Birlikte mısralar düşünüyoruz
Ama iyi ama kötü
İlan diyorum, ilanı
Kimse senin kadar değerlendiremez.
@paretowilfredo :))))
Birlikte mısralar düşünüyoruz
Ama iyi ama kötü
İlan diyorum, ilanı
Kimse senin kadar değerlendiremez.
@paretowilfredo :))))
Havada mavi bir karanlık var bugün.
Gökyüzü açık belirgin bir siyah.
Dumansız bacalarda is göründü bugün.
Bir sıkıntı var çevrede bilindik bir ah.
Maskeler,
derin acılar,
dirilişler
örüp sökecek alın yazımı.
J. L. Borges
-"Aslında hep iki tane.
ve her ikisinin başlangıcı da
burada,
bende."
...
Uçakları nedeyim
Gökkuşağı gönder bana
Senin olsun süngülerin
Gül dikeni yeter bana.
Silahları nedeyim
Benim sevgim mavzer bana
Suya attığım çiçekler
Bir gün olur döner bana.
/Kan kurşundan silinince
Kardeş olur eller bana./
Ülkü Tamer
...
Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse Micheangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’ın beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki, gökteki ve yerdeki herkes durup, burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş desin.”
Martin Luther King
"Gazali'nin hayat hikayesinden çıkarılacak en önemli ders,onun krizden çıkmak için izlediği yolu-yöntemi izlemektir.Bugün de ciddi bir kriz yaşayan Müslüman dünya ve özellikle aydınlar Gazali'nin 'hakikat yolculuğu'na benzer bir arayışa çıkmalıdırlar.Önce bildiğimiz ezberlerden şüphelenip onları sorgulamalı , sonra da davranış ve eylemlerimizi ciddi bir eleştiriden geçirmeliyiz."
Kadir Canatan
...
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı.
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı.
Attila İlhan
...
"kurusun geniş ormanlardan, dar ağaçlar-ı deren eller."
Gül diyorum
Yoksul acıların gölgesinde
Güllerin solsun istemiyorum
Ay diyorum sonra
Ay n'olur
Bir vaktinde gecenin
Yaraların açsın istemiyorum
Hangi sevda vurmuş seni
Hangi delikanlı
Gönlüne
Salvo bakışlarla
Sormam
Zeytin karası gözlerini
Yoluma yatırma
Dayanamam.
Aşk olsun sana çocuk, aşk olsun
Acıyorsam sana anam avradım olsun
Elbette Türkiye'de de en uzun koşuysa devrim
O, onun en güzel yüz metresini koştu
İlk o fırladı lüverden en sekmez mermisiynen
En hızlısıydı hepimizin, ilk o göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun..
CAN YÜCEL
“Kaliforniya Üniversitesi psikoloji profesörlerinden Sonya Lyubomirski mutluluk konusunda yapılan çalışmaların, mutluluğun %50’sinin genetik yapımızca belirlendiği, beklenenin aksine sadece % 10’unun yaşam şartları tarafından kontrol edildiğini gösterdiğini belirtiyor. Geriye kalan %40’ı ise ‘kendi davranışlarımızın’ belirlediğini öne sürüyor. Bir diğer deyişle mutluluğumuzun %40’ı elimizde ve günlük yaşantımızdaki davranışlarımız tarafından belirleniyor.”
Sosyal karşılaştırmadan ve olaylar üzerinde fazla derinlemesine düşünmekten kaçının, dert etmeyin.
Stres, zorluk ve felaketlerle baş edebilmek için stratejiler geliştirin.
Maneviyatınızı veya inancınızı yaşayın.
Mutlu olmasanız da mutlu insan rolü oynayın…
"Suyun içip ekmeğini yediniz."
...
Kurda sormuşlar , gecede ne kadar yol yürüyorsun ;
Köyün itine bağlı , demiş.
"...deizm, ateizm ve agnostisizm gibi akımların Türkiye’deki gençler arasında yaygınlaşmasını bilinçli bir inanç tercihine yönelişten öte, kurumsal din ve geleneksel dinî söylemin yetersizliği ve arkaikliği karşısında sergilenen protest bir tavır olarak değerlendirmek sanki daha makuldür. Bu noktada Haniflik ve Hanifleşme diyebileceğimiz yeni bir yönelimden söz etmek de mümkündür. Hanîf kelimesi Kur’an’da Hz. İbrahim’in yerleşik şirk inancı karşısındaki reddedici tavrını ifade etmek üzere müşrikliğin karşıtı olarak kullanılır. Ayrıca Hz. Muhammed’e ve ona uyanlara hanîf olarak tevhid inancını (ed-dîn) benimsemeleri gerektiği vurgulanır (Yûnus 10/105; Rûm 30/30). Habeşçe, Süryanca, İbranca gibi dillerden Arapçaya geçen “hanîf” kelimesi yerleşik inanç sistemine göre “mülhid, sapkın konumda olan kişi” gibi bir anlam taşır. Dolayısıyla Haniflik muayyen bir inanç sistemi olmaktan öte, müesses ve muharref dinî yapılar ve anlayışlara karşı sergilenen protest bir tavrı anlatır. Hanifliği hem şirk inancına hem de Ehl-i Kitab’ın inanç tarzına aykırı bir tavır olarak niteleyen Kur’an aslında insanlara hiç bilmedikleri bir şeyler öğretmek veya kendilerine yepyeni dinî kimlikler vermek için değil, öz kimlikleriyle özdeş olması gereken kulluklarını hatırlatmak için seslenir. Kur’an’ın kendi nüzul ortamında “yaratılış”a (fıtrat) uygun dinî tutumun temsilcileri olarak gördüğü Haniflere karşı dikkat çekici olumlu tavrı da bu bağlamda çok manidar olsa gerektir. Hâsıl-ı kelam, günümüz Türkiye’sindeki genç nesiller geleneksel dinî söylemdeki sakillik ve arkaikliğe karşı isyankâr bir tavır sergilemekte ve dolayısıyla bilinçli bir tercih olarak deizm, ateizm gibi akımlara rağbetten ziyade Haniflik kavramında ifadesini bulan protest bir tavır takınmaya yönelmiş görünmektedir."
Mustafa Öztürk
...
Yaşamak bu yangın yerinde
Her gün yeniden ölerek.
Zalimin elinde tutsak
Cahile kurban olarak
Yalanla kirli havada
Güçlükle soluk alarak
Savunmak gerçeği, çoğu kez
Yalnızlığını bilerek
Korkağı, döneği, suskunu
Görüp de öfkeyle dolarak
Toplanıyor ölü arkadaşlar
Her biri bir yerden gelerek
Kiminin boynunda ilmeği
Kimi kanını silerek
Kucaklıyor beni Metin Altıok
"Aldırma" diyor gülerek
Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
Yaşamak, insan kalarak.
Ataol Behramoğlu
...
Benim adım insanların hizasına yazılmıştır.
Her gün yepyeni rüyalarla ödenebilen bir ceza bu.
Keşke yağmuru çağıracak kadar güzel olmasaydım
Ölüm ve acılar çatsaydı beni
Düşüncem yapma çiçekler kadar gösterişli ve parlak
Sözlerim ihanete varacak doğrulukta olsaydı.
Anmaya gücüm yetseydi de konuşsaydım
Diri-gergin kasları konuşsaydım
“Kardeşler! ” deseydim “Kardeşlerim! ”
“Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan
“Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan
“Bakın yaklaşıyor...”
Yazık, şairler kadar cesur değilim
Çocukların üşüdükleri anlaşılıyor bütün yaşadıklarımdan
Gövdem kuduz yarasalarla birazcık yatışıyor.
Benim gövdem yıllar boyu sevmekle tarazlandı
Öyle bir çalımlarla gecenin çitlerinden atlardım
Bir güneş sayardım kendimi denizin karşısında
Çünkü çam kokularına sürtünüp ağırlaşan ruhların
İnanmazdım dosyalara sığacağına
Gittikçe ışıldardım dükkânlar kararırken
Hüznün o beyaz etrafına sakallarım batardı.
Benim adım bilinen cevapların üstüne mühürlenmiş
Ellerim tütsülenmiş
Evlerin yeni yıkanmış serin taşlıklarında
Dirgenler, bakraçlar, tornavidalar
Bende kül, bende kanat, bende gizem bırakmadılar
Ve içinden bir baş ağrısı gibi çınlamaktansa
Gövdem açık bir hedef kılındı belâlara.
Ve bu yüzden yakışıksız oluyor
İnsanları hummalı baharlar olarak tanımlamak
Ve bu yüzden göğsümde dakikalar
İnce parmaklar halinde geziniyor
Konvoylar geçiyor meşelikler arasından
Bir yaprak kapatıyorum hayatımın nemli taraflarına
Ölümden anlayan, ciddi bir yaprak
Unutulacak diyorum, iyice unutulsun
Neden büyük ırmaklardan bile heyecanlıydı
Karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak.
Ismet ÖZEL
Hayat bir katakulliden ibarettir !
Sabahattin Ali - İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN
Bin cefalar etsen almam üstüme,
Gayet şirin geldi dillerin dostum ,
Varıp yad ellere meyil verirsen ,
Kış ola bağlana yolların dostum .
Bir gün anlarsın beni neden suskunum
Dünya içimde konuşurken böyle
Bedenimi aşıyor yorgunluğum
Karşında oturduğum masalardan dökülüp saçılıyor
Bu öyle bir çığlık ki, susuşlar kalıyor geride Ondan öte her söz bir saçmalığı büyütüyor. Adını çoktan unuttun yüzün aklımda
Ve bu şiiri neden sana adadığımı bilmiyorum Ama her güzellik nasılsa kendi adını bulur Bunun için ben Gül dedim sana..
Yine de bir çiçeğe bunca yağmur yağarsa Kökleri toprağı saramaz olur
Üstüne titrediğim her şeyi yitirmeyi öğrendim çoktan
Söylenecek bir tek sözüm kalmazsa
Çizerim yüzünü kuşların kanatlarına
Her çırpınışta gökyüzüne dağılır
Yüzün, hücrelerine varana dek uçuşur. Kağıtların aklığına aşkın tortusu çöküyor Parklar, sokaklar, söylenmiş ya da söylenmemiş sözler
Yazdıkça biraz daha unutuyorum seni
Ve her yerde düş tacirleri, şiirseviciler
Bir şeyleri yorumlayıp duruyorlar aptalca Büyüteçlerle inceliyorlar şu yitik ömrümüzü Ben aşkın son hasatçısı, son peygamber Gülünç, soyu tükenmiş bir varlığı oynuyorum boyuna.
Sana artık bir sığınak olsun bu şiir
Noterlere ver onaylasınlar - her hakkı saklıdır Düşün, kalemimi sen tuttun yazarken
Yeni okula başlayan bir çocuğa yardım eder gibi Öyle acemilikler yaptım ki ben
Hiç kalır bu şiir onların yanında ve
Nasıl ayaktayım diye şaşıyorum bazen.
Görüp göreceği son şey bu şiirdir dünyanın Çığlığımdan arta kalan bunlar olacak
Aklımın son kırıntılarını da burada harcıyorum Bundan böyle ibreler hep eskiye vuracak Yakınmıyorum, yerinmiyorum hiçbir şeyle Kalırsa odalarda unutulmuş birkaç şiir
Bir yeniyetmen in altını çizeceği dizeler benden Senin adın nasılsa bir gün hepsini tamamlayacak ..
Ahmet ERHAN~Gülşiir
İsyanlardayım dedi . Hayır ,
İmtihanlardaydı . Fark etseydi ,
Kurtulacaktı .
Naber
Ne zamandır yazmıyordum
Gördümki il göç listesinde adın yok
Takibe devam
Seni babandan istemek için
Fırsatları kollamaya devam
Aynen şöyle
İlk iş günü
Seni tanıdım
Beni tanıdın
Akşam isteme söz nişan
Haftaya düğün
Varsın eşyalar sonra gelsin