TercihiniYap Forum
    • Kayıt Ol
    • Giriş
    • Arama
    • Kamu Rehber
    • Kategoriler
    • Okunmamış
    • Güncel
    • Popüler
    • Kullanıcılar
    • Gruplar
    1. Ana Sayfa
    2. onuktekin
    3. İleti
    • Profil
    • Takip Edilenler 9
    • Takipçiler 13
    • Konu 23
    • İleti 3799
    • En İyi 2085
    • Tartışmalı 0
    • Gruplar 0

    onuktekin tarafından gönderilen iletiler

    • RE: Kültür-Sanat / Bugün hangi kitaptan kaç sayfa okudunuz? Okuduğunuz kitaptan bir bölüm/anekdot paylaşır mısınız?

      Bir nahivci yani gramerci ile gemici hikâyesi

      Bir nahiv alimi bir gemiye binmişti. O kendini pek beğenmiş olan nahivci,
      yüzünü gemiciye döndürdü.
      Dedi ki: "Sen hayatında hiç nahiv okudun mu?" Gemici; "Hayır." deyince;
      "Senin ömrünün yarısı hiçe gitmiş." dedi.
      Gemicinin bu sözden gönlü kırıldı, öfkelendi; ama hemen cevab vermedi,
      sustu. Derken, bir rüzgâr çıktı, gemiyi bir girdaba sürükledi. O zaman, gemici,
      nahiv alimine yüksek sesle seslendi:
      "Ey hoca, söyle bakalım, sen yüzme bilir misin?" diye sordu. Nahivci;
      "Ey hoş sözlü ve güzel yüzlü gemici, bilmem." deyince,Gemici; "Ey nahivci!" dedi. "Senin bütün ömrün hiçe gitti, çünkü gemi bu girdabda batacaktır."

      Şunu iyi bil ki burada, mahvolmayı bilmek gerek, nahiv bilmek işe yaramaz.Denizin suyu, ölüyü başında taşır, diri olan denizin elinden nasıl kurtulur? Sen de, eğer beşeriyet sıfatlarından, kötü huylarından ölüp kurtulursan Hakk'ın sırlar denizi, seni başının üstünde gezdirir.
      Ey benliğe, gurura kapılarak herkese eşek diyen kişi! Şimdi sen de eşek gibi buz üstünde kalmış, ileri geri adım atamayacak bir hale gelmişsin. İstersen sen, dünyada zamanın en büyük bir bilgini, her şeyin bileni ol.Şimdi şu dünyanın fanîliğini ve zamanın da geçip gittiğini gör.
      Size Hakk'ta mahvolma, yok olma yolunu öğretmek için söz arasına nahivcinin hikâyesini de kattık.Ey aziz dost, fıkhın fıkhını, nahvin nahvini ve sarfın sarfını, ancak yoklukta, yok olmada bulabilirsin.

      Hz. Pîr Mevlânâ Celâleddin, Mesnevi I/183 (Şefik Can Mesnevi Serhi)

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Kültür-Sanat / Bugün hangi kitaptan kaç sayfa okudunuz? Okuduğunuz kitaptan bir bölüm/anekdot paylaşır mısınız?

      “İmanlı bir kişi bir yerde altın bir put bulsa, onu puta tapanlar alsın diye bırakır gider mi? Onu alır ateşe atar eritir, onun eğreti olan putluk şeklini değiştirir. Böylece de altındaki putluk şekli kalmaz. Çünkü şekil ve sûret, manayı arayanlara engel olur ve yollarını vurur. O putun altını, Allah’ın ihsanı olan bir madendir. Altının put şekline sokulması eğretidir. Onun aslını, altınlığını değiştirmez.
      Sen şekilde surette kalırsan, puta tapıyorsun demektir.
      Her şeyin suretini bırak, manasına bak.”
      Hz. Pîr Mevlânâ Celâleddin, Mesnevi I/184 (Şefik Can Mesnevi Serhi)

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: 2018 Ziraat Bankası Uzman Yardımcılığı ilanı

      @economicus hatta yine kontenjan bilinmezliği vardı hocam. İstirakler de iller vardı yine. Seçim yaptım diye hatırlıyorum. Katılım uzm. yard. sadece İstanbul'du.
      Tabi baska sınavlarla karıştıriyor da olabilirim. İlanı bulamadım. Sayfalara bakmak lazım 🙂

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: 2018 Ziraat Bankası Uzman Yardımcılığı ilanı

      @economicus Rica ederim hocam sağolun Allah sizden de razı olsun. Çok net hatırlamıyorum ama il seçimi de oldu sanki ama uzmanlık mıydı servis miydi hatırlamıyorum.

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: 2018 Ziraat Bankası Uzman Yardımcılığı ilanı

      @economicus
      Şu sayfadan itibaren bakabilirsiniz hocam.

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Kurum Sınavları ve Ankara'da Konaklama İmkanları..

      @enki Kolay gelsin hocam.Bulursunuz inşallah.

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: 2018 Ziraat Bankası Uzman Yardımcılığı ilanı

      Geçen senenin başlığına buradan bakabilirsiniz.Sorular hakkında ve puanlar hakkında fikir edinebilirsiniz.

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Kurum Sınavları ve Ankara'da Konaklama İmkanları..

      @enki Biraz erken ayarlamak iyi olabilir hocam.Daha sonra misafirhanelerde de yer bulamayabilirsiniz.

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Kurum Sınavları ve Ankara'da Konaklama İmkanları..

      Sınavlar art arda olacak bu yüzden gidip gelmek yerine bir yurtta da kalınabilir.Kurslara gelip yurtlarda kalanlar çok kişi var.

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Ankara Dershane Tavsiyesi

      @kizilderili Rica ederim hocam.Seçmek zor iş.Kolay gelsin.

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Ankara Dershane Tavsiyesi

      @kizilderili Hocam Themis'e gidebilir.Hukuk kadrosu anayasa dışında hakimlik kadrosuyla aynıydı.Medeni hukuk dışında da gayet iyiydi.Muhasebe'de Alican Hoca var.Kendisi çok güzel öğretiyor.Bu sene 4t'de de ders vermiş.Bu sene Themis'de devam edecek mi bilmiyorum. Maliye'de İsmail hoca var.Üniversitedeyken de ders almıştım kendisinden. Çok kaliteli bir hoca kendisi.Vergide Serdar hoca var o da çok iyi.İsmail Hoca ve Serdar Hoca Gazi Ünivesitesinden. Makroya Musa Hoca,mikroya Ulaş hoca dörtlüye Sevim hoca geldi. Dersler verimli, verdikleri kaynaklar ve rehberlikleri iyiydi.
      KPSS'den sonra medeni usul dersini de alıp idari hakimliğe de hazırlanabilir.

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Ankara Dershane Tavsiyesi

      @kizilderili Özellikle hangi dersler için dershaneye ihtiyacı var arkadaşınız?

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)

      Okumuş Bir İşçi Soruyor

      Yedi kapılı Thebai şehrini kuran kim?
      Kitaplar yalnız, kralların adını yazıyor,
      yoksa krallar mı taşıdı kayaları?

      Bir de Babil varmış boyuna yıkılan,
      kim kurmuş Babil’ i her seferinde?
      Altın şehir Lima' nın, hangi evinde otururmuş acaba
      yapı işçileri?

      Nereye gittiler dersin Çin Seddi' nin bittiği gece,
      duvarcılar?

      Yüce Roma’ da zafer anıtı ne kadar çok!
      Kimlerdir acaba bu anıtları diken?
      Sezar kimleri yendi de kazandı bu zaferleri?
      Dillere destan olmuş koca Bizans’ ta,
      yok muydu saraylardan başka oturacak yer?

      Atlantis’ te, o masallar diyarında bile,
      boğulurken insanlar uluyan denizde bir gece yarısı,
      bağırıp imdat istemişler,
      kölelerinden.

      Genç İskender Hindistan' ı zaptetti!
      Bir başına mı?

      Sezar, Galyalıları yendi!
      E bir aşçı olsun yok muydu yanında?

      İspanyalı Filip ağlamış derler batınca tekmil filosu,
      ondan başkası ağlamadı mı acaba?

      Kitapların her sayfasında bir zafer.
      Ama pişiren kim zafer aşını?
      Her 10 yılda bir büyük adam.
      Ödeyen kim faturayı?

      İşte bir sürü olay sana.
      Ve bir sürü soru.

      Bertolt Brecht

      DİĞER içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)

      Tahterevalli

      iyice görüyorum artık düzeni.
      orada, bir avuç insan oturuyor yukarıda,
      aşağıda da bir çok kişi.
      ve bağırıyor yukardakiler aşağıya:
      "çıkın buraya gelin ki,
      hepimiz olalım yukarıda."
      ama iyice gözlediğinde görüyorsun,
      neyin saklı olduğunu
      yukardakilerle, aşağıdakiler arasında.
      bir yol gibi gözüküyor ilk bakışta.
      yol değil ama.
      bir tahta bu.
      ve şimdi görüyorsun açıkça;
      bu bir tahterevalli tahtası.
      bütün düzen bir tahterevalli aslında.
      iki ucu birbirine bağımlı.
      yukardakiler durabiliyorlar orada,
      sırf ötekiler durduğundan aşağıda

      ve ancak;
      aşağıdakiler, aşağıda oturduğu sürece
      kalabilirler orada.
      yukarıda olamazlar çünkü,
      ötekiler yerlerini bırakıp çıksalar yukarı.
      bu yüzden isterler ki;
      aşağıdakiler sonsuza dek
      hep orada kalsınlar.
      çıkmasınlar yukarı.
      bir de, aşağıda daha çok insan olmalı yukardakilerden.
      yoksa durmaz tahterevalli.
      tahterevalli.
      evet, bütün düzen bir tahterevalli.

      Bertolt Brecht

      Dinlemek isteyenler buradan buyurun

      DİĞER içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Motivasyon

      @otuzyılsavaşı Düşünemedim :))
      alt metni

      DİĞER içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Motivasyon

      @ucanbalon O zaman şunları da buraya bırakalım 🙂
      Ankaralı Turgut - Ankaranın Bağları
      Ankaralı Namık - Dar Geldi Sana Ankara

      DİĞER içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Motivasyon

      @ucanbalon Hocam ben evde çalıştığımda arada yapıyorum uyku, stres gidiyor.Sistem güncellemeleri yükleyip yeniden başlatıyor adeta :))

      DİĞER içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: Kültür-Sanat / Bugün hangi kitaptan kaç sayfa okudunuz? Okuduğunuz kitaptan bir bölüm/anekdot paylaşır mısınız?

      Adam Smith “Milletlerin Zenginliği” adlı kitabında, modern toplumların büyüleyici üretkenliğiyle ilkel toplayıcı ve avlayıcı toplumların kısır kaynaklarını karşılaştırır. Smith’e göre ilkel toplumlar fakirlik içinde yaşamaktaydı. Hasattan yeterince ürün alınmıyor, temel besin maddelerinde hep bir kıtlık yaşanıyor, kriz zamanlarında çocuklar, yaşlılar ve fakir insanlar “vahşi canavarların” ellerine terk ediliyordu.

      Oysa modern toplumlarda yenilikçi üretim modelleri ve Smith’in deyişiyle “işgücünün eşit pay edilmesi” sayesinde ürünler bütün toplum üyeleri tarafından paylaşılabiliyordu. Öyleyse tutup da başka yaşamlar peşinde koşanlar yalnızca romantikler ve cahillerdi: “Modern toplumlarda bir işçinin, en fakir kesimden bile olsa tutumlu olduğu ve verimli çalıştığı takdirde yaşamın olanaklarından ve gereklerinden aldığı pay, ilkel toplumlarda yaşayan yabanıl bir işçiye göre çok daha büyük olacaktır.”

      Ancak Smith’ten yirmi iki yıl önce, topluma karşı atılan çığlığa benzer bir ses tam tersi yönde üretmişti savını. Bu ses, yabanıl işçiden yanaydı. Jean-Jacques Rousseau, “İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı” adlı eserinde, acaba, diye soruyordu, herkesin düşünmeye alıştığının tam tersi olmasın? İlkel ve yabani işçiyle modern işçiyi karşılaştıracak olursak yabanıl işçi daha zengin olmasın sakın?

      Rousseau’nun savı zenginlikle ilgili bir teze dayanıyordu: Zenginlik, illaki çok şeye sahip olmak anlamına gelmiyordu aslında. Zenginlik, sahip olmak istediğimiz şeylere sahip olmak demekti. Varlıklı olmak mutlak bir kavram değildi, arzuya bağlıydı ve göreceliydi. Paramızın yetmediği bir şeyi arzuladığımızda fakirleşiyorduk, kaynaklarımız her ne olursa olsun. Ve elimizdekilerle yetinebiliyorsak eğer zengindik aslında, sahip olduklarımız ne kadar az olursa olsun.

      Rousseau’ya göre insanları zengin etmenin iki yolu vardı: Onlara daha çok para vermek ya da arzularını sınırlandırmak. Modern toplumlar ilk bakışta ilk seçeneği gerçekleştirmiş gibi görünüyordu; ancak bireylerin iştahını sürekli tetikleyerek başarılarını yetersiz kılmışlardı. Kendini zengin ve varlıklı hissetmenin en etkili yolu daha çok para kazanmaya çalışmak değildi belki. Bizimle eşit şartlarda yaşıyormuş gibi görünen ama zaman içinde bize göre daha zengin olan insanlarla aramıza pratik ve duygusal olarak mesafe koyabilmekti. Enerjimizi, daha büyük balıklar haline gelmeye çalışmak yerine, etrafımıza daha küçük yoldaşlar toplamaya yoğunlaştırabilirdik. Yan yana geldiğimizde kendi boyumuzun bize iç sıkıntısı yaratmayacağı arkadaşlar edinmeliydik.

      Modern dünyada, geçmişe göre gelirimiz daha fazlaymış gibi görünebilir; ancak modernitenin getirdiği zenginlik yalnızca görünüştedir. Aslında artık daha fakiriz; çünkü beklentilerimiz fena halde tetiklenmiş, paramızın yettiğiyle elde edebildiklerimiz arasında derin bir uçurum oluşmuştur. Olduğumuzla “aslında olabileceğimiz” kişi arasında dağlar kadar fark vardır artık.

      Modern toplumlar, yabanıl bir insana göre çok daha güçlü bir mahrumiyet hissiyle baş başa bırakır bizi. Rousseau’nun savı da şöyle devam eder: “İlkel ve yabanıl işçi en azından başını sokacak bir yuvası varsa, yiyecek birkaç elma ya da fındık bulabiliyorsa, akşamlarını ilkel bir enstrümanla müzik yaparak ya da keskin taşlarla bir balıkçı kanosu yontarak geçirebiliyorsa bu dünyada hiçbir şeyinin eksik olmadığını düşünebilirdi pekala.”

      Beklentilerimiz azla yetinmek yönündeyse eğer, azla yetinebiliriz. Ve eğer beklentilerimizin yüksek olması gerektiği öğretiliyorsa bize, çok kazandığımızda bile kendimizi fakir ve sefil hissederiz.

      Atalarımızın sahip olduğundan çok daha fazlasına sahip olabileceğimiz beklentisinin ağır bir bedeli olmuştur: Olabileceğimizle o anda olduğumuz arasındaki aşılamaz mesafenin doğurduğu sonu gelmez bir endişe yakamızı bırakmaz olmuştur artık.

      Alain de Botton-Statü Endişesi

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: 2018 Gelir Uzman Yardımcılığı ilanı

      @mucize2301 Rica ederim.Allah sizden de razı olsun hocam. @fiscaldrag arkadaşımızdan Allah razı olsun, ellerine sağlık.
      Teşekkür ederim.Ben de başarılar dilerim.Hakkımızda hayırlısı olsun.

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • RE: 2018 Gelir Uzman Yardımcılığı ilanı

      @fiscaldrag, içinde söyledi: 2018 Gelir Uzman Yardımcılığı ilanı

      Yasin Çoban'ın kitabı ve çıkmış soruları baz alarak zamanında oluşturduğum, özet niteliğinde bir İşletme İktisadı notu. Umarım bir faydası dokunur, başarılar arkadaşlar.

      https://yadi.sk/i/L0esy3T83YA43W

      Buyurun hocam 🙂 @mucize2301

      KPSS A içinde yayımlandı
      onuktekin
      onuktekin
    • 1
    • 2
    • 148
    • 149
    • 150
    • 151
    • 152
    • 189
    • 190
    • 150 / 190