Şiirler Űzerine
-
Beklenen ilanların gelmediği şu kasvetli gűnlerde bir şiirsever olarak beğendiğiniz şiirleri duymak ve okumak isterim arkadaşlar;)
İlk şiiri ben sőyleyeyim Ali Ural'dan "Valiz".. Cok begendigim bir şiir hatta kűçűk bi kısım paylaşayım;
'Valizimi hazırlamama yardım et
Kelimeleri sol tarafa koy
Sőylenmemiş olanları,
Yűrűnmemìş yolların yanına..' -
Tüm umutsuzluklara rağmen hayata böyle bakmakta fayda var
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak…Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
“Yaşadım” diyebilmen için…Nazım Hikmet - Yaşamaya Dair
-
@Destan Műkemmeldi var olun..:)
-
bu da benden olsun.
bekle beni, döneceğim
bütün direncinle bekle beni.
bekle hüzün yağmurları
gökyüzünü kaplayınca,
kara kış üşütürken bekle,
sarı sıcaklar yakarken bekle.
kimseler beklemezken bekle beni,unut anılarla yüklü bir geçmişi
ne bir mektup ne bir haber
gelmesin ne çıkar, bekle beni.
bekle beni döneceğim
bekle, yalnızca sen bekle beni.bekle beni döneceğim,
bırak beklemekten usanmış dostlarım
oğlum, anam, yoldaşlarım
öldüğümü sansınlar benim
umudu kesip bir ateşin başında
beni yad edip içsinler ama sen
içme sakın yürek acısı o şaraptan
inançla, sabırla bekle beni.bekle beni, döneceğim
tüm ölümlere inat bekle.
çünkü o büyük bekleyişin
düşman ateşinden kurtaracak beni.
bekle kızgın sıcaklar içinde,
karlar savrulurken bekle beni,yalnızca seninle ben, ikimiz
ölümsüz olduğumuzu bileceğiz;
o sırrı, o hiç kimsenin bilmediği.
kimseler beklemezken
beni beklediğini.Şiirin hikayesi : https://seyler.eksisozluk.com/ii-dunya-savasinda-yazilarak-rusya-efsanesine-donusen-bekle-beni-siirinin-ilginc-oykusu
-
@Hanskelsen siirin hikayesini paylasmanız ne hoş bi ayrıntı:) Tesekkűrler
-
Bu siiri herzaman cok severek okumusumdur ama ıhlamurların çiçek açmadığını őğrendiğimden beri okurken fazlasıyla hűzűnlendiğim ve en sevdiğim şiir statűsűne yűkseldi..
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.Bahaeddin KARAKOÇ
(Uzaklara Türkü) -
@bombiksmori çok güzel, teşekkürler
-
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beniNe kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibiUyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözleriniSen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeliŞimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan kiAnımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeğiKaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sankiTek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğiniÇocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiriRastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi…Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil kiÇıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belkiİnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleriCemal Süreya
-
Okuyunca insanın gafletini kıran ve nereye gittiğimizi sorgulamaya vesile olan çok sevdiğim bir şiir.
HABERSİZ
Günde bir taş-ı bina-yı ömrümün düşdi yire
Can yatar gafil binası oldı viran bi-haberDil bekası Hak fenası istedi mülk-i tenim
Bir devasız derde düştüm ah ki Lokman bi-haberBir ticaret kılamadım nakd-i ömür oldı heba
Yola geldum lakin göçmüş cümle kervan bi-haberKös-i rihlet çaldı mevt amma henüz can bi-haber
Asker-i azaya lerze düşdi sultan bi-haberAğlayıp nalan edip düştün yola tenha garib
Dide giryan sine püryan akıl hayran bi-haberAzığum yok yazığum çok,yolda dürlü korku var
Yolımu alursa n'ola ger div ü şeytan bi-haberYol erü yolda gerekdür çağ-u çıplak aç-u tok
Mısri'ye gel didi sana çünkü canan bi-haberNiyazi Mısri
-
Son dizeleri gibi her dizesi ayrı güzel..
Gerilir zorlu bir yay
Oku fırlatmak için;
Gece gökte doğar ay
Yükselip batmak için.
Mecnun inler, kanını
Leyla’ya katmak için.
Cilve yapar sevgili
Gönül kanatmak için.
Şair neden gam çeker?
Şiir yaratmak için.
Dağda niçin bağırılır?
Feleğe çatmak için.
Açılır tatlı güller
Arılar tatmak için.
Tanrı kızlar yaratmış
Erlere satmak için.
İnsan büyür beşikte
Mezarda yatmak için.
Ve...........................
Kahramanlar can verir
Yurdu yaşatmak için...
H.NİHAL ATSIZ -
Gűlten Akın - Gűlerken Yűzűn
Dem çeken bir güvercinin sesini
İçin için büyüyen çimenleri
Baharda lunaparkı, bayram yerini
Ve alışkanlıklar dışında her şeyiGülerken yüzün
Aşıyor geçmişin acılarını
Kendini yarına değiştiriyorGülerken yüzün
Sanki çarmıhını kırmışsın
Senin ve ardından geleceklerin
Aylası alnına düşmüş gecenin
Oturmuş ağlıyor kendisiBunu öyle candan öyle yürekten
Öyle bir tutkuyla istiyorum ki
Aklımda hep öyle kalmalısın... -
Biraz uzun ama satır aralarında derin anlamlar bulabileceğiniz, beğeneceğinizi űmit ettiğim bir şiir. Sıkılmadan okumanız temennisiyle:) Gecemiz hayrolsun.
Nurullah Genç《Rüveyda》
Fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı
yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana
koşup geldim; iliştir beni memnu bahtınaadını söylemek istemiyorum
her hecesi amansız bir kor dudaklarımda
her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım
zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım
adını söylemek istemiyorum
rüveyda dediğim zaman
anla ki, senin için yürüyor kelimeler
çığlığımın atardamarlarındanhangi yıldızdır bilmem, gözlerin
kayar da üzerime rüveyda
önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime
sonra açılır önümde ıstırab vadileri
silik renkleriyle adımlarıma
çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir
hayalin bittiği menfeze doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğruuslanmaz bir yürek taşıdığıma dair
yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda
oysa rüveyda
baştanbaşa ben
kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim.kitaplara sürdüğüm kapkara lekelerden
bir anlatsam nasıl utandığımı
bir doğrulsam eğildiğim yerlerden
ağarır tanyeri nilüferlerin
alaca bir at koşar içimde
ezer toynakları ile anılarımısular köpürmemeliydi rüveyda
kırılmamalıydı ıslak dalları hasret selvilerinin
ben zehire alışkınım, şerbete değil
rüyalar hefret eder avare duruşumdan
kabuslar çeker ancak derdimi yeryüzünde
sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber
ben her gece bir Mehdi türküsüyle çilekeş
yargılamak için zeval kayıtlarını
inkılab bekliyorumhangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin
uzanır da gönlüme rüveyda
derinden bir ok saplanır bağrıma
beynimi çağıran bir sese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğruvarlığın cinayettir memleketimde işlenen
akıtır kanını en asil pehlivanların
yokluğun sükunettir kuşatır evrenimi
varlığın ve yokluğun ölümüdür baharınartık eskisi gibi bakamıyorsun
göklerinde bir belkıs otururdu rüveyda
binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin
güneş bir anne gibi dururdu başucunda
artık dokunamıyor kakülün bulutlara
karalara bürünmüş saçlarında dolunay
ben bu kadar zulme layık mıyım rüveydahangi ressamı vurur bilmem, endamın
sarar da benliğimi
ben beni tanımam kaldırımlarda
kafesleri yutan kafese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğrukırmızı bir kurdela bağlayarak alnına
duydun mu orkideye dua eden birini
bu ısmarlama yüzler yok mu rüveyda
bu yapmacık bebekler
gözyaşı akıtırken gülenler yok mu
beni kahrediyor geceler boyuhangi çağın gelişidir bilmem, gülüşün
soluk bir dünyanın mezarlarına
gömerek gurbetimi
kapadı karanlığa Yesrip, kapılarını
meydan okuyuşun çağın ordularına
bilmem hangi mevsimin başlangıcıdır
doruklardan öte hevese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğruyasını tutuyorum kararttığım düşlerin
yıpranmış divaneler gibiyim sokaklarda
amansız bir ütopya üfleyen pencereler
lif lif yoluyor dram seyyahı bedenimi
önümde, haksızlığın hesaba çekildiği
hiç kimsenin kimseyi tanımadığı mahşer
arkamda, kare kare ömrümü belirleyen
hatırladıkça yanıp tutuştuğum resimlersöyle, nasıl aşarım pişmanlık dağlarını
yeniden bir nil olup taşar mıyım çöllere
kim giydirir başıma tacını nihayetin
kim takar bileğime hürriyet künyesini
karada balık gibi nasıl yaşarım, söylerüveyda, seziyorum; tahammülün kalmadı
ama dur, boşaltayım bütün çığlıklarımı
asırlardır köhne barınaklarda
küflenen, çürüyen çığlıklarımıat vuruldu; içim paramparça rüveyda
gölgelerin ardına sakladım kusurumu
sen orda kayıtsızca gülümsüyor gibisin
ben burda damla damla eriyip akıyorum
yine de, çiğnetemem kimseye gururumu
istenmediğim yeri sessizce terkederim
hatıra kalsın diye bırakır da ruhumu
mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim -
Dört kat elbise değiştirdin Bombiks Mori
Ne tığ gibiydin,ne tığın vardı
Dokunmadan anlamak halis ipeği
Dokununca herkes anlardıFakat yalnızdın Bombiks Mori
Âhın kararttı kozanı
Keşke söyleseydiler
yaprağın ipek olacağınıTüccarlar makaslar kumaş topları
Bıktın mı duttan
Hint portakalı mı çekti canın
Bombiks Mori
Kazanlar kaynarken yandı mı canın
Bedestende kelebek bulutlarıSana yasak Bombiks Mori
Giyemezsin sen ipeği
Sana yasak Bombiks MoriHalkalar arasında kara kurdele
Makas kes hadi
Kavrulan kelebeği..
A.Ali Ural《BombiksMori》 -
@bombiksmori Şiiri okurken siz kendinize yazdınız zannettim
-
Aşka Hicret'in tam vaktidir.
Sen bana Ensar
Ben sana muhacir. -
@Kehleri ismimi bu siirden etkilenip almistim zaten:))
-
..oysa herkes öldürür sevdiğini. kimi bir bıçak darbesiyle yapar bunu kimi dalkavukça sözlerle.. ilk kez bakmadan yazdım. tüyler diken
-
@bombiksmori Şiirin altında yazarın ismini görünce tahmin ettim manası ipek böceğiymiş şiiri ilk pek anlamadım manasına bakıp okuyunca çok etkileyici geldi.
-
@Kehleri Ali Ural ın şiirleri ve kitapları beni cok etkiler. Şayet okumaya vaktiniz varsa şiddetle tavsiye ederim:))
-
@furkanbey bu şiiri tuncel kurtizden dinlemiştim. Harika seslendirmiş..