Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
Canı cehenneme
rahat uyuyanın.
Kapısını örtenin,
penceresini kapatanın.
Yüreği yalnız
kendiyle dolu olanın.
Duvarları ancak
çarpınca görenin...
Canı cehenneme
başkasının yangınıyla
evini ısıtıp yemeğini pişirenin. -
Her şeye bağlanmayacaksın oyle,
Mesela bu bağlandığın bir insan olmayacak.
Bir çift göz de olmayacak.
Hatta ağızdan çıkan söze dahi bağlanmayacaksın.İnsandır bu ya gelir ya gelmez ya güler ya gülmez üzülürsün.
Bir çift göz de öyle bazen parıldar sana,
Bazen karanlığında kaybolursun
Bir çift söz seni mutlu eder hayat bulursun
Bir çift söz seni yaşarken öldürür ama yine durursunGüneşe de bağlanma Hatta aya veya yıldızlarada...
Biri gece olur biri gündüz biri belki olur belki olmaz.
Öyle ya ihtiyacın olduğunda yanında olmaz yine üzülürsün.Eşyalara bağlan mesela Ama öyle pahalı bir şey de olmasın.
Elde edemezsin yine üzülürsün.
Bir çerçevedeki resme bağlan istersen.
hatta çerçeveyi de boşver
Bir resme bağlan iyisi mi?
Gittiğin yere götür, götürdüğün yerde bak baktığın yerde konuş.Veya toprağa bağlan istediğini yap ister bağır ona ister ez Onu o yine verir sana filizini nasılsa.
Veya boşver hepsini, vakit gelir hayat biter yok olursunİyisi mi sen yalnız Allah a bağlan verdiği sözden caymaz O.
Gece de kaybolmaz gündüz de kaybolmaz O
Nankörlük etsen dahi affını eksik etmez O
Hem bu dünya da hem ahirette, Her zaman yanında O -
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde? -
Kara çalınmış günlerin ertesinde, ellerinde güneşlerle gelen yar!
Huzuru içirdiğin yüreğim şimdi hüznü içiyor ellerinden, bilesin!
Yüreğine kanatlanan yüreğin kanadı kırıldı, kanıyor.
Göğe uçurduğum umutlarım vuruldu bir bir
Hüzün ki, yokluğuna katık ettiğim,
Yine dolandı eteğime, peşimi bırakmıyor.
Adının her harfini gözyaşıma çizdim ve titrek bir yürekle yokluğuna ektim
Sen avazın çıktığı kadar susarken ben taze çığlıklar yeşerttim sana!
Nefes nefes acıyı yonttum adınla,
Yokluğuna buladım ellerimi,
Yüzüme bölük pörçük diktiğim yamalı gülüşlerdeyim şimdi.
Ah yar!
Ah! yoluna ,can diye diye benden geçtiğim,
Ah suskuların şahı,
Bir çözebilsem boynuma doladığın sessizliğin düğümünü
Bir yudum harf düşse, hisseme alfabenden
Yalın ayak çıktığım yokuşlarında düşmeden bir yürüyebilsem.
Öyle bir acı ki bu! nasıl anlatılır bilmem
Kırsan kırılmaz, büksen bükülmez
Ateşler yakmaz, sular söndürmez!
Söylesene yar!
Hasretini adımlasam kaç adımda biter?
Özlemin kaç nefestir saysam?
Bilemessin ki
Akla sığdıramazsın bu denklemi
Nasıl anlatayım ki daha hal-i pür-melâlimi...
Sen yine sükutu giyin yar!
Dilersen hiç konuşma.
Ben kelamlarımı çürüttüm yolunda.
Çarpsada bir tokat gibi yüzüme, her harfi yoluna heceledim.
Ve bilesin üstüne aşkı giydirdiğim,
Söz verdim ben bu yüreğe,
Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.. Mevlana -
Hergün biraz daha yoruyor beni
Hasretinle başa çıkamıyorum
Hergece bir yerden vuruyor beni
Sağ salim sabaha çıkamıyorumSavaşta geçirdim sanki bir ayı
Düşmandan almadım ben bu yarayı
Giderken verdiğin tek sigarayı
Hatıradır diye yakamıyorumVicdanın halimi hiç mi sormuyor ?
Küsecek ne yaptım aklım ermiyor !
Zalimsin demeye dilim varmıyor
Tavrına bir isim takamıyorumYeterki mektup yaz canımı dile
Yetmezse uğrunda çektiğim çile
Nazar değer diye resmine bile
BESMELE çekmeden bakamıyorum...Cemal Safi
-
Cebine para değil umut doldur ki en çaresiz zamanlarinda şifa olsun ruhuna..
Yüreğine kin değil merhamet doldur ki kötuluklerle dolu bu dünyada insan olduğunu unutma..
Gözlerine bulut degil güneş doldur ki aydinlat en zifiri karanliklari, "iz" ol yolunu bulamayanlara..
Zihnine fitne degil, bilgi doldur ki, yık cehaletin uçsuz bucaksiz önyargi duvarlarini..
Ve sen, evsizlere yuva ol ki ısıtsın ellerini sedirin yanindaki şevkat sobasinda..
Biz ki bir bebeğin doğumunda görürken Rabbin kudretini,
Hadi o zaman ne duruyorsun.
Cesaretle doldur her bir hücreni..
Ve hiç bir zaman yitirme gelecek güzel günlere dair ümidini.. -
Söylesem tesiri yok,
Sussam gönül razı değil...Fuzûli
-
...
ne dağları italik, ne kuşları imla.
artık dümdüz bir kentten ibarettir dünya.
meğer ne çetin işmiş ey Rab
bu çağla savaşmak,
bu çağda.-Kazım Baran Yılmaz
-
İnşaallah birgün
Bu sınav forumlarını takip etmeyi bırakıp
Sınavlara girmeyi bırakıp
Sınavları konuşmayı bırakıp
Seninle pazarda turşuluk biber almak istiyorum
Bahçe salatalığı
Ve yeşil fasülye
O ara okunan ikindi ezanı
Ve cemaatle namaz -
@sınavuzmanyrd şimdiye kadar yazdıklarınızın içinde bence en iyisi
-
@bombiksmori teşekkür ederim bombiks
-
Harese nedir, bilir misin oğlum?
Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar.Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.
Zülfü Livaneli
-
..yeryüzünde hiçbir şey , insana hiçlik kadar baskı yapamaz.
-
...
yapraklar rengini veriyor sonbahara
güneş demini yüklüyor bulutlara
bir kervan yürüyor, yolculuk uzaklara...inceldiği yerden kopuyor düşlerim
yanıtsız kalıyor iç seslenişlerim
dört duvarda yankılanıyor pervasız gülüşlerim...gelgelelim
yine mürekkebe bulanmış elim.
cama vuran damlaların ışığında,
gelecek güzel günleri türkülerim... -
- Niye kapı ağzında oturuyorsun?
- Kapı ağızlarını severim. Her an kaçıp
gidebilmek ihtimalini diri tutar. (ikircikli biricik)
-
"Efendiler! Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz!"
Mustafa Kemal Atatürk28.10.1923
-
-
...
Cahilin kılıcı ne kadar keskinse,
Senin de dilin o kadar sivri olacak çocuk.
Ama batırmadan önce,
Yerini,
Zamanını,
Ve batıracağın noktayı sen seçeceksin.
O seçerse eğer,
Bil ki tuzak vardır, düşersin.
Düşersen;
Cehalet kazanır,
Sen kaybedersin. -
"Tarihin en acı derslerinden biri şudur: Yeterince uzun zamandır aldatılmışsak, aldatmacayı ortaya koyan her türlü kanıtı reddederiz. Gerçeği bulmakla ilgilenmeyiz artık. Aldatmaca bizi kafeslemiştir. Tuzağa düştüğümüzü kendimize bile itiraf etmek, son derece acı vericidir çünkü."
(Carl Sagan) -
Dünya tarihi egemenlerin hayal kurması ve diğerlerinin bu hayallerden ölmesidir. Ve bizler birilerinin hayallerindeki hazır nesne ölüleriz. Ve işin tuhafi egemenlerin düşlerini düşlüyor ve kendi ölümümuzu arzuluyoruz. Bize biçilen ölme ve öldürme rollerini çesitlendiriyoruz. Hayal kurduğumuz da egemenlerin hayallerini çoğaltiyoruz. Düşlerimiz yok. Düşlerimiz kurumuş. Oysa bizim hayallermiz mevcut gerceklikten bir kopuşu gerektirmeli ve bu kopuşla birlikte bambaşka ilişkileri içeren yeni bir dünya yaratmalı.