Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
Gülüşümüzde dâhi keder barındırırdık her dem. Hüznün çocuklarıydık biz. Acıyı bilmeyen, yüreği yara bere içinde olmayan; mutluluğun değerini nasıl bilebilirdi? Gece çökünce başlardı muhabbetimiz, kim bilir kaç geceyi güneşe kavuşturduk türkülerimizle... Ateşin yaktığını bilmek değildi meziyet; aslolan ateşe atmaktı yüreği, köz ede ede. Suyaydı hasretimiz, nihayetinde gönül ırmağından süzülen bir damlayaydı aidiyetimiz...
/o şiirler, o türküler, o güzel yürekler her daim yanacak gönül bahçemizde/
-
İnsancıl insanlar barıştan yana
Ancak zalim olan kıyar insana
Barış aşkı yayılmalı cihana
Barış güvercini uçsun dünyada2 Temmuz 1993
Gün tutuşur ; gökyüzü alev rengi.. -
Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.
-
@karakalpaklı Al Kardeşim sana şunu vereyim, ne zaman sigarayı bırakacağım dersen bir daha yakarsın. https://www.youtube.com/watch?v=7dYqQPV-7Po
Seni ne vakit görsem gençlik günlerim geliyor aklıma ulan hey gidi. -
@paretowilfredo Reis sen müthişsin. Bırakalım desek de bunları dinledikçe sigarayı sigarayla yakarız, bilirsin.
-
Bazı şeyleri sana yazdığımı düşünüyorsan yanılıyorsun.Her şeyi sana yazıyorum.
-
...
Biz ki bildikten sonra sevmeyi
Bütün sabahlar
Acı renginde olsa ne çıkar... -
Ben seviyorsam sen bahanesin.
-
"Kalabalık için yaratılmamıştır geceler."
-
Bir gün, güzellik ve çirkinlik bir deniz kıyısında karşılaştılar ve dediler, ‘haydi denize girelim.’ Giysilerini çıkartıp suda yüzdüler. Bir süre sonra, çirkinlik kıyıya dönüp, güzelliğin giysilerine büründü ve yoluna gitti. Güzellik de denizden çıktı, kendi giysilerini bulamadı; ama çıplak olmak utandırıyordu onu, çaresiz çirkinliğin giysilerine büründü ve yoluna devam etti güzellik.
O gün bugündür, erkekler ve kadınlar onları birbirine karıştırır. Ancak içlerinden güzelliğin yüzünü önceden görmüş kimileri vardır ki, giysilerine bakmaksızın tanırlar onu. Ve yine çirkinliğin yüzünü bilen kimileri vardır ki, gözlerinden tanırlar çirkinliği.Khalil Gibran - ‘’ The Prophet ‘’
-
....
-Lakin mum da gölgesindekilere ışık veremezdi.
-Dağların zirvesinde yansa bir ateş eteklerden görülemeyeceği gibi. Işığını görmek için uzak durmalı.
-Yakını göremeyene ne deniyordu? Dilim dönmüyor o kelama.
-Hip...
-Ha işte o. Öyle olmalı.
-Sonra uykusuzluk var bir de.
-Uykusuzluk mu? Uykusuzluk uyuyabilen insanlar içindir akıllım. Uyumamak rutininse, uyuyabilmen haber değeri taşır. Bak bir gece uyu kesin manşet olursun.
-Dalga geçme benimle. Sanki sen farklısın ?!
-Sen uyusan ben de uyurum âzizim. Gerçi bazen tersi oluyor. Sen uyurken ben uyuyamıyorum da seni kaldırıyorum.
-Sen ve öteki yüzünden zaten ne çekiyorsam.
-Bizi mi suçluyorsun? Sen var ettin bizi. İkimizi de.
-Üçümüzü de diyorsun yani.
-Yok seni Yaradan var, bizi sen yarattın.
-O nerde sahi? Dolaşmaya mı çıktı yine, arabayı sormadan alıp gidiyor sürekli.
-E sorsun mu? Senin eşyan onun da eşyası.
-O da doğru ya. Her neyse verdiğim kitabı bitirdin mi?
-Evet. Gözlerin bozuk senin, ilerlemiş iyice, başım ağrıdı.
-Ha benim bozuk da senin değil
-Onu diyorum ben de.
-Ne diyorsun?
-Sen ne diyorsan onu. Sen bensin.
-Bu durumda sen de ben. Ben de Sen'im. Sen kimsin?
-Sen'im dedim ya.
-Öyle demedin, Sen Ben'sin dedin.
-Bence bunu gelince O'na soralım.
-Hadi bi sigara yak....
2 sigara, 2 çakmak sesi, tek bir nefes yankılandı odamda.
-
-
BÜTÜN DÜNYAYI SEVMEYE HAZIRDIM; değerlendiren çıkmadı: Böylelikle de nefret etmeyi öğrendim. Renksiz gençliğimi, kendime ve dünyaya karşı giriştiğim savaşta TÜKETTİM. Alaya alınmaktan korktuğum için, en iyi duygularımı yüreğimin derinlerine GÖMDÜM: Orada silinip gittiler. İçimden geldiğince konuşurdum; İNANDIRAMADIM. Aldatıcılığa vurdum işi.
Toplumda geçer tutumları öğrenince hayat okulunda kurtlaştım. BENİM ONCA ÇABAYLA ELDE ETTİĞİM ÇIKARLARI, BAŞKALARININ TATLI CANLARINI ÜZMEDEN, USTALIĞA GEREKSİNİM DUYMADAN ELDE EDİP MUTLU OLDUKLARINI GÖRDÜM.
Hayatın kasırgası içinden birkaç fikirle çıktım ben, DUYGU ARAMAYIN. Ben çoktandır KALBİMLE DEĞİL de, KAFAMLA yaşıyorum. Tutku ve davranışlarım ilgisizce ama merakla inceliyorum.
İKİ İNSAN VAR BENDE, biri kelimenin tam anlamıyla yaşıyor, öteki ise onu yargılıyor.Mikhail Lermontov - ‘’ A Hero of Our Time ‘’
-
İşe girmek istiyorum.Şimdi hemen derhal...
-
“Yoruldum, patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri. İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun? "
Yeşil yol
-
@Alchemist hocam şu an trt1 de izliyorum. Defalarca izlesem bıkmayacağım nadir filmlerden:)
-
@Alchemist
Karanlıktan korkuyorum patron, lütfen ışığı kapatma..
Şahane bir film. -
Önce üniversiteye başlar, bölümünde neler olunduğunu araştırırsın?
Pardon pardon kaseti biraz daha geriye saralım. Bir kaç yıl öncesine.
Önce liseyi bitirmek, eski adıyla dershane yeni adıyla özel okul kurslarına gidip, bol soru çözmekle geçen bir kaç yıl yaşarsın.
Ne olur ne biter, nere olmalıdır, ne okunmalıdır ve sonunda ne olunacağını bilmeden.
Sonra bir sürü küsüratı olan yanında sıralamaların yazıldığı bir sonuç belgesi elde edersin.
O sonuç belgesine göre tercihini yap!arsın. İyiyse puanların tıp, hukuk, öğretmenlik, mühendislik, pdr, psikoloji falan yazarsın. Olmadı iibf-sbf falan. O da olmazsa Allah ne verdiyse tercihleri yaparsın.
Sonra sanki çok önemli ve gerçek anlamda senin tercihinmiş gibi bölümünü sahiplenirsin, bizim bölümden çıkanlar şu oluyor, bu bizim okul mezunuymuş. Kaymakam, hakim hatta vali ve büyükelçi bile olursun. Ne olacak canım, mezun olduğunda direk girersin Ankara valiliği için sınava, sözlü mülakat şu bu derken valisin hem de Ankara'ya miss:)
Neyse mezun olursun şöyle ya da böyle bir diploma notuyla.
Aman aman bir mutluluk bir mutluluk, kep atmalar, selfiler, balolar, danslar eğlenceler havada uçuşur. Hakkındır vesselam bir şey diyemez kimse demeye de ahhh o zamanlar çarçapuk geçmese.
Sonra kpss belasına bulaşırsın. B kadroyu istemezsin, önce a kadro hem de mümkünse en a'sından. Kaymakamlık, Sayıştay, İdari Hakimlik denemeden gözüne uyku girmez. 40 kişi bak parana yazık bu iş öyle sandığın gibi olmuyor der ama sen yine de ben bir deneyim, çıkmaycak candan ümit kesilmez deyiverirsin.
Neyse biraz zaman geçer a kadronun enlerini hemen elinin tersiyle itmezsin, uzmanlık, müfettişlik ek 3600 falan filan. Gelsin 4 bin, gitsin kötü günler. Kariyer planları, yurtdışı master falan. Planlar, planlar.
Sonra dersin ki, yahu bu kadroda ne cevvaller varmış, 90 altında puanla uzman, müfettiş olmak hayal. Olayım, bir sgk denetmen, il göç uzman, mhuy candır...
Olur mu bilmem ama olmama ihtimali sayı nedeniyle oransal olarak daha fazla, kalırsın mecburen GİB'in GUY kollarına.
Gel zaman git zaman b kadrodan memuriyeti, sözleşmeli personel olmaya bile ikna ederler seni.Sonuç ne olur bunu da konuşalım? Düz memur olan GUY, GUY olan SGK denetmeni veya MHUY, MHUY olan ek 3600 göstergeli MUY, İÇİŞLERİ vs Uzman, VMY falan filan.
VMY veya Uzman olan GTB Teftiş, Sayıştay Denetmeni, İdari Hakim falan.Kalır içinde bir uhte, sanarsın başarılı olsan her şey bitecek. Sormazsın bile en başında bu muydu hayalim. Aklına bile gelmez vali olmayı kolay sandığın o günler. Hatta daha öncesi çok öncesi. Bir öncesi, ondan da öncesi. Elimde olsa şu grupta olan bütün gençleri azat ederim ama elimde kendi zincirlerim varken, bunu yapmamın imkanı yok.
-
@bombiksmori ben de oyle. Filmi izlerken de yazmak istedim
-
Su kenarında semaver
Ben eşim ve dostlar
Kısır ve yaprak dolma
Ertesi gün turne