Hayırlı günler arkadaşlar. Yorumları okuduğumda baraj tahmini yüksek olan arkadaşlara karşı sebebini anlamadığım bir şekilde gereksiz bir sataşma, düşüncesine saygılı davranmama bir durum gözüme çarpıyor(Geçen seneki yorumlarda dahil). Forumdaki hakim düşüncenin aksine bana göre de baraj yüksek kapatacak. Bu nedenle ilk 400 dolmama, baraj 70'de kapatır gibi yorumları pek gerçekçi bulmuyorum ama elbette saygı duyuyorum. Sonuçta herkes kendi hesap kitabına göre bir değerlendirmede bulunuyor. Öte yandan sınavın zor olduğu ve geçen seneki barajın(76) 1,2 net gerileyeceği hususundaki görüşlere de katılıyorum.
Geçen seneki veriler de dahil olmak üzere forumdaki anketlere dayanarak bir baraj tahmininde bulunmak gerekirse en iyimser tahminim: 73,75 Optimum : 75,25 en yüksek: 75,75.
BarajIn 73,75'den aşağı yönlü olmasına pek ihtimal vermiyorum ancak yukarı yönlü olması mümkün. Kimseyi ne umutsuzluğa düşürmek ne de kimseye ümit vermek isterim. Gönül ister ki 70'de kapatsın ancak tahminim bu şekildedir. Barajın düşük kapatacağını umut edip, 1 ay bu yönde ümit besleyip sonradan hayal kırıklığına uğramaktansa şimdiden barajın yüksek kapatacağına inanmanız daha münasiptir. Aksi olursa yani inşallah düşük kapatırsa zaten sevinen siz olacaksınız. Hayırlı günler.

Tarih hocalarının musul konusundaki açıklamalarına itimadım tamdır. Fakat hocaların hiçbirinden Montrö'yü de dahil eden bir açıklama duymadım. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin imzalanmasına kadar geçen süre içerisinde Türk-Sovyet ilişkileri boğazlar sorunundan da ileri gelen bir gelişme eğilimindedir.
Bir yazarın Türk- Sovyet ilişkilerine dair kurduğu bir paragrafı sizlerle paylaşmak isterim.

" Rusların elde ettiği bu olanaklarla beraber Türkiye ile ilişkilerinin tarihi Boğazlar’ın tarihi ile özdeşleşti. Zayıflayan Osmanlı İmparatorluğu karşısında Rusya, siyasetini Boğazlar’da elde edebileceği tavizlere ve Boğazlar’da hakimiyetin Türkler’den daha güçlü bir devletin eline geçmemesine endeksledi. Gerek imparatorluk döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde Türkiye ile Rusya arasında kurulan genellikle geçici ve dünya politikasındaki dalgalanmalara karşı hassas ittifaklar, hep Boğazlar merkezli oldu. Boğazlar’ın tarihi yazılırken, diğer devletlere nazaran Rusya’ya daha büyük bir yer ayırmak bu şekilde açıklanabilir. Okurun bunu garipsemeyeceğini umuyorum." [Sezgi Akbaş / Hiç Bitmeyecekmiş Gibi… Boğazlar Sorunu, Öncesi ve Sonrası ile Montrö]

-Bu ifade kesinlikle yanlıştır- diyemiyorsanız, sınav sorusunun yanlış olduğunu kabul etmelisiniz. Öte yandan sınav sorusuna itirazı destekleyecek diğer bulgular şu şekildedir:

"Rusların işgal ettiği doğu illerinin Ekim 1917 İhtilali ile Bolşevikler
tarafından Osmanlı Hükümeti’ne geri verilmesi, askeri teçhizat ve mali
konularda yapılan yardım daha sonra açılacak olan TBMM’nin elini Batı’ya karşı güçlendirmiş ve Doğu cephesinde bir savaş olasılığını ortadan kaldırmıştır. Türk
Boğazlarının Sovyetler’in ticaretine açık tutulması ve geçiş özgürlüğünün
sağlanması ise Sovyet Rusya için hayati öneme sahiptir. Tarafların yakınlaşmayı
farklı sebeplerle isteseler de, o günün şartlarında işbirliği her biri için bir
gereklilikti (Gürsel, 1968:182-183). Bu bağlamda 1917-1925 yılları arasındaki
ilişkilerde her iki taraf birbiri için “zoraki” olarak vazgeçilmez bir stratejik destek
yaratmıştır." [Evren Küçük – Nurgül Bekar Türk Diplomatların Bakış Açısıyla Türk-Sovyet İlişkileri (1917-1925)]

Geçen seneden bu yana baraj tahmini yüksek olanlara neden bu şekilde bir sataşma oluyor? Bu şekilde çok basit bir soru sormak istiyorum. Nedir yani mantık nedir? Gerçekten baraj tahmini yüksek olanlara sataşan arkadaşlar için soruyorum bu soruyu. 70 desen ne 75 desen ne herkes düşüncesini söylüyor.

Geçen sene puan bazında 76,5 küsürde kapattı. Bu sene sınavın zor olduğu konusunda hemen hemen herkes hemfikir. Puan bazında 1,2 gerileme olacağı düşüncesi de mevcut. Yalnız sınava hazırlanan sayısı gün geçtikçe de artıyor. Pandemi sürecini sebep göstererek sınava katılımın düşük olduğu yönünde değerlendirme yapan da var fakat tam tersi de söz konusu olabilir. Her net 1 puan olarak değerlendirilirse tabanın en fazla 73,75/--/75 aralığına kadar gerilemesi öngörmek bence mantıklı ki geçen sene foruma yazılan 76,5 net 70.sırada idi. Buda demek oluyor ki mülakata kalanların 1/5,7'i forumda netini paylaşmış. Katılım arttığını düşünen sıralamaları 7 ile, katılımın düştüğünü düşünen 5 ile sıralamasını çarparsa yukarıdaki gibi bir tahmine ulaşılır. Ama listede manipülasyon varmı yokmu bilinmediği için hiç bir değerlendirme tahminden öteye de gidemez.

@raskolnikov1 hocam siz sanırım foruma katılım olarak anlamışsınız benim kastettiğim sınava katılım. sınava katılım artmışsa forumda net paylaşan sayısının azalması o nedenle yükseldiğini düşünen 7 düştüğünü düşünen 5 ile. Her halükarda bunlar sadece tahmin.

Ne dershane sahibiyim ne kitap yazarı, benim tahminim asgari 73,75----75. Varsayalım ki burada patron, yazar dediğiniz kesim 75 ile kapatır desin. Hepi topu şurada 20 gün sonra sonuçlar açıklanacak. Adam 20 günlük süreç için mi gelsin burada manipülasyon yapsın. Daha önceki dediğim gibi benim tek derdim sınava giren arkadaşlarımız 70 ile kapatacağı umuduna kapılıp, 1 ay bu yönde ümit besleyip sonuçlar açıklanınca hayal kırıklığına uğramasın. Kanımca barajın yüksek kapatacağına inanmak daha münasiptir ki baraj düşük kapatırsa zaten sevinen 70 barajını aşan arkadaşlarımız olacak.

Forumdaki pek çok arkadaşın inandığı ve umut ettiği taban puan 70-73 dolaylarında. Bunun üst sınırını en az 75'e kadar genişletilmesi yerinde olur. Yoksa pek çok arkadaşımızın hayal kırıklığı büyük olacaktır. En azından bu şekilde kendinizi alıştırın. Aksi olur da düşük kapatırsa hayal kırıklığınızın yerine sevinciniz büyük olacaktır.

Forumdaki pek çok arkadaşın inandığı ve umut ettiği taban puan 70-73 dolaylarında. Bunun üst sınırını en az 75'e kadar genişletilmesi yerinde olur. Yoksa pek çok arkadaşımızın hayal kırıklığı büyük olacaktır. En azından bu şekilde kendinizi alıştırın. Aksi olur da düşük kapatırsa hayal kırıklığınızın yerine sevinciniz büyük olacaktır.

Benden söylemesi, çayınızı içip kahvaltınızı yapıp öyle gelin. Geçen sene kırk kişilik mülakat listesinin asılı olduğu kapının yanındaki masada, sadece bir şişe su, yanında iç içe bardaklar ve tabakta bir kaç parça kurabiye, karşısında da elindeki cep boy anayasa kitapçığına çalışan bir arkadaş vardı. Belki de bize çay rast gelmedi

Tarih hocalarının musul konusundaki açıklamalarına itimadım tamdır. Fakat hocaların hiçbirinden Montrö'yü de dahil eden bir açıklama duymadım. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin imzalanmasına kadar geçen süre içerisinde Türk-Sovyet ilişkileri boğazlar sorunundan da ileri gelen bir gelişme eğilimindedir.
Bir yazarın Türk- Sovyet ilişkilerine dair kurduğu bir paragrafı sizlerle paylaşmak isterim.

" Rusların elde ettiği bu olanaklarla beraber Türkiye ile ilişkilerinin tarihi Boğazlar’ın tarihi ile özdeşleşti. Zayıflayan Osmanlı İmparatorluğu karşısında Rusya, siyasetini Boğazlar’da elde edebileceği tavizlere ve Boğazlar’da hakimiyetin Türkler’den daha güçlü bir devletin eline geçmemesine endeksledi. Gerek imparatorluk döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde Türkiye ile Rusya arasında kurulan genellikle geçici ve dünya politikasındaki dalgalanmalara karşı hassas ittifaklar, hep Boğazlar merkezli oldu. Boğazlar’ın tarihi yazılırken, diğer devletlere nazaran Rusya’ya daha büyük bir yer ayırmak bu şekilde açıklanabilir. Okurun bunu garipsemeyeceğini umuyorum." [Sezgi Akbaş / Hiç Bitmeyecekmiş Gibi… Boğazlar Sorunu, Öncesi ve Sonrası ile Montrö]

-Bu ifade kesinlikle yanlıştır- diyemiyorsanız, sınav sorusunun yanlış olduğunu kabul etmelisiniz. Öte yandan sınav sorusuna itirazı destekleyecek diğer bulgular şu şekildedir:

"Rusların işgal ettiği doğu illerinin Ekim 1917 İhtilali ile Bolşevikler
tarafından Osmanlı Hükümeti’ne geri verilmesi, askeri teçhizat ve mali
konularda yapılan yardım daha sonra açılacak olan TBMM’nin elini Batı’ya karşı güçlendirmiş ve Doğu cephesinde bir savaş olasılığını ortadan kaldırmıştır. Türk
Boğazlarının Sovyetler’in ticaretine açık tutulması ve geçiş özgürlüğünün
sağlanması ise Sovyet Rusya için hayati öneme sahiptir. Tarafların yakınlaşmayı
farklı sebeplerle isteseler de, o günün şartlarında işbirliği her biri için bir
gereklilikti (Gürsel, 1968:182-183). Bu bağlamda 1917-1925 yılları arasındaki
ilişkilerde her iki taraf birbiri için “zoraki” olarak vazgeçilmez bir stratejik destek
yaratmıştır." [Evren Küçük – Nurgül Bekar Türk Diplomatların Bakış Açısıyla Türk-Sovyet İlişkileri (1917-1925)]

@icon, içinde söyledi: 2020 Kaymakamlık Sınavı.

Bazı hocalara çok fazla değer veriliyor.

Örneğin, A. Nohutçu, buyrun:

https://www.anayasa.gen.tr/usulsuz-alinti-sorunu.htm

Hatta direkt link:

http://www.anayasa.gen.tr/uas-s-175-258-nohutcu.pdf

Sınava hazırlık için en iyi kaynak: mevzuat.
@icon hocam paylaşımınızı 1 saat ayırarak detaylıca inceledim. Eğer ki Kemal Gözler hocanın iddiaları doğruysa çok vahim bir tablo ortada. Özellikle söz konusu ismin, ifa ettiği görevin gerektirdiği nitelik ve şartlara haiz olmaksızın o kadroyu işgal ediyor olduğu iddiası çarpıcı. Hocam Kemal hocanın bu kitabı 7-8 yıllık. Bu süre içerisinde bu iddialara ve ortaya konulan meselelere ilişkin karşı taraftan bir açıklama yapılmış mı? Oldukça merak içerisindeyim.

@icon hocam paylaşımınızı 1 saat ayırarak detaylıca inceledim. Eğer ki Kemal Gözler hocanın iddiaları doğruysa çok vahim bir tablo ortada. Özellikle söz konusu ismin, ifa ettiği görevin gerektirdiği nitelik ve şartlara haiz olmaksızın o kadroyu işgal ediyor olduğu iddiası çarpıcı. Hocam Kemal hocanın bu kitabı 7-8 yıllık. Bu süre içerisinde bu iddialara ve ortaya konulan meselelere ilişkin karşı taraftan bir açıklama yapılmış mı? Oldukça merak içerisindeyim.

Ne dershane sahibiyim ne kitap yazarı, benim tahminim asgari 73,75----75. Varsayalım ki burada patron, yazar dediğiniz kesim 75 ile kapatır desin. Hepi topu şurada 20 gün sonra sonuçlar açıklanacak. Adam 20 günlük süreç için mi gelsin burada manipülasyon yapsın. Daha önceki dediğim gibi benim tek derdim sınava giren arkadaşlarımız 70 ile kapatacağı umuduna kapılıp, 1 ay bu yönde ümit besleyip sonuçlar açıklanınca hayal kırıklığına uğramasın. Kanımca barajın yüksek kapatacağına inanmak daha münasiptir ki baraj düşük kapatırsa zaten sevinen 70 barajını aşan arkadaşlarımız olacak.

@raskolnikov1 hocam siz sanırım foruma katılım olarak anlamışsınız benim kastettiğim sınava katılım. sınava katılım artmışsa forumda net paylaşan sayısının azalması o nedenle yükseldiğini düşünen 7 düştüğünü düşünen 5 ile. Her halükarda bunlar sadece tahmin.

Geçen sene puan bazında 76,5 küsürde kapattı. Bu sene sınavın zor olduğu konusunda hemen hemen herkes hemfikir. Puan bazında 1,2 gerileme olacağı düşüncesi de mevcut. Yalnız sınava hazırlanan sayısı gün geçtikçe de artıyor. Pandemi sürecini sebep göstererek sınava katılımın düşük olduğu yönünde değerlendirme yapan da var fakat tam tersi de söz konusu olabilir. Her net 1 puan olarak değerlendirilirse tabanın en fazla 73,75/--/75 aralığına kadar gerilemesi öngörmek bence mantıklı ki geçen sene foruma yazılan 76,5 net 70.sırada idi. Buda demek oluyor ki mülakata kalanların 1/5,7'i forumda netini paylaşmış. Katılım arttığını düşünen sıralamaları 7 ile, katılımın düştüğünü düşünen 5 ile sıralamasını çarparsa yukarıdaki gibi bir tahmine ulaşılır. Ama listede manipülasyon varmı yokmu bilinmediği için hiç bir değerlendirme tahminden öteye de gidemez.

@sakallıcelal hocam artniyetli olarak nitelendirmenizin sebebi nedir gerçekten anlam veremiyorum bu nedenle soruyorum yani nasıl bir artniyetimiz olabilir? Benim de tahminim en iyimser: 73,75 optimum: 75

Geçen seneden bu yana baraj tahmini yüksek olanlara neden bu şekilde bir sataşma oluyor? Bu şekilde çok basit bir soru sormak istiyorum. Nedir yani mantık nedir? Gerçekten baraj tahmini yüksek olanlara sataşan arkadaşlar için soruyorum bu soruyu. 70 desen ne 75 desen ne herkes düşüncesini söylüyor.