Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
Şu efsane olmayan Cemal Şan filmi Ali'nin 8 Günü'ndeki efsane tiradı da buraya bırakıyorum.
– özür dilerim. size bir şey sorabilir miyim ?
- .........
– hayat neden bu kadar zalim. insanlar.. insanlar neden bu kadar zalim. yaşamak neden bu kadar zor ve bu kadar güzel, ve vazgeçilmez. peki insanların birbirlerini anlamamak için bu büyük çabası neden. karım, karım bana çok kızıyor. ona istediği gibi bir hayat sunamadığım için. istediği gibi bir adam olamadığım için. çocuklarımda bana kızıyor. onlara elbise , bilgisayar , ayakkabı alamadığım için. patronum sürekli alaycı bakışlarla beni izleyerek ne kadar işe yaramaz bir adam oldugumu bana hatırlatıyor. o da bana cok kızıyor. çünkü ona çok para kazandıramadığım için. dostlarım arkadaşlarım akrabalarım beni adam yerine koymuyorlar. onlar da bana kızıyor, onların istediği gibi bir adam olmadığım için. onları yemege goturmedigim icin, onlara borç vermedigim icin, onlara ayak bagı olmadıgım icin. devlet, devlette bana kızıyor. daha cok vergi veremediğim için. arada bir ne oluyor diye sordugum icin. yanlış partiye oy verdiğim için. biliyor musun her tarafım kanıyor, acılar içindeyim. çürüyorum. onların istediği gibi bir adam olmak istiyorum, ama beceremiyorum. dostlarıma, akrabalarıma, patronuma, karıma, cocuklarıma üzgünüm diyorum, sizin istediğiniz gibi bir adam olamadığım için üzgünüm diyorum duymuyorlar. dertlerimi anlatıyorum dinlemiyorlar. ben, ben. bana yardım edin diyorum kacıyorlar, gelin biraz konusalım diyorum masayı terkediyorlar. ölüyorum ben diyorum ne zaman ölüceksin diye soruyorlar. lütfen bana söyler misiniz ne oldu ? bize ne oldu ? eskiden böyle değildi şimdi ne oldu ? neden insanların artık bir takım duygulara ve düşüncelere prim verecek zamanı yok. neden bu kadar hızla koşuyorlar. neden bir an bile olup insanın evrenin anlamı üzerine düşünmüyorlar. ben acılarımı sıkıntılarımı kederlerimi onlara anlatırken neden beni dinlemiyorlar. benim bu düşlerim, arzularım, hayata dair bu imdat çığlığım neden onlara samimi gelmiyor. neden, neden.. neden söyle bana ? ne olur bana yardım et. yardım et bana.. lütfen.. lütfen.. neden beni bu halimle kabul edip aralarına almıyorlar. neden beni sevmeleri için sürekli inanmadığım halde onların ilgisini çekip onlarla konuşmak zorundayım. neden egom olmak zorunda ? nden onların arasında bencil olmak durumundayım. neden varolabilmek için rekabet etmek zorundayım. lütfen, lütfen bana yardım et. bana hayatta yaşamanın sırrını söyle. bak biliyorsan eğer, bana o yolu göster, lütfen. çünkü ben artık yalnız yaşamak istemiyorum. bana hayatta yaşayabilmem için güç ver. neden ben hayatta yaşamayı beceremiyorum, lütfen bana yardım et.. lütfen….. özür dilerim, özür dilerim, beni bağışlayın kendi derdimle sizi üzdüm.. "
- .........
-
Kaybolsun anılar, sebebim yok ki ağlamaya,
Hakkım olmadı ki hiç, kafa karışıklığıyla !
Hükmeden bendim bedenime; ama kalbimin anahtarı yok,
Çalıp giden bir hırsız, arasanda bulamazsın !Ellerimde elleri var, ama hepsi oyundan ibaret !
Belki görebilirsin gözlerimde seni dikkat et.
Şayet gün gelirde beni görmek istersen,
Yorgunluktan ölmemiş biri olursa gelirsin.Rüyaymış sadece, sandım ki herşey farklı;
Kendi başına kararlar almış, gözlerime bakmış.
Ne diyim ki; hakim sensen, mutluluklar o zaman.
Kararlar kararttı gözlerini, sustu bu adam.Bazen, düşünürüm bi sonuca varamam.
Hep sen, konuşursan ben asla konuşamam !
Bilsen, gözlerimden gözlerine hasreti,
Görsen, gözlerimin arkasındaki seni.Yorgun, gözlerim kapanmaya başladılar;
Durdum, şöyle bi baktım aynamdaki ben değil !
Sustum, sessizlikte seni aradım;
Buldum, bazen seni; ya olmasa gözlerin ! -
Çoban salata buzlu ayran
Pirinç baldo tavuk haşlanmış
Bir balkon iki aşık
Yardır sevgili -
Yağmurla müttefiktik; bir kış daha çetin geçsin diyeydi ağladığımız.
-Kazım Baran Yılmaz
-
Kadını götürüp mutfağa ya da süslenme odalarına kapatıyoruz, sonrada ufkunun darlığına şaşırıyoruz ; kanatlarını kesiyoruz sonrada uçamıyor diye yakınıyoruz. "Simone De Beauvoir"
-
Ötekilestirdik,
Bizim gibi olmayani, bizim gibi dusunmeyeni, bizim gibi yasamayani...
Farkinda olmadan biz de oteki olduk.
Sahip olmak istediklerimize sahip olanlara ofke duyduk.
Imrenmedik, kiskandik.
Dinlemedik, saldirdik onyargilarimizin dikenli telleriyle.
Anlamaya calismadik, kabul ettirmeye calistik kendi dusuncelerimizi.
Gece olmadan sabahin olmayacagini, aci cekmeden iyilesemeyecegimizi bilmezmis gibi zitliklara ofke duyduk.
Yaraladik, parcaladik.
Olmadi iste!
Sigamadik su fani dunyaya, barinamadik.
Yapbozun farkli farkli parcalariydik, bi butun olamadik.
Baksana bunu yazarken bile "biz yazmisim..
Peki "biz" kimiz? "Siz" kimsiniz?
Ne korkunc kavramlar Allah'im. -
Kararan umutlar yüzler soğuk
Sokaklar sessiz, üşüyorum anne
Düşlerim yalnız, hayat bir tuzak
Çıkış yolu bulamadım kurtar anne
Karanlık her yer, aydınlık isyan
Nerde bir ışık kalpleri ısıtanArtık çok geç gidiyorum anne
Sokaklar soğuk, sokaklar benim
Kaldırım yoldaş, düşman değil
Işıklar söndü, yüzlerde hüzün
Ümitleri aldım gidiyorum anne
Umutlarım nemli, gözlerim ıslak
Bir çığlık, düşünce tutsak
Dertlerim, dertlerim şarap oldu
Haberin olsun içiyorum anne...Hayat bir oyun, oynayan insan
Dünya trajedi, yönetime isyan
Perdeler üstümüze çekildi
Gözlerim karardı nerdesin anne
Dünya yanlış, sistem bozuk
Ufak bir çocuk vücudu soğuk
İşsize sokaklar evler olmuş
Şimdi geldim dönüyorum anne
Sıcak Bir yuva bir tabak aşÖmrümüz bitti, yok arkadaş
Yine bu gece de yalnız kaldım
Merak etme döneceğim anne
Gözlerim kapandı, izmir sessiz
Bir yıldız kayıyor habersiz
Gözlerim ansızın donar oldu
İzin verirsen ölüyorum anne -
Herkes yolunu buldu, ben de degisen birsey yok. Buldugumu sandığım yolun altında kaldım.
-
...
Herkesin damına farklı damlardı yağmurlar oysa,
Her semte gece farklı çökerdi,
Kar içine farklı düşer, bambaşka yıldızların kayışına rastlardı insan
Ve farklı kokuları sever,
Farklı seslere aşina,
Farklı yollardan ulaşırdı,
Her insan ulaştığına.
Anlamadık bir türlü,
Anlamadığımız içindir anlatacaklarımızın bitmemesi,
Çünkü bu daha ses olmadan yiten kelimeler,
Çünkü bu ağırlığı deminde gizli vakar,
Anlamadığımızdandı.
Eğer anlasaydık,
Anlatmazdık.
Bir yüzümüz dosta aşık
Bin maskemiz hasmolana asık.
Kolay olandan sığındık zora,
Çağ'dan kaçtık,
ÜçYüzDokuz senelik kadim,
O kadim öyküye saklandık.
Müsebbibi;
Kıtmir kadar olamamış,
Köpekten aşağı varlık,...
-
"gün ağarırken sana susadım" Attila İlhan
-
"Eskiden başıma gelebilecek en kötü şeyin, bir gün yapayalnız kalmak olduğunu sanırdım. Öyle değilmiş…Hayatta başınıza gelebilecek en kötü şey kendinizi yapayalnız hissetmenize neden olan insanlarla yaşamakmış.”
Robin Williams -
...
geceye selam duran yıldızlar;
göğümüze ışık,
gönlümüze sancaktı.
bir harbi başlatacak kelimeler,
dilimizde tutsaktı.
biz düşlere hasret,
uykularımız geceden alacaklı.
erdiğimiz sükûnet,
yaralarımızı saracak mı?
şiir tutan ellerimiz,
aydınlığa varacak mı?
... -
Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?
Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar..Charles Bukowski
-
...
Yapılacak tüm seferler;
Yüreğe,
Zihne,
Ve de ruha,
Hatta denize, martıya ve dağlara;
Sana ulaşmak içindir.
Ne güzel komutan değiliz belki ama
Bir gün seni geri alacak güzel insanlar olacağız,
Paraya tutsak edilmiş,
İki yakası rantla bağlanmış,
Hasreti bir ülke,
Bir ülkeden daha yüce,
Düş ufkumda Yedi-Tepe. -
-
...
Batıl olanı 'Hak' diye bilenler,
Hak'tan ayrılıp Hak'ka şükredenler,
Kulu ilah bilip tapmaya meyledenler,
Sizin de hesabınız sorulacak birgün.
Mizan terazisi kurulacak birgün! -
[Bu Yusuf'un Zindandan Seslenişidir
Eğilin önümde çağdaş güneşler!
Kenanlı yıldızlar varın secdeye!
Issız çöllerde, derin kör kuyularda
Ben görürüm camgöbeği düşleri
Ve ben yorarım sırma şafaklarda,
Bulanık, korkulu düşlerinizi...Tebessümlerimi yollarım vakur kervanlarla
Küfür karanlığı gecelerinize,
Sonra düşüncelerinizi yeşertirim...
İnce belli üç attır Tih sahrasında;
Güzelliğim, sabrım ve yalnızlığım.
Çılgınca yarışırlar kader güzergahımda;
Nalları değer kader çizgilerinize...Bilemiyorum, bensiz nasıl olursunuz?
Cibril nefesli rüzgarlarda perdelenir gözleriniz,
Körpe bir ceylan gibi kaçıp gider güzellik,
Ateş yağar avuçlarınıza bir yerden,
Nil söndüremez içinizdeki yangınları,
Ağulu bir yılan ölüsü gibi yatar durur öyle
Mu’cizelere gebe Kızıl Deniz...Dinleyin hele dinleyin çağdaş kadınlar!
Gamzesiz, zülüfsüz, yorgun kadınlar!
Mor mor halkalarda tutsak kadınlar!
Birer bıçak vermedi mi ellerinize Züleyha?
Çizdirmedi mi güzelliği avuçlarınıza?Züleyha dedim ya biraz durmalısınız;
Lacivert çöl gecelerinden bir parçadır o,
Gözbebeklerinde dinlenir bereketli Nil...
Nasıl anlatsam size Züleyhayı;
Gözleri bir vaha gibi yeşil...Ve gidin!
Nereye giderseniz gidin!
Kuyular her yerde derin!
İster Kenan illerinde, ister Mısır’da,
Zindanlar karanlık, mahzenler serin...Hapsederim gençliğimi damarlarıma,
Kaç kere yaşanmış bir cenge girerim;
Unuturum sizi çağdaş kadınlar!
Sarılırım sımsıkı soğuk demirlere,
Kıtlıktan, bereketten haber veririm...
Ben yorarım düşlerinizi böyle bilin!“Ümmü’l Kitab” üstüne yemin ederim;
Bir gün beni çağıracaksınız.
Yediye ve katlarına yemin olsun ki;
Bana muhtacsınız!
Bana muhtacsınız!
Bana muhtacsınız!](https://youtu.be/B9hGinkEfpg) -
Gölgesinde otur amma
Yaprak senden incinmesin.
Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin.Yollar uzun, yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
Yat kurban ol İsmail’ce
Bıçak senden incinmesin.Burdayım de ararlarsa
Doğru söyle sorarlarsa
Tabutuna sararlarsa
Bayrak senden incinmesin.İl göçsün göçtüğün vakit
Yol yansın geçtiğin vakit
Suyundan içtiğin vakit
Kaynak senden incinmesin.Toz konmasın sakın sana
Hakkı geçer halkın sana
Gücenmesin yakın sana
Uzak senden incinmesin. -
"Dünya, aklı olup, dini olmayan adamlarla ve dini olup, aklı olmayan insanlar olarak ayrılmıştır."
-
Mataramda Tuzlu Su
West Indies,Kızıl Elma,İtaki,Maçin!
Uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Beyazların yöresinde nasibim kalmadı
yerlilerin topraklarına karşı şuç işledim
zorbaların arasında tehlikeli bir nifak
uyrukların arasında uygunsuz biriyim
vahşetim
beni baygın meyvaların lezzetinden kopardı
kendime dünyada bir
acı kök tadı seçtim
yakın yerde soluklanacak gölge bana yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.Uzak nedir?
Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için
gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
Başım açık, saçlarımı ikiye
ortadan ayırdım
kimin ülkesinden geçsem
şakaklarımda dövmeler beni ele verecek
cesur ve onurlu diyecekler
halbuki suskun ve kederliyim
korsanlardan kaptığım gürlek nara
işime yaramıyor
rençberlerin o rahat
ve oturmuş lehçesinden tiksinirim
boynumda
bana yargı yükleyenlerin
utançlarından yapılma mücevherler
sırtımda sağır kantarı gizli bilgilerin
mataramdaki suya tuz ekledim, azığım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.Bir hayatı,ısmarlama bir hayatı bırakıyorum
görenler üstünde iyi duruyor derdi her bakışta
askerken kantinden satın aldığım cep aynası
bazı geceler çıkarken
uçarı bir gülümseyişle takındığım muşta
gibi lükslerim de burda kalacak
siparişi yargıcılar tarafından verilmiş
bu hayattan ne koku, ne yankı, ne de boya
taşımamı yasaklayan belgeyi imzaladım
burada bitti artık işim, ocağım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.İsmet Özel