Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
...
En tepelerinden seyrediyorsunuz şehri,
Milyon dolarlık deniz bitişiği parsellerle,
Yüksek binalarınızla,
Ve kokuşmuş,
ve de içine kibir doluşmuş rantlarınızla sarıyorsunuz çevremizi.
Yüksek güvenlik sertifikalı demir atlar,
Ehlileşmesi gereken insandı oysa, atlar değil.
Biz,
Sizden daha vahşi olabiliriz,
Çoğunuza göre yabani
Belki de birer deliyiz.
Ancak biz,
Sizin tepesinden seyrettiğiniz şehrin,
Kirlettiğiniz sahillerin,
Silüetini örttüğünüz Hak'ikatin,
Gerçek sahipleriyiz.
Bugün yaşayın,
Yarın da sizin olabilir lakin,
Öteki günün ardındaki ebedde
Bizim olanı almaya geleceğiz. -
Ey gözlerinin rengi,bütün ruhumu sarsın
Kalbimde bugün açtı siyah renkli çiçekler
Bir gün beni rüzgarlara kalbinle sorarsan
''Can verdi senin ruhuna çoktaan''diyecekler!Taa kalbe giren gözlerinin şulelerinden
Gel sevgili gel,sen bana bir semli kadeh sun
Hiç titrememiş kalbimi tiretti yerinden
Oynattı evet,sendeki baş döndüren efsun.Ey gözleri hançer gibi keskin,dişi kaplan
İster bana aşkın bütün alamını çektir
İster beni öldürmek için sineme saplan
Ölsem bile aşkım seni takib edecektir...H.Nihal Atsız
-
Şirin mi olalım, haklı mı?"
İsmet özel 1977
-
@kizilderili çok düşündürmüştür beni Feridun Düzağaçtan her dinlediğimde.
-
@2525 haklı olan elimizdeyse
-
@2525 haklı olalım elimizdeyse
-
Emek harcadığın insan(!)lar bir gün seni harcadığında büyüyeceksin..
-
-
Beşevler dögol
Art arda kurum sınavları
Ve her seferinde sen
Çilek misin sen
Kivi misin
Yoksa muşmula mı?
Aşksın... -
Hatâ, atânın kapısıdır...
Bir hatâ ile yeryüzüne indirilmedik mi? -
-
biliyorum sana giden yollar kapali
ustelik sen de hic bir zaman sevmedin benine kadar yakindan ve arada ucurum;
insanlar,evler,aramizda duvarlar gibiuyandim uyandim, hep seni dusundum
yalniz seni, yanliz senin gozlerinisen bayan nihayet, sen olumum kalimim
ben artik adam olmam bu derde duselisimdilerde bir kopek gibi kosuyorum ordan oraya
yoksa gururlu bir kisiyim aslinda, inan kianimsamiyorum yari dolu bir bardaktan su ictigimi
ve icim goturmez kenarindan kesilmis ekmegikac kez sana uzaktan baktim 5.45 vapurunda;
hangi sarkiyi duysam, bizimcin soylenmis sankitek yanli ask kisiyi nasil aptallastiriyor
nasil unutmusum senin bir baskasini sevdiginicocukca ve seni uzen girisimlerim oldu;
bagisla bir daha tekrarlanmaz hicbiriraslasmamak icin elimden geleni yaparim
bu boyle pek de kolay degil gerci...alisirim seni yalniz duslerde oksamaya;
bunun verdigi mutluluk da az degil kicikar giderim bu kentten daha olmazsa,
sensizligin bir adi olur, bir anlami olur belkiinan belli etmem, seni hic rahatsiz etmem,
son istegimi de soyleyebilirim simdi:bir geceyarisi yaziyorum bu mektubu
yalvaririm onu okuma carsamba gunlericemal sureya
-
Keşke herkesin ömrü, vicdanı kadar olsa..
-
Şehir, rüzgardan bir elbise giyinmiş anne.
İklimlerden çok ötede kalmış,
bahsettiğin insan sıcaklığı.
Bıçaktan yapılmış bir sırattan geçiyor sevgiler.
Dilden düşen sözcükler,
kayıp anılarla eşleşiyor.
Yüreklerde insafsız kıyametler kopuyor.
Çığ gibi yalnızlıklar yuvarlanıyor üzerimize.
Kimse kimseyi duymuyor.
Sağır desem değiller.
Kimse kimseyi görmüyor.
Kör desem hiç değiller.
Zihnim siyah bir uykuya dalmış.
Düşlerim yoksul.
Güneşli resimler çizen o çocuk değilim artık.
Hayırsız bir hayattan geçen,
yorgun bir yolcuyum.
Oysa sen şimdi yanımda olsan,
güneşli bir sabah çizerdin.
Sen konuşurdun,
ben serin bir söğüt gölgesinde
sanırdım kendimi.
İyileşirdi belki,
göğsümdeki yaralı kuşlar.-Seçil Oğuz
-
Aşk bazen geride durmaktır
Dedi ferhat abi
Abi dedim
Ben duramam
Durmadım
Kaybettim -
Dont walk behind më, i may not lead. Dont walk in front of me, i May not follow. Just walk beside me and be my friend. ( Albert Camus)
-
Mürşid'in dervişe nasihati:
"Her gün bana geleceğine bir gün kendine gel!" -
Kelime : senin yıldızların kelimeler, şöyle raksetsinler, alev saçlarıyla sonsuz bahçesinde haya ormanda uyuyan dilber; şair uzaklardan gelen şehzade.öyle seveceksin ki kelimeleri, sana ıldızlar tanrı’ya yetmiş mi? Kelimeler benim sudaki gölgem, okşayamam onları, öpemem. Bir davet olarak güzel kelime ve muhterem. Gönülden gönüle köprü, asırdan asıra merdiven. Kelime kendimi seyrettiğim dere. Kelime sonsuz, kelime adem.
-
“Mahalle Mektebi uzak... Kış, soğuk, kar…
Paltom yok…
Üşüyorum, ellerim donuyor.Annem haki renkli kalın bezden bir çanta dikti bana.
Kitabımı, defterimi çantama koyuyorum.
Soğukta elim üşüdüğünden çantayı tutamazdım, kolumun altına
sıkıştırırdım; soğuktan korunmak için elimi de çantanın altına alırdım.Okul dönüşü eve gelince ellerim sızım sızım sızlar… Bir akşam, eve geldim yine, annem: “Çantan nerde?” dedi.
Eğilip kolumun altına baktım, çanta yok… Yolda, soğuktan elim uyuşmuş, parmaklarım duyarlığını yitirmiş, çantanın düştüğünden haberim bile olmamış. Dönüp baktım, aradım geçtiğim yolları; çanta yok…Babam bu olayı, sonraları çok başka türlü anlatırdı: “Yepyeni bir çanta almıştım…
çok pahalı bir çanta… Çok güzel bir çanta… Sağlam çanta…
Üç gözü vardı çantanın… Hem de kilidi vardı çantanın…
O güzelim çantayı taşıdığı ilk gün yolda düşürmemiş mi elleri üşüyüp de…
Vah benim oğlum… ‘Çantan nerde?’ diye sorup da kolunun altında göremeyince çantayı, başladı ağlamaya…
‘Ağlama oğlum, ben sana daha iyisini alırım’ dedim. Daha güzel bir çanta aldım…“Babam böyle anlatırdı; anlata anlata, bu anlattıklarına iyice inanmıştı.
Babam, içinden geçenleri, dileğini anlatıyordu.
Dileğini olmuş sanıp, inanarak anlatıyordu.
Hiç bir zaman: "Baba öyle değildi"diyemedim.O, gülerek anlatırdı, ben de gülerek dinlerdim.
Çoğumuz kendi suçumuzmuş gibi yoksulluğumuzdan utanırız.
Ben de yıllarca yoksulluk ayıbımdan utandım, taa yazar olana dek..Çoğunluğun yoksul olduğu ülkede, yoksulluğun değil, varlıklılığın daha utanılası olduğunu yazarlığa başlayınca anladım.”
Aziz Nesin
-
...
Şişeye konmuş bir mektup düşüveriyor düşlerimden. Ne yazılar tanıdık ne de yazan. Eksik, aksak bir lisanla yazılmış, mürekkebi dağılmış bir iç dökümü göğüs kafesimi aralayan. En saf haliyle dizilmiş üç beş kelam: Geçmişe özlem, geleceğe isyan...
...
Şimdilerde incelik neydi unuttuk; sevdik mi sahi, riyakar kelimelere mi tutunduk? Bir mektubun sıcaklığından uzak, sahte tebessümlerde kürek çektik ve boğulduk...