Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
Çocukken güneş olmak isterdim,
Sonra anladım ki en iyisi çocuk olmak.
Çünkü güneşten sıcaktı kalbim.
Büyüdüm derken, yaşam denen ayazda üşüdüm.
Soğudu, buza döndü kalbim.
Ne “ güneş “ olabildim,
Ne “ çocuk “ kalabildim.Özdemir Asaf
-
...
Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
tek yaprak bile kımıldamıyor nedense
ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük.Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
okuduğum bütün kitaplar paramparça
çıkıp dolaşıyorum akşam üstleri bir başıma
bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
"sırnaşık aydınlar, arabesk hüzünler
bir gazete sayfasında sere serpe bir yosma."Ahmet Telli
...
-
Dizinde dermanın bittiği vakitte ;
Gönlünde yeşeren yarındır sabır ,
Yıkıldığın her an
Yok olmadığına şükret..
Yüreğine güneş koy ,
Yüreğine bulut koy ,
Yüreğine yıldız koy ,
Yüreğine sabır koy ve yola devam et..Şems-i Tebrizi
-
Uzun uzun susuyoruz sözün kıyılarında. Hangi kapıyı aralasak bir uzaklık esiyor .
Şükrü Erbaş -
Ben bu Mayıs aylarını hiç sevmem, hep içime bir sıkıntı çöker. Hep bir terslik olur Mayıs’ta. Nuri Bilge Ceylan
-
Söylemiştim sana gitme gönlünün sahiline
Seni alırsa fırtına dayanamam vurgununa
Kalbim sandal olur uğruna
Rüzgara yelken olur
Gözyaşım benzer yağmura
Savrulurum yoluna
Karşı kıyıdan mektubun
Gelir içinde umudum
Mektupların yetmez oldu
Gözümde yağmur bekliyorum.. -
Aşkınla ne garip hallere düştüm!
Herşeyim tamam bir sendin noksan!
Yağmur yaş demeden yollara düştüm,
İçim ürperiyor ya evde yoksan!
Hepimizin aşina olduğu bu muhteşem satırların şairi Cemal Safiyi anmadan geçemedim... -
“Gösterişin, torpilin, kibrin ve sayamadığım binlerce putun kol gezdiği bu çağda; bir bakışın, bir duruşun, bir hayatın sadeliğine inanıyorum.”
Dostoyevski
-
"Biz sana göğsünü senin için açıp genişletmedik mi? Ve sırtına çok ağır gelen yükünü indirmedik mi? Hem biz şanını yükseltmedik mi senin? Gerçekten her güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Evet gerçekten her güçlükle beraber bir kolaylık vardır. O halde boş vakit buldun mu hemen doğrul ve yorul (yeni bir işe koyul) ve yalnız Rabbine yönel"
İnşirah, 94/1-8 -
@north-remembers zahmette rahmet vardir hocam ins hikmetine variriz.
-
@aroma amin inşallah hocam
-
@north-remembers Tam da pes etmisken hiç beklemediğim bir anda , hic ummadığım bir yerden çiçek açan umutlarım solmasin diye forumdaşlarimdan bu mübarek ayda dua bekliyorum Bu sefer son olsun sonu güzel olsun
-
@keciburcu amin inşallah hocam pes etmek yok Rabbim yar ve yardımcınız olsun
-
Ve ben seni seviğim zaman ,
bu şehre yağmurlar yağdı
Yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar agır
gülüşünü kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalamalu geriye
bütün kırılmıs seylerın nihayetınde
Beni affet
kaybetmek için erken,sevmek için çok geç
Ahmet Hamdi Tanpınar -
https:/ /www.yenisafak.com/yazarlar/ismailkilicarslan/muhafazakr-orta-sinif-nasil-delirdi-2050484
Muazzam bir tespit silsilesi, harika bir özeleştiri... Burada da, anlatılagelinen karakterlere benzeşen insanlae görüyorum. Mutlaka okuyunuz.
-
"Bu memleketi Türkler korurdu, bu memleket için Türkler ölürdü ama memleketin nimetlerinden Türk olmayanlar istifade ederdi."
Mahmut Esat Bozkurt -
Ben seni seviyorum ve sanırım toplum buna hazır
Umurumda bile olmaz nükleer denemeler
Bıraktım Nietzsche'yi Kant'ı kafam hiç karışık değil
Ruhum en güzel yaşında ve sen yeterince büyüksün
Kitaplarda tanıdığım tüm kadınlardan güzelsin
Ben seni severim ve ikimiz de bundan yararlanırız
Şiirler demlerim sana otlar yetiştiririm
Beşiktaş'ın maçı olur mesela
Diğer kanalda da senin sevdiğin dizi
Maç için öbür odaya geçmem
Seninle dizi izlerim
Ben seni severim ve rabbim buna razı olur
Diyalektik dediğin zaten kanıtlanmamış bir varsayım
Kanıtlansa da fark etmez şu dakikadan sonra
Olsa olsa aşkımıza teorik gerekçe olur
Ben seni severim gülüm hadi bana iş çıkar
İşim gücüm sen ol benim ben seninle çok güzelim. -
Bu hayat bana; İnsanların gülemediği için ağladığını,susamadığı için konuştuğunu,ölemediği için yaşadığını öğretti.
Bob Marley -
...
Koşarak bir kaç kişi geldi hemen. Her şey toza bulanmıştı. Her şey ıslaktı. Toz biriken her şeyden damlalar halinde çamur akıyordu. Kaçıp gidenlerin yüzüne benziyordu her şey biraz. Her şeyden biraz çamur biraz da kötülük akıyordu.
-Koşarak gelenler kim gördü diye sordular telaşla. Kim ne biliyor anlatsın!
-"Tanık yazın beni." dedi.
Gördüm çünkü ben. Ben gözlerimle değil hem de, kafamın içinde karanlıkta kalan, güneşin girmediği, salgınların kol gezdiği topraklardan bakan bir çift çukurdan baktım ve gördüm. diye anlattı. Durdu sonra. Kendi kendine söyleniyordu. Kafamın içi garb cephesi, dâr-ül harb kafamın içi. Gördüm ben. Gördüm. dedi.-Anlat öyleyse ne gördün? dedi şaşkın sesiyle gelenlerden biri.
-Ben dedi kim ne idiyse, karşısındakine onu söylediğini duydum. Kulaklarımla değil. Bizzat kafamın içiyle hem de. Çaldılar ve evin sahibini ihbar ettiler. Polisler geldiler ve onu götürdüler. Onu götürdüler, onlar kaçtı. Kaçıp gittiler.
-Kimdi onlar? Nereden gelmişler? diye mırıldandı biri anlamsız bir ses tonuyla.
-Onlar buralı değillerdi. Onlar kuzeyin çirkin yüzlüleri idiler. Gelip buradaki herkese çirkinsiniz siz dediler. Bunu o kadar çok söylediler, o kadar çok söylediler ki buna inandı buradakiler. Kırdılar aynalarını hepsi. Yüzlerini görmemek için sudan bile vazgeçtiler. Bütün kuyuları onlara bıraktılar ve gittiler.
/Söyleniyordu kendi kendine. Biz onlara kapıyı açtık, onlar içeri kötülüğü de getirdiler. Biz onlara kapıyı açtık, onlar içeri kötülüğü de getirdiler./
-Kaç kişiler? diye sordu birisi.
-Çok değiller ama çok iyiler. Çok değiller ama kötülükte çok iyiler. Biz onlara kapıyı açtık, onlar içeri kötülüklerini de getirdiler. Sobamıza buz koydular, hanemize zehirli diken, ocağımıza zakkumlar diktiler. Kötü meyve, kötülüğün meyvesi. Onlar diktiler ve gittiler.
...
Söylenerek ilerledi sokağın sonuna doğru. Belli belirsiz bir ışığın altında belli belirsiz söylenerek yürüyordu. Durmadan aynı şeyleri tekrar ediyordu.
kafamın içi garb cephesi,
dâr-ül harb kafamın içi.
gördüm, duydum ve bildim.
kimliksiz ve hükümsüzdür
kafamın içinde olan biten
her gün biraz ölen
her gün biraz öldüren.
... -
Valla ben hayatımı ikiye böldüm : yapılanma öncesi , yapılanma sonrası . Bakalım hangisi iyi olacak . Kendimin ellerinden tutup bekliyorum .