TercihiniYap Forum
    • Kayıt Ol
    • Giriş
    • Arama
    • Kamu Rehber
    • Kategoriler
    • Okunmamış
    • Güncel
    • Popüler
    • Kullanıcılar
    • Gruplar

    Şiirler Űzerine

    DİĞER
    16
    37
    9675
    Daha fazla ileti
    • En eskiden en yeniye
    • En yeniden en eskiye
    • En çok oylanan
    Cevap
    • Yeni başlık oluşturarak cevapla
    Cevaplamak için giriş yapın
    Bu başlık silindi. Sadece başlık düzenleme yetkisi olan kullanıcılar görebilir.
    • ?
      Eski Kullanıcı Son düzenleyen:

      Beklenen ilanların gelmediği şu kasvetli gűnlerde bir şiirsever olarak beğendiğiniz şiirleri duymak ve okumak isterim arkadaşlar;)
      İlk şiiri ben sőyleyeyim Ali Ural'dan "Valiz".. Cok begendigim bir şiir hatta kűçűk bi kısım paylaşayım;
      'Valizimi hazırlamama yardım et
      Kelimeleri sol tarafa koy
      Sőylenmemiş olanları,
      Yűrűnmemìş yolların yanına..'

      1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 3
      • Destan
        Destan Son düzenleyen: Destan

        Tüm umutsuzluklara rağmen hayata böyle bakmakta fayda var 🙂

        Yaşamak şakaya gelmez,
        büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
        bir sincap gibi mesela,
        yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
        yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

        Yaşamayı ciddiye alacaksın,
        yani o derecede, öylesine ki,
        mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
        yahut kocaman gözlüklerin,
        beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
        insanlar için ölebileceksin,
        hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
        hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
        hem de en güzel en gerçek şeyin
        yaşamak olduğunu bildiğin halde.

        Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
        yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
        hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
        ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
        yaşamak yanı ağır bastığından.

        Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
        yani, beyaz masadan,
        bir daha kalkmamak ihtimali de var.
        Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
        biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
        hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
        yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
        en son ajans haberlerini.

        Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
        diyelim ki, cephedeyiz.
        Daha orda ilk hücumda, daha o gün
        yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
        Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
        fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
        belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

        Diyelim ki hapisteyiz,
        yaşımız da elliye yakın,
        daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
        Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
        insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
        yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

        Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
        hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak…

        Bu dünya soğuyacak,
        yıldızların arasında bir yıldız,
        hem de en ufacıklarından,
        mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
        yani bu koskocaman dünyamız.

        Bu dünya soğuyacak günün birinde,
        hatta bir buz yığını
        yahut ölü bir bulut gibi de değil,
        boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
        zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

        Şimdiden çekilecek acısı bunun,
        duyulacak mahzunluğu şimdiden.
        Böylesine sevilecek bu dünya
        “Yaşadım” diyebilmen için…

        Nazım Hikmet - Yaşamaya Dair

        Allah fukarayı sevindirmek isterse önce eşeğini yitirtir, sonra buldurur.

        ? 1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 4
        • ?
          Eski Kullanıcı @Destan Son düzenleyen:

          @Destan Műkemmeldi var olun..:)

          1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 0
          • Hanskelsen
            Hanskelsen Son düzenleyen:

            bu da benden olsun.

            bekle beni, döneceğim
            bütün direncinle bekle beni.
            bekle hüzün yağmurları
            gökyüzünü kaplayınca,
            kara kış üşütürken bekle,
            sarı sıcaklar yakarken bekle.
            kimseler beklemezken bekle beni,

            unut anılarla yüklü bir geçmişi
            ne bir mektup ne bir haber
            gelmesin ne çıkar, bekle beni.
            bekle beni döneceğim
            bekle, yalnızca sen bekle beni.

            bekle beni döneceğim,
            bırak beklemekten usanmış dostlarım
            oğlum, anam, yoldaşlarım
            öldüğümü sansınlar benim
            umudu kesip bir ateşin başında
            beni yad edip içsinler ama sen
            içme sakın yürek acısı o şaraptan
            inançla, sabırla bekle beni.

            bekle beni, döneceğim
            tüm ölümlere inat bekle.
            çünkü o büyük bekleyişin
            düşman ateşinden kurtaracak beni.
            bekle kızgın sıcaklar içinde,
            karlar savrulurken bekle beni,

            yalnızca seninle ben, ikimiz
            ölümsüz olduğumuzu bileceğiz;
            o sırrı, o hiç kimsenin bilmediği.
            kimseler beklemezken
            beni beklediğini.

            Şiirin hikayesi : https://seyler.eksisozluk.com/ii-dunya-savasinda-yazilarak-rusya-efsanesine-donusen-bekle-beni-siirinin-ilginc-oykusu

            ? 1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 0
            • ?
              Eski Kullanıcı @Hanskelsen Son düzenleyen:

              @Hanskelsen siirin hikayesini paylasmanız ne hoş bi ayrıntı:) Tesekkűrler

              1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 1
              • ?
                Eski Kullanıcı Son düzenleyen:

                Bu siiri herzaman cok severek okumusumdur ama ıhlamurların çiçek açmadığını őğrendiğimden beri okurken fazlasıyla hűzűnlendiğim ve en sevdiğim şiir statűsűne yűkseldi..

                Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman

                Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
                Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
                Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
                Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
                Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
                -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

                Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
                Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
                Bebekler hayta hayta yürümeden
                Geleceğim diyorum, geleceğim sana
                Ne olur kesin bir takvim sorma bana
                -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

                Beklesen de olur, beklemesen de
                Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
                Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
                Hangi ses yürekten çağırır beni sana
                Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
                -Ihlamur çiçek açtığı zaman.

                Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
                Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
                Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
                Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
                Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
                -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

                Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
                Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
                Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
                Gemileri yaksalar da geleceğim sana
                On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
                -Ihlamur çiçek açtığı zaman.

                Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
                Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
                Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
                Ne güzellik, ne de tat var baharsız
                Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
                Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
                -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

                Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
                Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
                Kimseye uğramam ben sana uğramadan
                Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
                Takvim sorup hudut çizdirme bana
                Ben sana çiçeklerle geleceğim
                -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

                Bahaeddin KARAKOÇ
                (Uzaklara Türkü)

                Hanskelsen 1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 3
                • Hanskelsen
                  Hanskelsen @Ziyaretçi Son düzenleyen:

                  @bombiksmori çok güzel, teşekkürler

                  1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 0
                  • ?
                    Eski Kullanıcı Son düzenleyen:

                    Biliyorum sana giden yollar kapalı
                    Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

                    Ne kadar yakından ve arada uçurum;
                    İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

                    Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
                    Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

                    Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
                    Ben artık adam olmam bu derde düşeli

                    Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
                    Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

                    Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
                    Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

                    Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
                    Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

                    Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
                    Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

                    Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
                    Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

                    Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
                    Bu böyle pek de kolay değil gerçi…

                    Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
                    Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

                    Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
                    Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

                    İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
                    Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

                    Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
                    Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri

                    Cemal Süreya

                    1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 1
                    • Kehleri
                      Kehleri Son düzenleyen:

                      Okuyunca insanın gafletini kıran ve nereye gittiğimizi sorgulamaya vesile olan çok sevdiğim bir şiir.

                      HABERSİZ

                      Günde bir taş-ı bina-yı ömrümün düşdi yire
                      Can yatar gafil binası oldı viran bi-haber

                      Dil bekası Hak fenası istedi mülk-i tenim
                      Bir devasız derde düştüm ah ki Lokman bi-haber

                      Bir ticaret kılamadım nakd-i ömür oldı heba
                      Yola geldum lakin göçmüş cümle kervan bi-haber

                      Kös-i rihlet çaldı mevt amma henüz can bi-haber
                      Asker-i azaya lerze düşdi sultan bi-haber

                      Ağlayıp nalan edip düştün yola tenha garib
                      Dide giryan sine püryan akıl hayran bi-haber

                      Azığum yok yazığum çok,yolda dürlü korku var
                      Yolımu alursa n'ola ger div ü şeytan bi-haber

                      Yol erü yolda gerekdür çağ-u çıplak aç-u tok
                      Mısri'ye gel didi sana çünkü canan bi-haber

                      Niyazi Mısri

                      "Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır."

                      1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 3
                      • S
                        SosyalMühendis Son düzenleyen:

                        Son dizeleri gibi her dizesi ayrı güzel..
                        Gerilir zorlu bir yay
                        Oku fırlatmak için;
                        Gece gökte doğar ay
                        Yükselip batmak için.
                        Mecnun inler, kanını
                        Leyla’ya katmak için.
                        Cilve yapar sevgili
                        Gönül kanatmak için.
                        Şair neden gam çeker?
                        Şiir yaratmak için.
                        Dağda niçin bağırılır?
                        Feleğe çatmak için.
                        Açılır tatlı güller
                        Arılar tatmak için.
                        Tanrı kızlar yaratmış
                        Erlere satmak için.
                        İnsan büyür beşikte
                        Mezarda yatmak için.
                        Ve...........................
                        Kahramanlar can verir
                        Yurdu yaşatmak için...
                        H.NİHAL ATSIZ

                        1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 0
                        • ?
                          Eski Kullanıcı Son düzenleyen:

                          Gűlten Akın - Gűlerken Yűzűn
                          Dem çeken bir güvercinin sesini
                          İçin için büyüyen çimenleri
                          Baharda lunaparkı, bayram yerini
                          Ve alışkanlıklar dışında her şeyi

                          Gülerken yüzün
                          Aşıyor geçmişin acılarını
                          Kendini yarına değiştiriyor

                          Gülerken yüzün
                          Sanki çarmıhını kırmışsın
                          Senin ve ardından geleceklerin
                          Aylası alnına düşmüş gecenin
                          Oturmuş ağlıyor kendisi

                          Bunu öyle candan öyle yürekten
                          Öyle bir tutkuyla istiyorum ki
                          Aklımda hep öyle kalmalısın...

                          1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 2
                          • ?
                            Eski Kullanıcı Son düzenleyen:

                            Biraz uzun ama satır aralarında derin anlamlar bulabileceğiniz, beğeneceğinizi űmit ettiğim bir şiir. Sıkılmadan okumanız temennisiyle:) Gecemiz hayrolsun.

                            Nurullah Genç《Rüveyda》

                            Fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
                            bir güvercin uçurup kıtalar arasından
                            çağırdın beni
                            geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
                            derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
                            yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
                            yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı
                            yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana
                            koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına

                            adını söylemek istemiyorum
                            her hecesi amansız bir kor dudaklarımda
                            her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım
                            zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım
                            adını söylemek istemiyorum
                            rüveyda dediğim zaman
                            anla ki, senin için yürüyor kelimeler
                            çığlığımın atardamarlarından

                            hangi yıldızdır bilmem, gözlerin
                            kayar da üzerime rüveyda
                            önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime
                            sonra açılır önümde ıstırab vadileri
                            silik renkleriyle adımlarıma
                            çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir
                            hayalin bittiği menfeze doğru
                            alaca bir at koşar içimde
                            zamansız, mekansız nefese doğru

                            uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair
                            yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda
                            oysa rüveyda
                            baştanbaşa ben
                            kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim.

                            kitaplara sürdüğüm kapkara lekelerden
                            bir anlatsam nasıl utandığımı
                            bir doğrulsam eğildiğim yerlerden
                            ağarır tanyeri nilüferlerin
                            alaca bir at koşar içimde
                            ezer toynakları ile anılarımı

                            sular köpürmemeliydi rüveyda
                            kırılmamalıydı ıslak dalları hasret selvilerinin
                            ben zehire alışkınım, şerbete değil
                            rüyalar hefret eder avare duruşumdan
                            kabuslar çeker ancak derdimi yeryüzünde
                            sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber
                            ben her gece bir Mehdi türküsüyle çilekeş
                            yargılamak için zeval kayıtlarını
                            inkılab bekliyorum

                            hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin
                            uzanır da gönlüme rüveyda
                            derinden bir ok saplanır bağrıma
                            beynimi çağıran bir sese doğru
                            alaca bir at koşar içimde
                            zamansız, mekansız nefese doğru

                            varlığın cinayettir memleketimde işlenen
                            akıtır kanını en asil pehlivanların
                            yokluğun sükunettir kuşatır evrenimi
                            varlığın ve yokluğun ölümüdür baharın

                            artık eskisi gibi bakamıyorsun
                            göklerinde bir belkıs otururdu rüveyda
                            binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin
                            güneş bir anne gibi dururdu başucunda
                            artık dokunamıyor kakülün bulutlara
                            karalara bürünmüş saçlarında dolunay
                            ben bu kadar zulme layık mıyım rüveyda

                            hangi ressamı vurur bilmem, endamın
                            sarar da benliğimi
                            ben beni tanımam kaldırımlarda
                            kafesleri yutan kafese doğru
                            alaca bir at koşar içimde
                            zamansız, mekansız nefese doğru

                            kırmızı bir kurdela bağlayarak alnına
                            duydun mu orkideye dua eden birini
                            bu ısmarlama yüzler yok mu rüveyda
                            bu yapmacık bebekler
                            gözyaşı akıtırken gülenler yok mu
                            beni kahrediyor geceler boyu

                            hangi çağın gelişidir bilmem, gülüşün
                            soluk bir dünyanın mezarlarına
                            gömerek gurbetimi
                            kapadı karanlığa Yesrip, kapılarını
                            meydan okuyuşun çağın ordularına
                            bilmem hangi mevsimin başlangıcıdır
                            doruklardan öte hevese doğru
                            alaca bir at koşar içimde
                            zamansız, mekansız nefese doğru

                            yasını tutuyorum kararttığım düşlerin
                            yıpranmış divaneler gibiyim sokaklarda
                            amansız bir ütopya üfleyen pencereler
                            lif lif yoluyor dram seyyahı bedenimi
                            önümde, haksızlığın hesaba çekildiği
                            hiç kimsenin kimseyi tanımadığı mahşer
                            arkamda, kare kare ömrümü belirleyen
                            hatırladıkça yanıp tutuştuğum resimler

                            söyle, nasıl aşarım pişmanlık dağlarını
                            yeniden bir nil olup taşar mıyım çöllere
                            kim giydirir başıma tacını nihayetin
                            kim takar bileğime hürriyet künyesini
                            karada balık gibi nasıl yaşarım, söyle

                            rüveyda, seziyorum; tahammülün kalmadı
                            ama dur, boşaltayım bütün çığlıklarımı
                            asırlardır köhne barınaklarda
                            küflenen, çürüyen çığlıklarımı

                            at vuruldu; içim paramparça rüveyda
                            gölgelerin ardına sakladım kusurumu
                            sen orda kayıtsızca gülümsüyor gibisin
                            ben burda damla damla eriyip akıyorum
                            yine de, çiğnetemem kimseye gururumu
                            istenmediğim yeri sessizce terkederim
                            hatıra kalsın diye bırakır da ruhumu
                            mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim

                            1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 3
                            • ?
                              Eski Kullanıcı Son düzenleyen:

                              Dört kat elbise değiştirdin Bombiks Mori
                              Ne tığ gibiydin,ne tığın vardı
                              Dokunmadan anlamak halis ipeği
                              Dokununca herkes anlardı

                              Fakat yalnızdın Bombiks Mori
                              Âhın kararttı kozanı
                              Keşke söyleseydiler
                              yaprağın ipek olacağını

                              Tüccarlar makaslar kumaş topları
                              Bıktın mı duttan
                              Hint portakalı mı çekti canın
                              Bombiks Mori
                              Kazanlar kaynarken yandı mı canın
                              Bedestende kelebek bulutları

                              Sana yasak Bombiks Mori
                              Giyemezsin sen ipeği
                              Sana yasak Bombiks Mori

                              Halkalar arasında kara kurdele
                              Makas kes hadi
                              Kavrulan kelebeği..
                              A.Ali Ural《BombiksMori》

                              Kehleri 1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 2
                              • Kehleri
                                Kehleri @Ziyaretçi Son düzenleyen:

                                @bombiksmori Şiiri okurken siz kendinize yazdınız zannettim 😅

                                "Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır."

                                ? 1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 0
                                • Harun Resid
                                  Harun Resid Son düzenleyen:

                                  Aşka Hicret'in tam vaktidir.
                                  Sen bana Ensar
                                  Ben sana muhacir.

                                  Allah has better for me.

                                  1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 1
                                  • ?
                                    Eski Kullanıcı @Kehleri Son düzenleyen:

                                    @Kehleri ismimi bu siirden etkilenip almistim zaten:))

                                    Kehleri 1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 1
                                    • F
                                      furkanbey Son düzenleyen:

                                      ..oysa herkes öldürür sevdiğini. kimi bir bıçak darbesiyle yapar bunu kimi dalkavukça sözlerle.. ilk kez bakmadan yazdım. tüyler diken

                                      GG

                                      ? 1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 1
                                      • Kehleri
                                        Kehleri @Ziyaretçi Son düzenleyen:

                                        @bombiksmori Şiirin altında yazarın ismini görünce tahmin ettim 🙂 manası ipek böceğiymiş şiiri ilk pek anlamadım manasına bakıp okuyunca çok etkileyici geldi.

                                        "Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır."

                                        ? 1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 0
                                        • ?
                                          Eski Kullanıcı @Kehleri Son düzenleyen:

                                          @Kehleri Ali Ural ın şiirleri ve kitapları beni cok etkiler. Şayet okumaya vaktiniz varsa şiddetle tavsiye ederim:))

                                          1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 0
                                          • ?
                                            Eski Kullanıcı @furkanbey Son düzenleyen:

                                            @furkanbey bu şiiri tuncel kurtizden dinlemiştim. Harika seslendirmiş..

                                            1 Cevap Son cevap Cevap Alıntı 1
                                            • 1
                                            • 2
                                            • 1 / 2
                                            • İlk ileti
                                              Son ileti