Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
"Keşke"lerin "iyi ki"lere dönüşecek birgün..
Hayatta, olmadı diye üzüldüğün ne varsa iyi ki olmamiş diyeceksin..
"An"gelecek neden olmadiğini anlayacaksin,şükredeceksin..
Bilemeyiz "hayır" mi "şer" mi?
İsteriz..
Göremeyiz doğruyu yanlışı,
Bekleriz..
"Olmadı" der üzülürüz,
"Neden ben?" der dövünürüz.
Haddimizi aşmak değil de ne bu?
Sana şah damarindan yakın bir "O" varken,
Teslimiyet değil midir sana yakişan..
Öyleyse kaygın niye?
Gel üzme kendini, ruhunu dinginleştir,
Ferah tut kalbini, ehlileştir..
Bil ki,
Üzüntülerin,gelecek gülüşlerinin habercisi,
Zaman mutlaka öğretir.. -
"İkbaline mağrur, idbarına mahzun olma alemin..
Dünya bir deniz köpüğüdür..." -
-
@1903bjk hocam bu satırlar da mı sizin ?
Sizinse şayet içime işledi. Anlamlı, yaşam izleri taşıyan.
İnsanın "derunundan" çıkmış gibi. -
-
@2525
Evet benim:) çok tesekkur ederim begenmene sevindim:) -
https://www.youtube.com/watch?v=R9X8-b7oHl0
BU ÂLEMİ GÖREN SENSİNBu âlemi gören sensin
Yok gözünde perde senin
Haksıza yol veren sensin
Yok mu suçun burda seninKâinatı sen yarattın
Her şeyi yoktan var ettin
Beni çıplak dışar attın
Cömertliğin nerde seninEvli misin ergen misin
Eşin yoktur bir sen misin
Çarkı sema nur sen misin
Bu balkıyan nur da seninKilisede despot keşiş
İsa Allah'ın oğlu demiş
Meryem Ana neyin imiş
Bu işin var bir de seninKimden korktun da gizlendin
Çok arandın çok izlendin
Göster yüzün çok nazlandın
Yüzün mahrem ferde seninBinbir ismin bir cismin var
Oğlun kızın ne hısmın var
Her bir irenkte resmin var
Nerde baksam orda seninTürlü türlü dillerin var
Ne acaip hallerin var
Ne karanlık yolların var
Sırat köprün nerde seninÂdemi sürdün bakmadın
Cennette de bırakmadın
Şeytanı niçin yakmadın
Cehennemin var da seninVeysel neden aklın ermez
Uzun kısa dilin durmaz
Eller tutmaz gözler görmez
Bu acaip sır da seninAşık Veysel ŞATIROĞLU
-
@1903bjk vawww:) siz yazın-çizin buralara hep, okuruz keyifle
-
@2525
tesekkur ederim arada karaliyorum iste oyle:) -
@1903bjk içi güzel olmayadursun insanın işte, hemen belli eder kendini:)
klişelerden eklenti yapayım o halde, mürekkebin kurumasın -
@2525 o sizin icinizin guzelligi diyip ben de bi kliseyle cevap veriyim o zaman eksik olma.
-
-
...
Bir sigara yakıp saatime baktım. Saat benim miydi? Kaçtı? Yel gibi dakikalar yönsüz, tarifsiz akarken, akrebin her bir saate varışı zehirli iğne darbesi gibi değil miydi? Yirmi dört kez bir damla zehrin çengelden süzülüşü, damarlarda yayılışı, vakti felç edişi; bir günün özeti.
Ahir zaman hızlanıyor rüzgâr. Rüzgâr tene hak dokunuşu. Bazen Rahim bazen Celal idi. İkisi de güzeldi. Görmeyen insan. Gafil mahlûk. Eşref-i mahlûkat. Şerefini, onurunu putlarına satmış evrenin sınavı insan.
Vakti kovalarken ne çok yoruluyoruz. Sanki kuyruk sokumumuz çevresinde dönüp duruyoruz. Bazılarımız, uyumuyoruz. Uyuyamıyoruz. Yapılacak çok şey var biliyoruz.
Direngen ve kavgacıyız. Gaddar ve kırılganız.
Bir küllüğe basılmış izmarit kadar kalabalık, sigara yakıldıktan sonra söndürülen ateş kadar yalnızız.
Soluk soluğayız, nefes alacak bir durak arayıp duruyoruz,
Bugün, biz vakte muhtacız, vaktin bizim olacağı günü bekliyoruz....
-
Günler biriktiriyorum sana,
İçinde umutlarimi sakladiğim..
Kimi zaman gözyaslarina boğulduğum gecelerim,
Kimi zaman kahkahalarla çinlattigim gündüzlerim var.
Her biri "ben"im.
Her biri "sen"sin.
Her günüm güzel degil, gecelerim karanlik ve soğuk kimi zaman.
Olsun, bak! gece aydinliğa kavustu yine.
Bu sabah yine sana sunacagim güneşlerim var.
Yağmurun ardindan cikan gökkusagi var rengarenk,
Baharda çiçek açan tomurcuklar var umuda dair..
Topragin kokusu zaten "sen"..
Sana "an" lar birktirdim..
Bi köpegin basini okşadigim,
Ayşe teyzeye günaydin dedigim,
Bir bebeğin aglama sesini duyduğum "an" lar..
Hepsi senin.
Hepsi benim.
Sana hüzün biriktirdim,
Olmadiğin her dakikanin hüznü..
Şiirler, şarkilar biriktirdim bak!
Dinledikçe yüregimin camina vurur yüzünün her çizgisi..
Her zerresine kendimi gizledim..
En çok da "özlem" biriktirdim..
Özlemek nedir diye sorsalar adını verirdim.. -
“Çeşmek Be-zen Sitare
Ezmen Mekon Kenâre”Nerden çıktın karşıma böyle Sitare
Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde
Kirpiklerin yüreğime batıyor
Telaşlı bir kalabalığın ortasında
Ayaküstü konuşuyoruz
Nedimin nigehban nergisleri gibi
Üstümüzde bütün nazarlar
Çok utanıyorum Sitare
Dün oturup hesap ettim
Sen doğduğun zaman
Ben bir askeri mektepte talebeymişim
Sen bilmezsin Sitare
Burada gündüzler çekip durduğumuz bir mercan tespih
Geceler içinde uyuduğumuz birer siyah buluttu
Her akşam dokuzda yat borusu çalardı
Yat borusu baştan aşağı hüzün çalardı
Bir derin uykuya atardım kendimi
Siyah benli bir kız düşlerime kaçardı
Bende onu alır anamın düşlerine kaçardımBu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorumSeninle konuşurken Sitare
Aklıma yıldızlar dökülüyor
Bir çaresiz Zühre oluyorsun Babil caddelerinde
Ateş gözlü kahinler koşuyorlar arkandan
Binlerce meşalenin ışığı kımıldıyor saçlarında
Gökyüzü salkım salkım
Zigguratlar tıklım tıklım
Dönüp dolaşıp dudaklarına takılıyor aklım
Ah benim bu akıldan sıyrılmış aklım
Kimi gün boşlukta konacak yer bulamayan
Kimi gün inatçı yosunlar gibi kepez diplerine yapışan aklım
Gözlerine baktığım zaman Sitare
Bütün çöllere ay doğuyor
Yoldaş ediyorum kendime İmrül Kays’ı Antere’yi A’şa’yı
En kuytu vahaları dolaşıyorum
Hangi vahaya gitsem çadırlar sökülmüş Sitare
Çadırla su arasında bir cılga var
O cılgada narin ayak izlerin var
Durgun suya düşüp kalmış gözlerin varBu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorumBazan sapsarı bir benizle geliyorsun
Yorgun çizgileri alnında uykusuzluğun
Biliyorum içinde bir sızı var
Bıçak ağzı gibi bir sızı var
Bu sızıdır işte seni verimsiz kılan
Züheyr’in Suad’ı gibi keremsiz kılan
Kuzeyden güneye
Güneyden kuzeye
Heyy! Gidip geliyorum bu çöllerde
Kureyş’in heybetli ve inatçı develeri
Hiç aldırmadan benim esmer sevdama
Geviş getiriyorlar ufka bakarak
Ben kaçıp Yesrib’e sığınıyorum
Yesrib bahane, bir kitaba sığınıyorum
Dağda, ovada, badiyede okuduğum hep elif
Elif diyorum Sitare, sineme elif çekiyorum
“Ah minel aşk-ı ve halatihi..”
Çok eski bir gerçektir bu biliyorumBu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorumSinsi bir yağmur altında beraber yürüyoruz
Ve ikimizde ıslanıyoruz
Ben ne yağmurlar gördüm Sitare
Ben kaç kez iliklerime kadar ıslandım
Bilmiyorum sen kaç yaşındaydın
Ben göğü hep bir kurşun gibi ağır
O şehirde sırılsıklam gezerdim
Bölük bölük insanlar boşanırdı tapınaklardan
Tapınaklar insanları safra gibi atardı
Sonra hepsi bir yere toplanıp bana bakarlardı
Bir gün bu şehrin kirli yağmurları alıp götürdü beni
Gidip bir Uygur çadırında göğü dinledim
Kara bulutlar kükrerken bir Kaşkar sabahında
Oturup Aprunçur Tigin ile seni konuştuk
Bakışlarımı sunuyorum, tereddütsüz alıyorsun
Gizli bir tebessümle çağırıyorum, geliyorsun
Kaşı karam, gözü karam, saçı karam
Umay gibi yumuşak huylum
Nerden çıktın karşıma böyle
Sesin ılık bir bahar güneşi gibi ığıl ığıl akıyor içime
Asya’nın bozkırlarında ordular düşüyor peşime
Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitare
Adam akıllı yorulmuşum
Ellerin böyle olmamalıydı
Ellerine acıyorum
Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum
Durup durup ıssız yerlerde
“güçlü ol ey kalbim, güçlü ol
Daha çok işimiz var” diyorumBu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum.Dilaver Cebeci
-
Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın
Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen
Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin
Gözlerin kac kişinin gözlerinde gezinir
Sen kaç köşeli yıldızsınFabrika dumanlarında resmin
Kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun
Hatırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi
Aşka veda etmiş topraklarda durmuşsunBenim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma
Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
Bir tek köşen bile ayrılmamışken bana
Var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim
Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
Sen kaç köşeli yıldızsın
.
.
.
Sezai KARAKOÇ, Köşe -
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektimimrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
gündeliğin başıboş ayrıntılarında
zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha
fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.
.
.
.
.
Murathan Mungan, Yalnız Bir Opera
. -
bu şiiri sadece sana yazmak kalbimi kırıyor aslında
bir ayçiçeğinin taşınması gibi başka güneşlere
geride kalıp hayatı oyalayan biri olsa
ben yazmasam, sen gitmesen, biz düşmesek
olmasa keşke yerçekimi, en çok itaat ettiğimiz yasa…oysa biz istikbal yakardık hele hava güzelse
dünyayı ihmal eder başka mevzular açardık
en az beş yıl tecrübeli yalnızlıklar üzerine
halk tipi yalnızlıklarımız vardı, şaşkın ve âşık
bir çiçeğe temsil hakkı vermişiz diye…şüphesiz böylesi hepimiz için daha iyiydi
daha kahverengi ve daha derin,
aleyhine gelişen bir hayata itiraz eder gibi
insanın aklına şark illerini getiren masumiyetin.-Furkan Çalışkan
-
Kör bir kuyudaymış gibi hep kendine dönüyor insan...
-
Mutsuzluktan söz etmek istiyorum,
Dikey ve yatay mutsuzluktan..
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun..Turgut Uyar