Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
Ruhumuzu geceye çeviren her şey, ardında mutlaka birkaç yıldız bırakacaktır.
-Victor Hugo
-
Fotoğraf tasarım ve söz tarafıma aittir Bir mülakat zamanı yapılan uçuşta çekmiştim
-
Herkes gider
Ne?
Bilmiyor muydun sanki
Sevgili kalbim!
Neden hala apartman boşluğunun
gün ışığı görmeyen penceresinde
kuş sesleri beklersin -
İçe dönüş - 2
Zihnimi bir kenara bırakıp yüreğimi bulacağım; ev sahibini komşulara sormak yerine, kapıyı çalmayı öğreneceğim; hislerimin ve sezgilerimin rehberim olacaği; hakikatimi keşfedeceğim bir yolculuk bu..
Sadece ben, sadece "öz"üm..
-
Als die Nazis die kommunisten holten, habe ich geschweigen; ich war ja kein kommunist. Als sie die sozialdemokraten einsperten habe ich war ja kein Sozialdemokrat. Als sie die Gewerkshafter holten, habe ich nicht protestiert. Ich war ja kein Gewerkshafter . Als sie die juden holten, habe ich geschweigen ; ich war ja kein Jude. Als sie mich holten, gab es keinen mehr, der protestiere. "Martin Niemöller"
-
...
bir kız çocuğu
elleri yüzünde
yüreği hüzündetek oyuncağı
kolu kırık bir bebek
ninni söyler dizindehasbelkader dünyaya gelmiş
unutulmuş bir eşya gibi
çekmecenin gözündegeceyi uyutur
yetim acılar büyütür
kaybolmuş bir dehrin izinde
... -
*Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
'Yandık! 'diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında
Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasındaToprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm;
Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i
En sonra, salîb ormanı görmek Harameyn'iBin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicaz'ın
Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzınEmvâcı hurûş-âver olurken melekûta
Çan sesleri boğsun da gömülsün mü sükûta?Sönsün de, İlâhi, şu yanan meş'al-i vahdet
Teslîs ile çöksün mü bütün âleme zulmet?Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman
Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin
Solsun mu o parlak yüzü Kur'an-ı Hakim'in?İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?
Yâ Rab, bu ne hüsrandır, İlâhi, bu ne zillet?Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?
Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâCâni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm
Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?Lâ yüs'ele binlerce sual olsa da kurbân;
İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân!Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandıkMâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın...
Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktınKüfrün o sefil elleri âyâtını sildi:
Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildiKalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:
Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!En kanlı şenâatle kovulmuş vatanından
Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...
Nâ-hak yere feryâd ediyor: Âcize hak yok!Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!*4 Cemaziyelevvel 1331 - 28 Mart 1329 (1913)
M. Akif Ersoy
-
@elisa
Yarim Almancamla cözmeye calistim ve su sonuca vardim.Bugun beni ilgilendirmez diye etliye sutluye karismayip olan biten haksizliklara goz yumarsak yarin ayni sey bizim basimiza geldiginde cevremizde bizim icin mucadele edecek kimseyi bulamayiz:)
Doğru mu anlamisim acaba?:) -
@1903bjk almancası ‘ich möchte fünf köfte‘ kadar olan bizler anlamadan bakıyorduk öyle:)) tebrikler
-
@1903bjk Etli sütlü olayı çok güzel bi örnek olmuş tamamıyla doğru:) Bundan sonraki yazılarımda ceviriler size emanet:)
-
@elisa
Bana mi emanetyol olmasin
Yaa ben unuttum Almanca'yi ama acaba dedim anlayabilcek miyim bi cozmeye calisiim:) neyse ki dogru anlayabilmisim:) -
İçe dönüş - 3
"Farkındalık"
Toplumun dayattığı kurallardan,kalıplardan, yüklediği rollerden arınıp kendimi bulmaya çalışırken cebimde taşıdığım anahtar kelimem."Yalnızlık"
Kendi seçimim.En büyük lüksüm.Şuan tam zamanı.Maddi alemin aldatıcı uykusundan uyanıp, varoluşun sırrına uyanmayı denemek icin hazırlan.
-
...
-açık bir çay...
Bardağın diğer tarafını ele verircesine tütüyor dumanı.
-loş bir ışık...
Gözlerimi karıncalandıyor uykuya direnircesine.
-topladıkça dağılan kitaplar...
Geleceğimi esir almış, etrafımı bir tel örgü gibi sarmış; savruluyor dört bir yana.
-karşımda duran saat...
Hâlâ pilinin takılmasını bekliyor, akreple yelkovanı hayata döndürmek adına.
-ışıklı bir tablo...
Duvara asılmayı bekliyor, aylardır saklandığı dolabın karanlığında.ve
pusulam bozuk yine, yönler kayıp...
hangi ıssız kente gitsem, hayallerimi toplayıp... -
Üzüntün beni yıktı. Her davranışın hürmet ve takdire layık. Ama galiba biraz rahatsızdık. Basit bir kazaydı bu. Hele gecemizi zehir etmeye hakkımız yoktu. Ben bir hafta o saatleri düşünerek yaşayabiliyorum. Ayrılırken sesin biraz daha gülümsemeliydi. Dargın gibi kaçtın. Bilmediğimiz bir limana gidiyor bu gemi. Deniz fırtınalı, ama bindik bir kere. Ateşle oynayanın parmakları yanacak, tabii bu..
-
-
...
Birileri,
Birilerinin oğlu,
Birilerinin kızı,
Kardeşi veya belki
Sevdiğiydi.
Birileri birilerinin anasıydı,
ve babası,
ve belki kimsesizdi,
Kendi gibi kimsesizlerin kimsesiydi.
Ne vakit birine kin duysan,
ve birilerinin düşmesini,
Düşmese de tökezlemesini dilesen,
Düşün,
O birini değil,
O birinin Kimin Ne'si olabileceğini.
O vakit anlarsın,
İnsan olmak nasıl bir şeydir. -
-
Sus Gönül!
Sabrın son demine kadar sus!
Rabbin için sus!
İmtihanın için sus!
Biliyorum.
Yaşamaktan değil,yaşayamamaktan yoruldun! -
uyan çocuk!
kaçıncı rüyaya yumdun gözlerini,
bu yalancı dünyanın kan feraceli baharında?
saf değil düşlerin kadar, gözleri açık gördüğün kâbuslar.
uyanmayla başlıyor kalbin ritimsiz vuruşu,
unutulmuş bir sızının, yeniden alev oluşu.
uyan!
kaldır kirpiklerinin düş yükünü; battı güneş,
yüzüyor yıldızlar yalnızlığına.
gün, karanlık.kalk çocuk!
kapat artık pencerenin sızdıran çatlaklığını.
dönmeyecek kırık kafesine;
büyük mağrur hayallere yem oldu hayallerin!
sen, yeni ümitler burcunda izle ufukların kızıl rüzgârlarını.
türkünü söyle, gözlerin hissetmez sağırlığına…
haykır, karanlığın siyah rengine gülümseyen hilâle.
melal bakışlarınla çizme tavanı,
kalk, yıka gözlerinin masal rengini!gel çocuk!
ayak izlerime basma, düşersin suskunluğuma.
tut, bileklerime kelepçele ellerini.
duy, kanın nabza dönüşündeki çaresiz iniltiyi.
ve yeniden sor bana aşk’ın ne olduğunu,
yeniden sor şu kayan yıldızın hangi uykusuz yüreğe düştüğünü,
yeniden sor, neden insanların en çok yorgan altında üşüdüğünü,
kelebeklerin niçin geceyi yarasalara bırakıp gittiğini,
içimizdeki sevinçlerin neden ansızın bittiğini.
yeniden sor,
yeniden!bak çocuk!
doğuyor güneş, karanlığın en gebe yanından.
kapatma gözlerini!
birazdan, yüzünden gecenin dudaklarını çekip
öpecek buz tutan bakışlarından.
küskünlüğün dökülürken ayak uçlarına,
gözyaşlarını kurutacak kızıl parmaklarıyla.al çocuk!
tut güneşin ipinden.
götür, her gittiğin gölgesi üşüyen geceye.
dağıt karanlıkları yetim sözler üstünden.
ışık tut âmâ yüreklerin hüzünlü yamacına.
kirpiklerine asılırken düş yükü
senin için saklayacak güneşi dağlar,
bir sonraki sabaha.uyu çocuk!
gündüzlere değil, gecelere yum gözlerini.
giydir hayallerinin masumluğunu, rüyalarına.
ve sonra
yeniden sor,
neden insanların en çok yorgan altında üşüdüğünü,
kelebeklerin niçin geceyi yarasalara bırakıp gittiğini,
içimizdeki sevinçlerin neden ansızın bittiğini.
yeniden çocuk!
uyu çocuk...-Kadim Dolunay
-
Aldanmak yaptığımız her işte şaşmaz yazgısı hepimizin. Her sabah parlak işler tasarlar, gün boyu budalalık ederim. Voltaire