Geceye bir söz bir şiir bırak :)
- 
					
					
					
					
 Anımsa Barbara 
 Yağmur yağıyordu o gün Brest'te durmadan
 Yürüyordun gülümseyerek yağmur altında
 Şaşkın hayran sırılsıklam
 Anımsa Barbara
 Siam sokağında rastladım sana
 Yağmur yağıyordu Brest'te durmadan
 Gülümsüyordun
 Gülümsüyordum
 Tanımıyordum seni
 Sen de beni tanımıyordun
 ...
 Ah Barbara
 Yağmur yağıyor Brest'te durmadan
 Eskiden nasıl yağıyorsa öyle
 Ama artık bildiğin gibi değil bura yok oldu her şey
 Yıkık bitik bir yas yağmuru şimdi yağan
 Demir çelik kan fırtınası bile değil
 İtler gibi kuyruğunu titreten
 Bulutlar yalnız bulutlarBrest'te sular boyunca yitip giden itler 
 Çürümek için gidiyor uzaklara
 Hiçbir şey kalmayan Brest'ten
 Çoook uzaklaraJacques PRÉVERT 
- 
					
					
					
					
 an gelir 
 paldır küldür yıkılır bulutlar
 gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
 o eski heyecan ölür
 an gelir biter muhabbet
 çalgılar susar heves kalmaz
 şatârâbân ölürşarabın gazabından kork 
 çünkü fena kırmızıdır
 kan tutar / tutan ölür
 sokaklar kuşatılmış
 karakollar taranır
 yağmurda bir militan ölüran gelir 
 ömrünün hırsızıdır
 her ölen pişman ölür
 hep yanlış anlaşılmıştır
 hayalleri yasaklanmış
 an gelir şimşek yalar
 masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
 direkler çatırdar yalnızlıktan
 sehpada pir sultan ölürson umut kırılmıştır 
 kaf dağı'nın ardındaki
 ne selam artık ne sabah
 kimseler bilmez nerdeler
 namlı masal sevdalıları
 evvel zaman içinde
 kalbur saman ölür
 kubbelerde uğuldar bâkî
 çeşmelerden akar sinan
 an gelir
 -lâ ilâhe illallah-
 kanunî süleyman ölürgörünmez bir mezarlıktır zaman 
 şairler dolaşır saf saf
 tenhalarında şiir söyleyerek
 kim duysa / korkudan ölür
 -tahrip gücü yüksek-
 saatli bir bombadır patlar
 an gelir
 Attila ölür
- 
					
					
					
					
 "Kelimeden önce de yalnızlık vardı.. Ve kelimeden sonra da var olmaya devam etti yalnızlık." 
 "Kelimenin bittiği yerde başladı; kelime söylenemeden önce başladı.. Kelimeler, yalnızlığı unutturdu ve yalnızlık, kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde.. Kelimeler, yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu.. Yalnız kelimeler acıyı dindirdi ve kelimeler insanın aklına geldikçe, yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu."Oğuz Atay 
- 
					
					
					
					
 Her şeyi al bana beni geri ver 
 Bir şansım olsun
 Başka yer başka zaman
 Sensiz ömrüm olsun..
- 
					
					
					
					
 
- 
					
					
					
					
 Şu çürüdü. 
- 
					
					
					
					
 nice belalardan vurup çıktı bu yürek 
 daha nice belaları göğüsleyecek
 https://www.youtube.com/watch?v=0xL6wkne9Ik
- 
					
					
					
					
 Acıyla ilmek ilmek 
 Aşkımız yıllanıyor odalarda.
 Seninle yanyanayız
 Sessiz, yorgun ve ürkek
 Eğri bir aynanın karşısında...Metin Altıok 
- 
					
					
					
					
 https://youtu.be/Hyo7krkwfgs 
 İzotaş'a varmanin mutluluğu neydi.
 Yaa sonraa 
- 
					
					
					
					
 Yüreğinden sonsuz bir incelikle dökülen sözcüklerin kalbimizde bir çığlığa donustukce, düşüncelerimizi kendi gibi buzlaştıran beton kulübelerimizi terk etmeye başlayacağız. Zihinlerimizdeki korkunç, karanlık silüetler yerini bir toza bırakacak geride bırakacağımız harabelerde. Ve Sonucu bir varış olmayan hakikatin yolculuğuna çıkacağız. Bir Rüzgar gibi geçeceğiz kendileri gibi düşünceleri kök salmış olanların topraklarından. Insanligi, imkansizligi fısıldayacağız sağır kulaklarına. Iste o zaman kalplerimizdeki çığlığının evrende nasıl yankılandığına hep beraber tanık olacağız... 
- 
					
					
					
					
 ... Soluğumun kınında saklı bir bıçak 
 ve bir taş yüreğimin üzerinde
 üzerinde değil hayır tam
 hem de tam içinde.
 Olmazlardan herkese yuva,
 Her göz yaşını yağmur sanan
 bir aldanış hem yalnız ve
 yalnızca kendisine taş yüreğim.
 Yağmuru beklerken öyle alıştık ki bulutlara
 Göğün mavi olduğunu unuttuk bir zaman sonra.
 Uçmak isteğim bulutlar üstüne çıkmak
 Avcıya açık hedef olmak için değil.
 Kanatlarımla yırtmak göğü ve dökülen maviye
 boyanarak kanat çırpmak arzusudur.
 Çok kışlar geçirdim çok azı bu kadar katıdır
 Haykırışıyla çığı üzerimize düşüren sevda
 Yokuşu öldüresiye dik
 Akışı berrak, dingin ve silik
 O ırmağın kenarında bir el tahtalara yaslı.
 Sanıyor ki insan hayat bitmez bir gerçek
 Ah bu aldanış zamana hapsediyor bizi
 Oysa hayat masmavi bir düş bazen
 apaçık haliyle büyülüyor gözlerimizi
 Bazense koyu bir lacivert en az mavi kere
 aldatıyor kana kana aşk içen yüreğimizi.
 Dengine dönen yüz ve ihanet tanır ihaneti
 baktığı anda gözünün bebeğinden.
 Kendi hikayesinde bulamadığını arar ve
 bulduğu yerde kalır kendiliğinden.
 Gidenin gittiği yerde değil, geldiği yerde ara-
 malı göğsünden bize saçtıklarını.
 Karanlığın oğulları ve kızları aynı ağacın altında
 buluştuğunda görmeli yakılacak nevruzları
 Onlar için yangın olan bizim için umuttur
 ateş karanlığın içinde yakılmışsa eğer.
 Bir tutuşma ile pişilemeyecekse şayet bu ateşte
 bin defa daha yanmaya değer.... 
 /belli ki dağların, denizlerin 
 ve göllerin üzerinden
 sıyrılıp gelmektedir seher,
 belli ki yakındır.
 doğayı ve hayatı sarsacak saat/Ahmet Telli https://www.youtube.com/watch?v=cBev9XrgNfA 
 
- 
					
					
					
					
 ".. 
 Arka ayakları üzerinde doğrulup jujiper - spruce çalılarının yanında beni ilgiyle izleyen bir çift ayı duruyor. Insan ayıyı fark etmeden önce ayı insanı fark ederse ve hemen kaçmadığı zaman, ya dövüş için hazırlanıyordur ya da savaş ilan edilip edilmediğine bakmaksızın tüm kıtada geçerli olan parolayı önemsemiyordur.Üstelik hayvanlar ikiye karşı tek dövüşün özel üstünlüklerini insan ast (!) pardon üstleriyle eşit oranda biliyorlarsa ve görünüşe bakılırsa sıradaki iki hayvan harekete geçmek için acele etmiyor. Varlığımdan dolayı korkuya kapılmış görünmüyorlar. Tam aksine yoluma rahatça devam etmeme izin verip vermeme konusunda kararsız ve tereddüt içinde kalmış gibi şüpheyle bakıyorlar. Davranışları ölçüyü aşıyor, çünkü dik dik bakıyor bakıyor ve bakıyorlar. Sanki kavga için hazır bekliyorlar. Yine de eğer engelleyebilirsem birinin yoluma çıkmasını istemem. Bu yüzden arabuluculuk yoluyla halletmeyi tercih ediyorum. Bu ayıları ben kaybetmedim, benim değiller ve ben de bana ait olmayan bir şeyi istemiyorum. 
 .."
 Thomas Stevens - San Fransisco'dan Tahran'a Bisikletle Dünya Turu (1884)
- 
					
					
					
					
 Sevdiklerinizi incitmeyin.. 
 Çünkü onları birgün; incitmek için bile bulamayabilirsiniz.
- 
					
					
					
					
 "Devletler şairlerin kalbinde doğar, politikacilarin ellerinde büyür ve ölürler." Muhammed İkbal 
- 
					
					
					
					
 Albert Camus: Kendimi yengeç gibi hissediyorum Simone... Simone Beauvoir: Sebebi nedir ? Albert Camus: Yengeçler denizde yaşar ama yüzemez. Ben de nefes alabiliyorum ama dünyaya bir türlü ayak uyduramadım sanırım. 
- 
					
					
					
					
 Bugünde yine ösym tarafından öpüldüm. 
- 
					
					
					
					
 Bu fâni dünyada en büyük lutûflardan biri; 
 *
 İnsanı rûhen rahatlatacak, sırtından yükünü alacak,
 Akıl, fikir, şuûr, ferâset sahibi
 bir dosttur...
 @sınavuzmanyrd @müptela69 @Koko-Kobal
- 
					
					
					
					
 ... 
 Dağ ağaçsız ve yalnızca
 Gökle alıp veriyordu
 Adam küçük bir kaya düzlüğünde
 Toprakta mağra içinde mağra kapısında
 Kaynak başında kuru yamaçta
 Dururdu
 Eğilip alnını
 Yaydıkça yere iki elinin arasına
 Göksü çatırdayarak eğilir
 Parçalanarak doğruldukça
 Dağ cezbelenir
 En yüksek zirvesini kayalı alnını
 Yamaçlar yamaçlara yayılan yüzünü
 Adam eğilip koydukça yüzünü toprağa
 Eğilip koyacak yer arardı
 Dağ cezbelenince
 Doğrulup eğildikçe
 Ovaya bir anda
 Kentler serilir
 ...
 Cahit Zarifoğlu
- 
					
					
					
					
 Bir Ayrılış Hikayesi Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum,
 ama nasıl?
 avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
 parmaklarımı kanatarak
 kırasıya,
 çıldırasıya...
 Erkek kadına dedi ki:
- Seni seviyorum,
 ama nasıl?
 kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
 yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
 yüzde hudutsuz kere yüz...
 Kadın erkeğe dedi ki:
- Baktım
 dudağımla, yüreğimle, kafamla;
 severek, korkarak, eğilerek,
 dudağına, yüreğine, kafana.
 Şimdi ne söylüyorsam
 karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
 Ve artık
 biliyorum:
 Toprağın
 Yüzü güneşli bir ana gibi
 En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...
 Fakat neyleyim 
 saçlarım dolanmış
 ölmekte olanın parmaklarına
 başımı kurtarmam kâbil
 değil!
 Sen
 yürümelisin,
 yeni doğan çocuğun
 gözlerine bakarak...Sen 
 yürümelisin,
 beni bırakarak...Kadın sustu. SARILDILAR Bir kitap düştü yere... 
 Kapandı bir pencere...AYRILDILAR... Nazım Hikmet Ran 
- Seni seviyorum,
- 
					
					
					
					
 İnsan güçlü olmadığı zaman akıllı olmak zorundadır. 
 Emile ZOLA
 
			
		
 
			
		 
			
		 
			
		