...
Güneşli bir günde
Masmavi göreceğiz Karadeniz’i
Balkaya’dan Karpuz’a kadar.
Karış karış biliriz bu şehri;
EKİ’nin çiçekli bahçeleri,
Rıhtıma kömür taşıyan vagonlarıyla;
Paydos saatlerinde yollara dökülen,
Soluk benizli insanlarıyla.
Siyah akar Zonguldak’ın deresi
Yüz karası değil, kömür karası
Böyle kazanılır ekmek parası.
Orhan Veli Kanık
...
İnsanlar
Ölüyorlar.
Gepgenç
Sımsıcak
Ölüyorlar
Sanki
Ölmüyorlarmış gibi.
Bir yandan sürüp gidiyor-
Hayat;
Bir yanda tel örgüler
Parmaklıklar.
Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Yağdı kirpiklerine bir kızın
Yağdı mavi bir nehre
Saçlarıma yağdı
Otobüslere
Ağaçlara
Evlere.
İçimden okşadım onu.
Kelebek adımlarını
Yanımdan geçen kızın.
Herhangi bir kız
Hayalleri olan.
İstedim ki
Daha güzel
Olsun şu dünya.
İstedim ki
Beyaz
İpek gibi yağan karın altında
Bitsin artık
Bu sürüp giden alçaklıklar.
Bir bebek
Ölüm tehdidi altında yaşamasın
Beşiğinde.
Ve paramparça olmasın
Sımsıcak
Capcanlı
Yaşayıp giderken insanlar.
Bırakın, beyaz
İpek gibi yağan karın altında
Hayallerimiz olsun.
Yaşayalım
Özgür
Güzel
Düşünceli.
Anlatalım
Düşündüklerimizi birbirimize.
Sevinç egemen olsun her yerde
İnsanca
Bir kaygı.
Beyaz, ipek gibi yağdı kar.
Yağsın.
Dünya daha güzel olacak
İnanıyorum buna.
Bir insan kalbinin güzelliğine
Çocukluğuna
Sonsuz cesaretine, olanaklılığına
İnandığım kadar.
Ataol Behramoğlu
...
https://youtu.be/zrS4OPbLol4
A grubu içinde umursamazca davranan bir kitle olduğu gibi ne olup bittiğine fransız bir kesim de var üstelik bunlar kurum içi isteyenleri haklı da görüyordu başlarda, sonra sonra tepkiler artınca mevzuyu biraz anladılar.
@antimülakat Olmaz dediğimiz ne varsa bir bir oluyor bize de sadece seyredip yasını tutmak kalıyor, bu dert bize yeter de artar. Bir kere girdim yeterince hazırlanamamıştım olmadı, idealimde olan bir meslekti ama ikincisine heves bırakmadılar. Olan bitene baktım, bunun için mi dedim, çekildim kenara, kim bilir kaç kişi böyle vazgeçti! Söyleyecek çok şey var ama ...
Sessiz kalınmayıp haberle beraber ekibin yorumunun yazıya dökülmesi iyi olmuş, tarihe bir not, Tercihini Yap'ın duruşuna yakışır bir hareket olmuş
...
Hadi uyan
Gün ışığı çilemeye başladı başucunda
Denizler bir mavilik edindi günden
Seher yeline uyup kuşlar tüneğine uçtu
Bu türküyü dinlemeyecek misin
Hadi uyan
Aydınlığa çık da çil gözlerin ışısın
İlkyazlar sıcağı biriksin yüreğine
Yoksul olsan da uyan
Garip olsan da uyan
Madem ki güzelsin, güzeli yaşatmak için
Madem ki iyisin, iyiliği yaşatmak için
Madem ki umutlusun, umudu yaşatmak için
Hadi uyan
Denizi dinle yaşamak desin
Toprağı dinle barışmak desin
Göğü dinle sevişmek desin
Bir plak konmuş gramofona
İşte aşk, işte özlem, işte savaşmak gücü
Uyan diyor uyansana
...
Metin ELOĞLU
Özellikle bu sınavı bekleyen arkadaşlarımız için gelmeyen ilan söz konusuyken yeniden KPSS'ye girmek büyük bir zulüm haklısınız, 4 kere KPSS'ye girmiş biri olarak sizi çok iyi anlıyorum. Ancak unutmayın arkadaşlar sınava bu moral bozukluğuyla girmemelisiniz. Hem yarın hem gelecek hafta güzel bir uyku, şimdiye kadar çekilen sıkıntılar bir yana sabahında olabildiğince motive olmuş halde, yapabileceğine inanarak ve ilk dakikasından son dakikasına kadar verdiğiniz emek aklınızda olarak, iyi bir net yapmaya odaklandığınız bir sınav olmalı. Kendi emeğinizi gözünüzün önüne getirin, önce Allah'a sonra emeğinize inanıp güvenerek sınava girin. Sağlıklı düşünmenizi engelleyecekse şu süreçte yaşanan sıkıntıları birkaç saat aklınıza getirmemeye çalışın. Allah yardımcınız olsun, hem yarın hem gelecek hafta ki sınavlarda.
"Geceleri üşüyorum. Sorun kalorifer sorunu değil. Sorun yorgansızlık sorunu da değil. Ben vatansızlıktan üşüyorum"
...
"İnsanların yüzlerini göremiyorum
Boğazım düğüm düğüm çözemiyorum"
Boşanma oranlarındaki artış ve kadının çalışma hayatına katılımı?!?
Nüfusun yaşlanması ve kadının çalışma hayatına katılımı?!?
.......... ve kadının .........
Ben size gelmiş geçmiş en büyük toplumsal problemlerimizden birini söyleyeyim mi ? Hemen her konuyu kadınlar üzerinden açıklama eğilimi ! Ne yazık ki bu hataya daha çok erkekler olmak üzere feminist kadınlar da düşer. Yanlış anlaşılmasın burada amacım bir genelleme yapmak değil kişisel bir gözlemimi aktarmak, katılırsınız katılmazsınız o size kalmış. Bırakın da kadınlar sizin üretmek istediğiniz kadın algısının dışında kendileri nasıl karar kılıyorsa öyle yaşasınlar.
Bütün sevapların ya da günahların kaynağı kadın değildir. Her bireyin, grubun, toplumun kendi iç dinamikleri vardır. Boşanma gibi birden fazla sebebi olabilecek bir olguyu tek bir sözde sebeple açıklamak provoke etmeyi amaçlamıyorsa bile burdaki haliyle fazlasıyla indirgemeci:)
Gelelim yabancıların vatandaşlığı-nüfus meselesine. Türkçenin kullanım şekli acaba bu iletileri bir yabancı mı yazdı diye düşündürdü 
Nüfusun niceliğinin niteliksel bir ağırlığı olmadığı sürece yük olmak dışında bir anlamı olamaz. Hergün sokakta çöp toplayan yabancılar görüyorum, Türkiye ne zamandan beri böyle bir ülke bir düşünün bakalım. Yorumlarınızı yaparken vatandaşlık alan yabancı sayısı ya da yabancıların Türkiye'de ki doğum oranlarına ilişkin bir fikriniz var mı acaba, bunlar sadece merak ettiğim ufak bir iki ayrıntı. Konuşuyoruz ama ne söylüyoruz?!?
Başarılar dilerim, Allah işlerinizi kolaylaştırsın arkadaşlar
"Telaş içinde kendime bir devlet sırrı beğeniyorum
çünkü bu, ruhum olmasa da saklanacak bir şeydir
devlet sırrıyla birlikte insanın
sinematografik bir hayatı olabilir
o kibar çevrelerden gizli batakhanelere
yolculuklar, lokantalar, kır gezmeleri
ve sonunda estetik bir
idam belki!
Evet, evet ruhu olmak
bütün bunları sağlayamaz insana."
Geçmiş günler, hiç unutmam iki kez bu satırları hatırladım, ikisi de birer fotoğraf görmem üzerine oldu. Normalde şiirleri aklına kolayca getirebilen bir insan değilim ama mânâ nasıl oturduysa birbirinden bağımsız o iki zaman diliminde bu mısraları tekrarladım. Tv'de, gazetede vs. yüzlerce örneği görülebilecek karelerdi ama her zaman olmaz işte şiirler hayatın ortasına yıldırım gibi düşer bazen.
...iyi ki vardın Eren...
"Bu güzellikte hiç bu çağında
Yakışır mıydı boynuna o kefen? "
Mevzuat testinin büyük bir bölümü 6458 sayılı Kanundan gelecek dolayısıyla en önemli kanunumuz budur. Çalışırken bu doğrultuda hareket edebilirsiniz.
"Dert oldum Hira'ya beni teskine geldi Efendim"
...
"sözlerimi etime bastırıyorum
içimde çalılıkları yaran bir postalın tortusu
benim bu sası karanlığa zorla, zorlayarak
tutuşmuş bir gül sıkıştırmak boynumun borcu"
@plansız, içinde söyledi: 2018 İl Göç Uzman Yardımcılığı Sınavı
İlgili kanunlardan bazılarının üzeri çalışılmış/renklendirilmiş formunu atıyorum arkadaşlar. Neden yaptığımı da açıklayayım hemen, alan çalışmaktan mevzuat kısmına bakmaya vakti kalmayan arkadaşlar olabilir, son dakika da olsa göz atılabilecek metinler gibi düşünebilirsiniz. Birde bana önemli gelen şeyleri çizmeye çalıştım, belki soru yakalarız
6458 sayılı YUKK
https://yadi.sk/i/NpeEA9T6aMA_8Q4 sayılı CBK
https://yadi.sk/i/6WsCBIueMg4g2g5682 sayılı Pasaport Kanunu
https://yadi.sk/i/ppe5rGw5K0CDWA5543 sayılı İskan Kanunu
https://yadi.sk/i/JUP-8y6MmKJzAA6735 sayılı Ua. İşgücü Kanunu
https://yadi.sk/i/MdIM6k2zZ2B-0Q5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu
https://yadi.sk/i/VYf_RrgvN_q6jw5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu
https://yadi.sk/i/O5x1qbP8zTmhlQ
Geçen yıl işleri biraz kolaylaştırmak adına yaptığım bir çalışma, vakit bulup bu yıl bir güncelleme yapabilirsem, nerelerden soru gelebilir üzerine, yine paylaşırım.
@otuzyılsavaşı Sanırım yorgun bir anıma denk geldi, ben bir bu kadarı da kaldırabilir miyim emin değilim bazen çok da kire, pasa bulaşmadan gitsek diye düşünüyorum Allah hepimize hayırlı ömür versin. Bazı şeyler için 40'ı beklemek derken manası sizde saklı tabi ama nasip ne vakitse her şey o vakit oluyor. Biz zaman dolduruyoruz sanki:) acılara gelince ise gelemedi bir acı kotası olsaydı keşke!
@otuzyılsavaşı Ve tabi bir diğer manifesto yine ev sevilenlerden
"Ağlamadan
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan
konuşmak istiyorum.
Şehre neden
esmer ve dölek yüzümle döndüm dağlardan
kar vakti tarlaları kımıldatan soluğum
niyedir sarmalasın vites dişlilerini
defneler, nakışlar yok
alnımda neden.
Ağlamadan
etimin iğneli beşiklerde bıraktığı izlere aldırmadan
o mavi korularda ve dibektaşlarında
bırakıp sözlerimin kalıntılarını
açıkça konuşmak istiyorum.
Besbelli ki leşler koruyor şehrin bedenlerini
göğsünün kafesinde yalnızca pasak
biliyorsun
korkutulmuş bir kızın
yüreğinden fışkıran beyaz güvercinleri
sabahın köründe kalkan tirenlerdeki nefret
hergün aynı kalafat yerine çekilmenin nefreti
bunları
bütün bunları biliyorsun
dağlardan dönüyorsun o sağır yamaçlardan
çevik bacaklarını getiriyorsun, ne çiçek ne de ninni
boz şayaktan poturun dağlarda ne güzeldi
şehre varınca artık meşinler giymelisin
daha esmer
daha kankusturucu
sen o baygın sevgilerin adamı değilsin.
sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde
bin demir kapıyla hesaplaşmaktan omzun çürümelidir
bin çeşit güneşle ovulmalıdır gaddar ellerin
yürü yangınların üstüne, kendi alevini de getir
çarpıntısız dakikası olur mu devrimcinin
ki
ölüm
her yerde uyanıktır
alestadır korkunun yardakçıları
tez kızaran güllerden kendini sakın
sevgiler ürkütsün seni, aşk ayrı-
Aşktır diye geri geldin o çekiç seslerine
bıraktın vazgeçilmez ırmakları
gönlüne kar yağdırıyorsa çocuk sesleri yetsin
dikkat et hiçbir şey ıslatmasın namluları. "
@Hayaller71 Ne yazık ki tam olarak öyle değil dostum, bütün 100 puan alanlar atanır garantisi olmadığı gibi 100 puanı olup elenenlerin de hepsini kamu güvenliğinden elemiyorlar:( Bir iki örnekten genelleme yapmak bence doğru olmaz zaten iş beğenmeme devirleri de eskide kaldı:(
@Harun-Resid Onlar tabi sayfalarca kitap yazıyorlar bu konu üzerine:) Mesela Sabahattin Ali şöyle demiş: Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu. Biz o zaman sahiden yaşamaya, ruhumuzla yaşamaya başlıyorduk.
