Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
silahımsın,
başım havalarda gezerim
en yıkık günlerimde bile.atımsın,
ölümü çiğnetmedin düşmana
karanlıkta kurşun yağarken üstüme.karımsın,
dölümü paylaşan tarlamsın benim.
kollarımda uyuttuğum geceler seni
göğsüne sığındığım geceler senin
öfkemi bir tabanca gibi denediğim geceler sende
kulaç atmışcasına Kızılırmak'ta
yorulup düştüğüm geceler senden
ve ilk görüyormuş gibi baktığım gözlerine
kızıltılı sonbaharlar
alabulut yazlar
tren tren yolculuklar...seni ben
ekmek paramız olmadığı günlerde de gördüm, yiğittin.
seni ben
korkunun kara tırnaklı elleri
bileklerime bir hayalet gibi sarıldığı
günlerde de gördüm, yiğittin.
seni ben
zorlayıp o peygamber köşkünün kapılarını,
hücreme temiz çamaşır ve sigara ve selam
yolladığın günlerde de gördüm, yiğittin.
bir çift ateş karanfil
bir dost kitap
ve bir bardak su gibi beklediğin günler de
oldu
hasta yatağımın başucunda, yiğittin.soframızda kuş sütü, balık yumurtası yoksa da
işçi ellerinin tadı
aydın gözlerinin balı var.
ne zaman kekik koksa
gül koksa çamaşırlarım
elma erik ceviz zeytin portakal
anam koksa çamaşırlarım,
ucuz çamaşırlarım
ucuz sabunlarda ellerini anımsarım.ellerin,
canım karım ellerin
yaban güllerine mısralara pırnallara değen
ellerin.
ellerin,
canım karım ellerin
iki taştan bir un eden ellerin
ve göller bölgesinin gül bahçelerinden
gül toplar gibi haziranda,şafakta
çetin kitaplardan bal toplayan ellerin.canına okumuşlar ekmeğimizin,
zincire yatırmışlar delikanlı günlerimizi
kan etmişler ellerimizi düşlerimizi
canım gülüm
kangayri bize ölüm yok
kavgayı,
şiiri
ve seni çok seviyorum.Hasan Hüseyin Korkmazgil -Karıma Altıncı Evlilik Yıldönümü Armağanı
/bir kadına verilebilecek en güzel hediye/
-
Hayat hiç mavi yerinden vurmadı..çünkü ben maviyi beyazı koruyan masumiyet olarak tanırım,karanlığı görünür kılan bir renktir mavi,öyle bilirim..sürükleyendir,bitmeyendir... mavi olarak anlatmalıyım herşeyi...
kaldırın başınızı gökyüzüne,görmek istediğinizi değil gördüğünüzü söyleyin bana! yaşamın ta kendisidir mavi..belkide sadece bu yüzden ölmeye değil..yaşamaya mahkum
edilmiştir..
maviyi soruyordun, gözlerimden yüzüme yayılan maviyi mi
bir renk değildir mavi huydur bende
ve benim yetinmezliğimdir
ve herkesin yetinmezliğidir belki
denecektir ki bir süre
ve denenecektir
bir akşamüstünü düşünmek bir akşamüstünü düşünmekten başka nedir ki
gönül gözü görendedir,derinler mavidir..."Edip Cansever
-
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.Edip CANSEVER
-
Kalıyoruz.
Kuş olup uçmak isterken,
Ağaç olup kök salıyoruz.Can Yücel
-
...
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.Celaleddin Rûmi.
-
BODRUM BOYUNCA
-dilimde tutulan ay'a-
(sen hep uzakta kalacaksın ve ben sevgimle seyredeceğim aygın yüzünü)
Güvercinlik’de okşadım güvercin kanatlarını gecenin
seni düşündüm, düş müsün diye
aklım almadı, aklıma kızdım
yürüdüm Bodrum boyunca
iki dirhem bir çekirdek yokluğum, iz üstünde
aranıyorum, arasana sesimi sende
unutulduğum günlerin kimliğinden sıyrılmalıyım Ege’de“ dilhun olurum yad-ı cemalinle senin ben../..çıkmaz gözümün nuru gözün didelerinden”
bu şarkı iyi geldi Aze, yanımızda misafir etsene..eski zamanlardan geliyor, ona da bira söylesene”Gümbet’de gün doğum yapıyor, saçlarımda güneş kırığı
tuzlu suda yıkanan yüzümden akıyor cennet düşleri
çay istiyorum, peynir, nane ve zeytinyağı
bu sabah gülerek uyanmalı pelin sohbetleri
bekletme, bahar dallarında çiçeklenen renklerimi“ beni de alın ne olur koynunuza hatıralar../..dolanıp kalayım bir an boynunuza hatıralar..”
bu şarkı içli geldi Aze, acısını alsana...çok yıkılmış belli, ellerini tutsana..Yalıkavak’da yalınayak yalnızlığım
ve sen yakamoz güzelliği göz pınarlarımda
ıslatır dudağı ouzo, rembetiko dilde
Yaka köy’de yakama taktığım şarkılar sana gidiyor
hadi delirelim! Vaktimiz varken,
palamarı çözüp mavide yürüyelim“ ayrılık yarı ölmekmiş, o bir alevden gömlekmiş../..o alevin bağrımda yeri, ben böyle sensiz olurum deli../..nerdesin ey sevgili..! ”
bu şarkı bağrımı deldi Aze, diksene...yüreğimde delirdi özlem, onunla dertleşsene..Gümüşlük’de gümüş balıklarını bekliyorum
temizlendi vedaların kılçığı, dile batmıyor artık
rüzgar camlara vuruyor, camlar kanıyor, korkuyorum
burada olmalı ve esir almalıydın sarhoşluğumu
eridi mumlar, sigaram intihar etti, kurtaramadım
gümüş bir dilim var, kulağına takıyorum
sesimi taşı.“içimde kim var bir bilebilsen../..sen seni bulursun kalbime girsen”
bu şarkı çok geldi Aze, yarısını alsana..başım dönüyor, yüzünde tutamıyorum..Bodrum’a yüreğimi sen anlatsana..atladım sevdanın bükünden Göltürkbükü’ne
kaygılarım denize düştü, bulamadım
fransız öpücüğü şarkılar titretiyor dinginliği
sana uzak değilim, alargadayım nicedir
kimseler görmesin diye istiridyenin içinde saklanıyorum
bul ve öp içimdeki inciyi
deniz öyle inatçı ki, bırakmıyor bendeki senli yüzleşmeleri“ gözlerinin içine başka hayal girmesin../..bana ait çizgiler dikkat et silinmesin”
bu şarkı gözlerimi titretti Aze, sarılsana...biraz şefkat iyi gelir, saçlarımı okşasana.. -
Bazen ışık her şey çatladığında ortaya çıkar.
Ve eğer sen izin verirsen sana karanlıktan çıkma yolunu gösterir... -
"Geç gece, erken sabah evlat. Ufuk kızarmadan ver kararını, nerede duracaksın? Şimdi çıkarsan yola, güneşe varacaksın."
-
'Dile kemik, zihne fren, insana insaf şarttır.'
-
Değil mi ki kavuşmalarımız topal
Ayrılıklarımız koşar adım... -
Ne cenneti merak ediyorum
Ne de cehennemi;
Çünkü ben annemi gülerken de gördüm,
ağlarken de …Özdemir Asaf
-
Keşke insan şiirlerde olduğu kadar saf, sade ve temiz kalabilmeyi başarabilseydi.
Oysa insanın kabına sığdıramadığı kötülük ne kadar da hakim tüm evrene.
Yoksa cehennemde bir rüya anı mı? Ölmek yerine yaşam tercihi.
Dünya, Cehennem olmuş olsa çocuklar var olur muydu? Peki ya onların ölümleri...
Bu güzel paylaşımlara ufak bir katkı da benden olsun istedim dostlar, şiirsel olmasa da içimden geldiği gibi olsun bu da
-
LA TAHZEN İNNALLAHE MEANA !!!
Üzülme! der Mevlana ve devam eder;
Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun,tek kanatla uçulmaz zaten.
Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil,kilimin tozunu almaktır.
ALLAH sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır.
Niye kederlenirsin?
Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz.
Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi, yontulmayı göze almalıdır. -
Konuşmak susmanın kokusudur.
Ya sus-git, ya konuş-gel, ortalarda kalma.
Yalan korkaklığın tortusudur.
Dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma.Özdemir Asaf
-
Ustam,
Aklım firarda.
Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde ay kesiği bir yara,
Düşüm kırık dökük,
Umudumun boynu bükük,
Bir öksüzün omuzlarında sükut.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Tut ki; kancık pusulara düşmesin,
Bir hain kurşunu gelip deşmesin.Ustam,
Ne zaman o senin bildiğin zaman,
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden,
Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrimeşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden.Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
Hasret tanır,
Zulüm tanır,
Ölüm tanır,
Yüzüm yüzümden utanır.Yorgunum ustam;
Ne katıksız somun isterim senden,
Ne bir tas su,
Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
Var gücünle asıl sükunetime,
Çığlığım kopsun,
Uzat ellerini güneşe dokun,
Uyandır uykusundan,
Tut yüreğimden ustam tut,
Tut beni, sür güne…-Serkan Uçar
-
Seytanin yapmis olduğu en büyük hile , tüm dunyaya yaşamadigina inandirmaktir.
'Verbal Kind ' -
Ne güzel şey hatırlamak seni :
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...Ne güzel şey hatırlamak seni :
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
Parmakların ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti :
kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
sıcak
koyu bir karanlık...Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair,
hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek :
filânca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya...Ne güzel şey hatırlamak seni.
Sana tahtadan bir şeyler oymalıyım yine :
bir çekmece
bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
Ve hemen
fırlayarak yerimden
penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin sütbeyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...Ne güzel şey hatırlamak seni :
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken... Nazım Hikmet -
Sen bana yeni yılsın her dakika
Her dakika bir yaşıma daha giriyorum. Sezai Karakoç -
Hayatta en zor şey de;
İnsanın kendi kendini teselli etmek zorunda kalmasıdır.W. Shakespeare
-
Küçükken hayvanlarla konuşabilsem ne ilginç olurdu diye düşünürdüm.
Meğer yıllardır iletişim kurabildiğim bir sürü hayvan varmış.Özdemir Asaf