" Zaman zaman yanılmakta sakınca yoktur; özellikle de çabuk farkına varıyorsanız"
J. M. Keynes
" Zaman zaman yanılmakta sakınca yoktur; özellikle de çabuk farkına varıyorsanız"
J. M. Keynes
"Waste no more time arguing about what a good man should be. Be one."
Marcus Aurelius
"Ismin zikredilmesine, hekimler ikinci bir ömür adını vermişlerdir."
Bâbür Şah
"Ey Sabâ, o güzele lütfen söyle; bizi dağlara ve çöllere atan sensin"
Bâburnâme'den
Pazar günü Türk ve Hind emirlerini hususi daireme çağırarak konuşup danıştık. Şu sözler ortaya atıldı : Bengalilere elçi göndererek bize boyun eğmiş ve taraftar olduklarını öğrendik. Bengal'e gitmek faydasızdır; çünkü oranın civarında askerin işine yarayacak hazine yoktur. Batı tarafındaysa bazı yerler vardır ki , hem yakın hem de hazineleri vardır.
" Malı bol, ahalisi kâfir, yolu yakındır.
Eğer doğu uzaksa burası yakındır."
Bâburnâme'den
"Söyle gözü mü yoksa kaşı ,sözü ve dili mi?
Söyle boyu mu yoksa yanağı, saçı ve beli mi?"
Baburname
( Allahin yarattıkları içinde en sevmediği iki kişiden )
Birisi de bilgisizlikleri nefsinde toplamış kişidir; bilgisizlerin yollarını azdırır. Yeni çöken, her yanı kaplayan fitne karanlıklarına dalmıştır; uzlaştırmada kör mü kördür. Bilmeyenler, Bilgin adını takarlar ona;
oysa bilgiden haberi bile yoktur. Geceyi sabahlamıştır da azı daha hayırlı olan şeylerin çoğunu toplamıştır.
Sonunda pis, kokmuş suyla karnını şişirir; aşağılık şeyleri toplar, yığar; defîne, hazîne sanır.
İnsanların arasında, kendisinden gayrı kişileri şüpheli şeylerden kurtarmayı iş edinerek hüküm vermeye oturur.
Kendisine, bilinmeyen şeylerden biri sorulsa saçma sapan sözlere başlar; kesin hükmü verir; oysa ki kendisi, şüpheler içindedir de örümcek ağına düşmüş sineğe benzer. Doğru mu hüküm verdi, yanlış mı, kendisi de bilmez. Doğru hüküm vermişse, yanlış olmasın diye korkar; yanlış hüküm vermişse, doğru olmasını umar.
.."
Hz Ali
"Ey insanlar, sizin için korktuğum şeylerin en
korkuncu iki şeydir: Hevâ ve hevese uymak, olmayacak uzun dileklere kapılmak.
Hevâ ve hevese uymak insanı
haktan alıkoyar; uzun dileklere kapılmak âhireti
unutturur. "
Hz Ali
"...
Allah'a işaret eden, O'nu sınırlar. Sınırlayan, sayıya sokar. Her nerede derse, O'nu bir yerde sanır, O'na mekân isnat eder. Bir yerde
diyense, başka yeri O'ndan hâlî sanır."
Hz Ali
"..
Ey gaflete düşenler, sizden gaflet eden yok. Ey emri terk edenler, sizden söz alansa Hak!
Ne oldu bana ki sizi Allah'ın emrini bir yana atmış, gidiyor görmedeyim; ondan gayrisine yönelmiş olduğunuzu seyretmedeydim. Sanki hayvanlarsınız, çoban sizi hastalıklarla dolu bir otlağa sürüyor; dertlerle dolu bir
sulağa haydıyor. Hayvanlar da otlatılıp semirtildikçe, başlarına neler geleceğini bilmezler de kendilerine lütfediyorlar, ihsanda bulunuyorlar sanırlar. Günlerini, �yalnız o gün bilirler; işlerini, yalnız otlayıp sulanmak
zannederler."
Hz Ali'nin hutbelerinden
"..
Arka ayakları üzerinde doğrulup jujiper - spruce çalılarının yanında beni ilgiyle izleyen bir çift ayı duruyor. Insan ayıyı fark etmeden önce ayı insanı fark ederse ve hemen kaçmadığı zaman, ya dövüş için hazırlanıyordur ya da savaş ilan edilip edilmediğine bakmaksızın tüm kıtada geçerli olan parolayı önemsemiyordur.
Üstelik hayvanlar ikiye karşı tek dövüşün özel üstünlüklerini insan ast (!) pardon üstleriyle eşit oranda biliyorlarsa ve görünüşe bakılırsa sıradaki iki hayvan harekete geçmek için acele etmiyor. Varlığımdan dolayı korkuya kapılmış görünmüyorlar. Tam aksine yoluma rahatça devam etmeme izin verip vermeme konusunda kararsız ve tereddüt içinde kalmış gibi şüpheyle bakıyorlar. Davranışları ölçüyü aşıyor, çünkü dik dik bakıyor bakıyor ve bakıyorlar. Sanki kavga için hazır bekliyorlar. Yine de eğer engelleyebilirsem birinin yoluma çıkmasını istemem. Bu yüzden arabuluculuk yoluyla halletmeyi tercih ediyorum. Bu ayıları ben kaybetmedim, benim değiller ve ben de bana ait olmayan bir şeyi istemiyorum.
.."
Thomas Stevens - San Fransisco'dan Tahran'a Bisikletle Dünya Turu (1884)
"If it is not right do not do it ;
If it is not true do not say it!"
Doğru değilse yapma
Gerçek değilse söyleme!
Marcus Aurelius
@yakup-cemil Ankara'dan Çanakkale'ye dönüş de çok güzel oluyor hocam. Tek sıkıntı memleketimin yolları karla kaplanmış durumda
Gülümseyerek şöyle dedi:
— Ah Alep ah!.. Efendin sana beni kızdırmanı emretti. Fakat şunu unutma ki benim efendim seninkinden daha güçlüdür. Sen beni kızdıramadın ama ben senin efendini kızdıracağım. Seni cezalandıracağımı düşünüyor ve hür olmak istiyordun. Sana ceza vermeyeceğim. Hür olmak istiyordun değil mi? İşte, misafirlerimin önünde seni azat ediyorum. Dilediğin yere git. Bayramlık elbiseni de almayı unutma.
İşte, tüm bu olup bitenlerden sonra iyi kalpli efendi, misafirleriyle beraber evin yolunu tuttu. Şeytan ise bu durum karşısında sinirinden dişlerini gıcırdatıyordu. O sırada ağaçtan düştü ve yerin dibine girdi.
Tolstoy - Içimizdeki Şeytan
"Sanan, sanır ki dünya, Ümeyye oğullarından
ayrılmaz; hayrını, bereketini onlara sunar; arı-duru suyunu onlara verir; bu ümmetten onların ne sopası kalkar, ne kılıcı.
Böyle sanan, böyle diyen, yalan bir �zanna düşer, yalan söyler. Bu, ancak bir tadımlık baldır ki onlar tadarlar; sonra onu yutamazlar da birden ağızlarından düşer gider.. "
Hz Ali
"Gelip geçmiş devirlerdekiler size ibrettir.
Nerede Amâlika, nerede Amâlika'nın oğulları, nerede firavunlar, nerede firavunların oğulları; nerede Peygamberleri öldüren, Peygamberlerin yollarının yordamlarının nurlarını söndüren Res şehirlerinin
halkı? Nerede zorbaların yollarını , yordamlarını
diriltenler? Nerede ordularla yürüyenler, binlerce orduyu bozanlar, kıranlar; nerede askerler, nerede şehirler yapanlar?."
Hz Ali
"Onu sevdiğimi kınamakta kötü sözlüler
Bu bir suç ki, utancı sana ait değil."
"Bir kıza aşık oldum. O, benden başka bir adama aşık olmuş. Aşık olduğu adam da başka bir kıza aşık olmuş.
Ona bir kız aşık olmuş, deli gibi onu sayıklıyor. Hepimiz sevdalıyız; uzak, yakın, deli ve delirtilmiş bir halde herkes sevdiğinin adını sayıklıyor."
"Senin hakkında iyi zanda bulunanın zannını gerçekleştir!"
Hz Ali
Hiç biriniz Rabbinizden başkasından birşey
ummasın; günâhından başka bir şeyden korkmasın.
Hiç biriniz kendisinden bilmediği bir şey sorulunca �bilmiyorum demekten utanmasın. Hiç bir kimse bilmediği bir şeyi öğrenmekten çekinmesin.
Sabredin, çünkü sabr, imana nispetle vücuttaki baş gibidir. Başı olmayan bedende hayır yoktur. Sabr olmadıkça da imandan hayır gelmez.
Hz Ali