebelleştik. Bataryaların dahi erken tükendiği havada biz napalım:/
Türkçe’deki akılda kalan tek cümleyle durumu özet geçeyim;
“Başarı sadece sözlükte çalışmaktan önce gelir.”
Türkçesi orta zorluktaydı ama matematiği zorlayıcıydı. Ben hazırlıksız girince -yapacağım hazırlık bilgi seviyemi arttırmaktan çok hızımı arttıracaktı- haliyle yetiştiremedim. Türkçe için bilgi pek ölçülmüyor, matematikte de temel düzey bilgiler yeterli ama başarılı olmak için hız gerekli. Matematikte öyle sorular vardı ki Türkçe paragraf sorularından uzundu.
Naçizane yorumum budur.
Bazen sığınmak istersin bir yüreğe,
Belki yağmur dinene kadar,
Belki de sonsuzluğa kadar...
Ö.Asaf
hayatın en hüzünlü anı,
mevsimine kapıldığın kişinin
bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını
anladığın andır...
bırak, gitsin...
bırak, git...
Mayakovski
Bir şeylerin dışındayım, biliyorum... Daha doğrusu bir şeyler bensiz sürüp gidiyor..
Tomris Uyar
Bir şeylerin dışındayım, biliyorum... Daha doğrusu bir şeyler bensiz sürüp gidiyor..
Tomris Uyar
Bazen hepimiz bir filme hapsolmuşuz hissine kapılıyorum... Repliklerimizi biliyoruz, nereye doğru yürüyeceğimizi biliyoruz, nasıl oynayacağımızı biliyoruz, sadece kamera yok...
Yine de çıkamıyoruz filmin içinden!
Ve film kötü...
C.Bukowski
Ve elbette insanlığa yaraşır bir dünya için yürüyenler;
Yağmur yağdı diye yürümekten asla vazgeçmeyecekler...
Yılmaz Odabaşı
Çepeçevre kuşatılmışken
ölüm pusuya yatmışken
(kaçıp deliğe sığınmış fare gibi çaresiz)
alevlendikçe ruhun
bir kadında çare arayacaksın,
onun eline, dizine kucağına sığınacaksın.
Sadece sımsıcak kucak değil seni çağıran,
ürperten tutku değil,
çaresizliğin de ona iter seni.
İşte bu yüzdendir ki,
ölümün soluk yüzü çıkıp gelene kadar
sarılır kadınına onu bulabilen talihli. Sevmelisin!
Çifte yük ve
çifte hazine çünkü bu,
ama âşıksan, ve aşkında bile yalnızsan
kuytularda çişini yapan
vahşi bir hayvan kadar
acınası ve muhtaç olacaksın.
Sığınacak liman yok başka.
Bıçağını ananın gırtlağına daya,
o kadar cesursan eğer.
Bak işte, çığlığını
anlayan kadın da çıkar karşına.
Ama yine de iter seni, ıssızlığa.
İnsanlar arasında
böyle yaşayamam ben
acıların doruğunda.
Elindeki çıngırağını
sallayan terk edilmiş bir çocuk gibi
yapayalnız bir başına.
Onunla ya da onsuz
ne yapmam gerek?
Bulmalıyım bunu utanılacak da olsa
Nasıl olsa dışlıyor bu dünya,
ışıkta kamaşan gözlerde
düşlerden duyulan dehşetli korkuyla..
Kültür mü?
Aşıkların sevişirken çıkardıkları elbiseler gibi
saçılıyor üzerimden hızla.
Peki ama o nerede?
Ölümün üzerime sıçrattıklarıyla
boğuşmamı nasıl seyrediyor?
Ana doğururken,
bebek de acı duyar, ama,
çifte acıyı alçak gönüllülük dindirir, unutma.
Bana gelince; para getiriyor
acı dolu türküm, avucunca elince.
Fakat gölgem olacak hep bu utanç.
Yardım edin bana!
Siz çocuklar, gözleriniz
önünüze aksın onu gördüğünüzde!
Siz masumlar!
Zalim çizmelerin altında çığlık çığlığa,
haykırın; acım tarifsiz!
Siz sadık köpekler!
Ezilin tekerleklerin altında
inleyin; acım tarifsiz!
Siz gebe kadınlar!
Düşürün bebeklerinizi kanlı gözyaşıyla
katıla katıla; acım tarifsiz!
Siz insanlar!
Düşün, kırılsın kolunuz beliniz
sızıldanın; acım tarifsiz!
Siz erkekler!
kan dökün kadın uğruna
ve bağırın; acım tarifsiz!
Atlar, boğalar!
Yük taşımak için erkekliği burulanlar
böğürün: acım tarifsiz!
Dilsiz balıklar!
Buzun altında oltaya takılanlar!
sessiz çığlığınızla; acım tarifsiz.
Siz canlılar!
acıyla kıvranan canlar!
Alevlerle kavrulsun eviniz!
Küller içinde
Cansız yatarken bedeniniz
mırıldanın son gayretle; acım tarifsiz!
Son nefesine kadar duyacaksın!
Uzatmadığın elin neye yarar artık
Zalim nazınla bir başına kalacaksın
Çepeçevre kuşatılmışken
hayat pusuya yatmışken
Sığınabileceğim son limanı da yaktın.
Attila József
Unutmadım aramızdaki beceriksiz dili.
Dünya yordu bizi. Benim de söyleyemediklerim
var. Hiç söyleyemeyeceğim onları belki de.
Uzun bir yolu geliyoruz seninle, yolu,
geldikçe anlıyorum ki, biz,
bu dünya üzerinde yürüyemiyoruz bile.
B.Keskin
Dardayım yalanım yok
Baskın yedim gün gece...
Örselendi aşklarım üstelik
Bir uzak diyardayım...
Bana böylesi garip duygular
Bilmem neye gelir nereye gider
Döndüm işte,
Acı yüreğimden beynime sızar
Bugün de ölmedim anne...
İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların ” tecrübe ” dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana ”tecrübeli ” denir...
Sigmund Freud
belki
sararmış
eski resimlerde kalırım
belki esmer bir çocuğun dilinde.
bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti
değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.
aynı gökyüzü aynı keder...
Behçet Aysan