Bir kurumun sınavını asil olarak kazanırsanız;
A) o kuruma atanmaya esas teşkil edecek evraklarınızı vermez ve gerekli işlemleri yapmazsanız sizin yerinize yedeklere sıra geçer ve o yedek kişi evraklarını verir ve artık atanmak için beklemeye başlar. Yani yedek mutlu olur.
B) siz hem kuruma evraklarınızı verir ve "Ben atanmaya hazırım." derseniz icrai hareketinizle; ama atanmayı beklerken de başka kurumların sözlü/yazılı sınavlarına girerseniz:
a)aslında bir kuruma yerleşmiş olduğunuz halde (her ne kadar güv. soruşturması vs. tamamlanmamış ve henüz atanamamış olsanız da süreç tamamlanınca atanmanız olağan olandır.) başka kurumda sınava girerseniz, o sınava girebilecek kişi sayısında "yer işgal ederek" azalmaya sebep olursunuz, siz girmeseydiniz bir kişi daha hayallerine (memur olmak) yaklaşabilecekken siz sınava girdiniz diye o "bir kişi" giremedi. Zira (inşallah) işiniz hazır olduğu halde, siz "iş arayanlar grubu"nun umut alanını daraltmış oldunuz.
b)Hem de diyelim ki girdiğiniz bu 'fazladan' kurum sınavında başarılı olup tüm yaşamınızı bu kuruma göre değiştirdiniz. Ne olacak? O halde bu ikinci kurumla ilgili rekabete girdiğiniz "iş arayanlar grubu" na haksızlık etmiş olmayacaksınız. Zira istediğiniz iş için yarıştınız ve kazandınız. Tebrikler. Ama peki ya birinci kurum için rekabet ettikleriniz ne olacak? Siz asil olunca biri yedeğe düştü. Hani şu, siz asil olmasaydınız yedek olmayıp asil olacak olan ilk kişi. O kişilerin hakkı ne olacak? Belki siz kuruma geri dönüş yapıp atanma talebini vs geri çekerseniz o yedeğe de kurum dönüş yapar mııı..? Neden olmasın, yapar herhalde. Peki o yedeğin, kendini yedek sanarak, "ben yedeğim, bu kurumda çalışmam zor bir ihtimal, en iyisi başka kurumlara başvurayım." Başka kurumların sınavlarına çalış, mevzuatlarına çalış, kitap al, deneme çöz, otobüs bileti al hoppa kuruma git. Sınava gir. Uğraş babam uğraş, çalış babam çalış.
Yani insan karar verirken sadece kendi hayatına bir yön verdiğini düşünür ya, aslında her şey zincirleme bir reaksiyon. Sen, kendine birden fazla olanak oluşturayım derken başka birilerinin bir olanağa bile sahip olamamasına sebebiyet verebilirsin. Zira memur olmak için talep fazla, arz düşük. Rekabetimiz çok yoğun. Kendimiz için attığımız o fazladan fazladan adımlar; üç gün sonra fazladan fazladan vicdan azabı olarak dönebilir.
Kendimize karşı dürüst olalım. Hak yemek de var, kul hakkı da var, vicdan azabı da var bu işte. İşiniz hazırsa, başka kadroları bırakın da henüz iş bulamamış kardeşlerimiz alsın. Sonuçta sadece bir işte çalışıyor insan. Ve de üç günlük dünya. Allah herkese bir rızık kapısı açar inşallah. Helalinden açsın, kul hakkı üzerimize borç yazılmadan açsın inşallah.
Dikkat etmek lazım.
Asilken de yedek gibi düşünebilmeli insan.