tahmin ettiğimden yüksek kapatmış

hgrotius tarafından gönderilen iletiler
-
RE: 100 Hazine Avukatı Alımı 19.02.2017
-
RE: Yabancı Dizi Önerileri
@sofokles hocam ağzına sağlık çok güzel yazmışsın ama hiç mi erinmedin
-
Yabancı Dizi Önerileri
Su ara black mirror tutkunu oldum . siyah ayna ismi telefon ekranında gördüğümüz yansımadan geliyor , dizinin her bölümü bağımsız şekilde ilerliyor birbirinden ancak her bölümde bir toplumsal eleştiri var .
-
RE: Dövmesi Olan Polis Olabilir Mi?
daha ilginç olan kel sayılacak kadar saçı dökülen eleniyor .
-
RE: Dövmesi Olan Polis Olabilir Mi?
valla benim arkadaşım hatay çevikte polis sol omzunda dövme var ama atanmadan önce mi sonra mı yapıldı bilmiyorum .
-
RE: Hakimlik Mülakat Soruları
6)Aşırı Yararlanmayı anlatınız.
III. Aşırı yararlanma
MADDE 28- Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.
Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.
7)Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi durumunda müsadereye kim karar verir?
Başvuru Madde 256 –
(1) Müsadere kararı verilmesi gereken hâllerde, kamu davası açılmamış veya kamu davası açılmış olup da esasla beraber bir karar verilmemişse; karar verilmesi için, Cumhuriyet savcısı veya katılan, davayı görmeye yetkili mahkemeye başvurabilir.10)Medeni hukukta yorum yöntemleri nelerdir?
a. Yasama Yorumu
Bu yorum türünde yorumu yapan makam kanunu hazırlayan merciin kendisidir. Yani meclis tarafından yapılmış olan yorumdur. Kanunları düzenleyen makam yasamadır. Yasamanın kararları tüm ülkeyi bağlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Bu yüzden yasamanın yaptığı yorum uyuşmazlığın çözümünde görev yapacak olan mahkemeyi de etkilemekte yani kuvvetler ayrılığı prensibini zedelemektedir. Hukuku ilgilendirmeyen konularda düzenleme bulunmaması boşluk olarak nitelendirilemez. Yasama yorumu sadece 1924 Anayasası’nda uygulama alanı bulmuştur.
b. Yargı Yorumu
Kanun hükmünün uyuşmazlığın çözümü esnasında çözüm yapacak mercii yani yargı organı tarafından yorumlanmasıdır. Mahkemenin hükümde yaptığı bu yorum sonucunda hüküm meydana gelecek ve içtihat oluşmuş olacaktır.
c. Bilimsel Yorum
Kanun hükmünü hukuk bilimi ile uğraşan kişilerin yorumlamasıdır. Bir anlamda kanunlar ile ilgili yazılmış olan makaleler ve bilimsel diğer yayınlardır. Bu yorum türünün de içtihatlar gibi bağlayıcılığı bulunmamaktadır.ç. Deyimsel (Lafzi – Gramatikal) Yorum
Kanunda geçen kelimelerin, deyimlerin, sözcüklerin anlamları üzerinden yapılan yorum yöntemidir. Bu yorum yönteminde hareket noktası kanunda geçen ve yorumu yapılacak olan kelimelerdir.d. Amaçsal (Gai) Yorum
Her kanunun bir yapılış amacı bulunmaktadır. Kanunlar durağan olduğundan değişen toplum ve değişen toplumda aynı amaçlara ulaşmak her zaman kolay olmayabilir. Kanunların değişen toplumda yapılış tarihindeki amacı hala taşıyıp taşımadığı konusunda yapılan yorum yöntemi amaçsal yorum olarak adlandırılmaktadır.e. Sistematik Yorum
Her kanunun diğer kanunlar ile bağlantısı ve alakası bulunmaktadır. Bir kanunun diğer kanunlar içerisindeki yeri ve önemine yönelik yapılan yorum yöntemi sistematik yorumdur. Sistematik yorumda baz alınan kanunların diğer kanunlar arasındaki ilişkisi incelenmektedir.
Bir kanunun diğer kanunlar içerisindeki yeni ve önemine dair yapılan yorum yöntemi sistematik yorumdur.f. Tarihi Yorum
Kanunun yorumlanırken yapılış tarihindeki iradelerin yorumlandığı, kanunu yapanların yaptığı tarihteki iradeleri üzerinden kanun hükmünün yorumlanmasıdır. Bu yorum yönteminde kanunun yapılış tarihine gitmek ve o anki düşünceleri açığa çıkarmak en önemli çabadır. -
RE: Hakimlik Mülakat Soruları
4)Soykırım suçunu anlatınız. Bu suç ne şekilde oluşur.
Soykırım
Madde 76- (1) Bir planın icrası suretiyle, milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur:
a) Kasten öldürme.
b) Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme.
c) Grubun, tamamen veya kısmen yokedilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması.
ç) Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması.
d) Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi.
(2) Soykırım suçu failine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. Ancak, soykırım kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.5)İletişimin tespitinde tesadüfen elde edilen delillerin durumunu anlatınız.
Tesadüfen elde edilen deliller
Madde 138 – (1) Arama veya el koyma koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ancak, diğer bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir.
(2) Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135 inci maddenin altıncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir. -
Hakimlik Mülakat Soruları
1)Malvarlığına karşı suçlar nelerdir?
-Hırsızlık
-Kullanma Hırsızlığı
-Yağma
-Mala zarar verme
-İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme
-Hakkı olmayan yere tecavüz
-Güveni Kötüye Kullanma
-Bedelsiz senedi kullanma
-Dolandırıcılık
-Kaybolmuş ya da hata sonucu ele geçirilmiş eşya üzerinde tasarruf
-Hileli İflas – Taksirli iflas
-Karşılıksız yararlanma
-Şirket ya da kooperatifler hakkında yanlış bilgi
-Suç eşyasının alınması ya da kabul edilmesi2)Yabancı Kanunun göz önünde bulundurulması hakkında bilgi veriniz. (TCK m. 19)
Yabancı kanunun göz önünde bulundurulması
Madde 19- (1) Türkiye'nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye'de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz.
(2) Ancak suçun;
a) Türkiye'nin güvenliğine karşı veya zararına olarak,
b) Türk vatandaşına karşı ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi zararına olarak,
İşlenmesi durumunda, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz.
3)1982 Anayasasına göre Hakimlik teminatını anlatınız. (A.Y. m. 139)
Hakimlik ve savcılık teminatı
Madde 139 – Hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır. -
RE: Askerdeyken atama ile ilgili
@Şakir askerdeyken atanıp bu bahsettiğimi yapanlar var , bir sorun çıkmaz tahmini demedim .
-
RE: Askerdeyken atama ile ilgili
@Şakir hocam askerdeyken atanırsan belge teslim edersin hakkın korunur ama sen askerdeyken ilan gelirse orda çalışamazsın diye düşünüyorum .
-
RE: Katip , İKM , Mübaşir Alımı Taban Puanları
BURDUR ADLİ YARGI
İLK DERECE MAHKEMESİ ADALET KOMİSYONU BAŞKANLIĞI
İCRA KATİPLİĞİ
Mülakata çağrılan kişi sayısı : 60
Mülakata kalan son kişinin puanı : 76,9155 -
RE: 24 Aralık Hakimlik Sınavı Mülakatları
Mezun adli mülakatlarında en sık sorulan soruları paylaştım ancak unutmayın deniz ticaret sorusu dahi sordukları aday var ve adaydan beklenti doğru cevap almak değil , şaşırmadan bilmediğini belirtmesi veya bildiği kadarını anlatması .
-
RE: 24 Aralık Hakimlik Sınavı Mülakatları
- Devletin temel görevleri nelerdir.
Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini,
Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin
temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk Devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal,
ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları
hazırlamaya çalışmaktır.(1982 AY.5.m)- Kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartları nelerdir?
II. Şekil
MADDE 583- Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile
kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil
kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini
kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma
vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu
borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen
şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.
III. Eşin rızası
MADDE 584- Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama
hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya
da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin
müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan
değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
(Ek fıkra: 28/3/2013-6455/77 md.) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya
da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak
esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve
5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun
kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi
ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde
verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.- Zorunlu müdafilik halleri nelerdir? Vekil ile müdafi arasındaki farklılıklar nelerdir?
Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz
ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan
dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.
152.Evlatlığın hükümlerinden bahsediniz.
C. Hükümleri
Madde 314 - Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlât edinene geçer.Evlâtlık, evlât edinenin
mirasçısı olur.
Evlâtlık küçük ise evlât edinenin soyadını alır. Evlât edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilir. Ergin olan
evlâtlık, evlât edinilme sırasında dilerse evlât edinenin soyadını alabilir.
Eşler tarafından birlikte evlât edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba
adı olarak evlât edinen eşlerin adları yazılır.
Evlâtlığın, miras ve başka haklarının zedelenmemesi, aile bağlarının devam etmesi için evlâtlığın naklen geldiği
aile kütüğü ile evlât edinenin aile kütüğü arasında her türlü bağ kurulur. Ayrıca evlâtlıkla ilgili kesinleşmiş
mahkeme kararı her iki nüfus kütüğüne işlenir.
Evlât edinme ile ilgili kayıtlar, belgeler ve bilgiler mahkeme kararı olmadıkça veya evlâtlık istemedikçe hiçbir
şekilde açıklanamaz.- Tapu siciline kaydedilemeyen taşınmazlar nelerdir.
b. Kaydedilmeyecek taşınmazlar
Madde 999- Özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili
gerekli bir aynî hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz.
Tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tâbi olmayan bir taşınmaza dönüşürse, tapu sicilinden çıkarılır.- Vergi dava daireleri kurulunun görevleri nelerdir?
- Vergi Dava Daireleri Kurulu; a) Vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararlarını,
b) Vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları, temyizen inceler.
- Sözleşmede esaslı hata halleri nelerdir.
MADDE 31- Özellikle aşağıda sayılan yanılma hâlleri esaslıdır:
- Yanılan, kurulmasını istediği sözleşmeden başka bir sözleşme için iradesini açıklamışsa.
- Yanılan, istediğinden başka bir konu için iradesini açıklamışsa.
- Yanılan, sözleşme yapma iradesini, gerçekte sözleşme yapmak istediği kişiden başkasına açıklamışsa.
- Yanılan, sözleşmeyi yaparken belirli nitelikleri olan bir kişiyi dikkate almasına karşın başka bir kişi için
iradesini açıklamışsa. - Yanılan, gerçekte üstlenmek istediğinden önemli ölçüde fazla bir edim için veya gerçekte istediğinden önemli
ölçüde az bir karşı edim için iradesini açıklamışsa.
156.Zorla çalıştırma yasağını açıklayınız.
1982 Ay 18.m.
II. Zorla Çalıştırma Yasağı
Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar;
olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen
vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.
- Dernekler ve vakıflardan kısaca bahsediniz.
Dernekler, gerçek veya tüzel en az yedi kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı
gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe
sahip kişi topluluklarıdır. Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Dernekler, kuruluş
bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülkî amirine
verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar. Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim
kuruludur.
Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan
tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. Vakıf kurma iradesi, resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır.
Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır. Tesciline karar verilen
vakıf, vakfın yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil edilir; ayrıca Vakıflar- Esnaf ve tacir arasındaki farklılıklar nelerdir.
Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kişiye tacir denilmektedir.
Esnaf ise ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik
faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca
çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişidir.
Esnaflar işletme hesabına göre defter tutarken tacirler bilanço esasına göre defter tutarlar.
Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun kararına dayanan Sanayi ve
Ticaret Bakanlığının 8/6/2007 tarihli ve 2051 sayılı yazısı üzerine, 6762 sayılı (yürürlükten kalkan) Türk Ticaret
Kanununun 1463’üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18/6/2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21 Temmuz
2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı; esnaf -
tacir ayırımına son noktayı koymuştur. Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon
Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete ‘de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup,
ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici
niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi
olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177’nci maddesinin birinci fıkrasının
(1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin
tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve
sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri gerekmektedir.Dolayısıyla tacir ile esnaf arasındaki en temel ve keskin fark
kararnamede belirten sınırı aşıp aşmamasıdır- Adli yardım neleri kapsamaktadır?
Adli yardımın kapsamı
MADDE 335- (1) Adli yardım kararı, ilgiliye, aşağıdaki hususları sağlar:
a) Yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet.
b) Yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten muafiyet.
c) Dava ve icra takibi sırasında yapılması gereken tüm giderlerin Devlet tarafından avans olarak ödenmesi.
ç) Davanın avukat ile takibi gerekiyorsa, ücreti sonradan ödenmek üzere bir avukat temini.
(2) Mahkeme, talepte bulunanın, yukarıdaki bentlerde düzenlenen hususlardan bir kısmından yararlanmasına da
karar verebilir.
(3) Adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.- Kusursuz sorumluluk halleri nelerdir.
TBK’ya göre Hakkaniyet sorumluluğu, özen sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu olmak üzere üçe ayrılmaktadır.
-Hakkaniyet sorumluluğuna göre hakkaniyetin gerektirdiği hallerde, uygun illiyet bağı, zarar ve hukuka aykırılık
unsurlarının varlığı yeterli olup, ayırt etme gücüne sahip olmayan bir kişiyi, kusurlu olmasa dahi verdiği
zararlardan dolayı sorumlu tutmak mümkündür.
-Özen sorumluluğu TBK’da i) Adam Çalıştıranın Sorumluluğu, ii) Hayvan Bulunduranın Sorumluluğu, iii) Yapı
Malikinin Sorumluluğu olmak üzere üçe ayrılarak düzenlenir.
-Tehlike sorumluluğu ise önemli ölçüde tehlike arz eden işletmenin faaliyetlerinden doğan zararlardan işletme
sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumlu olmasıdır.
Onun haricinde diğer kanunlarda düzenlenen- Anayasa mahkemesinin görevleri nelerdir.
Anayasa değişikliğine ilişkin kanunların sadece şekil, kanun,khkların, tbmm içtüzüğünü hem şekil hem esas
yönünden denetlemek,
Siyasi partileri Sayıştay yardımıyla mali açıdan denetlemek
Yasama dokunulmazlığın kaldırılması ve üyeliğin düşürülmesi işlemlerine yapılan itirazları incelemek
Yüce divan sıfatıyla yargılama yapmak,
Bireysel başvuruları incelemek ve karara bağlamak -
RE: 24 Aralık Hakimlik Sınavı Mülakatları
- Delil tespitinden bahsediniz.
Delil tespitinin istenebileceği hâller
MADDE 400- (1) Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride
açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da
tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir.
(2) Delil tespiti istenebilmesi için hukuki yararın varlığı gerekir. Kanunda açıkça öngörülen hâller dışında,
delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal
dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır.
Görev ve yetki
MADDE 401- (1) Henüz dava açılmamış olan hâllerde delil tespiti, esas hakkındaki davaya bakacak olan
mahkemeden veya üzerinde keşif yahut bilirkişi incelemesi yapılacak olan şeyin bulunduğu veya tanık olarak
dinlenilecek kişinin oturduğu yer sulh mahkemesinden istenir.
(2) Noterlerin, 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu uyarınca yapacağı vakıa tespitine ilişkin
hükümler saklıdır.
(3) Esas hakkında açılan davada, delil tespiti yapan mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğu ileri sürülemez.
(4) Dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu
mahkeme yetkili ve görevlidir.
Delil tespiti talebi ve karar
MADDE 402- (1) Delil tespiti talebi dilekçeyle yapılır. Dilekçede tespiti istenen vakıa, tanıklara veya
bilirkişilere sorulması istenen sorular, delillerin kaybolacağı veya gösterilmesinde zorlukla karşılaşılacağı
kuşkusunu uyandıran sebepler ile aleyhine delil tespiti istenen kişinin ad, soyad ve adresi yer alır. Tespit
talebinde bulunan, durum ve koşulların imkân vermemesi nedeniyle, aleyhine tespit yapılacak kişiyi
gösteremiyorsa talebi geçerli sayılır.
(2) Mahkeme tarafından belirlenen tespit giderleri avans olarak ödenmedikçe sonraki işlemler yapılmaz.
(3) Tespit talebi mahkemece haklı bulunursa karar, dilekçeyle birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. Kararda ayrıca,
delil tespitinin nasıl ve ne zaman yapılacağı, tespitin icrası esnasında karşı tarafın da hazır bulunabileceği, varsa
itiraz ve ilave soruların bir hafta içinde bildirilmesi gerektiği belirtilir.
Acele hâllerde tespit
MADDE 403- (1) Talep sahibinin haklarının korunması bakımından zorunluluk bulunan hâllerde, karşı tarafa
tebligat yapılmaksızın da delil tespiti yapılabilir. Tespitin yapılmasından sonra, tespit dilekçesi, tespit kararı,
tespit tutanağı ve varsa bilirkişi raporunun bir örneği mahkemece kendiliğinden diğer tarafa tebliğ olunur. Karşı
taraf tebliğden itibaren bir hafta içinde delil tespiti kararına itiraz edebilir.
Delil tespiti kararında uygulanacak hükümler
MADDE 404- (1) Tespiti istenen vakıanın hangi delille tespit edileceğine karar verilmişse, bu kararın yerine
getirilmesinde o delilin toplanmasına ilişkin hükümler uygulanır.
Tutanak ve diğer belgeler
MADDE 405- (1) Delil tespiti dosyası, asıl dava dosyasının eki sayılır ve onunla birleştirilir. Asıl davanın
taraflarından her biri, iddia veya savunmasını ispat için bu tutanak ve raporlara dayanabilir.
.-
İcra mahkemelerinde hangi yargılama usulü uygulanır?
İcra mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanır.(İİK 18.m) -
Haksız rekabet halinde açılacak davalar nelerdir?
YTTK’nın 56. maddesi, haksız rekabet halinin varlığı halinde açılabilecek davaları belirtmiştir. Bu davalar şu
şekildedir:- Tespit Davası: Tespit davası, sadece haksız rekabet halinin tespitine yönelik bir davadır. Bu dava,
haksız rekabetin tespitinin dahi yeterli olabileceği durumlar için öngörülmüştür. - Haksız Rekabetin Men’i Davası: Bu dava ile mevcut bir haksız rekabet fiiline son verilmesi
amaçlanmaktadır. Bu dava, devam eden haksız rekabet ihlalleri için öngörülmüştür. - Haksız Rekabetin Ref’i Davası: Eski hale iade davası niteliğinde olan bu dava, haksız rekabetin neticesi
olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına veya haksız rekabet fiili yanlış ve yanıltıcı beyanlarla
yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesine yönelik olarak öngörülmüştür. Söz konusu dava ile haksız
rekabete yol açan fiilin piyasada görülen bütün olumsuz tesirlerinin gündeme getirilmesi gerekir. Yanlış
ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesi bu dava yoluyla sağlanabilir. Ancak bu davanın bir tazmin niteliği
bulunmamaktadır. Bununla beraber ref davası ile tazminat davası birlikte de açılabilir. - Tazminat Davası: Tazminat davası, maddi ve manevi tazminat davası olarak iki şekilde açılabilir.
Tazminat davası ile haksız rekabet fiilinden zarar gören kimse, gördüğü zararın tazmin edilmesini talep
edebilecektir. Bu davanın açılması, failin kusuruna ve davacının zararına bağlıdır. Bu davada, davacı
hem failin kusurlu olduğunu, hem zarar miktarını, hem de illiyet bağını ispat edecektir. Zararın
ispatlanması her zaman kolay olmamaktadır. Bu sebeple maddi tazminat davasında zararın tespitine
yönelik olarak TTK md. 56/1(e)’de “…haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün
görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir.” ifadesi öngörülmüştür. Bu durumda, davacının talebi
üzerine hâkim, davalının kârı oranında tazminata hükmedebilecektir.
Haksız rekabet fiiline karşı olarak manevi tazminat davası açılması imkânı da bulunmaktadır. Manevi tazminat
davası Türk Borçlar Kanunu’nun 58inci maddesi uyarınca açılabilecektir. Bu durumda hâkim, belirli bir
tazminatın ödenmesine veya fiilin kınanmasına ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir.
- Adli tatilde bakılacak işler nelerdir?
Adli tatilde görülecek dava ve işler
MADDE 103- (1) Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:
a) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve
dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi.
b) Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.
c) Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.
ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.
d) Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal
işleri.
e) İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına
ilişkin işler ve davalar.
f) Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.
g) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.
ğ) Çekişmesiz yargı işleri.
h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar
verilen dava ve işler.
(2) Tarafların anlaşması hâlinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın talebi
üzerine, yukarıdaki iş ve davalara bakılması, adli tatilden sonraya bırakılabilir.
(3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı
dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan
davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye,
bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır.
(4) Bu madde hükümleri, bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.- Kovuşturmaya yer olmadığı kararını açıklayınız.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
Madde 172 – (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe
oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer
olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye
bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
(2) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni delil meydana çıkmadıkça, aynı fiilden dolayı
kamu davası açılamaz.
(3) (Ek: 11/4/2013-6459/19 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan
verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi üzerine, kararın
kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır.
Cumhuriyet savcısının kararına itiraz (1)(2)
Madde 173 – (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten
itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza
mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir- Anonim Şirket sözleşmesinde bulunması gereken unsurları nelerdir?Sermaye şirketlerini sayınız.
Esas sözleşmeye aşağıdaki hususlar yazılır:
a) Şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunacağı yer.
b) Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu.
c) Şirketin sermayesi ile her payın itibarî değeri, bunların ödenmesinin şekil ve şartları.
d) Pay senetlerinin nama veya hamiline yazılı olacakları; belirli paylara tanınan imtiyazlar; devir sınırlamaları.
e) Paradan başka sermaye olarak konan haklar ve ayınlar; bunların değerleri; bunlara karşılık verilecek payların
miktarı, bir işletme ve ayın devir alınması söz konusu olduğu takdirde, bunların bedeli ve şirketin kurulması için
kurucular tarafından şirket hesabına satın alınan malların ve hakların bedelleriyle, şirketin kurulmasında
hizmetleri görülenlere verilmesi gereken ücret, ödenek veya ödülün tutarı.
f) Kurucularla yönetim kurulu üyelerine ve diğer kimselere şirket kârından sağlanacak menfaatler.
g) Yönetim kurulu üyelerinin sayıları, bunlardan şirket adına imza koymaya yetkili olanlar.
h) Genel kurulların toplantıya nasıl çağrılacakları; oy hakları.
ı) Şirket bir süre ile sınırlandırılmışsa, bu süre.
i) Şirkete ait ilanların nasıl yapılacağı.
j) Pay sahiplerinin taahhüt ettiği sermaye paylarının türleri ve miktarları.
k) Şirketin hesap dönemi.
Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır -
RE: 24 Aralık Hakimlik Sınavı Mülakatları
@Haakimm bunlar adli olanlar ama idariyi de paylaşcam
-
RE: 24 Aralık Hakimlik Sınavı Mülakatları
- İvedi yargılama usulünü açıklayınız.
İvedi yargılama usulü:
- İvedi yargılama usulü aşağıda sayılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır:
a) İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri.
b) Acele kamulaştırma işlemleri.
c) Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları.
d) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri.
e) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar.
f) 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu kararları. - İvedi yargılama usulünde:
a) Dava açma süresi otuz gündür.
b) Bu Kanunun 11 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.
c) Yedi gün içinde ilk inceleme yapılır ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılır.
d) Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren on beş gün olup, bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla on beş gün uzatılabilir. Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılır.
e) Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez.
f) Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç bir ay içinde karara bağlanır. Ara kararı verilmesi, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandırılır.
g) Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
h) Temyiz dilekçeleri üç gün içinde incelenir ve tebliğe çıkarılır. Bu Kanunun 48 inci maddesinin bu maddeye aykırı olmayan hükümleri kıyasen uygulanır.
ı) Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi on beş gündür.
i) Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.
j) Temyiz istemi en geç iki ay içinde karara bağlanır. Karar en geç bir ay içinde tebliğe çıkarılır.
30.09.2015
- Anayasada suç ve cezalara ilişkin esaslar nelerdir.
C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar
MADDE 38- Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez. Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md.; Mülga: 7/5/2004-5170/5 md.)
(Değişik: 7/5/2004-5170/5 md.) Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.- 44.Kişisel mallar nelerdir ve mal rejimlerini sayınız.
Yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimi mevcuttur.Onun haricinde taraflar isterlerse evlenme öncesinde düzenleme veya onaylama şeklinde noter senediyle veyahut evlenme başvurusunda belirtmeleri halinde veyahut evlendikten sonra yine aynı usulle seçimlik mal rejimlerinden mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığını seçebilirler.Eşlerin kişisel kullanımına yarayan eşyaları, ölüme bağlı veya sağlararası kazanımlar,kişisel mal yerine geçen değerler kişisel maldır.
- HAGB
Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (1)
Madde 231 – (1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.
(2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.
(3) Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hâl varsa bu da bildirilir.
(4) Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir.
(5) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl(2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
(6) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir. (Ek cümle: 22/7/2010 - 6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.
(7) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.
(8) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/6/2014-6545/72 md.) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.
(9) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
(10) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.)Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.
(11) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.
(12) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.
(13) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
(14) (Değişik: 23/1/2008 – 5728/562 md.) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.- Delil tespitini anlatınız.
Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir.
(2) Delil tespiti istenebilmesi için hukuki yararın varlığı gerekir. Kanunda açıkça öngörülen hâller dışında, delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır.
Görev ve yetki
MADDE 401- (1) Henüz dava açılmamış olan hâllerde delil tespiti, esas hakkındaki davaya bakacak olan mahkemeden veya üzerinde keşif yahut bilirkişi incelemesi yapılacak olan şeyin bulunduğu veya tanık olarak dinlenilecek kişinin oturduğu yer sulh mahkemesinden istenir.
(2) Noterlerin, 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu uyarınca yapacağı vakıa tespitine ilişkin hükümler saklıdır.
(3) Esas hakkında açılan davada, delil tespiti yapan mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğu ileri sürülemez.
(4) Dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkeme yetkili ve görevlidir.
Delil tespiti talebi ve karar
MADDE 402- (1) Delil tespiti talebi dilekçeyle yapılır. Dilekçede tespiti istenen vakıa, tanıklara veya bilirkişilere sorulması istenen sorular, delillerin kaybolacağı veya gösterilmesinde zorlukla karşılaşılacağı kuşkusunu uyandıran sebepler ile aleyhine delil tespiti istenen kişinin ad, soyad ve adresi yer alır. Tespit talebinde bulunan, durum ve koşulların imkân vermemesi nedeniyle, aleyhine tespit yapılacak kişiyi gösteremiyorsa talebi geçerli sayılır.
(2) Mahkeme tarafından belirlenen tespit giderleri avans olarak ödenmedikçe sonraki işlemler yapılmaz.
(3) Tespit talebi mahkemece haklı bulunursa karar, dilekçeyle birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. Kararda ayrıca, delil tespitinin nasıl ve ne zaman yapılacağı, tespitin icrası esnasında karşı tarafın da hazır bulunabileceği, varsa itiraz ve ilave soruların bir hafta içinde bildirilmesi gerektiği belirtilir.- Yetki sözleşmesini anlatınız.
Yetki sözleşmesi
MADDE 17- (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.
Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları
MADDE 18- (1) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz.
(2) Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır. - İvedi yargılama usulünü açıklayınız.
-
RE: 24 Aralık Hakimlik Sınavı Mülakatları
@sezginci mülakat çok çalışmanın anlamı yok , ama çalışmassanız yinde geçemezsiniz .
-
RE: 24 Aralık Hakimlik Sınavı Mülakatları
@sezginci kendinizi tanıtıp 2 adet soru cevaplayıp çıkıyoruz hocam zaten .
-
RE: 24 Aralık Hakimlik Sınavı Mülakatları
- -Senede karşı senetle ispat kuralının istisnaları nelerdir?
Yangın, deniz kazası, deprem gibi senet alınmasında imkânsızlık veya olağanüstü güçlük bulunan hâllerde yapılan işlemler. Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları. Hukuki işlemlere ve senetlere karşı üçüncü kişilerin muvazaa iddiaları. Bir senedin sahibi elinde beklenmeyen bir olay veya zorlayıcı bir nedenle yahut usulüne göre teslim edilen bir memur elinde veya noterlikte herhangi bir şekilde kaybolduğu kanısını kuvvetlendirecek delil veya emarelerin bulunması hâli.
- Rehin açığı belgesi nedir?
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibin sonunda alacak rehinle karşılanamamışsa alacaklıya karşılanamayan kısım için verilen belgedir.Rehin açığı belgesi borçlunun acz durumda olduğunu göstermeyip, öncelikle rehne başvurduğunu gösteren bir belgedir.Aynı zamanda bir sene içinde borçluya yapılacak takiplerde ödeme emri tebliğine lüzum yoktur.Ayrıca borcun ikrarını içeren bir belge hükmündedir.
- -Hüküm uyuşmazlığını açıklayınız.
Adli,idari ve askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hükümuyuşmazlığının varlığı kabul edilir. Ceza kararlarında; sanığın, fiilin ve maddi olayların aynı olması halinde hüküm uyuşmazlığı var sayılır.
Hüküm uyuşmazlıklarında uygulanacak inceleme kuralları:Madde 25 – Hukuk alanındaki hüküm uyuşmazlıklarında Uyuşmazlık Mahkemesi, Danıştay Yargılama usulünün bu kanuna aykırı olmayan hükümlerini uygulamak suretiyle anlaşmazlığın esasını da karara bağlar.
Ceza alanındaki hüküm uyuşmazlıklarında Uyuşmazlık Mahkemesi, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümlerini uygular ve esasa ilişkin bir karar vermeksizin sadece o davayı hangi ceza mahkemesinin görüp karara bağlaması gerektiğini belirtmek suretiyle anlaşmazlığı çözer. Kazanılmış haklar saklı tutulur.
Uyuşmazlık Mahkemesi hüküm uyuşmazlıklarını- Reasürans sözleşmesini açıklayınız.
Sigorta edilmiş riskin, belli bir kısmının veya tamamının yeniden sigorta edilmesidir. Sigorta şirketleri, teminat verdikleri rizikolarda büyük hasarların aynı zamana gelme ihtimaline karşı, hasar ödemelerinde zorlanmamak için reasürans (mükerrer sigorta) yaptırır. Reasürans, sigorta şirketlerine, tek başlarına yüklenmeleri kendi sermayeleri, ihtiyatları, özvarlıkları bakımından kısaca mali yönden mümkün olmayan riskleri, sigortalayabilme imkânı verir.