@plansız, içinde söyledi: İçini Dökmek İsteyenler...
"Geceleri üşüyorum. Sorun kalorifer sorunu değil. Sorun yorgansızlık sorunu da değil. Ben vatansızlıktan üşüyorum"
...
"İnsanların yüzlerini göremiyorum
Boğazım düğüm düğüm çözemiyorum"
@plansız, içinde söyledi: İçini Dökmek İsteyenler...
Öldüğümde değil yaşarken anlayın beni dedin herkese olan sana da oldu ölünce badem gözlü oldun, 'asla ülkesini sevmiyordu demeyin' dedin, ülkeni sevdiğini biliyoruz merak etme, seve seve nasıl gidilir onu da ögrendik, öğreniyoruz, sorulacak soru mu tabi ki özledim orası benim ülkem dedin, o kadar şey söyledin, kim anlamaya çalıştı ki..haklıydın nerden bilecektiler sol yanındaki boşluğu...içimizdeki ölene çocuksu seslenmeyi, solmuş bir gül görünce sarılıp dallarına öpmeyi, bir bulutun seyrinde düşünmeyi, birazdan kuduracak denizi bilmeyi, yüzlerdeki anlık tebessümü yitirmemek için kendimizi paralamayı, inanca saygıyı, düşünceye özgürlüğü öğretmek sana düştü belki...yollara bakarken dinledik, yüreğimiz kanadı, gönlümüz yandı, dizelerimiz tutuştu ve artık öyle bir yerdeyiz ki bazen ölümüz bile üşüyor bu diyarda, olmasaydı sonumuz böyle...
"Hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar
Mutluluğu için dövüştüğüm insanlar...."
Hoşçakal ülkem...
Bu ne çıldırtan denge…
Adına denge denilmiş hayatta kalmak (s)a(n)cısı. İyimser bir gül açmıştı sanki yüzünde, her acıya rağmen içten bir gülümseme, odamız kireç yüzümüz güleç, acıyı sevmedik ama acıyla yaşamayı öğrendik, senin payını inkar etmek olmaz bu bahiste.
Puslu, ürkek havaları vatandan kovmak için bir olun, Edirne’den Ardahan’a ülkemizin bir karış toprağından geçemezler, dedin; dedin de dost...düşüncesizce fitneye koşanlar, bir olmaya, sevmeye gelince nasıl da ayrılmaya yer aradılar, sana bizden değil dediler. Dediler çünkü kendilerini ancak senin yokluğunun üstüne inşa edebildiler, sensiz varlıkları bir anlam ifade etmeyen biçarelerdi onlar, anlattın lakin anlamadılar, ölünce anlamayın beni, dedin, ayıbımız, diğer değerliler gibi seni de ölünce anladılar belki seni tarihle yargıladılar. Uçun kuşlar uçun doğduğum yereyi söylerken bir gün uzaklardan kendi sesinden dinleyip hisleneceğin aklına gelmiş miydi kim bilir… Türküleri de ozanları da yakmayın dedin ikisini de yaktılar… Bu toplum kıymaya devam ediyor; bütün ince düşünenleri yok etmek için biraraya gelmeye hazır sürüler gibi kalabalıklar, insan olma şuurundan uzak, ilk kıvılcımı beklemekte, gardaş bu da böyle bir yara işte, biz ise gözümüz yaşlı, elimiz bağlansa dilimizle, dilimiz bağlansa gözümüzle kulağımızla şahidiz ve gün yitiriyoruz kendi kıyametimize doğru, bizim de başımıza gelenler insanı kanser eder…ay karanlık...vurduk yüreğimizi şanlı kavgaya, yürüyoruz…an gelir biz de ölürüz…seni vuran bizi de vurdu, şu feleğin işine bak… gene de marş söylemeden ölmek bize yakışmaz. Suya attığımız çiçekler bir gün olur döner belki bize..
Tutsaydık şu karanlığı, tutsaydık da beraber yırtsaydık…
https://www.youtube.com/watch?v=xKV7QgbtjGc
...
https://www.youtube.com/watch?v=s4IUtUJ33NQ
...
https://www.youtube.com/watch?v=Vd3s6_xEjMk
...
https://www.youtube.com/watch?v=HLaVNrwDXis