Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
Yazıp yazıp siliyorum . Hangi cümle ile anlatmalı bilmiyorum hepsi eksi hepsi havada ... Yarın için içimden geçenler gerçek olsun sadece bunu diliyorum. Bu arada unutmadan farketmemiş olamazsın değil mi?
-
@keciburcu sağolasın dostum
-
Yağmur yağdı bütün gece yanaklarımda
Sel aldı tüm bedenim.
İnan sevmedim ağlamayı seni sevdiğim kadar,
Lakin ağlamak dahi senin uğrunaysa güzel -
...
Hep kendi kendine bir şeyler olsun, iyi bir şeyler kötülüğün içinden doğsun diye bekledin. Her kaçan durakta, her kırılışta, çaldırdığın her bir düşte eksilerek yenildin.
-
Provokasyon ve terbiyesizlik nedeniyle kaldırılmıştır.
-
Provokasyon ve terbiyesizlik nedeniyle kaldırılmıştır.
-
...
Cahil;
Yanındaki yanlışı görmezden gelir,
Tüm müsebbiblere alkış tutar
Kalkar sosyal medyadan
tüm topluma söylev çeker.
Ne kadar da birbirinize benziyorsunuz,
Maskeleriniz farklı da olsa
Altından aynı şerle bakıyorsunuz. -
Ne zaman öğreneceğiz öfkemizi, isyanımızı hak edene haykırmayı. Çoğu zaman hiçbir şey yapamayanlar, yapılan çoğu şeyi bırakıp bardağın boş tarafına bakıp dururlar. Doldurmak isteyenlerin yoluna taş olmak için uğraşırlar. Biliriz yapmak her zaman yıkmaktan daha zordur. Görüyorum ki yapamayanlar hep yıkmaya adamış kendini.
“Adaletsizliği, adaletle yıkmak gerekir.”
Mahatma Gandhi
“Bir gönül yapmak gelmiyorsa elinden, bari bir gönül yıkılmasın dilinden.”
Mevlana Celaleddin Rumi
-
http://i.hizliresim.com/GDzjOb.jpg
“Vakti gelince gitmenin adıdır gün batımı
Ömürden,
Gönülden,
Günden...” -
İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların ” tecrübe ” dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana ”tecrübeli ” denir...
Sigmund Freud
-
Dünyanın merkezinde bir mezarliga dönüşen kentlerde tutsak kaldık. Yaşamın canlılığı yerini yenilenen ölü formlara bürünerek bütün alışkanlığını kaybetti. Adeta yaşamak için yaşıyoruz. Akiskanlik dalgalara kapilmak, denizlere yol almak sormak sorgulamakti. Sorulmamis belki de hiç sorulamayacak sorularla dünyanın adaletsiz yüzüne haklı arayışlarını soyleyebilmekti. Sorularimiz karşılık bulmadi. Yetmedi bir de sorularimizla mahkum edilip seçenekler konuldu önümüze. Ya evcil ya da itaatsiz? Itaatsizlik yeryüzüne yıkım olarak sunuldu. Oysa ki asıl yıkım insanı sindirip evcillestiren, bireyi tek tiplestiren, duyasizlastiran, vicdanı kurallarla sekillendirmeye çalışan düzenin kendisiydi. O yüzden bütün dünya itaat edilen haksizliklarin, adaletsizliklerin, tukenmisligin yarattığı bir mekanizmanin çevresinde dönüp ve sürekli daha kötü noktaya gelen bir hastalığın pençesinden kurtulamamakta. Azinligin saygınlığına leke düşmesin diye hergün çoğunluğun yükselen acı cigliklarina göz yumuyoruz. Bugün insanlık insanlığın başladığı noktadaki masumiyete ihanet etmektedir. Bu ihanet hiç bitmeyecek sanılan yollara cikmakla başladı. yolların değil insanın insana yaptığı zulmün ihanetine uğradı. Ve geride sadece bitmek bilmeyen bir yolun sonunu getirme arzusu ve hiçlik kaldı.
-
"Gün doğmadan
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola. Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında
İçinde bir iş görmenin saadeti
Gideceksin
Gideceksin ırıpların çalkantısında
Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı
Sevineceksin
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul
Ruhları sustuğu vakit martıların
Kayalıklardaki mezarlarında
Birden
Bir kıyamettir kopacak ufuklarda
Denizkızları mı dersin kuşlar mı dersin
Bayramlar seyranlar mı dersin
Şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları teller duvaklar
Donanmalar mı?
Heeey
Ne duruyorsun be at kendini denize
Geride bekliyenin varmış,aldırma
Görmüyor musun
Her yanda hürriyet
Yelken ol kürek ol dümen ol balık ol su ol
Git gidebildiğin yere.." -
Bugün kötü bir gündü.
Ama unutma gecenin en karanlık anı şafağa en yakın andır. Sabır...
Bir çaresi bulunur elbet canım, bir uyuyup uyanalım. -
"doğuştan gelen bir kusurumuz var; hepimiz mutlu olmak için dünyaya geldiğimizi sanıyoruz. bu kusurumuzu gidermedikçe, dünya gözümüze çelişkilerle dolu bir yer görünecektir. çünkü her adımımızda, ister büyük ister küçük bir şey yapmış olalım, dünyanın ve insan hayatının, mutlu bir yaşam sürdürmeye olanak verecek biçimde tasarlanmadığını anlayacağız. işte bu yüzden bütün yaşlıların yüzlerinde aynı ifadeyi, yani düş kırıklığını görmek mümkündür."
Arthur Schopenhauer
-
“hiçbir olay karşısında büyük sevinç ya da büyük üzüntü duymamalıdır; bunun bir nedeni, bu olayı her an yeniden biçimlendirebilecek olan tüm şeylerin değişebilirliğidir; bir başka nedeni de bizim için yararlı ya da zararlı şeyler hakkındaki yargımızın yanıltıcılığıdır; bu yanıltıcılık yüzünden hemen herkes bir defa, sonradan kendisi için çok iyi olduğu ortaya çıkan bir şeyden yakınmış ya da en büyük acıların kaynağı olacak bir şeye sevinmiştir.”
Arthur Schopenhauer
-
"İmansız askerin, korkak paşanın
Bir boyuna bir de enine tükür.
Kaçarken vurulup yere düşenin
Bir leşine bir de kanına tükür.Ölürsen de hak yedirme, hak yeme;
Aka kara, karaya da ak deme.
Adaletten ayrılırsa mahkeme,
Bir hakime bir de kanuna tükür.İlaç olsa içme düşman tasından
Sakın taş attırma dost arkasından
Kim ikiyüzlüyse tut yakasından
Bir yüzüne bir de canına tükür.Millet parasından verdirme parsa;
Edirne’den Van’a, Muğla’dan Kars’a
Nerede sahte bir kahraman varsa
Bir resmine bir de şanına tükür.Kesmekle kısalmaz cömerdin eli
Yiğidin adına eklerler deli.
Baban olsa bile Allahsız ölü
Bir ruhuna bir de sinine tükür.Bırak hesabını ölüm kalımın
İnanmışa zulmü ne ki zalimin
Manayı reddeden sözde alimin
Bir ilmine bir de fenine tükür.” -
İnandıramaz aynam yaşlandığıma beni,
Değil mi ki doğdunuz aynı gün gençlikle sen;
Ama örtünce vaktin kırışıkları seni
Medet umarım ömrüm bitsin diye ecelden
Varlığına o eşsiz güzelliği giysen de
Gönlümün urbasından başka şey giyemezsin.
Yüreğim sende çarpar, yüreğin çarpar bende:
Demek ki bana göre yaşlısın diyemezsin.
Onun için, sevgilim, kendine bakman gerek,
Nasıl ki ben bir hiçim bakmak dururken sana,
Yüreğin bende diye üstüne titreyerek
Olmuşum yavrusunu esirgeyen bir ana.
Gönlüne bel bağlama gönlümü yok edersen.
Geri almak yok diye onu verdin bana senWilliam Shakespeare
-
...
Bir uzak yıldızın ilk ışıdığı dehrden bu zamana
Yaşadığı tüm çağları Aşk'ı ile boyamış kanaGüzelliği bir kadim öykü dilden dile dolanır
Bir kez düşen bu tuzağa mavilere bulanırYa göğe kanat açar özgür bir kuş olursun
Ya da derin denizlerde soluksuzluğu solursunBir dem ile doluşur içine kokusu sanki bahar
Yürüdüğü yollarda yitirdiği sevdaların ayak izleri var.Hasretlendiği gökte kanat çırpan bir cümle kuşlar
Tebessümü ile vâki olur en mukaddes uçuşlar.Beldesine varmaya en yorgun beden bile dildar
Bir yürüyüştür ki şevk ile iki cihanda payidar.Göğe saçılmış yedi renk ile düşlerinin ahengi
İki iken biri kalmış neydi kaybolanın rengi?Elinin izinden bilir yolda kaybolmuşlar birbirini
Bir seslenip bir susarak ahraz etmiş her birini.Göğe dikmeli yüreğinden dökülen mavi çiçekli dalı
Denizde yüzer gibi göğe yükselir avuçların sandalı.Suskun ağzı hançerin keskin kenarı kadar ince
O suskunluk kabz eder canı kansız ve de sakince.Açar gözünü doğar güneş kapanırsa gün batırır.
Gidişi yıkan fırtına da olsa gelişi ruhun imbatıdır.Göğsünde mahpus eder en büyük kavgadaki cânı
Ne yiğit sultanlar ayakta kaldı ne de kurşun saçanı.Soluğundan uzak olan rıdvan olsa sürgündür
Bin yıla bedel hasreti cehennemden bir gündür.Kuraksa akıl toprağı, boşa biriktirir humusunu
Şems'in suya dokunuşu yükseltir göğe buğusunuEn ümitsiz vakitte göğün döşünü bir şivan vurur
Yağar da bereketlendirir çorak içimi bu yağmur....
-
muhafazakar troll
-
@deniz_iktisat ey trol görüyorsan cevap ver, senin sorunun ne dostom, şurada iki nefes alalım dedik çok mu gördün??