Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
Geride bıraktıkların mı var?
Boşver. Sana iyi gelen insanların geride ne işi var?- Elif Şafak
-
...
Bir damla,
Sonra bir tane daha ve
sonra binlerce birbirine dokunmayan damla
ağır ağır ve doyurgan gibi döküldü önce
tam teslim olmuşken biz ve şükrederken semâya
kocaldı damlaları ve başağımızı vurdu sonra.Bet ve bereketi neydi bu toprakların?
Umudu ve sükuneti neydi?
Küçük kıyametlerimizdi her aldanış, her kırgınlık
Her yolculuktan boynu bükük ve
bir o kadar da mağrur dönüş.Umut çıkıp içimizden uzak bir kentin dağlarını seyretti
Dağların kızıl suretini sevdanın ateşi sandık.
Yürüyen duman sardı bizi olanca soğuğuna hapsetti
Her şey gitti de bizden sanki, bir biz orada kaldık.Bir ses,
karanlığın tâ içinden
boş odadan
boş bir peronun
dolu bir yüreğin
tam da içinden
gel der gibi yankı yankı
yankılanıyor.Kaderden kaçanın kadere teslimiyeti
ve yeniden kaderi vurduğu cinayetidir bu.
Ne yana dönsem kan
Nereye baksam o an
Oradan bana bakan
Bir çift göz,
kocaman.
Işık ışık yanıyor uzak bir kıyının fenerleri gibi
Hem göz sadece maviyken mi denizdi?
Kararan bir denizin,
fırtınalı suretiydi.Meyve dalı gibi uzunca,
hem ince de parmaklar
Nasıl olur da bir yüreği
bir daldan kolay kırar?
Dev gibi kavganın taştığı göğsümüze
deprem sonrası bir yıkıntı oturdu taş taş.
Yolsuz kalmışlığımız bundandır ha
Duldasızlığımız bundan.
Damı çökmüş yürek kalesinin
Güvercinler muhbirlik edemeden vurulmuş
Eşsiz kumrular tünemiş pervazına
Solgun çiçeklere mezar penceresinin.Bir damla,
Sonra bir tane daha ve
sonra binlerce birbirine dokunmayan damla
ağır ağır ve doyurgan gibi döküldü önce
tam teslim olmuşken biz ve şükrederken semâya
kocaldı damlaları ve başağımızı vurdu sonra.Ne tadımız vardı artık,
Ne de tuzumuz kaldı böyle uzakta.
Düşmeden yaşamak çabası bizimkisi
Ayrık otları gibi ayrı, bir ipin iki ucunda.-Acı sözler asırlık zakkumlar gibi göğsümüze kök saldı
Gözümüzdeyse bir damla yaş, bir yaşamlık kan kaldı.-...
-
Huzur ellerinin güzelliğidir
Gözlerin karşımda mutluluk denizi
Her sabah soframizda ekmegimizi
Sen bölsen yeter..(Bu baslik aktif olsun lutfen sahane)
-
Su dökme ardımdan, ayrılık yeşermesin. . .
İ.Tenekeci
-
“İnsanın her eylemi etine işlenmiş eski acıların, belleğine kazınmış eski resimlerin yeniden yorumlanmasıdır.”
Agâh Aydın
-
...
Sımsıcak konuşurdun konuşunca
ırmak gibi rüzgar gibi konuşurdun
yayla kokuşlu çiçekler açardı sanki
çiğdemler güller mor menevşeler açardı
Sımsıcak konuşurdun konuşunca
Hâlâ koynumda resminDağları anlatırdın ve dostluğu
bir ceylan gibi sekerdi kelimeler
Sesini duymasam çölleşirdi dünya
dağlar yarılır ırmaklar kururdu
bulutlar çökerdi yüreğime
Hâlâ koynumda resminGün akşam olur elinde kitaplar
ve bir demet çiçekle çıkıp gelirdin
bir kez bile unutmadın 'merhaba' demeyi
ve en yanık türküleri nasıl da söylerdin
bir dostun vurulduğu gün
Hâlâ koynumda resminKaç mevsim kırlara çıkıp
çiçekler topladık mezarlar için
Belki ürküttük tarla kuşlarını
belki kurdu kuşu ürküttük
ama aşkı ürkütmedik hiç
Hâlâ koynumda resminVe hâlâ sımsıcak durur anılar
sımsıcak ve biraz boynu bükük
Ne varsa yaşanmış ve paylaşılmış
yasak bir kitap gibi durmaktadır
ve firari bir sevda gibi
Şimdi duvarlarda resmin.Ahmet Telli
...
-
Bir gece,
Gecede bir uyku..
Uykunun içinde ben..
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.Uykumun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben..
Bir yere gidiyorum,
Delice..
Aklımda sen.Ben seni seviyorum,
Gizlice..
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.Seni yitiriyorum
Çok karanlık bir anda..
Birden uyanıyorum,
Bakıyorum aydınlık;
Uyuyorsun yanımda.
Güzelce.
-Özdemir Asaf -
...
Gün battı ve gün doğdu değil mi yeniden? Ölmedik ve nefes alıyor, veriyoruz hala. Bugünün dünden kötü olması yarının da bugünden kötü olması demek mi illa?
Hastayız. Birey birey her birimiz bu hastalığın bir parçasıyız. Her birimiz bir virüs gibi ailemize, dostumuza, yarenimize ve topluma umutsuzluk bulaştırıyoruz. Evet birileri kötü, birileri zalim, birileri umut vermek yerine sizi umutsuzluğa itmek düşürmek gayesinde. Onlar gücü sizi düşürmekten devşiriyor çünkü. Silahları bu. Daha güçlü değiller, siz daha zayıfsınız onlardan. Onları def edecek kadar bile gücünüz yok ki kavga edip de yenesiniz. Onlar konuşur, onlar yapar, onlar her şeyin en doğrusuna sahip. Şeytanın her kötülüğü cazibeli kılması değil mi zaten onu başarılı kılan? Şeytan bu insanların suretinin altında asıl konuşan değil mi? Kavgaya gücün yoksa uzak tut. Ya da güçlen ve kavga et.
Güçlü olmanın yolu umuttur. Umutlu dostların olsun. Hasmın zaten umuda da düşman. Ve sen umutlu ol ki çevren de bundan ışık katsın yarınlarına. Toplumun antikoru ol, kurtar bu hastalıktan kendini, çevreni ve sonra meclisini ve dahi ülkeni.
Yılma.
Yıkılma.
Bugün yeni bir gün günün aydığı. Kavgan kendine sadakatindir. Sadakatin umudun, umudunsa kavgandaki en önemli silahındır. Her kim ki umudunu boğuyorsa o karanlık yarınların bekçisi ve bezirganıdır.Hak'tan ümit kesme. Daralınca kuşluk vaktine And eden Hak'kını hatırla. Göğsünü genişleten ve sana inşirahı vaad eden Hak'kı.
Ve zaferi,
Ve emeğinin karşılığını,
Ve sana yüce gönüllü ol da kendi dünyanı cennete çevir diyeni,Unutma. Seni tek yenebilecek olan sensin. Sen düşersen biter kavga. Sen bırakırsan gider gelecek olanca akışıyla senden uzağa. Kalk ve yürü. Hızlan ve koş ve yakala ve sarıl seni sen eden umuduna.
Umuda dost ol,
yezid ırak olsun sana.Selam ve dua ile..
-
İnsanlar arasında çıkar bağı değil de gönül bağı varsa her biri muhatabını korumayı gözeterek davranacaktır. Bu yüzden taraflar arası ilişkilerin dengeli ve eşit olmasını istemeyecek ve bilakis dengeyi ve eşitliği karşısındaki lehine bozmaya çalışacaktır. Karşısındaki mi dedim? Dil sürçmesi. Gönül bağı ile bağlı insanlar bağlandıklarını karşılarında görmezler. Hatta onu kendilerinden ayıramazlar bile. Gönül bağı ortadan kalkabilir bir bağ değildir. Çünkü gönülden bağlı olanlar nasıl, ne sebeple ve hangi şartlar altında bağlı olduklarını bilmezler. Bağlılıklarını bir usule bağlamış olsalardı her usulsüzlük bu bağı çözerdi. Bağlarının bir sebebi olsaydı o sebeple birlikte bağ da kaybolurdu. Belli şartlarda gönül bağı tesis edilebilseydi o şartlara hakimiyetle gönüllere hakimiyet mümkün olurdu. Halbuki gönül bağı çözülmez, çünkü gönlün nereden bağlı olduğu bulunamaz.
İsmet Özel
-
Sesin bir fesleğen olup kokardı
Ben bu yüzden hep türküler yakardım
Yakın gelip uzak uzak dururdun
Keder dolu ömür geçti bilmedinSeni baharlara yazlara sordum
Seni yolculara yollara sordum
Kimse bilmez kimse bilmez bu aşkı
Keder dolu ömür geçti bilmedinBir yel esse selamın var sanırım
Turnalar göç eder bakakalırım
Hasret türkülerle büyür durmadan
Keder dolu ömür geçti bilmedin.Ahmet Telli
... -
"Sizin alınız al inandım
Sizin morunuz mor inandım
Tanrınız büyük amenna" -
Can yakıp da kaIp kırma ey insanoğIu!
Senin de güI benzin soIacak bir gün.
Her canIının kaIbi AIIah’a bağIı.
Herkes ettiğini buIacak bir gün... -
...
Âdettir gerekmez maluma ilam
Taklide günaydın, asıla selam
Ne ki hınzırlık var hasılıkelam
Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.Abdurrahim Karakoç
-
...
Bir anda karşına çıkıveren
Ağaca tırmanan bir çocuk,
Ayağını duvardan sarkıtan bir çocuk,
Koşarken düşüp yine de gülen bir çocuk
Vuruyor yüzüne küçücük elleriyle
Zamanın sana ne oyun oynadığını.
Zalimi âbad ederken
Senden neleri çaldığını.Dünsüz ve yarınsız masalların
yarım kalmış bugünündeyiz.
Ne koptuğumuz yerdeki yaralarımız sarılmış
Ne de dağın ardındaki denize gerçekten varılmış
İçimizdeki dalgalardan şişeler vurur kıyıya,
Adressiz yazılmış onca mektup şaşar yolunu
ve ansızın bir cezir ile kalır orada.
Neler saklanır dingin denizimizin altında
batmış düşten takalarda.
Dizeler
Sızılar
Yazılar ve içimizdeki sandıkta azad olmayı bekleyen
okyanus mavisi bir hasret....
-
geceye bir haber bırakım; suriye'den 4.000 ton patates ithalline izin verilmiş şaka degil gerçek
-
@mertmert hocam biz de bu kafa oldukça daha baya bir ithalat yaparız. Ben de bir söz bırakayım.
“2500 yıl önce Sokrates Yunan tanrılarına inanmadığı için öldürüldü, yunan tanrıları ne mi oldu ?
Bir tanesi don markası oldu..” -
Eylül ' dü .
Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa .
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.Eylül 'dü .
Di 'li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu .
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan ,
Ellerin kadar ıssız ,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz .Eylül ' dü .
İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin ,
Şimdi yoktu bir anlamı suskunluğun .
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğin orta yerinde .
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
En çok sesini aradım .
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hala .
Gözlerini sildi zaman..Dedim ya... Eylül ' dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimin -
@aliveli benim de çözemedigim; iç savaş halindeki ülkeden patates ithal edilmesi,buda bize gösteriyorki adamlar hem savaşıyor, hemde topraklarını ekip biçiyor.bizde de, 10 dönüm bostan,yan gel yat osman düşüncesi hakim
-
@mertmert son dönemde takip etmedim ancak bildiğim kadarıyla parası bize karşı değer kazanan bir ülke konumunda Suriye.
-
@aliveli şaka gibi degilmi ama şaka degil ülkenin gerçekleri, bir ülkede üretim olmadıgı zaman olacakları at gözlügüyle degil reel gerçekler üzerinden görmemiz ve buna göre önlem alınıp gereginin yapılması lazım.ülkeyi yönetenlerin çifçiye ucuz mazot,ucuz gübre bunun yanısıra ziraat muhendislerinin destegiyle üretim yaptırıp ve para kazanmalarını saglayıp köyden şehirlere inmelerinin önünü kesmeleri gerek.o zaman da topraklar sahipsiz kalmayacak ekilip biçilecektir,inşallah bunlar olur'da soganı,patatesi,domatesi fahiş fiyatlarla yemeyiz