Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
...
Ömürlerini kendilerine yetiremeyecek kadar boş yaşayanlar, başkalarının hayatlarını sömürerek yaşamak zorundadırlar. Çevrenizde bu asalaklardan ne kadar çok varsa, o kadar çabuk tükenirsiniz. İnsanın ahvalini çevresi belirler ve herkes kendisine layık gördüğü kadarını kendisine yaren eder.
-
Biz burada iyiyiz, biz burada çok iyiyiz.
Biz burada kırk yaşındayız hepimiz
Dördümüz bir kişiyiz de ondan
İçimizden biri uyuyor olsa, falan filan
Onu bekliyoruz bir kişi olmak için
Evet evet, yanılmıyorum ben
Bir iki kişi kaldığımız zaman yanılabilirim.Edip CANSEVER
-
“Eskiden mi güzeldik, yoksa eskiler mi güzeldi...”
-
UZAK KADERLER İÇİN
Birgün, bir yağmurla garip garip
Çoluğu çocuğu terk edeceğim.
Bir sevgiyle doymayacak kalbim, anladım
Alıp başımı gideceğim.
Asır yirminci asırdır, amenna
Bir yanımda sevgilerim, bir yanımda sancım
Neon lambaları büsbütün karartır gecemizi
Uzaklar daha uzaklaşır
Bir define çıkarır gibi kayalardan, Ademden beri
Sımsıcak sevgilere muhtacım.
Bir gün alıp başımı gideceğim
Yıldızlar ışısın, yollar üşüsün, yollar...
Belimi bir ılık şal sarsın, mavi
Hüzünlü bir serencamın ardından, şarkısız
Rüyalarım unutulmuş bir handa pes desin
Görmüş geçirmiş bir çift duygulu dudak karşısında.
Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm
Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde
Diyarı gurbette kanlı bir aşk
Bahtsız bir çocukluk uzak köylerin birinde
En uzak beyazlar,
En yakın ikindilerde, duygulu
Ve bir sahil meyhanesinde bir akşam
İçip içip ağlasam...
Nasıl kısa kesmeli bilmiyorum?
Herkesin derdinden pay isterken.
Uzak kaderlerin suları çağlar simdi
Yıldızlar dökülür sonsuza içimizden.
Birgün, bir parkta otururken, biliyorum
Bir el yağmurla dokunacak omuzuma
Bir çift göz, bir davet, bir kalp
Çoluğu çocuğu terk edeceğim.
Yapraklar dökülecek, çiçekler solacak
Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak
Toprak ve insan kokularıyla,
Uğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için
Başımı alıp gideceğim.Turgut UYAR
-
...
Geç verilmiş kararlar,
Birilerinin infaz emridir.
Vermediğim kararlardan
Kendime bir urgan yaptım.
Ben şimdi,
Gecenin bu vakti
Erbainin ilk deminde
Geçmişten yansıyan bir çift göz
ve baykuş sesli bir söz ile
beni horlayan
ve seni harlayan
bir ateş yaktım.
Yalana bulanmış ne buldumsa
Kilitli bir sandığın dibinde;
O ateşin içine attım....
-
Yine özlemini duyduğum şeylerin kalp sancısını çektiğim saatlere geldim.
Hic şaşmaz,
Yalnızlık her gece uykusuzluğumun yoklamasını alır.-Atagan Gülgar
-
‘’Ben utangaç bir kalbi taşırım geceden. Ben sana aşık olduğumu, ölsem söyleyemem.’’ Özdemir Asaf
-
...
Halâ takdir görmek için mi her adımın? Onaylanmadan ve beğeni görmeden hiçbir şey yapamaz halde misin? Kimsin ve kim için yaşıyorsun bu hayatta?
Kendine hesap verememişken henüz,
Herkesten gelecek olumlu tepkilerden olumsuz sözleri düşerek mi veriyorsun aynadaki yüze puanını?
Her kimin için yapıyorsan yaptıklarını,
Kimlerdense beklentin -el alemse örneğin-
Aç hanenin kapılarını onlara ki uyumlu olsun
Savundukların ile yaşadıkların.
İyi görünmek, iyi olmak demek değildir.
Ambalajları bir karelik ışık ile süslemek özü değiştirmez.
Öze kötülük hakimse, yürek iyilik yetiştirmez.
İyi görünmeye çalışmak sana aldananlara,
İyi olmak kendini sunduklarına zûldür.
O yüzden,
Ya çıkar yüzünden maskeni artık,
Ya da göğsündeki kuşları öldür....
-
Kimse kimseyi sevmiyor ama herkes herkesle samimi ️️
(Alıntı) -
...
"Ünlü bir insan; hakkındaki yanlış anlaşılmaların toplamıdır."
Rainer Maria Rilke
-
Bugün yaşadığım bir hâdise üzerine aklıma şu beyit geldi:
"Alim ile sohbet etmek lal-ü mercan incidir,
Cahil ile sohbet etmek her gün bin can incitir."Mevlana
-
...
Zorlu bir kış geçirdim, seninki gibi neftî
acıktım, bitlendim, bir yerlerim sancıdı
sökmedi ama hoyrat kuralları faşizmin
çünkü kalbim aşktan çatlayıp yarılırdı.
Her sabah çarpışarak çekilirdi karanlık alnacımdan
acılar bile duymadım kof yürekler önünde
beynim her sabah devrimcinin beyniydi
ayaklarım donukladı gelgelelim
sağlığın yerinde mi?...
pusmuş bir şahanız şimdilik, ne kadar şahan olsak
ama budandıkça fışkıran da bizleriz
ölüyoruz, demek ki yaşanılacak!..İsmet Özel
...
-
"Bütün bu yolculuklar geçmişini yeniden yaşamak için mi? " diye sordu bu noktada Han. Şöyle de sorabilirdi aslında:" Bütün bu yolculuklar geleceğini yeniden bulmak için mi? "
Şöyle cevap verdi Marco:"Başka yer, negatif bir aynadir. Yolcu sahip olduğu tenhayı tanır, sahip olmadığı ve olmayacağı kalabalığı keşfederek. "Italo Calvıno - Görünmez Kentler
-
KUZGUN
Ortasında bir gecenin, düşünürken yorgun, bitkin
O acayip kitapları, gün geçtikçe unutulan,
Neredeyse uyuklarken, bir tıkırtı geldi birden,
Çekingen biriydi sanki usulca kapıyı çalan;
"Bir ziyaretçidir" dedim, "oda kapısını çalan,
Başka kim gelir bu zaman? "Ah, hatırlıyorum şimdi, bir Aralık gecesiydi,
Örüyordu döşemeye hayalini kül ve duman,
Işısın istedim şafak çaresini arayarak
Bana kalan o acının kaybolup gitmiş Lenore'dan,
Meleklerin çağırdığı eşsiz, sevgili Lenore'dan,
Adı artık anılmayan.İpekli, kararsız, hazin hışırtısı mor perdenin
Korkulara saldı beni, daha önce duyulmayan;
Yatışsın diye yüreğim ayağa kalkarak dedim:
"Bir ziyaretçidir mutlak usulca kapıyı çalan,
Gecikmiş bir ziyaretçi usulca kapıyı çalan;
Başka kim olur bu zaman? "Kan geldi yüzüme birden daha fazla çekinmeden
"Özür diliyorum" dedim, "kimseniz, Bay ya da Bayan
Dalmış, rüyadaydım sanki, öyle yavaş vurdunuz ki,
Öyle yavaş çaldınız ki kalıverdim anlamadan."
Yalnız karanlığı gördüm uzanıp da anlamadan
Kapıyı açtığım zaman.Gözlerimi karanlığa dikip başladım bakmaya,
Şaşkınlık ve korku yüklü rüyalar geçti aklımdan;
Sessizlik durgundu ama, kıpırtı yoktu havada,
Fısıltıyla bir kelime, "Lenore" geldi uzaklardan,
Sonra yankıdı fısıltım, geri döndü uzaklardan;
Yalnız bu sözdü duyulan.Duydum vuruşu yeniden, daha hızlı eskisinden,
İçimde yanan ruhumla odama döndüğüm zaman.
İrkilip dedim: "Muhakkak pancurda bir şey olacak;
Gidip bakmalı bir kere, nedir hızlı hızlı vuran;
Yatışsın da şu yüreğim anlayayım nedir vuran;
Başkası değil rüzgârdan..."Çırpınarak girdi birden o eski kutsal günlerden
Bugüne kalmış bir Kuzgun pancuru açtığım zaman.
Bana aldırmadı bile, pek ince bir hareketle
Süzüldü kapıya doğru hızla uçarak yanımdan,
Kondu Pallas'ın büstüne hızla geçerek yanımdan,
Kaldı orda oynamadan.Gururlu, sert havasına kara kuşun alışınca
Hiçbir belirti kalmadı o hazin şaşkınlığımdan;
"Gerçi yolunmuş sorgucun" dedim, "ama korkmuyorsun
Gelmekten, kocamış Kuzgun, Gecelerin kıyısından;
Söyle, nasıl çağırırlar seni Ölüm kıyısından? "
Dedi Kuzgun: "Hiçbir zaman."Sözümü anlamasına bu kuşun şaşırdım ama
Hiçbir şey çıkaramadım bana verdiği cevaptan,
İlgisiz bir cevap sanki; şunu kabul etmeli ki
Kapısında böyle bir kuş kolay kolay görmez insan,
Böyle heykelin üstünde kolay kolay görmez insan;
Adı "Hiçbir zaman" olan.Durgun büstte otururken içini dökmüştü birden
O kelimeleri değil, abanoz kanatlı hayvan.
Sözü bu kadarla kaldı, yerinden kıpırdamadı,
Sustu, sonra ben konuştum: "Dostlarım kaçtı yanımdan
Umutlarım gibi yarın sen de kaçarsın yanımdan."
Dedi Kuzgun: "Hiçbir zaman."Birdenbire irkilip de o bozulan sessizlikte
"Anlaşılıyor ki" dedim, "bu sözler aklında kalan;
İnsaf bilmez felâketin kovaladığı sahibin
Sana bunları bırakmış, tekrarlıyorsun durmadan.
Umutlarına yakılmış bir ağıt gibi durmadan:
Hiç -ama hiç- hiçbir zaman."Çekip gitti beni o gün yaslı kılan garip hüzün;
Bir koltuk çektim kapıya, karşımdaydı artık hayvan,
Sonra gömüldüm mindere, sonra daldım hayallere,
Sonra Kuzgun'u düşündüm, geçmiş yüzyıllardan kalan
Ne demek istediğini böyle kulağımda kalan.
Çatlak çatlak: "Hiçbir zaman."Oturup düşündüm öyle, söylemeden, tek söz bile
Ateşli gözleri şimdi göğsümün içini yakan
Durup o Kuzgun'a baktım, mindere gömüldü başım,
Kadife kaplı mindere, üzerine ışık vuran,
Elleri Lenore'un artık mor mindere, ışık vuran,
Değmeyecek hiçbir zaman!Sanki ağırlaştı hava, çınlayan adımlarıyla
Melek geçti, ellerinde görünmeyen bir buhurdan.
"Aptal," dedim, "dön hayata; Tanrın sana acımış da
Meleklerini yollamış kurtul diye o anıdan;
İç bu iksiri de unut, kurtul artık o anıdan."
Dedi Kuzgun: "Hiçbir zaman.""Geldin bir kere nasılsa, cehennemlerden mi yoksa?
Ey kutsal yaratık" dedim, "uğursuz kuş ya da şeytan!
Bu çorak ülkede teksin, yine de çıkıyor sesin,
Korkuların hortladığı evimde, n'olur anlatsan
Acılarımın ilâcı oralarda mı, anlatsan..."
Dedi Kuzgun: "Hiçbir zaman.""Şu yukarda dönen gökle Tanrı'yı seversen söyle;
Ey kutsal yaratık" dedim, "uğursuz kuş ya da şeytan!
Azalt biraz kederimi, söyle ruhum cennette mi
Buluşacak o Lenore'la, adı meleklerce konan,
O sevgili, eşsiz kızla, adı meleklerce konan? "
Dedi Kuzgun: "Hiçbir zaman."Kalkıp haykırdım: "Getirsin ayrılışı bu sözlerin!
Rüzgârlara dön yeniden, ölüm kıyısına uzan!
Hatıra bırakma sakın, bir tüyün bile kalmasın!
Dağıtma yalnızlığımı! Bırak beni, git kapımdan!
Yüreğimden çek gaganı, çıkar artık, git kapımdan! "
Dedi Kuzgun: "Hiçbir zaman."Oda kapımın üstünde, Pallas'ın solgun büstünde
Oturmakta, oturmakta Kuzgun hiç kıpırdamadan;
Hayal kuran bir iblisin gözleriyle derin derin
Bakarken yansıyor koyu gölgesi o tahtalardan,
O gölgede yüzen ruhum kurtulup da tahtalardan
Kalkmayacak - hiçbir zaman!edgar allen poe
-
...
günlerdir başımda bir esrik bulut
ben süt mavilerde umarken günü
aykırı sularda akşam oluyor.Şükrü Erbaş
-
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
ÖLÜYORUM...
( cok degerli bir dostumun bana kattigi siirlerden biri ) -
...
"Benim sürrealist olduğumu sanıyorlar. Halbuki sürrealist değilim ben. Hayallerimi ve kabuslarımı değil, kendi gerçekliğimi çiziyorum."
Frida Kahlo
-
“Bu kentin ne çatılarını ışıldatan ayları sayabilirsin,
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi.”Khaled Hosseini, Bin Muhteşem Güneş
-
...
Dünyanın soğuk ve karanlık yüzü
Dolunayın aydınlığı kimindi?
Ömrümüzün en kurak deminde
Su olmayan bir kuyudayız şimdiArtık yolumuz cehennem düzü
Bir zifiri karanlığın elinde
Seçilmez olmuş yarenin yüzü
Tükenmeyen sevdalığın şemindeKaçırmışız bereketini çağın
Zamana çaldırmışız günleri
Aştık sanarken o yüce dağın
Ardında yitirmişiz düşleri....
Ateşte yiten canlar soğurmuş
Yangınlar tükenir hasret bitermiş
Kainat gebe, güneşi doğurmuş
İlk nefes çığlığı bile yetermiş.
....(Türkü formunda bestelenmiş, besteye uygun olarak yazılmıştır.)
-
Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bilinir ise yanlış da bilinir fakat önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz.
Farabi