Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
...
Bir kuyunun içinde, hatta en dibinde bir yer var; karanlıktan öte. Ve sen aydınlığa ulaşmayı reddediyorsun; aykırısın, bunu sen de biliyorsun. Göğe her baktığında başını yere indirdiler, güneşi unutman bundan mütevellit; dön bak yaptıklarına, nereye gidiyorsun?
Ah çocuk! Yıkılmaz duvarlarını enkaza çevirdiler, her dökülen damlada neyin yasını tutuyorsun? Yüreğinden boğazına varan düğümü, seni biraz daha boğmak için kullanacaklar; sahiden çözeceklerini mi sanıyorsun?
Haydi kalk, kırıklarını topla ve gülümse yine; mavi günlerden alacağın olsun... -
Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,
Güneş kucağındadır, bilemezsin.
Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,
Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın.
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın.
Uçar gider, koşsan da tutamazsın...William Shakespeare
-
Varsa pulun
Olur çulun
Olursa çulun
Olurlar kulun. -
...
Bardaktaki su, kaçıncı gününü doldurdu bilmiyorum. Okuyamadığım kitaplar, hangi günahın bedelini ödüyor dört duvarın gölgesinde. Herbir hücrem isyan olmuş, kimsesiz bir çocuğun titrek sesinde.
Duvara yansıyan gölgeler, hangi şairin siluetini çiziyor ve ben hangi mısrayı duyumsuyorum gecenin soğuk nefesinde...
Bir kuşun kanadında göçmek geliyor içimden.
Selamsız sabahsız gitmek...
Her şeyden, herkesten ve bilhassa kendimden...
Nereye varacağımı bilmeden.
Gün, şafağa dönmeden... -
Baharda kışı, kışın da baharı özler insan.
Ne uzaksa onu özler.
Kavuşmak şart mı?
Boşver!
Bazı şeyler yokken güzel.Özdemir Asaf
-
"Tam düşerken tutunduğum tuğlayı kendime rab bellemeyeceğim"
-
Kızılayda ayaz var
Akşam simidi 10 tane 1 lira
Güvenpark gölbaşı minibüs durağı
Ah bir karşılaşsak... -
...
Fanatizm çağın barbarlığıdır. Ötekini tanımlatır ve ona yapılacak her şeyi mübah kılar.
-
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
..kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.!
Atilla İlhan -
yağmur nereye düşerse
orası konuşur bilirim
ben sana seslenmeyi
uçan yağmurdan öğrendimsusmanın en kuytu yerinde
kanat izleri keşfederim
sevmek gökyüzünün muadili
sevmek demişken
gülüşünde yer ayırmak isterimhayaller uçmaya benzer
kanatları umutlarla örülü
uçmak demişken
kuşlar kuşatsın ömrünü-Basri Şen
-
Bir Eylül'le baş edemedik .
Ya saç tellerin çok zayıftı, ya da kalbin.
Yoksa biz sonbaharda çok güzeldik,
Daldan kopan kuru yapraklar gibi… -
Bir kadını asla üzme ; saç kırıklarını kestirip kurtulan o kadın , kalp kırıklarından kur tu la mı yor !...
-
Oruç Aruoba - Uyu Artık !
https://www.youtube.com/watch?v=XCjd84WJs6sYorgun musun?
Yattın mı?
Uyu?
Düşünme beni.
Ben ki
Hiç düşünülmedim senden önceleri.
Senden öncesi:
Düşüncesi kızgın kumlara serpilen
Azgın yellerle savrulan
Bir damla gibi?
Bir söz gibi:
Sağır kağıtlara serilen
Sessiz dudaklardan dökülen.
Ben, zaten
Hiç söylenmedim ki senden öncesi.
Uyu artık?
Söyleme beni.
Yattın mı?
Yorgun musun?
Biraz kıpırdasan uyumadan önce?
Bilemesen
Nereye koyacağını ellerini,
Biraz oynatsan bileklerini
Düşünürken beni
Uyuyamadan önce?
Bilsen
Nasıl özlediğimi ellerini
Bileklerini. -
Altımızda kayan bu ölü şehri durdursana
Ey gücü toprak kadar eski
Ey gücü yer kadar ağır çocukBüyüyen elimin üstüne koy elini
Sana bir yürek vuruşu gibi belirli
Gelen zamanı haber veriyorumErdem Beyazıt
-
Sözcüklerim varmıyor uzaklarına
Birer birer düşüyor
Bütün öpmelerim
Ağır yenilgiler alarak
Adresinde yokluğunu
Kıyamet bilerek
Sadece susarak özlüyorum seni
Hiç tanımadan, ne garip -
...
Bir sabahtan diğerine varana dek,
Bir ezan bitip diğerine ulaşana kadar yani
Sen vazgeçsen,
Ben vazgeçmem.
Kesit kesit anlatabiliyoruz hayatımızı,
ve bildiklerimizi parça parça ederek
kutulara hapsederek anları ve anıları
Kelime kelime inşa ediyoruz bendimizi.
Duvarlar örüyor,
Gedikler açıyoruz geleni gözlemek için.
Güvercinlere gerdanlık bağlıyor,
Sadakat bekliyoruz paçalarından.
Tepemizde göğe bakacak,
Rasat edecek düşleri
Bir sema dehlizi açıyoruz.
Dualar oradan mı çıkıyor göğe?
Mekandan münezzeh olana.
Ama gök uludur,
Sonu olmayanı,
Sonunu göremediğimizle açıklıyoruz.
İnsan dimağı alamadığı şeyi tanrılaştırır,
Nil'de güneşi,
Doğu'da ateşi,
ve putlar kırıldı İbrahimce.
Zerdüşt yakar mıydı bugün peki,
Çağın putu sikkeleri.
Yoksa o da mı tapardı,
Benjamin Frenklin'e?Sordun yine kavga nedir diye sence?
Nefes alıp vermek belki,
Belki çöle gömülmek Ebuzer'ce....
-
...
kimseleri istemiyorum
düşüncelerimde yola çıktığım vakit
gerçeğin beni bunalttığı günlerde
dilimden düşürmediğim bir şarkı gibi
sen ol sesimin konak yerlerinde
yeter…...
senin bana gelişin günler içinde
bir su serinliğidir olsa olsa
ince kırılışlarla güneşin altın kanatlarından
ağustos topraklarına dökülen
içtikçe susuzluğumu arttırır gülüşün....
sabah yüzündür, akşam yüzünü dönüşün
gece, bıraktığın boşluktur ardına
ve şiir
o ince hilaldir lacivert yalnızlıklarda
sarınıp süzgün ışığına
katlanmanın türküsünü söylediğin.....
-Şükrü Erbaş/Anlıklar
-
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...NFK
-
Bir tek çocukluğumdan ayrılamıyorum, fark ettim bir süre önce. Ona kıyamıyorum belli ki. Mecbur kalırsam ne yaparım bilmiyorum. İnsan tüp kuyruğunda beklemeyi özler mi?Soğuk ve yaşlı bir vakıf evinde bronşit olmayı? Kullanılmış, yağlı rulmanlarla tornet yapmayı? Eski bir çini sobanın başında aşık olmayı? Tek bir botla dört mevsim koşmayı? Bu özlem ayrılığa engel, gördüm yaşadıkça. Ayrılıkları hiç sevmedim. Kim sever ki zaten?"
"Anlamıyorum, anlayamıyorum. Biz olmaktan bahsedenler ne çok istemiyor biz olmayı. Belki de nasıl biz olunacağını bilmiyorlar. İzansız bir dönem bu. Kimsenin niyeti yok sanki iyiliğe, kardeşliğe.Hatasız gibi görünmek telaşı, sarmaşık misali dolanmış çoğunluğun bünyesine. Gördüğünü zanneden görmüyor, bildiğini söyleyen bilmiyor. Geri vitese takılı gidiyoruz.
Demlenme yaşlarıma denk gelmek zorunda mıydı bu pis kokulu yıllar? Sergüzeşt mevsimler yaşıyoruz. Korku doluyuz, endişeliyiz. Çocuklara berbat bir miras bırakmak üzereyi.Sahiden mecbur muyuz bu karanlığa?
C.Davran "KAFA" -
@kizilderili şunları şuraya bırakayım o halde. Yıllardır hiç bıkmadan dinlediğim nadir bestelerden..
https://youtu.be/-yvczH-fqSM
Kaldırımlar 2
https://youtu.be/70IDLD5yuYc