Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
"...oysa,dünyaya herkes farklı bakar.bu yalın gerçeği öğrenmen,kabullenmen,acılarla geçen bir zamana mal oldu."
"...çünkü geçmişi unutmak bir yerde onu tekrarlamaya mahkum olmak anlamına gelebilir."
-
...
Hadi uyan
Gün ışığı çilemeye başladı başucunda
Denizler bir mavilik edindi günden
Seher yeline uyup kuşlar tüneğine uçtu
Bu türküyü dinlemeyecek misinHadi uyan
Aydınlığa çık da çil gözlerin ışısın
İlkyazlar sıcağı biriksin yüreğine
Yoksul olsan da uyan
Garip olsan da uyan
Madem ki güzelsin, güzeli yaşatmak için
Madem ki iyisin, iyiliği yaşatmak için
Madem ki umutlusun, umudu yaşatmak için
Hadi uyan
Denizi dinle yaşamak desin
Toprağı dinle barışmak desin
Göğü dinle sevişmek desin
Bir plak konmuş gramofona
İşte aşk, işte özlem, işte savaşmak gücü
Uyan diyor uyansana
...
Metin ELOĞLU -
Düştümse, sana bakarken düştüm
-
Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyaya gönül verdin mi
Kimi böyük kim böcek kimi kul
Marak edip heç birini sordun mu
Bunlar neden nedenini sordun mu
İnsan ölür ama uruhu ölmez
Bunca mahlukat var heç biri gülmez
Cehennem azabı zordur çekilmez
Azap çeken hayvanları gördün mü
Insandan doğanlar insan olurlar
Hayvandan doğanlar hayvan olurlar
Hepisi de bu dünyaya gelirler
Ana haktır sen bu sirra erdin mi
Vade tekmil olup ömrün dolmadan
Emanetçi emaneti almadan
Ömrüyün bağının gülü solmadan
Varıp bir canana ikrar verdin mi
Varıp bir cananın kulu oldun mu
Garip bülbül gibi feryat ederiz
Cehalet(cahiller) elinde küskün kederiz
Hep yolcuyuz böyle geldik böyle gideriz
Dünya senin vatanin mi yurdun muNeşet Ertaş
-
Freud'un kızına yazdığı mektup: "Sevgili Anna, en güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre; sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin. Yani bunun güçsüzlükle alakası yok."
-
Hangi şiire başlasam suskunum sana
Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
Güneşte kavrulan bir kum tanesi
Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
Yağmura suskun yaşamaya suskun
Haykırabilsem
Belki bir nehir köpürebilir sesimde
Silinebilir kuraklığın bütün izleri
Upuzun çöller vadileşebilir içimdeHangi güzelliği özlesem suskunum sana
Yürek boşluğunda bir of kadar suskun
Özlüyorum seni masmavi
Koşuyorum sana bembeyaz
Ve kahroluyorum bir anda kapkara
Ah oluyorum
Of oluyorum
Ve susuyorum
Oysa haykırabilsem
Işık yumağı bir pınar olur soluğumHangi türküye uzansam suskunum sana
Ağıt ağıt, özlem özlem suskun
Tut ki vurulmuşum
Aşktan ve kandan bir damla olmuşum
Bir saçlarının rüzgarına
Bir de ağzının kıyılarına konmuşum
Hangi dalga silebilir beni senden
Hangi kasırga koparabilir
Ben saç tellerinde bir ezgi olmuşum
Coşkuların her şahlanışında
Sana deprem deprem susmuşum
Ve sana susmaktan inan ki yorulmuşumYeter olsun gözlerinde ışık fırtınası
Sözlerinde baskı yasası yeter
Hangi kavgayı özlesem suskunum sana
Zafer sabahlarında gece kadar
Bayram sabahlarında yas kadar suskun
Böyle güzelliklere de
Böyle suskunluklara da lanet olsun
Al bu suskunluğumu al artık
Al ki
Bütün gürültüler kahrolsun... -
Bir bardak çay...
Bir tabak çerez...
Sonra ailen...
Eşin, çocuğun...
Sanıyorlar vardır başka mutluluğun... -
-
...Bir akşam üstüdür katil, muhteşem
Alıp götürmüşler dost dediğini
Almış rüzgârlar içini,
Ümide benzer, sevdaya benzer...
Soğuk bir namludur kör ve pusuda
Ense kökünde zulüm,
Ve sermiş cânım sofrasını dört başı mâmur
Burnun dibine hürriyet.
Seviyorum mümkün değil;
Aranızda kurşun, yasak bölge var
Sen genç, sevdan ölünecek kadar güzel
Kanunu yapanlar ihtiyar.Ahmed Arif
...
-
Güle , baykuş konduran biz değiliz .
-
Emeğin kendine yabancilasitirilmadiği, sömürülmediği , iş cinayetleri ve kazalarının yaşanmadığı , cinsiyetçi iş sahalarının yaratilmadiği bi dünyaya varmak umuduyla ..
1 Mayıs Emekçiler Günü Kutlu olsun.. -
sen de o dünyadansın sınıfın bil safa gel
https://www.youtube.com/watch?v=dCDiR8NJyjA -
-
Şu telaşlarım bir bitse diyorum
Belki uzaklara giderim , çoktandır gitmek istediğim yollar var.
Ahmet Arif -
...
Biraz sonra evlerin ışıkları yanacak
Karanlık bir köşede durup dikileceğim
Pencereden bakanlar beni heykel sanacak
''Acaba heykel miyim?!'' diye irkileceğim.Nurullah Genç
...
-
“Eski dostlar nasıl?” diye sorarsın
Dostluk nasıl bir şey? Nerede kaldı?
Kimi ata binip aştı dağlardan
Kimisi ahırda, harada kaldı.Nurettin’in mumu yanmadan söndü
Baki palavrayla köşeyi döndü.
Gaffar çok kurnazdı, Sadık çok bön’dü
Fermanı şaşırdı arada kaldı.Hayrettin haraca bağladı yurdu
Erdal eroinden voleler vurdu
Behçet İstanbul’a karargâh kurdu
İkram Muş’ta, Zülküf Zara’da kaldı.Gazanfer gün boyu gökte uçuyor
Şarabı bıraktı, viski içiyor.
Kamber denizlere yelken açıyor
Zavallı Muharrem karada kaldı.Dostluk vadisinde yeller esmekte
İlhamı zirvede ahkâm kesmekte
Gürkan haram yiyip yalan kusmakta
Bedrettin yazıda, turada kaldı.Nadir “Allah” diyor, demiyor başka
Hepimiz o yolda buluşsak keşke.
Yakup dolar sayıp geliyor aşka
Yekta’nın gözleri birada kaldı.Vahdet Washington’da, Rüştü Roma’da
Celal size ömür... Kemal komada.
Hamit Horasan’da, Said Soma’da
Hurşit Safdiller’in orada kaldı.Edirne’den Van’a, Muğla’dan Kars’a
Bize de göstersin dost bulan varsa.
Herkes bir yol tutmuş topluyor parsa
Hicran yürekteki yarada kaldı...ABDURRAHİM KARAKOÇ
-
Çünkü kıştım.
Nakıştım , bakıştım.
İnkar etmiyorum da bunu ,
Seni sevmek gibi büyük
İşlere kalkıştım .
Ve lütfen inkar etme ;
Sana en çok ben yakıştım . -
...
Unutulan bir şey kaldı mı diye soruyor tiran
Kampana çalarken çöldeyiz o geniş çevrende
Mısır'ı soyun diyordu Musa belleksizdir firavun
Babil ve burası iki istasyon iki uzak nokta
Belki bir imgede düzlem olabilen iki grilik.Düşler ve tarih inilecek son istasyon
Burdayım işte güzel bir yanlıştayım şimdi
Beklemesini bilmiyor acelesi olan ve nedense
Çekip gidiyorlar, kalanlar o kadar azız ki,
O kadar azız ki mutluluk bile bizden çok.Ahmet Telli
...
-
Ezim ezim eziliyor yüreğim
Çok yalvardım kabul olmaz dileyim
Ben ağlarım , doktor ağlar , dert ağlar
Harap oldu yari gördüğüm çağlar. -
...
"Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize?"
Kara bulutların günü ve maviyi örttüğü sınırda, nasıl inandık biz bunun tam tersine? Bulutların çekildiğine, mavinin göğsünde gün ile gülümsediğine?
...
Herkesin tüm kötü yanlarını kitap gibi okurken, bir kez göğün kapandığına değil de güneşin açtığına inanmak, buna aldanmak istemiş herif. Herif tam bu sınırda görmeliydi hakikati. Tam bu buluşma anında atmalıydı kendisini bir duldaya. Neden yapamaz insan yapması gerekeni? Hani insan rasyoneldi, sen ey homo-economicus kulak verdin de yüreğin göğe mi erdi?
...
Kanmak insanı hafifletir. Şüphe ne kadar yük ise güven o denli hafifliktir ruha. Bu yüzden bin kez de söz verse insan kendisine, yine de aldanmak ister. Hoşuna bile gider hatta kendi kendisine oynadığı bu oyun.-Senin kadar iyi bir oyuncu, oyunu kendisine oynarsa,
muhakkak aldanır.-
...
Zihnimi soktuğum bu labirent, çarptığım duvarlar falan boşver onları. Onlar benim beynimin yüz-yirmi-altı kıvrımına dair dertler.
zihnimde mahkumlar,
zihnimde deliler,
parmaklıklara vurur gibi
eşiğinde durur gibi
her biri yarıp kafatasımı
kaçıp gitmek ister gibi
isyan halindeler.
...
Toprağımız kurak, meralarımız imarlanmış, göğümüz yangın yalazı dumanlarla, gaz-lambası isi sinmiş tül gibi kapanmış.
Her yağmuru rahmet diye bize yutturan sığınma arzumuz, hayır hayır bereket uman kanaatkârlığımız hem?..
Bunu gören kara duman
mavi maskesiyle dikilir karşımızda.
Gözünü yarınlarımıza dikmiş
Bedeni geçmişinin dar-ağacında.
Aidiyetin ömür bitiren kararsızı
Güneşin katili, uykuların hırsızı.
...
İnsan çok kez takılır, çok kez düşer elbet. Yürümek, yürüyebilmek; insanın seri şekilde düşmelerinin ayakta kalınabilmiş hali değil midir?
Düşmek esastır,
Ayakta kalmak istisna.
Ama insan bir kez yakalanıp zehirli bir yağmura,
kurtulmaya çalışırken ruhunu saran zehirden,
Bir kez takılıp da ayağı-
-düşmeye görsün uçurumdan aşağı;
varılamayan uzaklık,
bitmeyen karanlık,
sonu gelmez,
dur-durak bilmez,
fikirlerle sarmalanmış, anılara yuvalanmış, düşlerle yağlanıp, umutlarla ballanmış
herkesin duyma eşiği üzerinde
kimsenin işitmediği
bir çığlık.
...
Dedim ki;
sana takıldığımdan beri sonsuzluğa düşüyorum.
Sonsuzlukta,
sonsuzlukla çarpılıyor sana çarpan ömrüm,
bin parçaya bölünüyorum.
sana değmiş her zerrem dağılıyor
ve ben,
sana aç - sana susuz ben
boz rengi şahanlar gibi
dönüyorum kendi başımda yeniden
sana doymak için sonsuz kez
yine sana üşüşüyorum.
...
Dedi ki; ...
...