plansız tarafından gönderilen iletiler

@Pinky estağfurullah hiç önemli değil. Dediğim gibi duyduğum vakit paylaşacağım inşallah, iyi çalışmalar dilerim.

@Pinky "personelin Kurum ihtiyacı fazla" değil de Kurumun personel ihtiyacı fazla dedim evet forumda konuşuldu ancak benim kulağıma henüz böyle bir bilgi gelmedi, duyarsam paylaşırım inşallah.

@Pinky Kurumun mülakat takvimini kendisinin şekillendireceğini düşünüyorum. Bakanlığın söz konusu sınavları için sayıları tam bilmemekle beraber sözlü sınava katılacak kişi sayıları 100'ün altı idi sanırım. Ancak burada 200 kadro için 4 katı olan 800 kişi çağırılacak. Sayılarda yanılıyor olabilirim ama aşağı yukarı böyle olmalı, arada epey bir fark var, sosyal hareketliliğin ufak bir artışı bile katlanarak hastalık yayıyorken 800 kişiyi alelacele çağırmak olmaz dostum. Bu büyük bir sorumluluk almaktır, herkesin sağlığını tehlikeye atmaktır ama dediğim gibi bir nebze normalleşmeye başlanıldığında takvim hemen açıklanacaktır. Kurumun personel ihtiyacı fazla ve aslında kimse beklemek istemiyor. Tabi tüm bu söylediklerim benim yorumum, aksi mümkün mü evet, yarın açıklasa kim, ne diyebilir ki...

@botan01 Bu bir alternatif lakin seyahat izin belgesi olsa dahi Ankara'ya özel araç dışında ulaşım bildiğim kadarıyla mümkün değil. Herkesin böyle bir imkanı olmayabileceği gibi bu kadar insanı böyle riskli bir ortamda seyahate mecbur bırakmak da mantıklı görünmüyor. Elbette süreç tahmin edilenden daha fazla uzarsa bu seçenek devreye girebilir ancak şu an için insanları böyle bir külfet içine sokmak istemezler sanıyorum.

@Pinky Ufak bir yanlış anlaşılma olmakla birlikte şöyle; İstanbul için yapılan ikamet izni başvurularında Nisan-Mayıs periyodundakilerin randevusunun Temmuz-Ağustos a ertelendiği bir ay önceki duyuruydu, yeni yapılan duyuru ise Haziran-Ağustos arası randevuların dosyalarının posta yoluyla alınacağına ilişkin, aslında yapılmak istenen işi ertelemek yerine korona dolayısıyla oluşan riski azaltacak bir çözüm üretmek gibi. Evet, Kurum olabildiğince işleri devam ettirmeye çalışıyor. Salgının seyrine göre şekil alacak olmakla birlikte Bayram sonrası için Kurumlar normale dönüş planları yapmayı da sürdürüyor. Dolayısıyla seyahat kısıtlarının kalkma takvimi netleşmeye başladığı an -özellikle Ankara için- mülakat takvimi de yayınlanır diye düşünüyorum. Hastalık yeniden artışa geçmezse çok sürmeyecek gibi duruyor. @mathilda

"Ölüm bile geç kaldıktan sonra
Bütün ilkleri sona bırakmanın belki de tam zamanı
Ben her şey bir ırmaktır sanırdım
Bunun için günlükler tutmaya kalktım
Ve tarihleri karıştırdım nasıl da

Aldım şapkamı gidiyorum şimdi
İniyorum kentin çekirdeğine
kendime yeni dalgınlıklar buldum son günlerde
Dev yapılar ufuk çizgisinin önünde birer parmaklık gibi
Kırmaya kalksam çocuklar uyanacak
Ben odama döneyim en iyisi

Öyleyse nice yağmur
Niye bir kız saçı gibi sokaklarda
Aynaya baksam kalbim görünür
Aklımda gitgide büyüyen yara
Bir ağacın en uzak dalı gibi sessizce çürür
Ölüm, evet ölüm bile geç kaldıktan sonra"
.............
"bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler."

Şark ya alışmışa gömülü yaşar yahut hayale kaçar daha doğrusu alışılmış ile rüyada yaşar. Şarklı olmanın bir başka belirtisi de hep açık duran bir firar kapısından kaçıp realiteye serahatle bakmaktan ısrarla uzak durmaktır. Bir şekilde kendi realitesinden kaçanın yönüne ve zaman ayarına, coğrafi düzendeki yerine daha Batı'da olanlar karar verirler. Buraları Orta Doğu, Uzak Asya, Yakın Asya gibi adlar alır.

Ahmet Hamdi Tanpınar

@gfdsgsda @Willsmithh @IS-LM gözümden kaçan oldu mu bilmiyorum, hayırlı uğurlu olsun arkadaşlar, meslek hayatınızda başarılar dilerim. @Baelish dostum çok üzüldüm inşallah daha hayırlı, güzel bir son sizi bekliyordur, en yakın zamanda. Merak ettiğim başka dostlar da var, güzel haberlerinizi bekliyorum. Olmadıysa da bu bir son değil biliyorsunuz.

...
bir yumruk ki hatırlı
boğazına vuruyorlar kalbin sızlıyor
gönlüne indiyse boğazda düğüm...
https://youtu.be/yXiWdoRiVT0

@paretowilfredo Çok olur mu dostum:) şeyi unutmuşsun sokağın adı da /Paretonun Yolu/ olsun:) hatta ben Pareto Felsefesi'nde kürsü talep ediyorum

Nelerle uğraşıyoruz, bizim derdimiz bize yetmiyor gibi herkesin gözü İİBFSBF mezununda. Samimi ve dürüstçe bakan durumu görür, görmezden gelenlere de yavaş yavaş anlatacağız inşallah. Kimse bana şimdi üniversite sınavında yaptığım matemetik netini, derecemi söyletmesin, size ithamda bulunanlar için söylüyorum @hayırlısı035 bu iş matematik netine baksaydı ben daha hızlı atanırdım, üstelik 70 li puanlarla atanmıyoruz başkaları gibi. Ülkede rüzgar tersten esse bizden kesiyorlar, okullar corona sebebiyle kapalıyken bile öğretmen atanıyor, masal dinlemeyi severiz ama uyumak istediğimizde:) Hakkımızı bıkmadan savunmak zorundayız dostum, kurtlar sofrası varmış nasibimizde, ekmeğimize göz koyan koyana bakınız kurumiçi... aöf meselesine ise şimdilik yorum yapmayacağım daha önce forumda bu kitleyi karşıma almak zorunda kalmıştım, yenilemeye lüzum yok. Açıköğretim iyiniyetle kurulduysa bile suistimal edilmiş bir alandır. Onu da ayrıca konuşmak lazım.

@hayırlısı035 Her şehre üniversite kurma ve kurulan her üniversiteye ilk açılacak fakülte olarak İİBF ve SBF nin görülmesinin sebebi ne yazık ki ekonomik gerekçeler, hepimiz biliyoruz. Ekonomik hareketliliği sağlamak, şehirleri bu anlamda canlandırmak ve işsizliği ötelemek gibi nedenlerle hatta toplumsal başka bazı sebepler de var ki şehirlerin yaşam tarzını bu yöntemle sosyal mühendisliğe tabi tutmak gibi sonucunda en olmaz illerde okullar açılmış ve en masrafsız kurulumla bizlerin bölümleri açılmıştır. Tabi bir sonuç olarak yıldan yıla puanlar düşmüştür ancak fakültelerimizin ve mezunlarının itibarsızlaştırılması gayesiyle bundan bizi sorumlu tutmak ve hükümetin kadrolarımızda sürdürdüğü kısıtlayıcı politikayı buna bağlamak art niyetli bir yaklaşımdır. Sadece mezun çok olduğundan işsiz değiliz aynı zamanda diğer gruplara verilen imkan bizden esirgendiği ve her gün kadrolarımız küçültüldüğü için işsiziz. Üstelik eskiden beri sadece bizim fakülte mezunlarının yaptığı işleri artık en olmaz bölüm mezunlarına açmak da cabası. Her gün yeni bir talep duyuyoruz, böyle olmaz, bizlerin de bunların karşısında topyekün durmamız gerekiyor.

@hayırlısı035 Bu konuyu yetkili arkadaşlara bırakayım @paretowilfredo @mk-ank

@hayırlısı035 Başlığı anlamam biraz zaman aldı dostum aceleye mi geldi ki ancak konu önemli forumda da bu konuyu tartışmaya açmakta iyi yapmışsınız, umuyorum İİBFSBF mezunları bu konuyu verimli bir şekilde tartışalım ve her mecrada fikrimizi en anlaşılır şekilde savunalım.

Henüz okumadım ama il tercihi düzenlemesi nihayet yapılmış sanıyorum, gözünüz aydın dostlar. Bu uygulama çok can yakmıştı. Hayırlı olsun.

@aroma
"İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem"

Titanic batarken ki kemancılar gibiyizdir bazen, bazen de gemiyi kurtarmanın telaşında var gücümüzle savaşırız. Yaşamak böyle bir şey değil midir işte.
https://youtu.be/rkAtA2y6pBA
Umudun şairine kulak vermek için bu güzel oyunu izlemenizi tavsiye ediyorum.

@plansız Son olarak korona günlerinde bile zor şartlarda çalışan emekçilerin de Allah yardımcısı olsun, onlar kimimizin annesi, babası, kimimizin abisi, ablası, kardeşi...Sıhhatleri daim olsun.
Sağlıcakla kalın

@aroma

"Boşuna mı sokuldu bankalara
petrol borularına kundak
kurşun işçinin böğrünü boşuna mı örseledi
varsın zındanların uğultusu vursun kulaklarımıza
yaşamak
bizimçün dokunaklı bir şarkı değil ki.
Bu yürek gökle barışkın yaşamaya alışmış bir kere
ve inatla çevrilmiş toprağın çılgarına"
...
"Ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum
kökten dallara yürüyen sular gibi
yürürüm kömür ocaklarına, çapalanan tütüne
yürürüm hüzün ve ağrılar çarelenir
dağların esmer ve yaban telaşından kurtula diye
torna tezgahlarında demir.
Yürürüm çünkü ölümdür yürünülmeyen
yürürüm yürüyüşümdür yeryüzünün halleri
kanla dolar pazuları tarladakinin
hızar gürültüsü içinde türkülenir bir öteki
gökleri göğsümden aşırtarak yürürüm"
...
"Saçları dağınık, gözleri uykulu,
Çoraba, tütüne gidenler,
Beni huyumdan ettiniz!
Yorgun gözlerinizdeki acıyı
Dert edindim kendime.
Saçlarını tezgahına yolduranları,
Sıtma gebesi tazeleri görmeseydim,
Boşuna harcayacaktım sevgimi.
Şimdi şu parmaklığın ötesinde kaldı
Bütün çalışanlar;
Teker teker sökülmüşüz toprağımızdan,
Havamızdan, suyumuzdan olmuşuz.
Yaşamaktayız aynı çatının altında
Daha mahzun, daha hesaplı.
Rahat günlerin işçisi olacaktık,
Rahat günlerin şairi:
Bir çift sözümüz vardı
Nar çiçeği, gül dalı üstüne,
Dudaklarımızda kaldı!"
...
"Yüz karası değil, kömür karası
Böyle kazanılır ekmek parası"
...
İşçi çocuğuyum ben, bizler de dirsek çürüttük; memleket, hepimiz için güzel bir gelecek diyerek ve devam ediyoruz mücadeleye. İşçi Bayramı, biraz buruktur bizim memlekette, işçiler çalışır kimi yerde mitingde. Alnının teri kurumadan hakkını teslim etmek esastır dinimce, fikrimi sorarsanız dostlar; politikaya kurban edilemeyecek kadar büyüktür emek, alın teri ve kavga. Siyaset üstü olmalıdır, halbuki öyle değil, kapitalizmin ezdiği emekçilerin kavgası, hepimizin kavgasıdır, olmalıdır. "İnsan için emeğinden başkası yoktur."
Şairin de dediği gibi "anladım neden yorgunluk gülümserlik getiriyor insana"...

@Willsmithh Hoşbuldum dostum

@Godot37 Çok iyi yapıyorsunuz, hem dersi bırakmamak lazım hem de kafayı bu şekilde sağlam tutmak Dediginiz gibi biz yıllarca ders çalıştık alışkınız ama herkes böyle değil maalesef etkileniyor insanlar.